ehlidunya
Sun 23 October 2011, 04:57 pm GMT +0200
ŞİŞMANLARIN DAHA FAZLA D VİTAMİNİNE İHTİYAÇ DUYABİLECEKLERİ İDDİA EDİLİYOR
Yeni bir araştırma şişmanlıkla düşük D vitamini seviyeleri arasındaki bağlantı için ilâve delil sağladı. Çalışma, şişmanların D vitaminini hormonal açıdan aktif şekline daha az dönüştürebildiklerini gösterdi. Norveç'teki bir zayıflama kliniğinde tedavi gören yaklaşık 1.800 kişinin D vitamini ve hormonal açıdan aktif şekli olan 1,25(OH)2D seviyeleri ölçüldü. 1.800 kişinin çoğu kilolu, % 11'i morbid obez (vücut kitle indeksi 40 veya daha yüksek) idi. Çalışmaya katılanlar ne kadar ağır ise, D vitaminleri o ölçüde düşük olmaya meyilliydi. D vitamini yağda eriyen bir vitamin olduğundan şişmanlığın düşük D vitamini seviyeleriyle alâkalı olması mantıklıdır. Çalışma Journal of Nutrition'da yayımlandı. Deride üretilen veya sindirilen D vitamininin çoğu yağ dokusu tarafından tutulur. Bu yüzden, şişmanlar güneş, gıda ve destek ürünlerinden şişman olmayanlar kadar D vitamini alsalar da, kan D vitamini seviyeleri daha düşük olma temayülünde olacaktır.(WebMD Health News 17.12.2010).
GÜNLÜK DÜZENLİ YÜRÜYÜŞ ALZHEİMER HASTALIĞININ İLERLEMESİNİ YAVAŞLATABİLİR
Günlük düzenli yürüyüşün fizikî sağlık için iyi olduğu zaten biliniyordu; yeni bir araştırmayla Alzheimer hastalığının ilerlemesini ve zihin gerilemesini yavaşlatabildiği de gösterildi. Beyinle alâkalı bu faydaları elde edebilmek için yaklaşık 10 yıl süreyle haftada en az sekiz kilometre yürümek gerekiyor.
Pittsburgh Üniversitesi araştırmacıları 426 yaşlının haftalık yürüyüş şekillerinin incelendiği 20 yıllık bir çalışmanın verilerini değerlendirdiler. Çalışma başlangıcında 44 yaşlıda Alzheimer hastalığı, 83 yaşlıda hafif zihnî bozukluk (vakaların yarısında bu bozukluk eninde sonunda Alzheimer hastalığına ilerler) vardı. Diğer yaşlılar ise zihnî açıdan sağlıklıydı. Çalışmanın onuncu yılında yaş, cinsiyet, vücut yağ yüzdesi, kafa büyüklüğü ve eğitim seviyesi açısından farklılıklar ortadan kaldırıldığında, egzersizi en çok yapanlarda beyin hacminin en fazla olduğu bulundu. Büyük beyin hacmi, genel beyin sağlığının ve beyin hücre ölümünün az olduğunun işaretidir.
Aynı çalışmada sağlıklı yaşlıların beyin sağlıklarını korumak için haftada 9,6 kilometre yürümek mecburiyetinde oldukları da gösterildi. Daha önce Japonların yaptığı bir çalışmada zihnî fonksiyonları normal veya bir yıldır süren Alzheimer hastalığı sebebiyle hafif bozuk olan 265 kişi incelenmiş ve 12 ay süreyle yapılan ılımlı egzersizlerden sonra, katılımcıların yüzde 70'inde hafıza fonksiyonlarında belirgin düzelme görüldüğü bulunmuştu. Kişi ne kadar fazla egzersiz yapıyorsa iyileşme o kadar fazlaydı. (Weekly Bulletin from DrWeil.com 30.12.2010)
YENİ NESİL KONTAKT LENSLERE DOĞRU
2008'de Washington Üniversitesi'nde B. Parviz liderliğindeki araştırma grubu, üzerine kırmızı renkli LED (ışık yayan diyot) yerleştirilmiş kontakt lensi, bir prototip olarak ortaya koydu. Hedefleri, diyabetli hastalarda şeker seviyesini gözdeki bu lens vasıtası ile kolayca izleyebilmekti. Ortaya konan ürün başarılıydı, zîrâ gözyaşındaki glikoz seviyesinin kandaki seviye ile doğrudan münasebetli olduğu biliniyordu. Artık, şeker kontrolü için, parmaktan kan alma yerine, lens takılmış göze bakmak yeterli olacaktı.
Bu tasarım, birçok fikrin geliştirilmesine vesile oldu. Araştırmacılar; "Lens üzerine telsiz haberleşme sistemi eklenerek, kişinin sağlık durumu bir merkez tarafından takip edilemez mi? Görülenler, bir cep telefonu ile ilişkilendirilerek bir başka ortama aktarılamaz mı?" gibi soruları sormaya başladı.
Bu düşünceleri bir lens üzerinde gerçekleştirmek kolay değildi. Lozan'da bulunan İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü ile işbirliği yapan bir şirket, akıllı lens denebilecek bir ürünü ticarî hâle getirmeyi başardı. Lens üzerinde, görme alanı dışında tutulan bir çip ile çevreye yerleştirilmiş dairevî bir anten bulunmakta. Anten üzerinden hem çipe enerji sağlanıyor hem de vücut üzerinde taşınan bir sisteme çipin topladığı veriler gönderiliyor. Bu veriler aynı zamanda doktorun bilgisayarına da aktarılıyor. Sistem, göz basıncını, kornea tabakası üzerindeki eğimlerin değişmesini takip ederek algılıyor. Lensler 24 saat kullanım süresine sahip olduğundan, her gün değiştiriliyor.
B. Parviz ve arkadaşlarının hedefi, sözkonusu çalışmaları bir adım ötesine taşıyarak, daha güçlü bir anteni vücutta hâricen bir paket veya kemer üzerinde taşınan destek birimi ile beslemek ve daha düşük şeker seviyelerini de algılayabilmek.
İ. H. İhsanoğlu - Y. Demir - S. R. Sayın
sızıntı
Yeni bir araştırma şişmanlıkla düşük D vitamini seviyeleri arasındaki bağlantı için ilâve delil sağladı. Çalışma, şişmanların D vitaminini hormonal açıdan aktif şekline daha az dönüştürebildiklerini gösterdi. Norveç'teki bir zayıflama kliniğinde tedavi gören yaklaşık 1.800 kişinin D vitamini ve hormonal açıdan aktif şekli olan 1,25(OH)2D seviyeleri ölçüldü. 1.800 kişinin çoğu kilolu, % 11'i morbid obez (vücut kitle indeksi 40 veya daha yüksek) idi. Çalışmaya katılanlar ne kadar ağır ise, D vitaminleri o ölçüde düşük olmaya meyilliydi. D vitamini yağda eriyen bir vitamin olduğundan şişmanlığın düşük D vitamini seviyeleriyle alâkalı olması mantıklıdır. Çalışma Journal of Nutrition'da yayımlandı. Deride üretilen veya sindirilen D vitamininin çoğu yağ dokusu tarafından tutulur. Bu yüzden, şişmanlar güneş, gıda ve destek ürünlerinden şişman olmayanlar kadar D vitamini alsalar da, kan D vitamini seviyeleri daha düşük olma temayülünde olacaktır.(WebMD Health News 17.12.2010).
GÜNLÜK DÜZENLİ YÜRÜYÜŞ ALZHEİMER HASTALIĞININ İLERLEMESİNİ YAVAŞLATABİLİR
Günlük düzenli yürüyüşün fizikî sağlık için iyi olduğu zaten biliniyordu; yeni bir araştırmayla Alzheimer hastalığının ilerlemesini ve zihin gerilemesini yavaşlatabildiği de gösterildi. Beyinle alâkalı bu faydaları elde edebilmek için yaklaşık 10 yıl süreyle haftada en az sekiz kilometre yürümek gerekiyor.
Pittsburgh Üniversitesi araştırmacıları 426 yaşlının haftalık yürüyüş şekillerinin incelendiği 20 yıllık bir çalışmanın verilerini değerlendirdiler. Çalışma başlangıcında 44 yaşlıda Alzheimer hastalığı, 83 yaşlıda hafif zihnî bozukluk (vakaların yarısında bu bozukluk eninde sonunda Alzheimer hastalığına ilerler) vardı. Diğer yaşlılar ise zihnî açıdan sağlıklıydı. Çalışmanın onuncu yılında yaş, cinsiyet, vücut yağ yüzdesi, kafa büyüklüğü ve eğitim seviyesi açısından farklılıklar ortadan kaldırıldığında, egzersizi en çok yapanlarda beyin hacminin en fazla olduğu bulundu. Büyük beyin hacmi, genel beyin sağlığının ve beyin hücre ölümünün az olduğunun işaretidir.
Aynı çalışmada sağlıklı yaşlıların beyin sağlıklarını korumak için haftada 9,6 kilometre yürümek mecburiyetinde oldukları da gösterildi. Daha önce Japonların yaptığı bir çalışmada zihnî fonksiyonları normal veya bir yıldır süren Alzheimer hastalığı sebebiyle hafif bozuk olan 265 kişi incelenmiş ve 12 ay süreyle yapılan ılımlı egzersizlerden sonra, katılımcıların yüzde 70'inde hafıza fonksiyonlarında belirgin düzelme görüldüğü bulunmuştu. Kişi ne kadar fazla egzersiz yapıyorsa iyileşme o kadar fazlaydı. (Weekly Bulletin from DrWeil.com 30.12.2010)
YENİ NESİL KONTAKT LENSLERE DOĞRU
2008'de Washington Üniversitesi'nde B. Parviz liderliğindeki araştırma grubu, üzerine kırmızı renkli LED (ışık yayan diyot) yerleştirilmiş kontakt lensi, bir prototip olarak ortaya koydu. Hedefleri, diyabetli hastalarda şeker seviyesini gözdeki bu lens vasıtası ile kolayca izleyebilmekti. Ortaya konan ürün başarılıydı, zîrâ gözyaşındaki glikoz seviyesinin kandaki seviye ile doğrudan münasebetli olduğu biliniyordu. Artık, şeker kontrolü için, parmaktan kan alma yerine, lens takılmış göze bakmak yeterli olacaktı.
Bu tasarım, birçok fikrin geliştirilmesine vesile oldu. Araştırmacılar; "Lens üzerine telsiz haberleşme sistemi eklenerek, kişinin sağlık durumu bir merkez tarafından takip edilemez mi? Görülenler, bir cep telefonu ile ilişkilendirilerek bir başka ortama aktarılamaz mı?" gibi soruları sormaya başladı.
Bu düşünceleri bir lens üzerinde gerçekleştirmek kolay değildi. Lozan'da bulunan İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü ile işbirliği yapan bir şirket, akıllı lens denebilecek bir ürünü ticarî hâle getirmeyi başardı. Lens üzerinde, görme alanı dışında tutulan bir çip ile çevreye yerleştirilmiş dairevî bir anten bulunmakta. Anten üzerinden hem çipe enerji sağlanıyor hem de vücut üzerinde taşınan bir sisteme çipin topladığı veriler gönderiliyor. Bu veriler aynı zamanda doktorun bilgisayarına da aktarılıyor. Sistem, göz basıncını, kornea tabakası üzerindeki eğimlerin değişmesini takip ederek algılıyor. Lensler 24 saat kullanım süresine sahip olduğundan, her gün değiştiriliyor.
B. Parviz ve arkadaşlarının hedefi, sözkonusu çalışmaları bir adım ötesine taşıyarak, daha güçlü bir anteni vücutta hâricen bir paket veya kemer üzerinde taşınan destek birimi ile beslemek ve daha düşük şeker seviyelerini de algılayabilmek.
İ. H. İhsanoğlu - Y. Demir - S. R. Sayın
sızıntı