- Sibgatullah

Adsense kodları


Sibgatullah

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
armi
Mon 22 March 2010, 04:04 pm GMT +0200


 
SİBGATULLAH



Allah´ın boyası. Onun boyası ile boyanma manasına gelen bu tamlama, İslâmi ıstılahta bir deyim haline gelmiştir. Her yönüyle müslüman olan, İslam´ın emir ve yasaklarından sakınan, kısaca Kur´an hükümlerini hayatına hakim kılan bir insan Allah´ın boyası ile boyanmıştır. Kur´an-ı Kerim´de bu tür insanlar övülmekte ve şöyle buyurulmaktadır: Âllah´ın boyası (ile boyan). Allah´ın boyasından daha güzel boyası olan kimdir! Biz ancak O´na kulluk ederiz" (el-Bakara, 2/138).

Ayet-i kerimede tanımlanan Allah´ın boyası ile boyanmak, müslüman olduğunu iddia eden bütün insanların görevidir. Rasûlüllah´ın Kur´an ahlâkıyla ahlâklandığı gibi müslümanlar da, kendi iç dünyalarını, aile hayatını, toplum hayatını, kısaca bütün yer yönü Kur´an ilkelerine göre şekillendirir, hayatlarını Kur´an´a uydururlarsa o zaman âyette tanımlanan mü´minler sınıfına dahil olurlar. Zira Allah´ın boyası ile boyanmak "ancak O´na kulluk etmekle" mümkün olur. Yalnız Allah´a kulluk gerçekleşmediği sürece, Allah´ın boyası değil; kişilerin üzerinde başka ilahların, başka güçlerin boyası vardır. Bir insan "müslümanım" dediği halde; onun giyimi, konuşması, yeme içmesi, başkalarıyla olan ilişkileri; dünyaya, hayata, ölüme, ölüm sonrası hayata bakışı kâfirlerinkinden farklı değilse, onun müslüman olduğu nereden anlaşılabilecektir? "Allah´ın boyasıyla boyandım" diyenin, dışarıdan bakıldığı anda müslüman olduğu anlaşılmalıdır. O kişi her şeyiyle diğer insanlardan farklı bir müslüman olduğunu hissettirmelidir. Kişilerin şahsında geçerli olan bu kural, aile hayatında da kendini göstermesi gerekir. Karı-koca ilişkileri, anne-çocuk, baba-çocuk ve hatta akrabalar arası ilişkiler hangi dünya görüşüne, hangi kurallara göre yürütülüyor? O ailenin yaşantısı İslam kurallarına göre mi, yoksa televizyon kültürüyle mi şekilleniyor? Evlenme, boşanma, miras hükümleri hangi hukuk kurallarına göre yürütülüyor? İslam´ın mı, yoksa beşeri düşünce sistemlerinin günübirlik değişen medeni hukukuna göre mi? Bu aile yalnız ve yalnız Allah´a mı itaat, ibadet ediyor; yoksa başka güçlerin etkisinde mi yaşıyor?

Yine insanların topluca yaşadıkları köyler, kasabalar, şehirler, ülkeler... Buralarda hangi kanunlar yürürlüktedir? Çarşı-pazar, okullar, hastahâneler, mahkemeler; ekonomi, siyaset, hukuk hangi kurallara göre işliyor? Allah´ın kitabı bu alanlarda söz sahibi mi? Ülkeyi idare eden meclisler, kendilerini kime karşı sorumlu sayıyorlar? Kendilerinin üzerinde bir Allah´ı kabul ediyorlar mı, etmiyorlar mı? Kiminle dostluk kuruluyor, düşmanlıklar kime karşı yürütülüyor? İşte bütün bu sorulara karşı verilecek cevap o toplumun hangi boya ile boyandığını, hangi rengi aldığını gösterir. Dilleriyle müslüman olduklarını söyleyenler, kendi hayatlarında, aile içerisinde, yaşadıkları toplumda İslam´ın kurallarını yürürlüğe koymamışlarsa, henüz o kişi ve o toplum Allah´ın boyasıyla boyanamamış, gerçek müslüman olamamıştır. Kendi kalbini bu boya ile boyayan bir insanın bundan sonraki görevi; dış görünüşünü, tavırlarını da bu boya ile boyamaya çalışmak; sonra da içinde yaşadığı topluma yönelmektir. İnsan tek başına İslâm´ı yaşayamaz; İslâm, toplum dinidir. İnsanın içinde bulunduğu toplum İslâm´a bağlı değilse, müslüman fert veya aile kendi dinlerini yaşamakta zorluk çekerler, hatta bunu başaramazlar. Onun için toplumun rengini kendi rengine uydurmak, Allah´ın dinini toplum içerisinde hâkim kılmak, müslümanın temel görevi, hatta müslüman kalabilmesinin vazgeçilmez şartıdır. Müslüman ıssız adaya çekilemeyeceğine göre; önce yaşayacağı çevreyi kendi inancı doğrultusunda şekillendirmekle yükümlüdür; yoksa inandığı gibi yaşayamaz. Allah´ın boyası ile yaşayabilmek için bulunduğu ortamı da o boya ile boyamak gerekir.