sumeyye
Tue 29 March 2011, 04:55 pm GMT +0200
Suların Çeşitleri: Suların Nevileri Şunlardır:
1-Deniz suyu: Bu su herkesindir. Bütün insanlar denizden su almak, hayvanlarını ve arazilerini sulamak, kanallar açıp başka yerlere su aktarmak şeklinde ondan faydalanma hakkına sahiptirler:
İnsanlar havadan ve güneşden istifade etmekten menedilmedikleri gibi, deniz suyundan faydalanmaktan da menedilemezler.
2- Seyhun, Ceyhun, Nil, Fırat ve Dicle gibi büyük nehirlerin ve vadilerin sulan: Herkes bunlardan içmek, hayvanlarını ve arazilerini sulamak ve değirmen kurmak hususunda ortak haklara sahiptirler: Ammeye zarar vermeyecekse, bu suların üzerine dolap da kurulabilir. Meselâ o yakınlardaki ölü arazileri ihya etmek isteyen kimse o arazileri sulamak için bu suyu kimsenin mülkü olmayan yerlerden kanallar açarak o ölü araziye ulaştırabilir. Çünkü bu aslında herkese mubahtır. Suyun taşkın ve gür akması, başkasının o suya güç yetirip istilâ etmesine mâni olur. Ama ammeye zarar veriyorsa, bu sulardan mezkûr şekillerde yararlanmaya kimsenin hakkı olamaz. Çünkü ammeyi zarara karşı korumak vâcibdir. Nehrin kıyısındaki sed kırılıp açılır ve su da o tarafa meyledip arazileri ve köyleri altta bırakırsa, keza dolap ve değirmen için kıyıyı yarma neticesinde su baskım olursa, ammeye zarar verilmiş olur.
3- Bir köye âit çay suyu: köyden olmayanların bu çaydan su içmek ve hayvanlarını sulamak hakları vardır. Bu hususda köylülerle ortaktırlar: Abdest için oradan su alabilir, çamaşırlarını orada yıkayabilir, hamurlarını o suyla yoğurup yemeklerini onunla yapabilirler. Ama başka şeylerde o suyu kullanamazlar. O köyden olmayan herkes de gelip bu hususlarda o çayın suyundan yararlanabilirler.
Rivayet edildiğine göre; Horasan'dan Ebû Hanîfe'ye bazı mes'eleler sorulmuş, o da bu mes'eleleri, görüşünü yazsın diye İmam Züfer'e iletmiştir. Bu mes'elelerden biri şuydu;
-Bir adamın tarlalarında akmakda olan bir suyu var. Ancak bir başkası gelip bu sudan develerini ve diğer bineklerini sulayarak, suyun tamamını tüketiyor. Buna hakkı var mıdır? İmam Züfer yazdığı cevapda;
-Buna hakkı yoktur, diyordu. Cevabî yazısını Ebû Hanîfe'ye arzettiğinde Ebû Hanîfe bu cevabı yanlış bulmuş ve şöyle demişti;
-Deve sahibinin buna hakkı vardır. Zira bir hadîs-i şerifinde Hz. Peygamber (sas) şöyle buyurmuştur: "İnsanlar üç şeyde ortaktırlar: Otta, suda ve ateşte." [2] Bu hadîs-i şerîf içme ve sulama hakkını
kapsamaktadır. Ancak sulama hakkı -sahiplerini zarardan korumak için-hususî nehre has kılınmıştır. Ama zaruret sebebiyle bu nehirlerde şuf a hakkı baki kalmıştır. Bu ya şiddetli ihtiyaçdan dolayı olur, ya da her mekânda suya sahip olmaya imkân bulunamadığından dolayıdır. Kuyu ve havuz da hususî nehir hükmündedir.
4- Küp ve ona benzer kaplarda biriktirilen sular: Sahibinin izni olmadan bu suyu başkası kullanamaz. Sahibinin bu suyu satma hakkı vardır: Çünkü kendi muhafazası altına almakla o suya mâlik olmuş olur ve o su avladığı bir hayvan ve kesip sahip olduğu bir ot gibi olur. Ancak başkası o suyu ondan çalınca-hadîs-i şerîf sebebiyle şüpheli hale geldiğinden- eli kesilmez. [3]
[2] Bu hadîsi Ebû Dâvud ve Ahmed rivayet etmiştir
[3] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 2/467-468.