ezelinur
Tue 2 March 2010, 07:15 pm GMT +0200
Sünnî talâk, belli zamanda ve belli sayıda olan talâktır. Bid´î talâk ise böyle değildir. Bir koca karısını, sözgelimi hayızlı veya nifaslıyken ya üç talâkla boşarsa, bu bid´î talâk olur. Sünnî ile bid´î talâkın tanımı ve niara ilişkin diğer hükümlerde mezheblerin tafsilâtlı görüşleri vardır.
(13) Hanefîler dediler ki: Bir kimsenin sebepsiz yere başkasına karısını boşattırması sahih olmaz. Kansımn nafakasını temin etmekten âciz olan kimse, karısından ayrılması veya nafakasını temin etmesi için hapisle tâzîr edilir. Yine derler ki: Bir erkek iktidarsız, buruk veya penisi kesik olduğu için karısıyla cinsel temasta bulunamaması hali dışında, karısını boşamaya zorlanamaz.
(14) Hanbelîler, bu meseleye ilişkin iki görüşün bulunduğunu söylerler. Bunlardan birine göre, kötü ahlâklı kadının boşanması mendubtur. Ama tmam Ahmed´ten nakledildiğine göre, kötü ahlâklı kadın, özellikle zinâkâr olduğunda veya namaz ya da orucu terkettiğinde boşanması farz olur.
(15) Şâfiîler dediler ki: Talâk sayısının bid´î talâkla ilgisi yoktur. Bir erkek, karısını üç talâkla boşayabilir ve bu boşamasına da bid´î denilemez. Ama ileride de açıklanacağı gibi bu, hilâf-ı evlâdır.
(16) Hanefîler dediler ki: Talâk, kadına ânz olan ünnî ve bid´î olmak üzere iki kısma ayrılır. Sünnî talâk d sünnî ve bid´î olmak üzere iki kısma ayrılır. Sünnî talâk da "hasen" ve "ahsen" olmak üzere iki kısma ayrılır. Hasen talâk, kocanın karısını, kendisiyle cinsel temasta bulunmadığı bir temizlik (tuhr) dönemi içinde ric´î bir talâkla boşa-masıdır. Bunun için karısıyla, temizlik döneminden önceki hayız döneminde cinsel temasta bulunmamış olmalıdır. İkinci talâkla boşamak isterse, bekler; birinci talâkın iddetini beklemekteyken birinci hayızı görüp temizlendikten sonra onu ric´î olarak ikinci bir talâkla boşar. Üçüncü talâkla boşamak isterse yine bekler. İkinci hayızı görüp temizlendikten sonra onu üçüncü bir talâkla boşar. Sünnete uysun olan hasen talâk, ancak dört şartla gerçekleşir.
1- Koca, karısını hayız ve nifastan temiz olduğu bir sırada boşamahdır. Hayızlı veya nifaslıyken onu boşaması bid´î olup haram ve günahtır.
2- Hayizdan temizlendikten sonra karısıyla cinsel temasta bulunmamış olmalıdır. Temasta bulunduktan sonra boşarsa, bu boşama yine bid´î ve haram olur. Kocasından başka bir erkeğin, onu yatağında uyurken görüp de kendi karısı zannederek cinsel temasta bulunması gibi, şüphe sonucu o kadınla cinsel temasta bulunulması da böyledir. Kadını, kendisiyle temasta bulunulduğu temizlik dönemi içinde boşamak, onun gebe kalmış olması ihtimalinden ötürü helâl olmaz. Ama başka birisi kadınla zina ederse, kocası hiç beklemeksizin onu boşayabilir. İki durum arasındaki fark açıktır. Zîra koca, zinâkâr kadım nikâhı altında tutma imkânına sahip değildir. Ayrıca zinaya, nikâh hükümleri terettüb etmez. Şunu da kaydedelim ki, halvet de bu hüküm açısından cinsel temas gibidir. Koca, bir temizlik dönemi içinde karısıyla halvette bulunursa, o dönemde boşaması helâl olmaz.
3- Karısını ric´î bir talâkla boşamah, birinci hayızdan temizlendiğinde ikinci bir talâkla boşamah, iddet beklemekteyken ikinci hayızdan temizlendiğinde üçüncü talâkla boşamahdır. İlk temizlik döneminde iki veya üç talâkla boşarsa, bu bid´î talâk olur. Ama bâin bir talâkla boşarsa; bazıları bunun bid´î talâk olduğunu, bazılarıysa bid´î olmadığını söylemişlerdir. Ama bıd´î olduğunu söyleyenlerin görüşü daha kuvvetlidir.
4- Temizlik döneminden önceki hayız halinde karısıyla cinsel temasta bu-Junmamış olmalıdır. Hayızlıyken temasta bulunur da temizlendikten sonra karısını boşarsa, boşaması helâl olmaz. Aksine ikinci kez hayız görüp bu havızdan temizlenmesini beklemesi, temizlendikten sonra onunla cinsel temas durmaksızın boşaması gerekir. Hayızlıyken boşar, sonra karısına geri döner uic´at) ve temizlendiğinde onu boşarsa, boşaması bir kavle göre sünnîdir; bir kavle göre sünnî değildir. Bilâkis karısının ikinci kez hayız görmesini, hayızdan temizlenmesini beklemeli, gerek hayız halinde, gerek temizlik halinde cinsel temasta bulunmaksızın karısını temizlik dönemi İçinde boşama-hdır. Ama hayız halindeyken bâin bir talâkla boşar, sonra yeni bir nikâh akdi yaparak karısıyla tekrar evlenir, sonra hayızın ardı sıra gelen temizlik dönemi içinde karısını boşamak isterse, bu ittifakla sahih olur. Doğrusu kadın ikinci kez hayız görüp temizlenmedikçe onu boşaması caiz olmaz. Bu anlattığımız, sünnî ve hasen olan talâktı.
Sünnî ve ahsen olan talâka gelince; bu, sünnî ve hasen olan talâkın aynı olmakla birlikte, fazladan bir Özelliği daha vardır. Şöyle ki: Bir kimse, karısını ric´î bir talâkla boşadıktan sonra onu kendi haline bırakır, iddet içindeyken ikinci bir talâkla boşamaz, iddetinin bitimiyle de kadın ondan bâin şekilde ayrılmış olur. Bu çeşit boşama, gereksiz olduğu için iddet içinde talâkın tekrarlanmasının mekruh olduğunu söyleyen Mâlikîlerle Hanbelîlerin muhalefetine riâyet olunduğu için ahsen talâk olmuştur, tttifakh olan, ihtilaflı olana nisbetle ahsen (daha güzel)dir. Şâfiîlerin bu meselenin aslına muhalefet etmiş olduklarını, şu satırları okuduktan sonra öğrenmiş olacağız. Şâfîî-Ier derler ki: Talâk sayısı, sünnî talâkta nazar-ı itibâra alınmaz. Şu halde koca, karısını iki veya üç talâkla boşayabilir. Ama en iyisi, talâk sayılarını temizlik dönemlerine ve aylara göre paylaştırmasidir. Onların hasen ve ahsen talâk sözlerine karşı, talâkta hüsün (güzellik) bulunmaz diye itirazda bulunulmuştur. Buna cevap olarak da denilmiştir ki: Hasen veya ahsen şeklinde nitelendirilmesi, talâkın aslına nisbetle değildir. Aksine, boşayanın, boşama sebebinin meydana gelmesinden sonra kendini tutup boşamaması ve şeriat koyucunun boşamayı emrettiği zamanın gelmesini beklemesine nisbetledir. Şüphesiz, insanın kendini tutup, yasaklanmış bir işi yapmaktan uzak durması, sevaba vesile olacak güzel (hasen) bir davranıştır.
Hülâsa her ne kadar talâk, aslında mahzurlu ise de, onu vâcib veya men-dub kılacak bir sebebin vukuunda, yapılması ihtilafsız olarak emredilen güzel bir iştir. Şu halde şöyle demek yerinde olur: Şeriat koyucunun emri nedeniyle ve yine onun yapılmasını emrettiği zamanda yapılırsa talâk, iki bakımdan hasen (güzel) olur.
Talâk, şeriat koyucunun emri nedeniyle olmaz da, onun emrettiği bir zamanda vukûbulursa, aslı itibariyle talâkın kendisi hasen (güzel) olarak nitelendirilemez. Ama her ne kadar asıl itibariyle yasaklanmişsa da şeriat koyucunun emrettiği zamanda yapılmış olduğu ve yasak zamanda boşamaya karşı nefse hâkim olunduğu için hasen (güzel) olarak nitelendirilebilir.
Bu anlatılanlar, kocanın karısını gerdeğe girdikten sonra boşamasiyla ilgili hükümlerdi. Ama bir erkek karısını gerdeğe girmeden önce boşamak isterse, temizlik (tuhr) döneminde boşama kaydına bağlı değildir. Hayız zamanında bile karısını boşayabilir. Çünkü bu durumda kadının, iddetin uzaması
enyİe zarara uğraması sözkonusu olmadığı için iddet beklemesi gerek- Ancak talâk sayısı bakımından kayıt altındadır ve sadece bir talâkla bo-^yabr. Yaşı küçük olduğu için hayız görmeyen kadının durumu da böyledir Meselâ dokuz yaşından küçük olan veya dokuz yaşına girdiği halde kanama görmeyen, kuvvetli görüşe göre de ellibeş yaşma girme nedeniyle nadan kesilen veya hamile olan kadının kocası, karısını boşamak hususunda zaman kaydına bağlı değildir. Ama talâk sayısı bakımından kayıt altındadır. Sözgelimi hayızdan kesilmiş bir kadını, sünnete uygun ve güzel bir şekilde boşamak isteyen kocası, onu her ayda bir ric´î talâk olmak üzere üç ayrı talâkla boşayacaktır. Gökte hilâli gördüğü ilk gecede bir ric´î talâkla boşayacak olursa, ikinci ayın hilâlini göreceği ilk geceyi bekler, görünce de ikinci talâkla boşar. Sonra da üçüncü ayın hilâlini göreceği ilk geceyi bekleyerek üçüncü talâkla boşar. Aybaşında değil de, ayın içinde herhangi bir günde bo-şadığı takdirde, ikinci talâkla boşamak için, birinci talâkın üzerinden otuz gün geçmesini bekler ve otuzbirinci günde ikinci talâkla boşar. İkinci bîr otuz gün bekledikten sonra da üçüncü talâkla boşar.
Özetlersek diyebiliriz ki: Koca, ayın ilk gecesinde -ki bu hilâlin görüldüğü gecedir- karısını boşarsa, talâkların dağılımında hilâl esas alınır. Ama aybaşında değil de, ayın başka bir gününde boşarsa, talâkların dağılımında gün sayısı esas alınır. Birinci talâktan sonra otuz gün bekler. Otuz birinci günde ikinci talâkla başlar. Üçüncü talâk için bir otuz gün daha bekler. Hayız görmeyen kadın için sünnete uygun ve hasen (güzel) olan boşama şekli budur. Ahsen (daha güzel) olan şekil ise, aybaşında ric´î bir talâkla boşayıp iddet içinde talâkı tekrar etmemesidir. Çünkü buna ihtiyaç yoktur. Ayın ilk gününde boşarsa, üç ay bitinceye kadar veya hâmileyse doğum yaparak iddetini tamamlayıncaya dek onu terketmelidir.
Hülâsa kadın, kocasıyla ya gerdeğe girmiştir veya girmemiştir. Eğer gerdeğe girmemişse onun sünnî ve hasen talâkı, kocasının onu bir defada boşa-masıdır. Boşarken de hayızlı veya temiz olması nazar-ı itibâra alınmaz.
Eğer gerdeğe girmişse ve hayız gören bir kadınsa, onun sünnî ve hasen talâkında iki şey göz önünde bulundurulur:
a- Zaman
b- Sayı
Zamandan kasıt, boşanacak olan kadının hayızlı veya nifash olmamasıdır. Sayıdan kasıt ise, bu kadını her temizlik döneminde bir talâk olmak üzere, üç ayrı talâkla boşamaktır. Yalnız kocasının, ne bu temizlik döneminde, e de temizlikten önceki hayız döneminde kendisiyle cinsel temasta bulun-mamış olması şarttır.
Kadın hayız gören birisi değilse veya hâmile ise, onu boşamak zamanla l olmayıp sayı ile kayıtlıdır. Kocası onu, üç aylık bir müddet içinde üç ayrı talâkla boşar.
(13) Hanefîler dediler ki: Bir kimsenin sebepsiz yere başkasına karısını boşattırması sahih olmaz. Kansımn nafakasını temin etmekten âciz olan kimse, karısından ayrılması veya nafakasını temin etmesi için hapisle tâzîr edilir. Yine derler ki: Bir erkek iktidarsız, buruk veya penisi kesik olduğu için karısıyla cinsel temasta bulunamaması hali dışında, karısını boşamaya zorlanamaz.
(14) Hanbelîler, bu meseleye ilişkin iki görüşün bulunduğunu söylerler. Bunlardan birine göre, kötü ahlâklı kadının boşanması mendubtur. Ama tmam Ahmed´ten nakledildiğine göre, kötü ahlâklı kadın, özellikle zinâkâr olduğunda veya namaz ya da orucu terkettiğinde boşanması farz olur.
(15) Şâfiîler dediler ki: Talâk sayısının bid´î talâkla ilgisi yoktur. Bir erkek, karısını üç talâkla boşayabilir ve bu boşamasına da bid´î denilemez. Ama ileride de açıklanacağı gibi bu, hilâf-ı evlâdır.
(16) Hanefîler dediler ki: Talâk, kadına ânz olan ünnî ve bid´î olmak üzere iki kısma ayrılır. Sünnî talâk d sünnî ve bid´î olmak üzere iki kısma ayrılır. Sünnî talâk da "hasen" ve "ahsen" olmak üzere iki kısma ayrılır. Hasen talâk, kocanın karısını, kendisiyle cinsel temasta bulunmadığı bir temizlik (tuhr) dönemi içinde ric´î bir talâkla boşa-masıdır. Bunun için karısıyla, temizlik döneminden önceki hayız döneminde cinsel temasta bulunmamış olmalıdır. İkinci talâkla boşamak isterse, bekler; birinci talâkın iddetini beklemekteyken birinci hayızı görüp temizlendikten sonra onu ric´î olarak ikinci bir talâkla boşar. Üçüncü talâkla boşamak isterse yine bekler. İkinci hayızı görüp temizlendikten sonra onu üçüncü bir talâkla boşar. Sünnete uysun olan hasen talâk, ancak dört şartla gerçekleşir.
1- Koca, karısını hayız ve nifastan temiz olduğu bir sırada boşamahdır. Hayızlı veya nifaslıyken onu boşaması bid´î olup haram ve günahtır.
2- Hayizdan temizlendikten sonra karısıyla cinsel temasta bulunmamış olmalıdır. Temasta bulunduktan sonra boşarsa, bu boşama yine bid´î ve haram olur. Kocasından başka bir erkeğin, onu yatağında uyurken görüp de kendi karısı zannederek cinsel temasta bulunması gibi, şüphe sonucu o kadınla cinsel temasta bulunulması da böyledir. Kadını, kendisiyle temasta bulunulduğu temizlik dönemi içinde boşamak, onun gebe kalmış olması ihtimalinden ötürü helâl olmaz. Ama başka birisi kadınla zina ederse, kocası hiç beklemeksizin onu boşayabilir. İki durum arasındaki fark açıktır. Zîra koca, zinâkâr kadım nikâhı altında tutma imkânına sahip değildir. Ayrıca zinaya, nikâh hükümleri terettüb etmez. Şunu da kaydedelim ki, halvet de bu hüküm açısından cinsel temas gibidir. Koca, bir temizlik dönemi içinde karısıyla halvette bulunursa, o dönemde boşaması helâl olmaz.
3- Karısını ric´î bir talâkla boşamah, birinci hayızdan temizlendiğinde ikinci bir talâkla boşamah, iddet beklemekteyken ikinci hayızdan temizlendiğinde üçüncü talâkla boşamahdır. İlk temizlik döneminde iki veya üç talâkla boşarsa, bu bid´î talâk olur. Ama bâin bir talâkla boşarsa; bazıları bunun bid´î talâk olduğunu, bazılarıysa bid´î olmadığını söylemişlerdir. Ama bıd´î olduğunu söyleyenlerin görüşü daha kuvvetlidir.
4- Temizlik döneminden önceki hayız halinde karısıyla cinsel temasta bu-Junmamış olmalıdır. Hayızlıyken temasta bulunur da temizlendikten sonra karısını boşarsa, boşaması helâl olmaz. Aksine ikinci kez hayız görüp bu havızdan temizlenmesini beklemesi, temizlendikten sonra onunla cinsel temas durmaksızın boşaması gerekir. Hayızlıyken boşar, sonra karısına geri döner uic´at) ve temizlendiğinde onu boşarsa, boşaması bir kavle göre sünnîdir; bir kavle göre sünnî değildir. Bilâkis karısının ikinci kez hayız görmesini, hayızdan temizlenmesini beklemeli, gerek hayız halinde, gerek temizlik halinde cinsel temasta bulunmaksızın karısını temizlik dönemi İçinde boşama-hdır. Ama hayız halindeyken bâin bir talâkla boşar, sonra yeni bir nikâh akdi yaparak karısıyla tekrar evlenir, sonra hayızın ardı sıra gelen temizlik dönemi içinde karısını boşamak isterse, bu ittifakla sahih olur. Doğrusu kadın ikinci kez hayız görüp temizlenmedikçe onu boşaması caiz olmaz. Bu anlattığımız, sünnî ve hasen olan talâktı.
Sünnî ve ahsen olan talâka gelince; bu, sünnî ve hasen olan talâkın aynı olmakla birlikte, fazladan bir Özelliği daha vardır. Şöyle ki: Bir kimse, karısını ric´î bir talâkla boşadıktan sonra onu kendi haline bırakır, iddet içindeyken ikinci bir talâkla boşamaz, iddetinin bitimiyle de kadın ondan bâin şekilde ayrılmış olur. Bu çeşit boşama, gereksiz olduğu için iddet içinde talâkın tekrarlanmasının mekruh olduğunu söyleyen Mâlikîlerle Hanbelîlerin muhalefetine riâyet olunduğu için ahsen talâk olmuştur, tttifakh olan, ihtilaflı olana nisbetle ahsen (daha güzel)dir. Şâfiîlerin bu meselenin aslına muhalefet etmiş olduklarını, şu satırları okuduktan sonra öğrenmiş olacağız. Şâfîî-Ier derler ki: Talâk sayısı, sünnî talâkta nazar-ı itibâra alınmaz. Şu halde koca, karısını iki veya üç talâkla boşayabilir. Ama en iyisi, talâk sayılarını temizlik dönemlerine ve aylara göre paylaştırmasidir. Onların hasen ve ahsen talâk sözlerine karşı, talâkta hüsün (güzellik) bulunmaz diye itirazda bulunulmuştur. Buna cevap olarak da denilmiştir ki: Hasen veya ahsen şeklinde nitelendirilmesi, talâkın aslına nisbetle değildir. Aksine, boşayanın, boşama sebebinin meydana gelmesinden sonra kendini tutup boşamaması ve şeriat koyucunun boşamayı emrettiği zamanın gelmesini beklemesine nisbetledir. Şüphesiz, insanın kendini tutup, yasaklanmış bir işi yapmaktan uzak durması, sevaba vesile olacak güzel (hasen) bir davranıştır.
Hülâsa her ne kadar talâk, aslında mahzurlu ise de, onu vâcib veya men-dub kılacak bir sebebin vukuunda, yapılması ihtilafsız olarak emredilen güzel bir iştir. Şu halde şöyle demek yerinde olur: Şeriat koyucunun emri nedeniyle ve yine onun yapılmasını emrettiği zamanda yapılırsa talâk, iki bakımdan hasen (güzel) olur.
Talâk, şeriat koyucunun emri nedeniyle olmaz da, onun emrettiği bir zamanda vukûbulursa, aslı itibariyle talâkın kendisi hasen (güzel) olarak nitelendirilemez. Ama her ne kadar asıl itibariyle yasaklanmişsa da şeriat koyucunun emrettiği zamanda yapılmış olduğu ve yasak zamanda boşamaya karşı nefse hâkim olunduğu için hasen (güzel) olarak nitelendirilebilir.
Bu anlatılanlar, kocanın karısını gerdeğe girdikten sonra boşamasiyla ilgili hükümlerdi. Ama bir erkek karısını gerdeğe girmeden önce boşamak isterse, temizlik (tuhr) döneminde boşama kaydına bağlı değildir. Hayız zamanında bile karısını boşayabilir. Çünkü bu durumda kadının, iddetin uzaması
enyİe zarara uğraması sözkonusu olmadığı için iddet beklemesi gerek- Ancak talâk sayısı bakımından kayıt altındadır ve sadece bir talâkla bo-^yabr. Yaşı küçük olduğu için hayız görmeyen kadının durumu da böyledir Meselâ dokuz yaşından küçük olan veya dokuz yaşına girdiği halde kanama görmeyen, kuvvetli görüşe göre de ellibeş yaşma girme nedeniyle nadan kesilen veya hamile olan kadının kocası, karısını boşamak hususunda zaman kaydına bağlı değildir. Ama talâk sayısı bakımından kayıt altındadır. Sözgelimi hayızdan kesilmiş bir kadını, sünnete uygun ve güzel bir şekilde boşamak isteyen kocası, onu her ayda bir ric´î talâk olmak üzere üç ayrı talâkla boşayacaktır. Gökte hilâli gördüğü ilk gecede bir ric´î talâkla boşayacak olursa, ikinci ayın hilâlini göreceği ilk geceyi bekler, görünce de ikinci talâkla boşar. Sonra da üçüncü ayın hilâlini göreceği ilk geceyi bekleyerek üçüncü talâkla boşar. Aybaşında değil de, ayın içinde herhangi bir günde bo-şadığı takdirde, ikinci talâkla boşamak için, birinci talâkın üzerinden otuz gün geçmesini bekler ve otuzbirinci günde ikinci talâkla boşar. İkinci bîr otuz gün bekledikten sonra da üçüncü talâkla boşar.
Özetlersek diyebiliriz ki: Koca, ayın ilk gecesinde -ki bu hilâlin görüldüğü gecedir- karısını boşarsa, talâkların dağılımında hilâl esas alınır. Ama aybaşında değil de, ayın başka bir gününde boşarsa, talâkların dağılımında gün sayısı esas alınır. Birinci talâktan sonra otuz gün bekler. Otuz birinci günde ikinci talâkla başlar. Üçüncü talâk için bir otuz gün daha bekler. Hayız görmeyen kadın için sünnete uygun ve hasen (güzel) olan boşama şekli budur. Ahsen (daha güzel) olan şekil ise, aybaşında ric´î bir talâkla boşayıp iddet içinde talâkı tekrar etmemesidir. Çünkü buna ihtiyaç yoktur. Ayın ilk gününde boşarsa, üç ay bitinceye kadar veya hâmileyse doğum yaparak iddetini tamamlayıncaya dek onu terketmelidir.
Hülâsa kadın, kocasıyla ya gerdeğe girmiştir veya girmemiştir. Eğer gerdeğe girmemişse onun sünnî ve hasen talâkı, kocasının onu bir defada boşa-masıdır. Boşarken de hayızlı veya temiz olması nazar-ı itibâra alınmaz.
Eğer gerdeğe girmişse ve hayız gören bir kadınsa, onun sünnî ve hasen talâkında iki şey göz önünde bulundurulur:
a- Zaman
b- Sayı
Zamandan kasıt, boşanacak olan kadının hayızlı veya nifash olmamasıdır. Sayıdan kasıt ise, bu kadını her temizlik döneminde bir talâk olmak üzere, üç ayrı talâkla boşamaktır. Yalnız kocasının, ne bu temizlik döneminde, e de temizlikten önceki hayız döneminde kendisiyle cinsel temasta bulun-mamış olması şarttır.
Kadın hayız gören birisi değilse veya hâmile ise, onu boşamak zamanla l olmayıp sayı ile kayıtlıdır. Kocası onu, üç aylık bir müddet içinde üç ayrı talâkla boşar.