selsebil
Mon 29 June 2009, 01:01 am GMT +0200
SÖZÜ DINLENILEBILIR OLMAK IÇIN (1)
Insani diger varliklardan ayiran, onun nâtik (konusucu) olmasidir. Allah’in yeryüzünün halîfesi olarak halk ettigi insanin konusma ve ifâdesinin en güzel tarzda olmasi lâzimdir.
Allâh-ü Teâlâ (c.c.) âyet-i kerîmelerinde söyle buyurmuslardir (meâlen): “Habîbim! Kullarima söyle, sözün en güzelini söylesinler.” (Sûre-i Isra 53)
“Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel nasihatle davet et. Onlarla en güzel surette mücâdele yap.” (Sûre-i Nahl 125)
Bu âyet-i kerîmelerden anlasildigi üzere kisinin merâmini ve maksâdini anlasilir bir lisanla ve güzel bir üslûpla ifâde etmesi isâret edilmistir. Peygamber Efendimiz bir hadîs-i serîflerinde söyle buyurmaktadir: “Muhakkak beyan (güzel ifâde) da sihir gibi (azîm) tesîr vardir." (Feyzü’l-Kadir 2-524/2456)
Muhatabina merâmini güzel bir surette anlatmak isteyenlerin riâyet edecegi hususlari söyle siralayabiliriz:
1) Sözünün te’sîrli olmasini isteyen kisi, Cenâb-i Hakk’in Mûsâ (a.s.) ’dan hikâyeten nakletmis oldugu su duâyi okumalidir: “Mûsâ (a.s.) dedi ki; Ey Rabbim! Benim gögsüme genislik ver. Isimi kolaylastir. Dilimden dügümü çöz ki sözümü iyi anlasinlar.” (Sûre-i Taha, Âyet 25-28)
2) Herkesin anlayacagi dilde ve insanlarin seviyelerine göre hitab etmek. Bu husûsla alâkali bazi hadîs-i serîfleri: zikredelim (meâlen) “Biz enbiyâ zümresi, nâsin akillarina göre anlayacaklari sekilde konusmakla emrolunduk.”
“Rasûlullah Efendimizin (s.a.v.) konusmasi açik seçikti. Konusmasini isiten her kimse (maksadi) anlardi.” (Muhtârü’l-Ehâdisi’n-Nebeviyye, Had: 902)
“Meclisimde en çok öfkelendigim kisiler kibirli bir edâ ile anlasilmasi güç olan sözleri geveleyip, konusanlardir."
3) Tane tane ve agir agir konusmak.
Bu sekilde degil de hizli hizli kelimeleri birbirine bitistirmek suretiyle olan konusmadan hiç kimse bir sey anlayamaz, ayni zamanda hem kendisini hem de dinleyenleri yorar.
Hz. Âise (r.a.) Vâlidemiz bu husûsta Rasûlüllah Efendimizden söyle rivâyet etmistir: “Rasûlüllah (s.a.v.) konustugu zaman, O’nun sözlerini (kelimelerini) saymak isteyen sayabilirdi (öylesine acelesiz, tane tane konusurdu).”
“Rasûlullah sizin yaptiginiz gibi kelimeleri birbirine eklemezdi (ayira ayira söylerdi).” (Devami yarin)
Insani diger varliklardan ayiran, onun nâtik (konusucu) olmasidir. Allah’in yeryüzünün halîfesi olarak halk ettigi insanin konusma ve ifâdesinin en güzel tarzda olmasi lâzimdir.
Allâh-ü Teâlâ (c.c.) âyet-i kerîmelerinde söyle buyurmuslardir (meâlen): “Habîbim! Kullarima söyle, sözün en güzelini söylesinler.” (Sûre-i Isra 53)
“Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel nasihatle davet et. Onlarla en güzel surette mücâdele yap.” (Sûre-i Nahl 125)
Bu âyet-i kerîmelerden anlasildigi üzere kisinin merâmini ve maksâdini anlasilir bir lisanla ve güzel bir üslûpla ifâde etmesi isâret edilmistir. Peygamber Efendimiz bir hadîs-i serîflerinde söyle buyurmaktadir: “Muhakkak beyan (güzel ifâde) da sihir gibi (azîm) tesîr vardir." (Feyzü’l-Kadir 2-524/2456)
Muhatabina merâmini güzel bir surette anlatmak isteyenlerin riâyet edecegi hususlari söyle siralayabiliriz:
1) Sözünün te’sîrli olmasini isteyen kisi, Cenâb-i Hakk’in Mûsâ (a.s.) ’dan hikâyeten nakletmis oldugu su duâyi okumalidir: “Mûsâ (a.s.) dedi ki; Ey Rabbim! Benim gögsüme genislik ver. Isimi kolaylastir. Dilimden dügümü çöz ki sözümü iyi anlasinlar.” (Sûre-i Taha, Âyet 25-28)
2) Herkesin anlayacagi dilde ve insanlarin seviyelerine göre hitab etmek. Bu husûsla alâkali bazi hadîs-i serîfleri: zikredelim (meâlen) “Biz enbiyâ zümresi, nâsin akillarina göre anlayacaklari sekilde konusmakla emrolunduk.”
“Rasûlullah Efendimizin (s.a.v.) konusmasi açik seçikti. Konusmasini isiten her kimse (maksadi) anlardi.” (Muhtârü’l-Ehâdisi’n-Nebeviyye, Had: 902)
“Meclisimde en çok öfkelendigim kisiler kibirli bir edâ ile anlasilmasi güç olan sözleri geveleyip, konusanlardir."
3) Tane tane ve agir agir konusmak.
Bu sekilde degil de hizli hizli kelimeleri birbirine bitistirmek suretiyle olan konusmadan hiç kimse bir sey anlayamaz, ayni zamanda hem kendisini hem de dinleyenleri yorar.
Hz. Âise (r.a.) Vâlidemiz bu husûsta Rasûlüllah Efendimizden söyle rivâyet etmistir: “Rasûlüllah (s.a.v.) konustugu zaman, O’nun sözlerini (kelimelerini) saymak isteyen sayabilirdi (öylesine acelesiz, tane tane konusurdu).”
“Rasûlullah sizin yaptiginiz gibi kelimeleri birbirine eklemezdi (ayira ayira söylerdi).” (Devami yarin)