hafizvuslat
Fri 17 July 2009, 04:07 am GMT +0200
SON BİR TAŞ DAHA
1942 Yılıydı. Üç adam Venezualla da elmas arayarak aylar geçirmişlerdi. Sürekli olarak yürümüşler, yerlere eğilmiş, elmas çıkar ümidiyle binlerce taş toplamışlardı. Ama boşuna! İçlerinden biri, Rafeal Solano, kuru nehir yatağındaki bir kayaya oturup iki arkadaşını yanına çağırdı: "Ben vazgeçtim" dedi. "Daha ileri gitmenin anlamı yok. Şu taşa bakın, bulduğum 999.999. taş belki de. Ama tek bir elmas yok. Bir tane daha alırsam bir milyonuncu taşı toplamış olacağım. Ama neye yarar. Ben vazgeçiyorum."
Diğer ikisinden biri alayla:"Bari bir tane daha topla da bir milyon olsun" dedi. Solano şakaya şakayla cevap vererek:"Pekâlâ" dedi, "Bu işi terk etmeden önce bir taş daha arayayım bari." Yorgun gözlerini kapatarak elini elmas umuduyla eşeledikleri taş yığınına uzattı ve yumurta büyüklüğünde bir taşı aldı:"İşte arkadaşlar" dedi, "milyonuncu taş da tamam. Benden bu kadar!"
Ne ki, topladığı bu son taş çok ağırdı, normal bir taştan çok daha ağır. Bu durumun farkına varır varmaz. Solano eliyle taşı birkaç kez daha tarttı, sonra da: "Bu bir elmas" diye bağırdı, "bu gerçekten elmas!" Sonrasında, New Yorklu bir kuyumcu, Rafael Solano'ya topladığı o belki de milyonuncu taş için yüz binlerce dolar verdi. Daha da sonraları, "Kurtuluş" adı verilen bu taşın, dünyada bulunan en büyük ve en saf elmaslardan biri olduğu anlaşılacaktı.
1942 Yılıydı. Üç adam Venezualla da elmas arayarak aylar geçirmişlerdi. Sürekli olarak yürümüşler, yerlere eğilmiş, elmas çıkar ümidiyle binlerce taş toplamışlardı. Ama boşuna! İçlerinden biri, Rafeal Solano, kuru nehir yatağındaki bir kayaya oturup iki arkadaşını yanına çağırdı: "Ben vazgeçtim" dedi. "Daha ileri gitmenin anlamı yok. Şu taşa bakın, bulduğum 999.999. taş belki de. Ama tek bir elmas yok. Bir tane daha alırsam bir milyonuncu taşı toplamış olacağım. Ama neye yarar. Ben vazgeçiyorum."
Diğer ikisinden biri alayla:"Bari bir tane daha topla da bir milyon olsun" dedi. Solano şakaya şakayla cevap vererek:"Pekâlâ" dedi, "Bu işi terk etmeden önce bir taş daha arayayım bari." Yorgun gözlerini kapatarak elini elmas umuduyla eşeledikleri taş yığınına uzattı ve yumurta büyüklüğünde bir taşı aldı:"İşte arkadaşlar" dedi, "milyonuncu taş da tamam. Benden bu kadar!"
Ne ki, topladığı bu son taş çok ağırdı, normal bir taştan çok daha ağır. Bu durumun farkına varır varmaz. Solano eliyle taşı birkaç kez daha tarttı, sonra da: "Bu bir elmas" diye bağırdı, "bu gerçekten elmas!" Sonrasında, New Yorklu bir kuyumcu, Rafael Solano'ya topladığı o belki de milyonuncu taş için yüz binlerce dolar verdi. Daha da sonraları, "Kurtuluş" adı verilen bu taşın, dünyada bulunan en büyük ve en saf elmaslardan biri olduğu anlaşılacaktı.