- Söylenecek söz var mıdır

Adsense kodları


Söylenecek söz var mıdır

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Fri 9 July 2010, 12:10 pm GMT +0200
Söylenecek söz var mıdır...

Söylenecek söz var mıdır, şu dünyada O’nu anlatmaya?
Kifayetsizdir her hece ilmik ilmik bağlar beni
Belki bir gül yaprağıdır içimde, onu söyleyen
Ama ne hoştur O’nu söylemek O’nu anlatmak
Diyor şair; Evet O’nu anlatmaya, O’nu dillendirmeye güç yetmez Kelimeler ise ancak O’nunla anlam bulur
Habibullah’a duyduğumuz o saf sevgiyi sadece kalbimizle sınırlamamalıyız O’nu aynı zamanda dillendirmeli, dillendirdikçe de geliştirmeliyiz İşte bu şuurla geldim karşınıza Birkaç nacizane sözcük de ben söylemek isterdim O güller efendisine
Varlığının kaç bahara bedel olduğunu bilmeyenler, yokluğunun ıstırabını çeksinler efendim
Seni çok seviyoruz Seni çok özledik Bizi bu çağa karşı dik tutan senin kokundur Yel essin Ya RasullAllah kokun gelsin Duyalım o gül kokunu iliklerimize dek

Bize kırgınmısın Sevgili efendim? Sana layık bir ümmet olamadık Ama ne kadar isterdik, hicret gecesi, suikast düzenleneceğini bile bile Sen’in yatağında yatmayı, yani göz göre göre Ölüme gitmeyi kabullenen Ali gibi yatağında yatabilmeyi Ama ne çok isterdik Allah yolunda infak emri gelince, tüm varını yoğunu infak edip ve Sen Ya RasullAllah kendisine “Çoluk çocuğuna ne bıraktın? ” diye sorunca “Allah ve Rasulu onlara yeter” Diyen Hz Ebubekir gibi cevap verebilmeyi Ve ne çok isterdik daha 20 sinde ömrünün baharında darağacını boylayan Hz Hubeyb gibi ve arkadaşı Zeyd bin Desine gibi bir teslimiyet örneği olmayı
Efendim Sana layık bir ümmet olamadık Tutamadık mümin kardeşlerimizin ellerinden
Yeşertemedik sevgi tohumlarını zillet topraklarında…
Öylece bakakaldık Filistinli, Iraklı, Çeçenyalı kardeşlerimizin arkasından Evet, sadece bakakaldık analarımızın, bacılarımızın, yetimliklerimizin yüzlerine…
Dur diyemedik o zalim canavarlara “Bırak mü’min kardeşimin yakasını” diyemedik
Sevgili efendim, ama tüm bunlara rağmen öyle mü’minlerin var ki “Onlar görüldüklerinde, Allah akıllara yeter” sözüne uygundurlar Öyle ki sana âşık sana vurgundurlar Belki seni göremediler Ama onlar seni görmeden sevdiler hani Rasulum Medine-i Münevvere sokaklarında yürüyorken Neccar oğullarının küçük kızlarına “beni seviyor musunuz?” diye sormuştun onlarda “seni çok seviyoruz Ya HabibAllah” demişlerdi Ve yine Sen “Allah biliyor ki bende sizi çok seviyorum” demiştin ve özlemini Hz Enes ile paylaşmıştın “Beni görmedikleri halde bana iman eden kardeşlerimi görmeydi ne çok isterdim” Ya Muhammed iman eden bu kardeşlerinde seni görmeyi ne çok istiyor Belki Neccar oğullarının kızları değil ama inan seni canlarından daha çok seviyorlar Anam Babam sana feda olsun Ya RasullAllah seni çok seviyoruz
Ey RasullAllah, vefat döşeğindeyken şöyle demiştin “Ey insanlar! İyi biliniz ki, ben sizden önce gidecek, sizi bekleyeceğim Sizde gelip bana kavuşacaksınız Buluşacağımız yer, Havz-ı Kevser başıdır Ancak yarın benimle Havuz başında buluşmak isteyen elini ve dilini günahlardan çeksin”
Efendim işte Rabbimizin tövbe kapısına geldik Yumruklarımızı sıkıca vuruyoruz, gücümüzün yettiği kadar bağırıyoruz Rabbim kapına geldik Rabbim tövbeye geldik Rabbim Rasulune hasretiz O’na kavuşmaya geldik
Derdi söyledik, şimdide dermanı söyleyelim Varlığı bir ayet bilip okumak olduğunu, okuyabilene etrafımızda okunmayı bekleyen sayısız ayetin bulunduğunu, ders alacak olana etraftaki her şeyin ders verdiğini söyleyelim Hayatı bir okula çevirelim “La” silgimiz olsun “illa” kalemimiz olsun “La” ile silip “illa” ile yazalım “La ilahe” deyip temizleyelim enkazı, “illAllah” deyip yerine inşa edelim yepyeni bir hayatı

 

ALINTI