- Sıvıların Kendi Cinsleri Ve Kendilerinden Çıkarılan Şeylerle Satılmaları

Adsense kodları


Sıvıların Kendi Cinsleri Ve Kendilerinden Çıkarılan Şeylerle Satılmaları

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
ezelinur
Sun 7 February 2010, 02:30 pm GMT +0200

Süt, sirke, bitki suyu, yağ ve şıra gibi şeyler, içine ribâ giren ribevî maddeler sınıftndandır. Bu sıvıların, kendilerinden çıkarılmış oldukları asıl­ları da ribâ kapsamına girer. Bu sıvılardan aynı cinsten olanların biribirle­riyle veya kendilerinden değişik olan başka cinslerle satılmalarının caiz olması ve bununla ilgili hususlarda mezheblerin tafsilâtlı açıklamaları aşa­ğıya alınmıştır.

(167) Şâfiîler dediler ki: Sıvıların cinsleri, çıkarıldıkları asıllara göre de­ğişir. Diğerinden ayrı bir cinsten çıkarılan sıvı, kendi başına bir cins olur. Meselâ susamdan çıkarılan yağ, kendi başına bîr cinstir. Marul tohumun­dan çıkarılan yağ, bir cinstir. Zeytinden çıkarılan yağ, bir cinstir. Diğerleri de hep böyle. Misli misline ve el be el olduktan sonra aynı cinsten olan sıvı­ları biribirleriyle satmak sahih olur. El be el olduktan sonra ayrı cinsten olan sıvıları farklı miktarlarda biribirleriyle satmak sahih olur. Ancak balık yağı, buy tohumu yağı ve keten tohumu yağı bundan istisna edilmişlerdir. Bun­lar, içine ribâ giren sınıflardan değildirler. Bunları biribirleriyle ve diğer cinsten olan sıvılarla her biçimde satmak sahih olur. Kenevir ağacı ve tohumu da böyledir. Ama kenevir yağı, içine ribâ giren sınıftandır. Öd, misk, gül, ke­ten tohumu, buy küspesi de içine ribâ girmeyenlerdendir. Bunların bazısını bazısıyla her biçimde satmak caiz olur.

Susam veya maruldan veya bunlara benzer şeylerden çıkarılan yağların küspelerine gelince, bunlar ona mugayir cinslerdir. Bazılarını bazılarıyla-sat­mak sahih olur. Ama tahin böyle değildir. O, un gibidir. Cüzleri arasında denklik bulunmadığı için bunların bazısını bazısıyla satmak sahih olmaz. Ken­disine karışan şeyler dolayısıyla satılık mal belirsiz olduğu için dirhemlerle satmak da sahih olmaz. Bir nevî yağa başka neviler karıştırıldığında cinsleri muhtelif olduğu için bu karışım bir kaç cins olur. Susam yağına menekşe veya gül veya yasemin katılırsa, bunlardan birini diğeriyle farklı miktarlar­da satmak sahih olur. Sirke de yağ gibidir. O, kendisinden çıkarıldığı asla göre değişir. Meselâ üzümden çıkarılan sirke bir cinstir. Kuru üzümden çı­karılan sirke, başka bir cinstir. Hurmadan çıkarılan sirke, bir başka cinstir. Sirkeye su katılmaz ise, aynı cinsten olan sirkeleri misli misline ve el be el biribirleriyle satmak sahih olur. Aynı şekilde ayrı cinsten olan sirkeleri fark­lı miktarlarda biribirleriyle satmak, önceki şartlar çerçevesinde sahih olur. Sirkeye su katılırsa, kendi cinsinden bir sirkeyle satılması sahih olmaz. Ama başka cins bir sirkeyle satılması sahih olur. Çünkü ona su katıldığında mû-temed kavle göre, su tath olsa da, olmasa da aralarında denklik olup olma­dığı bilinemez. Muhtelif sınıflardan çıkarılan şıralar da böyledir. Bunlar da, kendilerinden çıkarıldıkları şeylere göre değişik cinsler olurlar. Üzüm şırası, nar suyu, şeker kamışı şırası ve diğer şeylerin şırası gibi. Bunlar, önce anlatı­lan hükme tâbi muhtelif cinslerdir. Üzüm şırasını üzüm ile, aynı şekilde üzüm sirkesini üzümle satmak sahih olmaz. Çünkü kurala göre bir şeyi, kendisin­den elde edilmiş olduğu şeyle satmak sahih değildir. Veya kendisinden elde edilmiş olduğu şeyin içinde bulunduğu bir nesne ile satmak sahih olmaz. Üzüm sirkesini üzüm sırasıyla satmak, ayrı cinslerden oldukları için sahih olur. Ama hurma şırasını hurma ile satmak sahih olmaz. Ancak hurmanın şırasını, sir­kesi ile satmak sahih olur. Denebilir ki: Şıra, sirkenin aslıdır. Bir şey kendi aslıyla satılamayacağına göre, sirkeyi şırayla satmak nasıl sahih olur?

Buna cevaben deriz ki: Ad ve nitelik bakımından aralarında büyük fark­lılık olması bir yana, sirke, şırayı kapsamamaktadır. Kuru üzümü üzüm sır-kesiyle veya üzüm sırasıyla satmaya gelince, bazıları bunun sahih olacağını, bazılarıysa sahih olmayacağını söylemişlerdir.

Süte gelince; o hâlis süt, kaymağı alınmış süt, yoğurt ve ayran gibi tür­lere ayrılır. Bunları ölçekle biribirleriyle satmak, iki şartla sahih olur:

1- Süte su karıştırılmamalıdır. Önce de anlatıldığı gibi suyun varlığı, ikisi arasında denkliğin gerçekleşmesine engeldir. Kaldı ki içine su karıştırıldığın­da sütü parayla dahi hiç bir şekilde satmak sahih olmaz. Çünkü bu takdirde satılan şeyde belirsizlik vardır.

2- Ateşle kaynatılmış olmamalıdır. Hâlis süt, ateşte kaynatılırsa, onun bazısını bazısıyla satmak sahih olmaz. Çünkü ateş iki sütten birinden diğeri­ne nisbetle daha fazla şey götürmüş olabilir. Ama ateş üzerinde sâdece ısıt­mış olmak böyle değildir. İsıtmanın bir zararı olmaz.

Sütten elde edilen peynir, çökelek ve kaymak gibi diğer nevîlere gelin­ce, bu cinslerden birini kendi cinsinden olan bir şeyle satmak sahih olmaz. Peynirin bazısını bazısıyla, çökeleğin bazısını bazısıyla, kaymağın bazısını bazısıyla satmak sahih olmaz. Çünkü çökelekte tuz olduğu için çökelekler arasında denklik olup olmadığını bilmek mümkün değildir. Peynire de maya katıldığı için; kaymakta da mutlaka bir miktar süt bulunduğu için, pey­niri peynirle, kaymağı kaymakla satmak sahih olmaz. Hatta içinde bir miktar süt bulunduğu ve bu nedenle miktarı tam olarak bilenemediği için kaymağı parayla satmak da sahih olmaz. Bunlardan her birini başka bir cinsle sat­mak caiz olur. Ancak diğer cins, bu şeyin kendisinden alınmış olduğu şey olmamalıdır. Şu halde peyniri sütle satmak caiz olmaz. Kaymak ve çökelek de böyledir. Çünkü bunlar da sütten elde edilmişlerdir. Bunlardan her birini diğeriyle satmak, karışan madde çok ve kastedilen şeyin bilinmesine engel olmadıkça sahih olur. Aksi takdirde sahih olmaz.

Tereyağını, katı ise, tereyağı ile tartıyla satmak, sıvı ise ölçekle satmak sahih olur. Mûtemed olan görüş budur. Tereyağının kaymakla veya sütle sa­tılması caiz olmaz. Çünkü o, sütten elde edilmiştir. Tath suya gelince o, ri-bevî olup yenilir şeyler cümlesindendir. Âyet-i kerimede buyuruluyor ki:

"Kim ondan tadmazsa o bendendir.[15]

Misli misline ve el be el olmadıkça suyun su ile satılması sahih olmaz. Şekerden çıkarılan bal, şekerden ayrı bir cinstir. Arı balı ise, daha başka bir cinstir. Bu balların bazısını bazılarıyla satmak caizdir.

Hanbelîler dediler ki: Muhtelif cinslerden çıkarılan sıvılar da asıl­ları gibi muhtelif cinslerdir. Şu halde susam yağı bir cinstir. Zeytinyağı bir cinstir. Hurma sirkesi bir cinstir. Üzüm sirkesi bir cinstir. Arı balı bir cins­tir. Şeker balı bir cinstir. Diğerleri de böyle. Misli misline ve el be el olduk­tan sonra aynı cinsten olan sıvıları biribirleriyle satmak sahih olur. Diğer cinslerle farklı miktarlarda satmak da sahih olur. Yalnız üzüm sirkesini ku­ru üzüm sirkesiyle ne misli misline, ne de farklı miktarlarda satmak sahih olmaz. Çünkü kuru üzüm sirkesine mutlaka su katılması gerekir.

Pekmezin pekmezle satılması sahihtir. Pekmez, taze hurmadan çıkan bir sıvıdır. Pekmezin bazısını bazısıyla satmak, aynı cinsten ve el be el ve misli misline olduğu takdirde sahih olur. Ayrı ayrı cinslerden olduğu takdir­de farklı miktarlarda biribirleriyle satılmaları sahih olur. Ancak içinde mum bulunan ballan biribirleriyle satmak, aynı şekilde mumsuz balla satmak sa­hih olmaz.

Tereyağını da aynı şekilde biribirleriyle satmak sahihtir. Kaymağın te-reyağıyla satılması, aynı zamanda sütle satılması da sahih olmaz. Çünkü süt, her ikisinin aslidir. Bir şeyin kendi aslıyla satılması sahih olmaz. Peynir ve yağı alınmış süt de bunlar gibidir. Bunların da süt ile satılmaları sahih ol­maz. Ama bu cinslerden her birini diğeriyle satmak eğer bu satılan, karşı­lığında satın alınan şeyden çıkarılmış değilse sahih olur. Kaymağın yağsız sütle satılması, el be el olunca sahih olur. Çünkü cinsleri değişiktir. Yağsız süt, kaymağın aslı değildir. Aynı cins şıraları biribirleriyle satmak sahihtir. Pişirilmiş de olsalar üzüm şırasını üzüm sırasıyla satmak sahih olur. Fakat ikisinden biri pişmiş, diğeri pişmemişse sahih olmaz.

Tuzun ekmeğe karışması gibi, bir cinse başka cinsten bir şey az miktar­da karışırsa bunun zararı olmaz ve bu gibi şeylerin biribirleriyle satılmasına engel olmaz. Hurma sirkesine ve kuru üzüm sirkesine su katılması durumunda da bu su az olduğu için bunun zararı olmaz. Şu halde bu sirkelerden her bi­rinin kendi cinsiyle satılması sahih olur. Çünkü bunlara katılan su, asıl maksat değildir. Su katılan süt ise böyle olmayıp, onun kendi misliyle satılması sa­hih değildir.

Hanefîler dediler ki: Sıvılar, kendilerinden çıkarılmış oldukları asıl­lara göre değişik cinslere ayrılırlar. Susamdan elde edilen yağ, bir cinstir. Maruldan elde edilen yağ bir cinstir. Zeytinden elde edilen yağ, bir cinstir. Diğerleri de böyledir. Bunlardan her birini misli misline olduğu takdirde kendi cinsinden olan bir sıvıyla; farklı miktarda olduğu takdirde başka cinsten bir sıvıyla satmak sahih olur. Tabiî önce belirtilen tâyin (belirleme) şartıyla... Bu cinslerden her birini, kendisinden çıkarılmış olduğu aslı ile satmak; me­selâ susam yağını susamla, üzüm şırasını üzümle, tereyağını sütle satmak sa­hih olur mu, olmaz mı? Cevaben deriz ki: Mevcûd olan hâlis miktar, asılda mevcûd olan miktardan fazlaysa satış sahih olur. Ama daha az veya eşit mik­tardaysa, ya da hâli bilinemiyorsa, satış sahih olmaz. Meselâ on kilo susam yağını iki kile susamla satacak olursak, on kilo yağ, iki kile susamda mev­cûd olan yağdan daha fazla ise satış akdi sahih olur. Aksi takdirde sahih olmaz. Bu, şırası alındıktan sonra tortunun bir değeri olması durumunda sözkonusudur. Örneğin susam tortusu gibi. Yağı alındıktan sonra susam tor­tusunun hâlâ kıymeti vardır. Ama kıymeti yoksa, meselâ kaymağı tereya-ğıyla satmak gibi, bu satış sahih olmaz. Çünkü kaymak kaynatılıp tereyağı yapıldıktan sonra kıymetli bir artığı kalmaz. Ancak köpüksüz halis tereya­ğının, kendisiyle satıldığı tereyağma eşit değerde olduğu bilinirse, alış-veriş sahih olur. On batman sütü iki batman tereyağıyla satmak da böyledir. On batman süt, iki batman tereyağından daha az tereyağını İhtiva ediyorsa alış­veriş sahih olur. Ama iki batman veya daha fazla tereyağını ihtiva ediyorsa, alışveriş sahih olmaz. Açıkça bilindiği gibi sütün tortusu, -ki o kaymaktır-kıymet taşır. Bu hükmün illeti açıktır. Bu, asılda kendisinde fayda bulunan bir fazlalık vardır ki o da tortudur. Bu fazlalığın karşılığı hesaplanmalıdır. Susam, kendisinde mevcûd yağ kadar bir susam yağıyla satılırsa, susamın tortusu boşa gitmiş olur. Ama tortudan hiç yararlanilamayacaksa üzüm tortusunda olduğu gibi o zaman üzümün, kendisinde mevcûd şıradan az olmayan bir şırayla satılması sahih olur. Üzümdeki şıranın, satın alınan şı­raya eşit olduğu bilindikten sonra, şıra fazla olmasa bile, üzümün üzüm sı­rasıyla satılması sahih olur. Bir nevi yağa, nevini değiştirecek bir şey katılırsa; meselâ susam yağma menekşe yağı veya yasemin veya gül yağı katılırsa, bun siyle bilindiği şeyler bahsinde geçti.

Sirke de yağ gibidir. Sirkeler, kendilerinden çıkarılmış oldukları asılla­ra göre değişik cinsler olurlar. Üzüm sirkesi bir cins, dakal (kötü cins hur­ma) sirkesi bir cins, şarap sirkesi bir cinstir. Şu halde bunların her bir cinsinin kendi cinsinden olan sirkeyle misli misline; başka cinsten bir sirkeyle farklı miktarlarda satılmaları sahih olur. Sirkenin şıra ile farklı miktarlarda satıl­ması sahih olmaz. Çünkü şıra, bir süre sonra sirkeleşir. Bu durumda sirke, farklı miktarda bir sirkeyle satılmış gibi olur. İçinde esans bulunan bir kilo yağı, kokusuz bir kilo yağla satmak sahih olmaz. Çünkü bu durumda bir kilo yağ, bir kilo yağ ve artı esans karşılığında satılmış olmaktadır.

Hâlis sütü, kendi mislince hâlis sütle satmak caiz olur. Nitekim farklı miktardaki peynirle satılmadı da caiz olur. Çünkü ikisinin cinsleri değişiktir. Halis sütün yağsız sütle satılması durumunda, yağsız olan daha fazlaysa alış­veriş sahih olur. Aksi takdirde sahih olmaz. İki kilo yağsız sütün bir kilo hâlis sütle satılması sahih olur. Fakat bunun tersi olursa sahih olmaz. Çün­kü hâlis süt, kaymak ihtiva etmektedir. Bu fazlalığın göz önünde bulundu­rulması gerekir.

Su kuyuda veya nehirdeyse satılması sahih olmaz. İnsanların âdet edin­dikleri gibi kuyu suyunu ekmek ve benzeri şeyler karşılığında satmak sahih olmaz. Meğer ki kova veya ipi kiralanmış olsun....O zaman suyun satılması sahih olur. Suyu alıp küpe veya benzeri bir kaba koyarsa, böyle yapan kişi başkalarına nisbetle bu su üzerinde daha fazla hak sahibi olur. Suyun sahibi olur ve bu suyu satması da sahihtir. Bununla ilgili hükümler müsâkât bah­sinde açıklanacaktır.

Mâlikîler dediler ki: Cins, kendisinden elde edilmiş olduğu asla gö­re muhtelif olur. Yağlar, elde edilmiş oldukları asıllara göre muhtelif cinsle­re ayrılırlar. Buy tohumu, susam, şalgam, zeytin, turp tohumu, marul ve keten tohumundan elde edilen yağlarla diğer yağların tümü ribevîdirler. El­de edilmiş oldukları asılların cinsleri muhtelif olduğu için kendileri de muh­telif cinslerdir. Bal da öyle... O da kendisinden elde edilmiş olduğu asıllara göre değişik cinslere ayrılır.

Aynı cinsten olanları misli misline ve el be el olduğu takdirde biribirle­riyle satmak sahih olur. Ayrı cinsten olanları el be el olduğu takdirde farklı miktarda biribirleriyle satmak sahih olur. Değişik sınıf maddelerden elde edilen sirkeler, hep bîr cinstir. Sirkenin sirkeyle farklı miktarda satılması sahih olmaz.

Nebizler de sirke gibidir. Bundan maksat zeyt suyu, meyan kökü suyu, hurma suyu, zerdali suyu, papatya suyu ve incir nebizidir. Ribâ kapsamına giren sınıflardan elde edilen diğer muhtelif içecek nevileri de böyledir. Bun­ların hepsi bir cinstir. Bunların farklı miktarlarda biribirleriyle satılmaları sahih olmaz. Keçi boynuzu suyu bunlardan değildir. Çünkü keçi boynuzu ribâ kapsamına giren nesnelerden değildir.

Hurmayla sirke iki ayrı cinstirler. Bunların farklı miktarlarda biribirle-riyle satılmaları sahih olur. Nebizi diyecek olursak o, sirkeyle bir cinstir. Mû-temed görüş budur. Bunların farklı miktarlarda biribirleriyle satılmaları sahih olmaz, fakat misli misline biribirleriyle satılmaları sahih olur. Nebiz, hur­mayla birlikte yine bir cinstir. Ancak bunların ne farklı miktarlarda, ne de misli misline biribirleriyle satılmaları sahih olur.

Süt ve ondan elde edilen şeylere gelince bunlar yedi türdürler: Hâlis süt, kaymak, tereyağı, yağsız süt, çökelek, peynir ve yoğurt. Bu nevilerden her birini, misli misiine kendi neviyle satmak caizdir. Meselâ bir kilo hâlis sütü, bir kilo hâlis sütle satmak; bir kilo kaymağı bir kilo kaymakla satmak caiz­dir. Diğerleri için de böyle. Hâlis sütün kaymakla, tereyağiyla, peynirle, çö­kelekle satılması sahih olmaz. Aynı şekilde kaymağın tereyağıyla, peynir veya çökelekle satılması; tereyağının da peynir veya çökelekle satılması sahih olmaz.

Yağsız sütün veya yoğurdun çökelekle satılmasına gelince; bunun ke­sinlikle sahih olmayacağım söyleyenler olduğu gibi çünkü bu, kuruyu süt ile satmak kabilindendir ki bu caiz değildir sahih olacağını söyleyenler de vardır. Kuvvetli olan görüş birincisidir. Peynirin çökelekle satılması husu­sunda da aynı şekilde ihtilâf edilmiştir. Bazıları bu alış-verişin caiz olduğu­nu söylerken, bazıları da bu alışverişin yasak olduğunu söylemişlerdir.