- Sizin hiç hayatı kaybettiğiniz oldu mu?

Adsense kodları


Sizin hiç hayatı kaybettiğiniz oldu mu?

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sumeyye
Sun 2 January 2011, 03:14 pm GMT +0200
Sizin hiç hayatı kaybettiğiniz oldu mu?


Benim bir kez oldu. Tedirginlikle ve korkuyla kaybettiğiniz. Gözyaşımı hatırlayamadığım andı ve yağmuru.
Çocukluğumdan kaybettiğim günleri hatırlıyorum. Nerde çalışmıştım acaba,nerde oyun oynamıştım. Ustamdan dayak yiyişimin sebebi neydi ?
Ve sonra içli içli ağlayışlarım. Gözyaşlarımı nereye düşürmüştüm.. O makinadan bu makinaya koşarken, işleri yetiştiremediğim yer neresiydi. Ustadan fırça yememek için olanca hızımla çalıştığım gün! Hangi gündü acaba? O oyun oynadığım yer…

Ne zamandı? Nerdeydi? Bir konfeksiyon atelyesinde, bir gömlekçide çalışırken, dükkana gelen top kumaşları sırtıma almış alın teriyle taşımaya gayret ederken karşılaştığım tarih öğretmeni o bayana ne söylemiştim? Utanmış mıydım yoksa? Bana yoruluyor musun oğlum dediğinde, kan ter içinde ve utanarak, sıkılarak, “hayır hocam, hayır öylesine, çalışıyorum işte” dediğim gün. Kaç yaşındaydım? Sonra, sonra hergün kumaş topların taşırken bir başka öğretmenime rast gelir miyim diye, heyecanla etrafa bakıştığım o an. Neredeydi? Hangi gündü? O beni çok seven tarih hocamın, o güzel bayanın yüzüne tekrar bakabilecek cesareti aradığım o gün…

Sizin hiç yaşamınızı kaybettiğiniz oldu mu?
Akşam iş bittikten sonra koşaradım Beyazıttan evime doğru koşarken, iki adamın beni çevirip kitap okuyor musun? diye sorduğunda “evet” diye cevaplarken, bana bir kitap hediye ettiklerini, Halid Bin Velidin hayatını anlatan o kitabı hediye ettiklerini ve defalarca, bi kez daha, bi kez daha okuduğum o kitabı kimden almıştım? O adam niçin, niçin yolda koşarken çevirip bana o soruyu sormuştu, namaz kılıp kılmadığımı. Kitap okuyup okumadığımı. Hangi gündü? Kimdi o adamlar? İlk kez bana kitap verildiğinde, ne kadar çok sevindiğimi bir gece unuttum. Akşam vakti olduğunda ustama ısrarla bu işide bitirdim, bu işide bitirdim deyipte, ustanın beni eve salmasını istediğim içten içe ve bunun için sık sık işimi bitirdiğimi vurguladığım. Ustamında galiba eve gitmek istiyosun dediğinde sıkılarak, gözlerinden gözlerimi kaçırdığım an. Ne zamandı? O ustamın adı neydi acaba? Ayakkabıcı dükkanında çalıştığımi gedik paşada çalıştığım gün, O ustamın adı acaba hüseyinmiydi dersin.
Sizin hiç yaşamınızı kaybettiğiniz oldumu bir gece vakti?

Gece yarısı otobüs seyehatlerinde, mola yerlerinde bir bardak çayla dahi hatırlayamadığınız. Kaybettiğiniz göz yaşları, kaybettiğiniz alınteri oldumu hiç? Siz hiç, yaşamınızdan bir sayfayı kaybettinizmi? Çocukluğunuzu. Siz hiç yürüdüğünüz yolları, gittiğiniz bir lokantada az para vermek için, bir tek çorba içip yanında bolca ekmek yediğiniz o lokantayı ve lokantada çalışan yaşlı kadının şevkat dolu bakışlarını. Her gün, hergün mutad bir şekilde içtiğim çorbayı nerde unuttum? Nasıl kaybettim? Gece atölyede yatarken, kumaşları doldurduğumuz o çuvalları yere serip bir yatak gibi rahatça, uyumaya çalıştığınız ilk anda sabah olduğunu, güneşin doğduğunu ve ilk defa güneşin doğmasında o kadar nefret ettiğiniz bir an var mı? Tekrar çalışmak için, gecelediğiniz atölyelerde, bir arabesk sözlerin altında, arabesk hüzünlerin eşliğinde, atölye de üzerinde yattığınız çuvallar. Neredeydi? Ne zamandı?

Sizin hiç yaşamınızı kaybettiğiniz oldu mu?
Bir kentin ortasında…




Tarik Tufan

sümeyra
Thu 15 September 2011, 11:35 pm GMT +0200


   Bir atölyede değil amma,Yoğun Bakımın bir görünmez köşesinde 5 dk için başımı masaya koyduğumu ve iki dakika sonra panikle uyandığımı hatırlıyorum..Hayatım boyunca en çok Ayet-el Kürsi'yi de o nöbetlerde okumuşumdur,hastalarım sabaha ulaşsın diye..19 yaşın acemiliğinde..başka ne gelirdi ki elden..Kim bilir?Belki birgün terazimde, zerre miskal de, o dualar olur?