ehlidunya
Thu 1 July 2010, 03:48 am GMT +0200
Sessiz Ustalar
Arkadaşımız Prof. Dr. Şerif Ali Tekalan Bey, "Dirilişin Yol Haritası" olarak ortaya koyduğu yeni eserine "Sessiz Ustalar" ismini vermiş.
Köylerindeki Halil Usta'dan başlayarak, dünyanın her tarafına Anadolu'nun bağrından kopup giden "dağlar gibi parçalarımızı" ele alıp "gürültüsüz ve sessiz" iş yapma ve hizmet etme başarısı sağlayan yiğitleri hem nazara vermiş hem de tecrübelerine dayanarak usul, üslup ve adab-ı muaşeret ve protokol kaidelerine riayet konularında yol gösterici izahlarda bulunmuştur. Kendi üslubunun bir parçası olarak da tenkitlerini latifelerle süslemiştir. Birer tadımlık alıntılarla bu hoş anlatımı sizlere takdim etmek istiyorum:
"Rahmetli Ayvaz Gökdemir anlatmıştı: Gece yarısı ev telefonu çalar. Karşıdaki, Gaziantepli bir vatandaştır. O zamanlarda Ayvaz Bey, Gaziantep milletvekilidir. Karşıdaki, İstanbul'dan gelip Gaziantep'e gittiğini ve şu anda Ankara'da terminalde olduğunu, geçerken bir uğrayayım demek için aradığını söyler. Ayvaz Bey de çok iyi ettiğini söyleyerek, yine o zaman Gaziantep milletvekili olan Mustafa Taşar'ın ev telefonunu verir ve 'Aramazsan üzülür, onu da ara.' der. Burada arayan, bunun bir telefon olduğunu, Gaziantep'ten de uygun bir zamanda arayabileceğini düşünmemiştir."
"1955'te Amerika'da zenci-beyaz ayrımı vardı ve zenciler ikinci sınıf insandı. O tarihte ABD'nin güney eyaletlerinde mesela otobüslere zencilerle beyazlar ayrı kapılardan biniyor ve farklı koltuklarda oturuyorlardı. Rosa Parks adındaki zenci bayan, siyahlara ayrılan bölümde otururken beyaz bir erkek, beyazlara ayrılan bölümde boş koltuk olmaması üzerine Parks'tan, kalkmasını istemiş ve Parks da yerini vermemişti. Otobüs şoförünün polisi araması üzerine 42 yaşındaki Parks, kamu düzenine aykırı davranmaktan suçlu bulunmuş, tutuklanan Parks'a 14 dolar para cezası verilmişti.
Yine Alabama valisi, zencileri üniversiteye sokmama gayreti içindeydi. Böylelikle olaylar patlak verdi. Ama bu mütevazı kadının, otobüs yolculuğundaki kararlı tutumu, bir tarihi dönemin de başlangıcı oldu. Parks, böylece Amerikan toplumunun beyaz kurallarına karşı ilk direnişin sembolü oldu. Bu çalışkan, saygılı ve inançlı kadın, büyük sempati topladı. Rosa Parks olayının ardından siyah ırkın ileri gelenlerinden 50 kişi ne yapılacağını tartışmak üzere o zamanlar az tanınan Babtist rahip Martin Luther King'in liderliğinde toplanmış ve 'Montgomery Otobüs Olayı'nı başlatmıştı.
Siyahlar 381 gün boyunca -otobüslerde ayrım yasası kaldırılana kadar- otobüsleri boykot etmişti. Bir yıl boyunca otobüslere binmeyen zenciler, her yere yaya gittiler. Zencilerin düzenlediği protestolar bir yıl sonra meyvesini verdi, 1956'da otobüslerdeki ayrımın anayasaya aykırı olduğunun kabul edilmesiyle sonuçlandı. Bu dava, emsal bir karar olarak yalnızca eyaletler arası ticaret hukukuna değil, bütün ırk temelli ayrı tutma yasalarına karşı uygulandı.
Eylem sebebiyle King'e Nobel Barış Ödülü verildi. Bu eylemler, 1964 Sivil Haklar Yasası'nı getirdi. Yasa ile ABD'de ilk defa ırk ayrımcılığı yasaklandı ama bu arada Rosa Parks, 1957 yılında işini kaybetti, başka bir şehre taşınmak zorunda kaldı ve uzun yıllar yoksulluk içinde yaşadı.
Rosa Parks, 1996 yılında Başkan Bill Clinton tarafından Amerika'da sivillere verilen en yüksek ödül olarak başkanlık özgürlük madalyasına layık görüldü. 1999 yılında da Kongre tarafından altın madalya ile ödüllendirildi. 25 Ekim 2005 tarihinde Rosa Parks, hayata gözlerini kaparken bugün dünyada sadece siyahlara karşı ayrımcılığın değil, her türlü ayrımcılığın simgesi olmuş oldu. 92 yaşında vefat eden Rosa'nın cenazesi Washington'a, Kongre Binası'na getirildi. ABD Başkanı Bush, Dışişleri Bakanı Condolezza Rice ve Kongre üyeleri, katafalkın başında saygı duruşunda bulundular. Rice, bir zenci olduğu halde, Rosa Parks olmasaydı kendisinin şu anda bu yerde bakan olarak bu mevkide olamayacağını söyledi. Rosa Parks'ın katafalkı, Amerika Kongresi'nde ziyaretçilere açılan ilk kadın ve ikinci zenci Amerikalı oldu."
Bu olay, bizlere büyük bir ders ve ibret kapılarını açıyor.
Arkadaşımız Prof. Dr. Şerif Ali Tekalan Bey, "Dirilişin Yol Haritası" olarak ortaya koyduğu yeni eserine "Sessiz Ustalar" ismini vermiş.
Köylerindeki Halil Usta'dan başlayarak, dünyanın her tarafına Anadolu'nun bağrından kopup giden "dağlar gibi parçalarımızı" ele alıp "gürültüsüz ve sessiz" iş yapma ve hizmet etme başarısı sağlayan yiğitleri hem nazara vermiş hem de tecrübelerine dayanarak usul, üslup ve adab-ı muaşeret ve protokol kaidelerine riayet konularında yol gösterici izahlarda bulunmuştur. Kendi üslubunun bir parçası olarak da tenkitlerini latifelerle süslemiştir. Birer tadımlık alıntılarla bu hoş anlatımı sizlere takdim etmek istiyorum:
"Rahmetli Ayvaz Gökdemir anlatmıştı: Gece yarısı ev telefonu çalar. Karşıdaki, Gaziantepli bir vatandaştır. O zamanlarda Ayvaz Bey, Gaziantep milletvekilidir. Karşıdaki, İstanbul'dan gelip Gaziantep'e gittiğini ve şu anda Ankara'da terminalde olduğunu, geçerken bir uğrayayım demek için aradığını söyler. Ayvaz Bey de çok iyi ettiğini söyleyerek, yine o zaman Gaziantep milletvekili olan Mustafa Taşar'ın ev telefonunu verir ve 'Aramazsan üzülür, onu da ara.' der. Burada arayan, bunun bir telefon olduğunu, Gaziantep'ten de uygun bir zamanda arayabileceğini düşünmemiştir."
"1955'te Amerika'da zenci-beyaz ayrımı vardı ve zenciler ikinci sınıf insandı. O tarihte ABD'nin güney eyaletlerinde mesela otobüslere zencilerle beyazlar ayrı kapılardan biniyor ve farklı koltuklarda oturuyorlardı. Rosa Parks adındaki zenci bayan, siyahlara ayrılan bölümde otururken beyaz bir erkek, beyazlara ayrılan bölümde boş koltuk olmaması üzerine Parks'tan, kalkmasını istemiş ve Parks da yerini vermemişti. Otobüs şoförünün polisi araması üzerine 42 yaşındaki Parks, kamu düzenine aykırı davranmaktan suçlu bulunmuş, tutuklanan Parks'a 14 dolar para cezası verilmişti.
Yine Alabama valisi, zencileri üniversiteye sokmama gayreti içindeydi. Böylelikle olaylar patlak verdi. Ama bu mütevazı kadının, otobüs yolculuğundaki kararlı tutumu, bir tarihi dönemin de başlangıcı oldu. Parks, böylece Amerikan toplumunun beyaz kurallarına karşı ilk direnişin sembolü oldu. Bu çalışkan, saygılı ve inançlı kadın, büyük sempati topladı. Rosa Parks olayının ardından siyah ırkın ileri gelenlerinden 50 kişi ne yapılacağını tartışmak üzere o zamanlar az tanınan Babtist rahip Martin Luther King'in liderliğinde toplanmış ve 'Montgomery Otobüs Olayı'nı başlatmıştı.
Siyahlar 381 gün boyunca -otobüslerde ayrım yasası kaldırılana kadar- otobüsleri boykot etmişti. Bir yıl boyunca otobüslere binmeyen zenciler, her yere yaya gittiler. Zencilerin düzenlediği protestolar bir yıl sonra meyvesini verdi, 1956'da otobüslerdeki ayrımın anayasaya aykırı olduğunun kabul edilmesiyle sonuçlandı. Bu dava, emsal bir karar olarak yalnızca eyaletler arası ticaret hukukuna değil, bütün ırk temelli ayrı tutma yasalarına karşı uygulandı.
Eylem sebebiyle King'e Nobel Barış Ödülü verildi. Bu eylemler, 1964 Sivil Haklar Yasası'nı getirdi. Yasa ile ABD'de ilk defa ırk ayrımcılığı yasaklandı ama bu arada Rosa Parks, 1957 yılında işini kaybetti, başka bir şehre taşınmak zorunda kaldı ve uzun yıllar yoksulluk içinde yaşadı.
Rosa Parks, 1996 yılında Başkan Bill Clinton tarafından Amerika'da sivillere verilen en yüksek ödül olarak başkanlık özgürlük madalyasına layık görüldü. 1999 yılında da Kongre tarafından altın madalya ile ödüllendirildi. 25 Ekim 2005 tarihinde Rosa Parks, hayata gözlerini kaparken bugün dünyada sadece siyahlara karşı ayrımcılığın değil, her türlü ayrımcılığın simgesi olmuş oldu. 92 yaşında vefat eden Rosa'nın cenazesi Washington'a, Kongre Binası'na getirildi. ABD Başkanı Bush, Dışişleri Bakanı Condolezza Rice ve Kongre üyeleri, katafalkın başında saygı duruşunda bulundular. Rice, bir zenci olduğu halde, Rosa Parks olmasaydı kendisinin şu anda bu yerde bakan olarak bu mevkide olamayacağını söyledi. Rosa Parks'ın katafalkı, Amerika Kongresi'nde ziyaretçilere açılan ilk kadın ve ikinci zenci Amerikalı oldu."
Bu olay, bizlere büyük bir ders ve ibret kapılarını açıyor.