sumeyye
Wed 9 February 2011, 05:26 pm GMT +0200
Şeriatlar, Bir Hikmete Dayanır:
Bil ki: Allah Teâlâ, peygamberler göndermek suretiyle insanların karanlıklardan aydınlığa çıkmasını murad eder de, bu amaçla gönderilen peygamberin durumunu onlara vahiy yoluyla bildirir. Üzerlerine peygamberlik nurunu indirir ve kalplerine, âlemin düzene sokulması için bir arzu ve istek koyar, peygamberin gönderildiği andaki insanların hidayete gelmesi behemehal bazı işlerin ve ön hazırlıkların (mukaddimelerin) bulunmasına bağlıdır. İşte bunun içindir ki hikmet-i ilâhî, bütün bu ön hazırlıkların yapılmasının peygamberlerin gönderilmesi amacında mündemiç bulunmasını gerektirir. Yine peygamberlere itaatin ve onlara boyun eğmenin farz kılınmasının, o kavmin ıslâhı için gerekli olan ön hazırlıkların (mukaddime), aklen ve âdeten mutlaka olması zorunlu bulunan şeylerin farziyetine bir basamak kılınmasını gerektirir. Çünkü şeriat bir bütündür ve birbirine bağlıdır. [432] Allah Teâlâ’ya hiçbir şey gizli değildir ve Allah’ın dininde rastgele konulmuş hiçbir hüküm yoktur. Benzerleri içerisinde belli bir şeyin belirlenmiş olması, mutlaka sebep ve hikmetlere bağlıdır ki bunları, ancak din ilimlerinde derinleşmiş olanlar (râsihun) bilebilir. Biz burada, bu hikmet ve sebeplerden bir kısmına dikkat çekmek istiyoruz.
Allah’u alem!
4) Belli Bir Asra/KavmeMahsus Olan Şeriatlarınİndirilmesinin Hikmeti
Bir Şeriatın Belli Bir Asra Ve Belli Bir Kavme Mahsus Olarak İnmesi:
Bu konuda dayanak şu âyet-i kerîme olmaktadır:
“Tevrat’ın indirilmesinden önce -(bilâhare) israil’in (Yakub) kendisine haram kıldıkları dışında- yiyeceğin her türlüsü İsrail oğullarına helâl idi.” [433]
İsrail Oğullarına Deve Etinin Haram Kılınmasının Sebebi:
Ayetin tefsiri şöyle: Hz. Yakûb (s.a.), şiddetli bir hastalığa yakalanmıştı. İyileşirse, en çok sevdiği yiyecek ve içeceği kendisine haram kılacağına dair adakta bulunmuştu. İyileşince deve etini ve sütünü kendisine haram kılmıştı. Bu konuda oğulları da ona uydular. Böylece üzerinden asırlar geçti ve İsrail oğulları, şayet muhalefetle deve eti yiyecek olurlarsa peygamberlerin hakkına riayet etmemiş olacaklarına inanır oldular. Tevrat da, bu inancı pekiştirerek geldi. Rasûlullah (s.a.), kendisinin Hz. İbrahim dini üzere olduğunu açıkladığında Yahudiler: “Deve eti ve sütü yiyip içerken nasıl olur da Hz. İbrahim dini üzere olabilir?” dediler. Bunun üzerine Allah Teâlâ, onların iddialarını reddetti. Çünkü her türlü yiyecek aslında helâldi, deve sırf yahudileri ilgilendiren arızî bir durumdan dolayı haram kılınmıştı. Peygamberliğin, İsmail (s.a.) oğullarından zuhur etmesi halinde, onlar, yahudiler hakkında söz konusu olan arızî durumla ilgileri olmadığından, göreli haramlık hükmüne riayete gerek kalmamıştı.
[432] Yani, altyapı mahiyetinde olan ön hazırlıklar, bir sonrakine basamak görevi yapacak öncelikli hükümler olmadan şeriat binası tamamlanamaz. (Ç)
[433] Âl-i İmrân: 3/93.