sumeyye
Sun 30 January 2011, 01:49 pm GMT +0200
Serî Özürler:
Şer'an dikkate alınan Özürler şunlardır: [221]
1. Sefer (Yolculuk):
Yolculukta ne gibi zahmet ve sıkıntıların bulunduğunu anlatmaya gerek yoktur. Rasûlullah (s.a.), yolculuk sebebiyle bazı ruhsatlar getirmiştir: [222]
i. Namazı Kısaltma Ruhsatı:
Bu ruhsatlardan biri, namazın kısaltılarak kılınmasıdır. Namazın aslî sayısını olduğu gibi bırakmış ki bu on bir rekattır, gönül huzuru ve ikamet şartına bağlı olarak eklenmiş olan rekatları düşürmüştür. Bu sayıda (yani on bir rekat sayısında), bir tür azimet özelliği olduğundan, sefer halinde bu şekilde kılınabilmesi için illâ zaruret olması, son derece zorluk ve sıkıntının bulunması şartı aranmamıştır. Bu yüzden Rasûlullah (s.a.), 'Yeryüzünde sefere çıktığınızda kâfirlerin size kötülük etmelerinden korkarsanız, namazı kısaltmanızda size bir günah yoktur.[223] âyetindeki korku şartının, ihtirazı bir kayıt olmadığını, mefhûm-u muhalifinin bulunmadığını ifade etmiş ve şöyle buyurmuştur: "Bu, Allah'ın size tasadduk etmiş olduğu bir sadakadır; O'nun sadakasını kabul edin! [224] Allah'ın sadakasını geri çevirmek küstahlık olur. Bu yüzdendir ki Rasûlullah (s.a.), her ne kadar kısmen de olsa tam kılmayı tecviz etmiş ise de, sefer halinde namazını hep kısaltmıştır. Şu halde bu, müekked bir sünnettir.
Namazları tam kılmanın caiz olduğunu belirten rivayet ile, sefer halinde iki rekatın tam olduğunu, bunda kısaltma olmadığını ifade eden rivayet arasında ihtilâf yoktur. Çünkü aslî vacibin sadece iki rekat olması mümkündür. Bununla birlikte dört olarak kılınması, birincinin yerini tutar. Hasta ve kölenin, cuma namazını kılması halinde kendilerinden Öğle namazının düşmesi; kendisine bir deve zekât vermek vacip olan kimsenin, bütün mallarını tasadduk etmesi gibi olur. Bu yüzden sefer hükmünün bir gereği olarak, yükümlü hakkında "yolcu" kelimesinin kullanılması sahih olduğu andan itibaren, bu ismin kendisinden tamamen kalktığı ana kadar namazlarını kısaltarak kılması caizdir ve bunun için bir meşakkat bulunup bulunmadığına, tamamlamaya kudreti olup olmadığına bakılmaz. Çünkü bu şekilde kısaltarak kılması, bu durumda olan kimsenin daha baştan belirlenmiş bir yükümlülüğü olmaktadır. Ibn Ömer'in, "Rasûlullah (s.a.), yolculuk namazını iki rekat olarak koydu; onlar Öylece tamamdır; kısaltma yoktur." sözünün manası budur. [225]
[221] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/67.
[222] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/67.
[223] Ntsâ 4/101.
[224] Müslim, Müsâfırîn, 4; Ebû Dâvûd, Sefer, 1.
[225] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/68.