- Sevr Dağı ve Sevr Mağarasında Gizleniş

Adsense kodları


Sevr Dağı ve Sevr Mağarasında Gizleniş

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Mon 1 February 2010, 05:11 pm GMT +0200
Sevr Dağı ve Sevr Mağarasında Gizleniş


Sevr dağı Mekke´nin aşağı kesiminde[61] ve sağındadır. Sevr dağının Mekke´ye uzaklığı iki-üç mildir. Yüksekliği bir mildir*

Sevr dağının tepesinde bir mağara vardır. Dağdan, deniz gürünür.[62] Mağaranın girişi tepesindedir.[63]

Sevr dağında sorgun ve hamel gibi Hicaz ağaç ve bitkileri bulunur.[64]

Peygamberimiz (a.s.); evinden ayrıldıktan sonra, hemen Hz. Ebu Bekir´in evine geldi.

Evin arkasındaki küçük kapıdan, Hz. Ebu Bekir´le birlikte dışarı çıktılar.[65]

Mekke´nin aşağı tarafında bulunan Sevr dağındaki mağaraya doğru, geceleyin, yürüyerek gittiler.[66]

Hz. Ebu Bekir Peygamberimiz (a.s.)ın kâh önünde, kâh arkasında yürüyordu.

Peygamberimiz (a.s.) onun bu hareketinin farkına varınca:

"Ey Ebu Bekir! Sen niçin kâh önümde, kâh arkamda yürüyorsun?" diye sordu.

Hz. Ebu Bekir:

"Yâ Rasûlallah! Senin müşriklerce arandığını hatırladıkça arkanda, gözetlendiğini hatırladıkça da önünde yürüyorum!" dedi.

Peygamberimiz (a.s.):

"Başıma gelecek bir musibetin benim yerime senin başına gelmiş olmasını ister misin?" diye sordu.

Hz. Ebu Bekir:

"Evet! Seni hak dinle peygamber gönderen Allah´a yemin ederim ki; gelecek bir musibetin senin yer ine benim başıma gelmesini isterim" dedi.

Nihayet, mağaraya ulaştılar.

Hz. Ebu Bekir:

"Yâ Rasûlallah! Ben senin için girip mağarayı temizleyinceye kadar, sen yerinde dur!" dedi.

Kendisi mağaraya girdi.

Mağaranın içini temizleyip yukarı çıkınca, içindeki delik deşikleri gidermediğini hatırladı.

"Yâ Rasûlallah! Ben delik ve deşikleri de giderinceye kadar, sen yerinde dur!" dedi. Mağaranın içine girip onları da giderdikten sonra:

"İn artık yâ Rasûlallah" dedi.[67]

Hz. Ebu Bekir; mağaranın içinde bulunması ve Peygamberimiz (a.s.)a zarar vermesi muhtemel yılan ve yırtıcı hayvanlara kendisi hedef olmak için önce kendisi girip her tarafı eliyle yok ladıktan sonra, Peygamberimiz (a.s.)ı indirdi.[68]

Mağaranın içinde erkek ve dişi yılanlara ait delikler bulunuyordu.

Hz. Ebu Bekir bir deliği tıkamadığını görmüş, oradan yılan çıkıp da Peygamber (a.s.)a zarar vermesin diye o deliğe ökçesini dayamış, deliğin içindeki yılan tarafından ısın İmi ştı .[69]

Hz. Ömer halifeliği sırasında bazılarının kendisini Hz. Ebu Bekir´e üstün tutar biçimde konuştuklarını işitince:

"Vallahi, Ebu Bekir´in o gecesi, Ömer´in bütün hanedanından daha hayırlıdır!

Ebu Bekir´in o günü, Ömer´in bütün hanedanından daha hayırlıdır!

Resûlullah (a.s.) mağaraya gitmek için evden çıktığı zaman, Ebu Bekir onun yanında idi" demiştir.[70]



[61] İbn İshak.İbnHişam, Sîre.c.2, s. 2, s. 130, Ezrakî, Ahbâru Mekke, c. 2, s. 294. * Mil, üç veya dört bin zira (arşın]fdı r (Fîrûzâbâdî, Kâmûsu"l-Muhît, c. 4, s. 54). 61 .

[62] Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 325.

[63] Muhibbüt-Taberî, Rıyâdu´n-nadrâ, c. 1, s. 92, Diyarbekrî, c. 1, s. 92.

[64] Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 328

[65] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 130, Belâzurî, Ensâbu´l-eşrâf, c. 1, s. 260, Taberî, Târîh, c. 2, s. 247, İbn Hazm , Cevâmiu´s-Sîre, s. 91, Ebu´l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c.1 ,s. 236, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 104, Muhibbüt-Taberî, Rıyâdu´n-nadrâ, t 1, s. 86, İbn Kayyım , Zâdü´l-mead, c. 2, s. 58, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 178, Diyarbekrî, c. 1, s. 1, s. 324, Halebî, İnsânu´l-uyûn, c. 2, s. 203.

[66] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 130, Taberî, c. 2, s. 247, İbn Hazm, s. 91, Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 179.

[67] Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 6, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 476, Muhibbü´t-Taberî, Rıyâdu´n-nadrâ, c. 1, s. 92, Ebu´l- Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 180.

[68] İbn İshak.İbnHişam, Sîre,c.2, s. 130, Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 180.

[69] Beyhakî, Delâil, c. 2, s. 477, Süheylî, Ravdu´l-ünüf, c. 4, s. 210, Ebu´l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 1, s. 230, Zehebî, Târîhu´l-islâm,s.322, Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 180.

[70] Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 6, Beyhakî, Delâil, c. 2, s. 476-477, Muhibbüt-Taberî, c. 1, s. 92, Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 180.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/338-340