sumeyye
Thu 29 July 2010, 02:51 pm GMT +0200
Sevda Gayretten Sorulur
Toprağın ve çiçeklerle yaprakların gecenin nemiyle hemhal olduğu…Kepenklerin henüz sessizliği yırtmadığı bir sükunet vaktinde…Gecenin eteklerini sürüdüğü yavaş yavaş geçip giderken… Ufukta güneşin habercisi belli belirsiz bir koyu kızıllık… Kızkulesinin gözleri kapalı henüz …
Çamlıca boz bulanık bir sisin alacakaranlığının derinliğinde…
Serin/soğuk okşayışlı bir rüzgarla…
İstanbul…
Halâ İstanbul…
Eğer yorgana sığınmadıysanız ve sahilde veya boğazın görülebildiği bir yerdeyseniz…
Üşümek ve İstanbul’a muhabbetiniz varsa…
Xxx
Her cümlenin sonuna üç nokta konur mu ve hangi imlâ kaidesi hoş görür?
Xxx
Bir kurşundan kaçarken yaşamak için…
Veya ölmeye razıyken “aşk”tan yana durup…
Ne kitapta yeri bulunur, ne de kaidelerin hükmü vardır.
Xxx
İstanbul yarısı karalanmış bir şah bestedir.
Nağmesi kulaklarımızda…
Ve aşk hafızada kalan hatıralarla değil, kalpte sızlayan yaralarla yaşar.
Hafıza nisyan ile malûldur.
Ya aşk yarası?
Xxx
İstanbul aşk!
Aşk İstanbul!
Aşk ki ayrılıktan ibaret…
Aramak bir ömür boyu…
Xxx
Kızkulesinin uykusunda…
Erguvan yaprağında/ çiğ damlasında…
Gecenin eteklerinde…
Kimsenin aramadığı…
Veya olmadığını sandığı yerlerde…
Aramak…
Xxx
Gündüz elinde kalemle karalarken satır satır…
Gecenin elinden tutmak…
Çünkü…
Bir kurşundan kaçarken yaşamak için…
Veya ölmeye razıyken “aşk”tan yana durup…
Ne kitapta yeri bulunur, ne de kaidelerin hükmü vardır.
Sevda gayretten sorulur!
Murat BAÞARAN