- Şüca b. Vehb in Hâris b. Ebi Şimr el Gassanî ye Gönderilişi

Adsense kodları


Şüca b. Vehb in Hâris b. Ebi Şimr el Gassanî ye Gönderilişi

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Mon 1 March 2010, 09:46 pm GMT +0200
Şüca´ b. Vehb´in Hâris b. Ebi Şimr el-Gassanî´ye Gönderilişi

Gönderiliş Tarihi ve Sebebi

Hicretin 7. yılında,[266] Muharrem ayında,[267] İslâmiyete davet etmek üzere hükümdarlara gönder ilen altı elçiden birisi de Şüca´ b. Ebi Vehb olup, Peygamberimiz Aleyhisselam onu Şam sınırı hüküm darı Haris b. Ebi Şimr el-Gassanî´ye göndermişti.[268]

Haris b. Ebi Şimr, Hıristiyan Arapların hükümdarı idi.[269]

Peygamberimiz Aleyhisselam, Haris b. Ebi Şimr´e gönderdiği "Muhammed Resûlullah" mührü ile mühürlü mektubunda şöyle buyurdu:

"B ismi İlâhirrahm âhirrahîm

Allah´ın Resûlü Muhammed´den Haris b. Ebi Şimr´e!

Doğru yola uyan, tâbi olanlara, Allah´a iman eden ve Resûlünü doğrulayanlara selam olsun!

Ben seni eşi, ortağı olmayan Bir Allah´a imana davet ediyorum!

Davetimi kabul edersen, hüküm ve saltanatın yine sende kalacaktır."[270]

Şüca´ b. Ebi Vehb, mühürlenip kendisine verilen bu mektupla yola çıktı.[271] Şüca´ b. Ebi Vehb der ki:

"Haris b. Ebi Şimr´e gittim.

Kendisi, o sırada Dımaşk´ın Gota bölgesinde* bulunuyor, Kayser Herakliyus´a yapılacak kondurma, ağırlama ve armağan hazırlıklarıyla uğraşıyordu.

Kayser Herakliyus, Hıms´tan İlyaya (Kudüs´e) gelmişti.[272]

Hâris´in kapısında iki veya üç gün kadar oturup onu bekledim.

Hâris´in kapıcısına:

´Ben Resûlullah Aleyhisselamın Hâris´e gönderdiği elçisiyim!1 dedim.

Kapıcı:

´Sen onunla buluşamazsın! O ancakfilan gün, filan saatte çıkar!1 dedi.

Kapıcı Rum´du ve kendisinin adı da Mira idi.

Mira, Resûlullah Aleyhisselamı benden sondu.

Ben de, Resûlullah Aleyhisselamın sıfatlarını ve Haris b. Ebi Şimr´i nelere davet ettiğini anlatınca, içi kabardı, en sonunda kendisini tutam ayarak ağlamaya başladı.

Ağlarken de;

´Ben İncil´i okudum. Bu peygamberin sıfatlarını[273] ve onun insanları nelere davet edeceğini[274] İncil´de aynen yazılı buldum![275]

Fakat, ben onun Şam´dan çıkacağını sanıyordum. Kurazîlerin yurdundan (Medine´den) çıktığını gördüm![276]

Ben ona iman ve kendisinin peygamberliğini tasdik ediyorum. Fakat, Haris beni öldürür diye, imanımı açıklamaktan korkuyorum!´ diyor, ondan hayır gelmeyeceğini üzülerek haber veriyor, bana ikramda bulunuyor, beni en güzel şekilde ağırlıyordu.

En sonra, Haris bir gün çıkıp tahtına oturdu, başına tacını koydu.

Kendisinin yanına girmeme izin verildi. Girip Resûlullah Aleyhisselamın mektubunu ona sundum.

Haris, mektubu okuduktan sonra, yere attı ve:

´Saltanatımı benden kim sökebilecekmiş göreyim?!

O Yemen´de de olsa, halkla üzerime gelmeden, ben ona gideceğim!´ dedi.

Gece gelip kavuşuncaya kadar, oturduğu yerden ayrılmadı. Sonra, kalkıp atların nallanmasını emretti.

Bana da:

´Sahibine, gördüğünü haber ver!´ dedi.

Kayser´e bir mektup yazıp elçiliğimin haberini bildirdi ve Resûlullah Aleyhisselamın üzerine yürüm eye hazırlandı.[277]

O sırada, Kayser Herakliyus Kudüste, Dıhyetü´l-Kelbî de Kayser´in yanında bulunuyordu.[278]

Kayser Herakliyus, Hâris´in mektubuna yazdığı karşılıkta:

´Sakın, onun üzerine varayım deme! İlya´da benimle buluş!´ dedi.

Kayser´den mektubunun cevabı gelince, Haris beni huzuruna çağırdı ve bana:

´Sahibinin yanına ne zaman gitmek istiyorsun?1 diye sordu.

´Yarın!´ dedim.

Bana yüz miskal altın bahşiş verilmesini emretti.

Hâris´in kapıcısı Mira da, bana yol için azık ve elbise yetiştirip:

´Resûlullah Aleyhisselama benden selam söyle![279] Dinine tâbi ve Müslüman olduğumu haber ver!´ dedi.[280]

Medine´ye dönüp Haris b. Ebi Şimr´in dediklerini ve davranışını Peygamber Aleyhisselama haber verdim.

Peygamber Aleyhisselam:

´Onun saltanatı yok olsun!´ buyurdu.

Mira´nın selam söylediğini ve dediklerini de haber verdim.

Resûlullah Aleyhisselam:

´Doğrudur!´ buyurdu."[281]

Haris b. Ebi Şimr, Mekke´nin fethi (Hicretin 8.) yılında öldü.[282]

Onun ölümü ile Gassanî saltanatı Cebele b. Eyhem´e geçti ve onda da sona erdi.[283]




[267] İbn Sa´d, Tabakât, c. 1, s. 258.

[268] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 254, İbn Sa´d, Tabakât, c. 1, s. 261, c. 3, s. 94 Ebu´l-Ferec İbn Cevzf, el-Vefâ, c. 2, s.737, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 270.

[269] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 254, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 268.

[270] İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 270, İbn Kayyı m, Zâdu´l-mead, c. 3, s. 72, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 268, Kastalânf, Mevâhibü´l-
ledünniye, c. 1 , s. 296, Diyarbekrî, Târîhu´l-ham fs, c. 2, s. 38, 39, Halebî, İnsânu´l-uyûn, c. 3, s. 304, Zürkânf, Mevâhibü´l-ledünniye Şerhi, c. 3, s. 356.

[271] Diyarbekrî, Târîhu´l-hamîs, c. 2, s. 39.

[272] İbn Sa´d, Tabakât, c. 1, s. 261 , Ebu´l-Ferec, c. 2, s. 737, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 270, Diyarbekrî, c. 2, s. 39.

[273] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 1 , s. 261, Ebu´l-Ferec, el-Vefâ, c. 2, s. 737, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 270, Diyarbekrî, Târîhu´l-hamîs, c. 2, s. 39, Halebî, İnsânu´l-uyûn, c. 3, s. 305, Zürkânf, Mevâhibü´l-ledünniye Şerhi, c. 3, s. 357.

[274] Diyarbekrî, Târîhu´l-hamîs, c. 2, s. 39, Zürkânf, Mevâhib Şerhi, c. 3, s. 357.

[275] İbn Sa´d, Tabakât, c. 1, s. 261, Ebu´l-Ferec, c. 2, s. 737, İbn Seyyid, c. 2, s. 270, Diyarbekrî, c. 2, s. 39, Halebî, c. 3, s. 405, Zürkânf, c. 3, s. 357.

[276] Diyarbekrî, c. b.2, s. 39, Halebî, c. 3, s. 305 Zürkânf, c. 3, s. 357.

[277] İbn Sa´d.c.1, s. 261, Ebu´l-Ferec, c. 2, s. 737, 738, İbn Seyyid, c. 2, s. 270, 271 .Diyarbekrî, c. 2, s. 39, Halebî, c. 3, s.
305, Zürkânf, c. 3, s. 357.

[278] Diyarbekrî, c. 2, s. 39, Halebî, c. 3, s. 305, Zürkânf, c. 3, s. 357.

[279] İbn Sa´d.c.1, s. 261, Ebu´l-Ferec, c. 2, s. 737, 738, İbn Seyyid, c. 2, s. 270, 271 .Diyarbekrî, c. 2, s. 39, Halebî, c. 3, s.
305, Zürkânf, c. 3, s. 357.

[280] İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 271, Diyarbekrî, c. 2, s. 39, Halebî, c. 3, s. 305, Zürkânf, c. 3, s. 357.

[281] İbn Sa´d, Tabakât, c. 1, s. 261, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 271, Diyarbekrî, c. 2, s. 39, Halebî, İnşân, c. 3, s. 305, Zürkânf, Mevâhib Şerhi, c. 3, s. 357.

[282] İbn Sa´d, Tabakât, c. 1, s. 261 , Ebu´l-Ferec, c. 2, s. 738, Diyarbekrî, c. 2, s. 39.

[283] Halebî, İnsânu´l-uyûn, c. 3, s. 305.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 5/425-428.