- Siyasi dil ve niyet okumak

Adsense kodları


Siyasi dil ve niyet okumak

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Thu 19 July 2012, 05:16 pm GMT +0200
Siyasi dil ve niyet okumak
Alper Çeker • 76. Sayı / TOPLUM


“Maksat”, 1940’lı yılların Amerikan edebi eleştirisinde önemli bir tartışmadır. Northrop Frye’ın ünlü “silah ile hedef almak” örneği, maksat meselesini açık bir dille ifade etmektedir. Bu örneğe göre bir tavşana nişan alan avcının, tavşanı yemeye ya da satmaya niyet ettiği söylenebilir. Paul de Man, söz konusu örneğe edebi dil bağlamında itiraz eder: “Ama avcı, cansız bir cisme nişan aldığında, edimi nişan almak dışında başka hiçbir maksat taşıyamaz ve bu haliyle, tamamen kapalı ve özerk bir yapı oluşturur. Edim kendisine geri yansır ve kendi maksadıyla sınırlı kalır. Bu yolla, alet (tavşana nişan alan silah) gibi farklı maksatlı nesneler arasında doğru bir ayrım yapabiliriz. Kant ve Schiller’in Huizinga’dan önce de çok iyi bildiği gibi, estetik varlık kesinlikle oyuncak ile aynı sınıftandır.”1 

Siyasi dil, edebi dil gibi estetik, kendisini amaçlayan bir dil değildir. Siyasi dili anlayan insan aslında kendisini değil, karşısındakini anlar. Siyasi dil güzelliği değil, ikna etmeyi amaçlar. Siyasi dil iktidarı, yani çıkarı amaçlayan bir retoriktir. Yani bir niyet ifade eder. Bu niyetini gerçekleştirmek amacıyla anlatım araçları kullanır. Siyasetçi kalabalıkların diliyle konuşur, çünkü onları yakalamayı amaçlar. Bu doğrultuda şiveli konuşur, yerel sözcükler kullanır. Böylece ikna ettiği kitlelerin oyunu alır, iktidar olur ve çıkarlarına ulaşmak için harekete geçer. Halkın çıkarlarını kendi çıkarı sayarsa, halkın iktidarı olur; halkın çıkarlarını kendi çıkarlarının karşısında görürse, zorba bir iktidar olur.

“Niyet okumak” son yıllarda Türk siyasetinde oldukça sık kullanılan ve aynı sıklıkla kendisinden yakınılan bir kavram. Çünkü niyet okuma yoluyla savcılar siyasete müdahale ederek işi parti kapatma davası açmaya kadar vardırdılar. Niyet okumaya bir örnek verelim: “Zanlı ya da sanık kadınların adli muayenede sadece kadın doktor tarafından muayene edilmesini öngören düzenlemeyle ilgili siyasi tartışma dün de sürdü. TBMM'de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Adalet Bakanı Cemil Çiçek, düzenlemeyle ilgili 'şeriat özlemi' şeklinde yapılan niyet okuma yorumlarının yanlış olduğunu söyleyerek bu maddenin 2001 yılında hazırlanan taslak metinde de aynı şekilde yer aldığını söyledi. Çiçek, ‘O zaman AKP'nin tüzelkişiliği bile yoktu. 'Bu düzenlemeyi o tarihte yapanlar böyle bir örtüyle mi hazırladılar' diye de sormak gerekiyor. Şeriat özlemi gibi niyet okuma beyanlarını doğru bulmuyorum. Ceza hukukunda niyetler üzerinden hükümler tahsis edilemez’ diye konuştu. Söz konusu düzenlemenin Alman CMUK'unun 81. maddesinin (d) bendinden aynen alındığını savunan Çiçek, Almanya'da da benzer yöntemlerin bulunduğunu savundu. Çiçek düzenlemenin kadınların lehine olduğunu söyledi.”2

Peki niyet okumak anlamlı bir eylem midir?

Bir siyasetçinin, kullandığı dil aracılığı ile ifade ettiği ya da imada bulunduğu niyetleri hakkında yorumda bulunabiliriz. Bu siyasetçinin eylemlerinden bu yorumumuza dayanaklar da bulabiliriz. Ama bunun tam tersini, yani dile getirmediği ve gerçekleştirmek için girişimde bulunmadığı niyetleri olduğunu iddia etmek felsefi açıdan saçmadır. Buna bir örnek verelim: Bir insanın eşini aldattığı bir biçimde kanıtlanabilir. Ama bir insanın eşini aldatmadığı asla kanıtlanamaz, çünkü bu yoktur. Var olmayanı tartışmak, saçmadır. Aynı biçimde sefahat içindeki bir hükümetin yetkililerinin, ifade ya da ima etmedikleri halde sosyalizm, komünizm ya da şeriat getirme niyetinde olduklarını tartışmak, saçmadır. Çünkü bunlar sosyal adaleti, eşitliği, paylaşmayı ya da infak etmeyi savunan toplumsal düzenlerdir.

Sonuç olarak, niyet okumanın anlamlı bir eylem olmadığını söyleyebiliriz. Ama siyasi hırs çoğu zaman insanın anlamının önüne geçmektedir.

Dipnotlar:

1 Paul de Man, Körlük ve İçgörü (2008, çev. Ferit Burak Aydar, Cem Soydemir), s. 56
2 Radikal gazetesi, 5 Kasım 2004.