sumeyye
Wed 23 June 2010, 11:03 am GMT +0200
Son Bakış
Susmaların sabahında sessiz bakışların ürkek çocuğu gibi ağlıyorum
Uzaklardan belki yamaçlardan kıyılara düştüm
Son bakışların ağlamalarında, son damlanın yüzden inen hüznüyüm
Düşler sokağındaki hıçkırıkların boğduğu eskimiş bir yüzüm
Düşlerden geldim Sana Belki ürkek, belki ağlayarak ama düşlerden geldim Sana (cc) Düşlerin çelme takıp düşürdüğü ağlayan yüz, ben ki yırtıkların ayıpladığı göz
Kime gideyim Kanatsızlıkların akşamında, diyar diyar uçmanın sevdası düştü gönlüme Yanık bir bağırdan Sen çıktın yine sözlerime
Her sabahın deli akşamında zincirler kırarken kör bakışlar, bir divane sarhoşluğundaki aldanışlar
Kar bakışların beyazında kör bakışları yudumlarken gözlerim Dilim duâda, gözüm semada ellerim Sana yakarışta
Gizlerin kuytularında bir gözyaşı daha düştü, düşlerin ağlayan baharına
Çöl kırmızısında bir kum tanesinin geceye kayan yıldızıyım Bu boş sokakların gözyaşına boğulan küçük kızıyım
Gökler bulutlarını ararken yarına, ben Seni buldum ağladığım her akşamda Aynadan yansıyan her bakışta ve sesimi kıstığım her hıçkırıkta
Eskimiş yüreğin, yamalı dokunuşunda aslılardan selam getirdim, Seni andığım her anda
Kuş bakışı muhabbetlerden eli sadaka sesi, gönlü öteden nefesli
Öylesine geldim işte, öylesine derin ve öylesine sevdalı Yarım kalmışlığın acısında kömür karalı
Ben Seni görmeden sevdim Görmeden aşkım dedim Görmeden yandım da su isteyemedim Utandım da ses edemedim
Ben Seni görmeden sevdim…
Bir muhtacın ellerinden dökülen gözyaşlarında sevdim Seni (cc)
Gönlümün zincirinde her halkada bağlanmışlığım ile sevdim Seni
Kaf dağının ardındaki masal sıcaklığında sevdim, sevdim Seni
Dilime duâ, gölüme şifa diye sevdim Seni
Ben Seni görmeden sevdim Görmeden de sevilir ya…
Handan Sır