- Size, Sizin İçinizden Bir Elçi Gelmiştir

Adsense kodları


Size, Sizin İçinizden Bir Elçi Gelmiştir

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
reyyan
Sun 5 January 2014, 12:41 am GMT +0200
Size, Sizin İçinizden Bir Elçi Gelmiştir



Size

[sizin gibi]

[sizin için]

 [sizin içinizden]

bir elçi gelmiştir;

u1azizdir o… raûftur, rahîmdir.  (Tevbe, 128)

Elçi azizdir; elçiliği sizi aziz etmek için yapmaktadır. Sizi dünya hayatının hazlarına tenezzül etmekten kurtarmaya geldi. Çünkü siz de aziz olarak yaratıldınız. Dünya ile doymayacak kadar azizsiniz. Azla yetinmeyecek kadar izzetlisiniz. Siz bu hayattan daha güzeline lâyıksınız. Kalbinize bir kulak verin. Sevmiyor batıp gidenleri… Bağlanamıyor tükenip terk edenlere…  Ama siz, size izzetinizi fısıldayan kalbinizin sesine sağırlaşmışsınız. Dünyadan fazlasını hak ettiğinizi unutmuşsunuz. Düşmüşsünüz. Kâinata dilenci olmuşsunuz. Kendi kapınızda dileniyorsunuz. Kendinizi kendinize yeter sanıyorsunuz.

Elçinin zoruna gidiyor sizi olmanız gereken yerde görememek. Siz size yakışan konumda değilsiniz. Hak ettiğinizden daha azına razı olmuşsunuz. Zarardasınız. Hüsrana içindesiniz. Sizin için vaad edileni kaybediyorsunuz. Rabbinizin size dair ümidini boşa çıkarıyorsunuz. Göz göre göre yitiriyorsunuz sonsuzluğu. Azla yetiniyorsunuz, çoğu aramıyorsunuz. Geçici olana kanıyorsunuz, kalıcı olandan vazgeçiyorsunuz. Yakınınızda bulduğunuzu, aradığınız sanıyorsunuz. Aldanıyorsunuz.

Çünkü “sizin içinizden”, “sizin gibi”, “sizin için” bir elçi… Sizi hiç yoktan re’fetiyle var eden Rabbinizin, şefkatine elçilik ediyor. Sizi, hatalarınıza rağmen merhametiyle aklamak isteyen, şefkatiyle kurtarmayı dileyen Rabbinizin rahimiyetine elçilik ediyor.
Çırpınıyor sizin için.  Sizin içinizden sizin izzetiniz için gelen elçi, sizin akıbetiniz konusunda kendini zorluyor. Zarara uğramayasınız diye kendini parçalıyor. Kendi hakkınızda, kendinizin göremediğini görüyor O. Uçuruma yürüyorsunuz; ilk önce elçi görüyor. Ateşe atıyorsunuz kendinizi, en iyi elçi biliyor. Elinizde eritiyorsunuz biricik sermayenizi; kaybetmeniz elçiye ağır geliyor. Dikenli tellere takmışsınız kalbinizi, kanıyorsunuz; elçi bu halinize ağlıyor.

Mü’minlerin kaybetmesi, önce elçinin kalbini kanatıyor. Çünkü O, Rauf’tur, Rahim’dir. Size şefkat ediyor. Size kol kanat geriyor. Kaderini sizin kaderinize bağlı görüyor. Sizin düşüşünüz kendi düşüşüyle bir tutuyor. Siz kaybettikçe O da kaybediyor; öyle kabul ediyor. Çünkü “sizin içinizden”, “sizin gibi”, “sizin için” bir elçi… Sizi hiç yoktan re’fetiyle var eden Rabbinizin, şefkatine elçilik ediyor. Sizi, hatalarınıza rağmen merhametiyle aklamak isteyen, şefkatiyle kurtarmayı dileyen Rabbinizin rahimiyetine elçilik ediyor.

Şimdi bir de siz deyin ki “bize içimizden, bizim gibi, bir elçi geldi; azizdir o elçi… Elçi bize muhtaç değil, biz elçiye muhtacız. Biz yanında olmasak da elçi o; elçiliği için bize ihtiyacı yok. Biz eksik olsak, elçinin izzeti eksilecek değil. Bize bunca düşkünlüğü sadece şefkatinden, sadece merhametinden. Kalbine yüklediği Rauf ve Rahim isimlerinin serinliğini bize tattırmak istediğinden… Başkaca bir şey için değil… Bizim içimizden gelen elçi bizim iyiliğimizi istediğinden…”

“Siz, hepiniz yüz çevirseniz bile elçiden… O’na Allah ne güzel vekildir…” (tevbe 129) Elçiye uymadığınızda kaybeden siz olursunuz. Ne elçi kaybeder ne elçiyi gönderen. Siz kaybeden olmayasınız diye sizin için, sizin içinizden, sizin gibi bir elçi göndermiştir... Sadece şefkatinden. Sadece merhametinden… İster yüz çevirin ister elçinin üzerinizdeki merhametinin hakkını verin. Siz bilirsiniz.

Senai DEMİRCİ

cerendemir
Sun 5 January 2014, 12:45 am GMT +0200

Mü’minlerin kaybetmesi, önce elçinin kalbini kanatıyor. Çünkü O, Rauf’tur, Rahim’dir. Size şefkat ediyor. Size kol kanat geriyor. Kaderini sizin kaderinize bağlı görüyor. Sizin düşüşünüz kendi düşüşüyle bir tutuyor. Siz kaybettikçe O da kaybediyor; öyle kabul ediyor. Çünkü “sizin içinizden”, “sizin gibi”, “sizin için” bir elçi… Sizi hiç yoktan re’fetiyle var eden Rabbinizin, şefkatine elçilik ediyor. Sizi, hatalarınıza rağmen merhametiyle aklamak isteyen, şefkatiyle kurtarmayı dileyen Rabbinizin rahimiyetine elçilik ediyor.

8/A
Sun 5 January 2014, 11:18 am GMT +0200
Evrenin ELİÇİSİDİR ki o ALLAH ın RESULÜDÜR...

7/C
Sun 5 January 2014, 12:19 pm GMT +0200
Sizi hiç yoktan re’fetiyle var eden Rabbinizin, şefkatine elçilik ediyor. Sizi, hatalarınıza rağmen merhametiyle aklamak isteyen, şefkatiyle kurtarmayı dileyen Rabbinizin rahimiyetine elçilik ediyor.:)

Hanife 8.D
Sun 5 January 2014, 01:19 pm GMT +0200
Lekad câekum resûlun min enfusikum azîz(azîzun), aleyhi mâ anittum harîsun aleykum bil mu’minîne raûfun rahîm(rahîmun).
Size kendi içinizden öyle bir peygamber geldi ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona ağır gelir. O size çok düşkün, mü’minlere çok şefkatli, çok merhametlidir.
Tevbe Sûresi, 9:128
KUR’ÂN’IN bize Peygamberimizi anlatan ve ona uymayı emreden pek çok âyeti vardır. Bu âyetlerden biri olan Tevbe Sûresinin 128. âyeti, onu beş önemli özelliğiyle bize tanıtıyor:

1. O bir elçidir, bir peygamberdir.
2. O bizden biridir.
3. Bizim sıkıntıya uğramamız ona ağır gelir.
4. O bize çok düşkündür.
5. Mü’minlere çok şefkatli, çok merhametlidir.

Bu maddeleri alt alta sıraladığımız zaman, pek büyük bir ibret tablosuyla karşı karşıya kalıyoruz:

Âyet, onu bir elçi olarak nitelemiştir. Bu elçi, Âlemlerin Rabbi tarafından gelen bir elçidir; izzet ve şerefi pek yüksektir. Onun emrine uymak ve yasakladığı şeyden sakınmak, onu elçi olarak gönderen Âlemlerin Rabbine itaat etmek anlamını taşır. Ona isyan da, dolayısıyla, Allah’a isyan demektir.

7/C
Sun 5 January 2014, 01:49 pm GMT +0200
Andolsun, size kendi içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, mü’minlere karşı da çok şefkatli ve merhametlidir.:)

Rabia nur kaplan 8.D
Sun 5 January 2014, 03:47 pm GMT +0200
Çünkü “sizin içinizden”, “sizin gibi”, “sizin için” bir elçi… Sizi hiç yoktan re’fetiyle var eden Rabbinizin, şefkatine elçilik ediyor. Sizi, hatalarınıza rağmen merhametiyle aklamak isteyen, şefkatiyle kurtarmayı dileyen Rabbinizin rahimiyetine elçilik ediyor.

ilim ehli
Sun 5 January 2014, 04:29 pm GMT +0200
KURANIN TABİRİYLE GÜZEL ÖRNEK NEBİ ALEYHİSSELATU VE SeLLEM
onu anlamak bizzat dediklrini hayata geçirmek gerekiyor yoksa dilde yada akılda kalması anlamsız onun sünnetiyle amel etmeliyiz
nebiyi seviyorum demekle olmuyor sevgi fedakarlık ister
ALLAHU TEALA BİZİ ONU VE NEBİYİ HAKKIYLA SEVİP ONLARA İAAT EDNLERDEN ETSİN ALLHU TEALAYA İTAAT  NEBİYE DE İTAATİ GEREKTİRİYOR

mevlüdekalınsaz
Sun 5 January 2014, 05:01 pm GMT +0200
“Siz, hepiniz yüz çevirseniz bile elçiden… O’na ALLAH ne güzel vekildir…” (tevbe 129) Elçiye uymadığınızda kaybeden siz olursunuz. Ne elçi kaybeder ne elçiyi gönderen. Siz kaybeden olmayasınız diye sizin için, sizin içinizden, sizin gibi bir elçi göndermiştir... Sadece şefkatinden. Sadece merhametinden… İster yüz çevirin ister elçinin üzerinizdeki merhametinin hakkını verin. Siz bilirsiniz."
Rabbim bizleri Peygamber Efendimizi hakkıyla seven,ona itaat eden ve merhametinin hakkını  veren kullarından eylesin :) :)

esratüz zehra 2
Sun 5 January 2014, 06:40 pm GMT +0200
Elçi azizdir; elçiliği sizi aziz etmek için yapmaktadır. Rabbim elçinin şefaatini bize nail eylesin.....

muhammet7/c
Sun 5 January 2014, 08:47 pm GMT +0200
Allah bize bir elçi göndermeseydi şuanda bizler müslüman olamazdık

ehlidunya
Sun 5 January 2014, 09:29 pm GMT +0200
Esselamu aleykum;Elçi mükemmelde elçinin yolundan gidenlerde sıkıntı var .Elçi gece gündüz ağlar ama takip edenler hep boşlar fani dünyaya dalar dalar... Günü gelir dara düşünce ya allah ya muhammed ağlar durur ozaman o daldığın dünyadaki boş zamanlarını aklına getir onlara onlara ağla ...Daha sana diyecek bir şey nefis...

Rüveyha
Sun 5 January 2014, 09:55 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam..Rabbim efendimize gönülden bağlananlardan eylesin.Günahkarız aciziz, Mevlam inşaAllah Efendimiizn şefaatlerine bizleri de nail eylesin..

Rukiye Çekici
Mon 6 January 2014, 02:35 pm GMT +0200
Gerçekte çok güzel söylenmiş. Evet bencede bizler sadece kendimizi düşünüyoruz. Hüsran içindeyiz. her zaman nefsimizi dinliyoruz. İzzetimizi fısıldayan kalbimize, kulağımızı, kalbimizi ve yüreğimizi sağırlaştırmışız. :( :)

fatmanur7b
Sat 18 January 2014, 08:07 pm GMT +0200
Lekad câekum resûlun min enfusikum azîz(azîzun), aleyhi mâ anittum harîsun aleykum bil mu’minîne raûfun rahîm(rahîmun).
Size kendi içinizden öyle bir peygamber geldi ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona ağır gelir. O size çok düşkün, mü’minlere çok şefkatli, çok merhametlidir.
Tevbe Sûresi, 9:128
KUR’ÂN’IN bize Peygamberimizi anlatan ve ona uymayı emreden pek çok âyeti vardır. Bu âyetlerden biri olan Tevbe Sûresinin 128. âyeti, onu beş önemli özelliğiyle bize tanıtıyor:

1. O bir elçidir, bir peygamberdir.
2. O bizden biridir.
3. Bizim sıkıntıya uğramamız ona ağır gelir.
4. O bize çok düşkündür.
5. Mü’minlere çok şefkatli, çok merhametlidir.

Bu maddeleri alt alta sıraladığımız zaman, pek büyük bir ibret tablosuyla karşı karşıya kalıyoruz:

Âyet, onu bir elçi olarak nitelemiştir. Bu elçi, Âlemlerin Rabbi tarafından gelen bir elçidir; izzet ve şerefi pek yüksektir. Onun emrine uymak ve yasakladığı şeyden sakınmak, onu elçi olarak gönderen Âlemlerin Rabbine itaat etmek anlamını taşır. Ona isyan da, dolayısıyla, ALLAH’a isyan demektir.

fatmanur7b
Sat 18 January 2014, 08:07 pm GMT +0200
Gerçekte çok güzel söylenmiş. Evet bencede bizler sadece kendimizi düşünüyoruz. Hüsran içindeyiz. her zaman nefsimizi dinliyoruz. İzzetimizi fısıldayan kalbimize, kulağımızı, kalbimizi ve yüreğimizi sağırlaştırmışız

fatmanur7b
Sat 18 January 2014, 08:08 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam..Rabbim efendimize gönülden bağlananlardan eylesin.Günahkarız aciziz, Mevlam inşaAllah Efendimiizn şefaatlerine bizleri de nail eylesin..

fatmanur7b
Sat 18 January 2014, 08:08 pm GMT +0200
KURANIN TABİRİYLE GÜZEL ÖRNEK NEBİ ALEYHİSSELATU VE SeLLEM
onu anlamak bizzat dediklrini hayata geçirmek gerekiyor yoksa dilde yada akılda kalması anlamsız onun sünnetiyle amel etmeliyiz
nebiyi seviyorum demekle olmuyor sevgi fedakarlık ister
ALLAHU TEALA BİZİ ONU VE NEBİYİ HAKKIYLA SEVİP ONLARA İAAT EDNLERDEN ETSİN ALLHU TEALAYA İTAAT  NEBİYE DE İTAATİ GEREKTİRİYOR

fatmanur7b
Sat 18 January 2014, 08:08 pm GMT +0200
“Siz, hepiniz yüz çevirseniz bile elçiden… O’na ALLAH ne güzel vekildir…” (tevbe 129) Elçiye uymadığınızda kaybeden siz olursunuz. Ne elçi kaybeder ne elçiyi gönderen. Siz kaybeden olmayasınız diye sizin için, sizin içinizden, sizin gibi bir elçi göndermiştir... Sadece şefkatinden. Sadece merhametinden… İster yüz çevirin ister elçinin üzerinizdeki merhametinin hakkını verin. Siz bilirsiniz."
Rabbim bizleri Peygamber Efendimizi hakkıyla seven,ona itaat eden ve merhametinin hakkını  veren kullarından eylesin

yagmur_7-c
Sat 18 January 2014, 08:53 pm GMT +0200
Lekad câekum resûlun min enfusikum azîz(azîzun), aleyhi mâ anittum harîsun aleykum bil mu’minîne raûfun rahîm(rahîmun).
Size kendi içinizden öyle bir peygamber geldi ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona ağır gelir. O size çok düşkün, mü’minlere çok şefkatli, çok merhametlidir.
Tevbe Sûresi, 9:128
KUR’ÂN’IN bize Peygamberimizi anlatan ve ona uymayı emreden pek çok âyeti vardır. Bu âyetlerden biri olan Tevbe Sûresinin 128. âyeti, onu beş önemli özelliğiyle bize tanıtıyor:

1. O bir elçidir, bir peygamberdir.
2. O bizden biridir.
3. Bizim sıkıntıya uğramamız ona ağır gelir.
4. O bize çok düşkündür.
5. Mü’minlere çok şefkatli, çok merhametlidir.

Bu maddeleri alt alta sıraladığımız zaman, pek büyük bir ibret tablosuyla karşı karşıya kalıyoruz:

Âyet, onu bir elçi olarak nitelemiştir. Bu elçi, Âlemlerin Rabbi tarafından gelen bir elçidir; izzet ve şerefi pek yüksektir. Onun emrine uymak ve yasakladığı şeyden sakınmak, onu elçi olarak gönderen Âlemlerin Rabbine itaat etmek anlamını taşır. Ona isyan da, dolayısıyla, ALLAH’a isyan demektir.

Allah  a kesinlikle isyan etmeyin ettirmeyin...

DİLAN 8-D
Sun 19 January 2014, 11:28 am GMT +0200
Gerçek şu ki ey insanlar! Size kendi aranızdan bir elçi gelmiştir ki, sizin öte dünyada çekmek zorunda kalabileceğiniz sıkıntıdan dolayı kendini büyük yük altında hisseden; ve size çok düşkün, mü'minlere karşı çok şefkatli ve çok merhametlidir O.

melda 6D
Sun 19 January 2014, 11:48 am GMT +0200
biz ona muhtacız o bize değil O bizim iyiliğimizi ister kötülüğümüzü değil   bu dünya yalan dünya geçici  ama  ahiret kalıcı o yüzden   bu dünyaya pek kapılmamalıyız