- Seni gördüğüm gün bayramımdır

Adsense kodları


Seni gördüğüm gün bayramımdır

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafız_32
Thu 21 October 2010, 02:38 pm GMT +0200
671 .Seni gördüğüm gün,benim bayram günümdür

Mefa'îlün, Mefa'îlün, Fe'ülün 

(c. 111, 1508 )

• Sefere çıktım, her şehre uğradım, senin gibi latif, senin gibi güzel hiç kimseyi göremedim.

• Ayrılıktan kurtuldum. Gurbetten geri geldim. Bir kere daha seni görmek saadetine erdim.

• Eşsiz bir bahçeye benzeyen güzel yüzünden düşeli, ne bir gül gördüm, ne bir meyve tattım.

*Kötü bahtımın yüzünden senden ayrı düştüm. Fakat her bahtsızdan da yüzlerce zahmetler, mihnetler çektim.

*Ne diyeyim, sensiz ben tamamıyla ölmüştüm. Allah beni yeniden diriltti. 

*Acaba yüzünü gören ben miyim? Acaba senin tatlı sesini ben mi duydum?

*Bırak da elini, ayağını öpeyim, bana bayramlık ver; çünkü seni gördüğüm gün benim bayram günümdür.

*Ey Mısır ülkesinin Yusufu, sana armağan olarak böyle parlak bir ayna aldım.

 

672. Sen sevda çekenlerin gönüllerine huzur verirsin.

Mefa'îlün, Mefa'îlün, Fe'ulün 

(c. III, 1507)

*Sevgilim, ben sende kaybolup gitmişim, görünmüyorum. Dün gece tuhaf şekilde seni rüyada gördüm.

*Mısırlı kadınlar gibi elimde turunç vardı. Yusufun güzelliği ile kendimden geçtim, ellerimi doğradım.

*O ay yüzlü güzel nerededir? 0 dün gece gördüğüm gözler nerede? 0 sözleri duyan kulaklar nerede?

*Ne sen varsın, ne de ben varım. Ne de o an, o zaman var. Ne de hayran dudakları ısıran dişler var.

*Senin sevdandan ben bir ambar doldurdum. Ben o ambara harmandan sevda taşıdım, durdum.

*Sen sevda çekenlerin gönüllerine rahatlık verirsin, huzur verirsin. Sen Zünnun'sun, sen Cüneyd'sin, sen Bayezid'sin.

 

673. Galiba ben, şimdi bu hale gelmemişim, ezelde de böyle imişim.

Mefa'îlün, Mefa'îlün, Fe'ulün 

(c. III, 1506)

• Ben her zaman böyle zeki değildim. Ben akıldan, fikirden çıkmış bir kişi değildim.

• Senin gibi ben de akıllı idim. Böyle deli, divane değildim. Ben böyle düşkün ve perişan bir halde de değildim.

• Güzeller gibi gönüller avlar dururdum. Ben gönül gibi kanlar içinde değildim.

• 0 nasıldır; bu nasıldır; diye arar dururdum. 0 nasıl olduğu bilinemeyen büyük yaratıcının yarattıklarına böyle hayran değildim.

• Sen benim gibi değilsin, senin aklın başında, otur da bir düşün bakalım; galiba ben şimdi bu hale gelmemişim. Ezelde de böyleymişim.

• Ben böyle günden güne artan aşka av olmamıştım. Eskiden herkesten üstün olmayı arar dururdum.

• Sonunda bir defîne gibi topraktan dışarı çıktım. Çünkü ben toprağa gömülen Karun değildim, ben ilahi bir defıneydim.

 

674. Öyle bir arkadaş istiyorum ki, benim derdimi kendine dert edinsin.

Mefa'îliin, Mefa'îlün, Fe'ulün

 (c. 111, 1505)

*Şu anda öyle bir mutrip (çalgıcı) istiyorum ki, mest olsun kendinden  geçsin de ne çaldığının farkında olmasın.

*Öyle bir arkadaş istiyorum ki, benim derdimi kendine dert edinsin. Fakat öyle  kendinden geçsin ki neşe ile gamı birbirinden ayırt edemesin.

"Mevlana kendi derdini dert edinen arkadaş istiyor. Behçet Kemal merhum da "İstiyorum" adlı şiirinde:

  "Bir zincir istiyorum, hırsımı bağlayacak
Bir yangın istiyorum, ruhumu dağlayacak
Bir ana istiyorum, başımda ağlayacak." diye yazmıştı. 

*0 bütün varlığı ile mest olsun da Ademoğlu olmaktan çıksın, değişsin, başka birşey olsun.

"Ademoğlu Eşref merhum da:

"Gözlerim Ademoğlu'ndan o rütbe yıldı kim
İstemem bir fatiha, tek çalmasınlar taşımı." demişti.

*Müslümanlık ondan nur alsın da, varlığından sıyrılsın, çıksın.

*Allah'ım, bize mest olmuş bir güzel gönder de sunacağı şarapla karnımızı davul gibi şişirsin.

*Davul çala çala kendimizden geçelim, dışarı çıkalım, sakîyi karşılamayı düşünelim.

*Bugün perişan, darmadağın sözler söylemek istiyorum. Elbette perişan olmuş bir kişi perişan sözler söyler, başka ne söyleyebilir ki?

*Bu perişan sözleri bana söyletmemek için sakinin gelmesi, birbiri ardınca nacağı kadehlerle ağzımı kapaması gerekmektedir.

 

675. Seni tanımadan önce, gece gündüz aşk masalları okurdum. Şimdi senin aşkınla ben kendim masal oldum.

Mefa'îlün, Mefa'îliin, Fe'ulün 

(c. III, 1499)

• Sevgilim gel ki, aşkından deli divane oldum. Bir şehir gibiydim, yıkıldım, harap oldum.

• Aşkının yüzünden her şeyimi kaybettim. Maldan, mülkten oldum. Şimdi ben senin aşkının derdi ile aynı evde, gönül evinde beraber oturmaktayız.

• Ben anlatılamayacak derecede tenbel birisiydim. Senin yüzünü görünce canlandım, bir yerde duramaz oldum.

• Canımın senin canınla dost olduğunu görünce, bütün dostlardan, akrabalardan ayrıldım.

• Ben seni tanımadan önce, gece gündüz aşk masalları okurdum. Şimdi senin aşkınla ben kendim masal oldum.

 

676. Genç iken mana şarabı içseydi, ihtiyar feleğin beli bükülmezdi.

Mefa'îlün, Mefa-îlün, Fe'ulün

 (c. III, 1500)


* Cenab-ı Hakk Hz. Adem'e kendi ruhundan üfürdüğünden beri, Ademoğulları o üfleyişten öyle mest olmuşlardır ki, kendilerine verilen canları bile tanımaz olmuşlardır.

* Denizlerin dalgalanması, coşması, köpürmesi hep onun coşkunluğundandır. Dünyada mana şarabıyla mest olanlarda görülen mestlik de Hz. Adem'in ezeldeki mestliği yüzündendir.

* Ezel  şarabı ile mest olan insanoğlu, mestliğinden uyanıp matem eylemesin diye ilahi rahmet ecelin boynunu vurmuştur.

* Hakk şarabı helal mi, helaldir. Allah köyünden gelen şarap haram olamaz.

» Genç iken bu şaraptan içseydi, ihtiyar feleğin beli bükülmezdi. 

» Yeryüzü, o şaraptan içseydi bulutlardan yağmur dilenmezdi.

 

677. Ben halkı zindandan azat ettim.

Mefa'îlün, Mefa'îlün, Fe'ülün 

(c. III, 1502)

*Ben halkı zindandan azat ettim. Aşıkların gönüllerini neşelendirdim. 

*Nefis ejderhasının ağzını yırttım, aşk yolunu mamur bir hale getirdim. 

*Yusufları, Yakublar'dan duydum da hepsini kapıdan çıkarıverdim.

*Hoş bir şekilde tertib ettiğim gönül bahçesi ne de güzel bir bahçe! Yeni baştan yaptığım aşk şehri, ne de güzel bir şehir!

*Bütün dünya da bilir ki, ben o şehrin padişahı olarak bulundukça, adaletle hüküm sürdüm, insaflı hareket ettim.

*Bütün dünya da bilir ki, ben cihandan dışarıyım. Benim düşünceye tenezzül edişim sözlerime şahit bulmak içindir.

*Ben nice ustaları mat ettim, nice kalfaları usta yaptım.

*Nice arslanlar, üstüme kükreyerek saldırdılar da, ben onları tilki gibi güçsüz, kuvvetsiz bir hale getirdim.

 

678. Ben bir kulum, köleyim;   ama efendimi azat ettim.

Mefa'îlün, Mefa'îlün, Fe'ülün 

(c. III, 1503)

• Ben bir kulum, köleyim; ama efendimi azat ettim. Ben öyle birisiyim ki   üstadı üstad ederim.

• Ben öyle bir canım ki, dünyadan daha dün doğdum. Fakat köhnemiş dünyayı yeni baştan kurdum, imar ettim.

• Benim davam budur: Ben çeliği çelik yapan bir mumum.

• Ben gam gecesinde kara bulutum. Ben öyle bir kara bulutum ki, bayram gününün gönlünü sevinçle doldururum.

• Ben öyle acaip toprağım ki, aşk ateşi ile tüttüm de gökyüzünün burnunu   rüzgarla doldurdum.

• Beni ayıplama, beni sen mest ettin. Apaçık ortaya çıkarsam, insafsızlık edersem, sakın darılma!

 

679. Ey aşk! Sen bedene cansın, ben senin lütfun sayesinde beden hapsinden kurtuldum.

Mefa'îlün, Mefa'îlün, Fe'ulün 

(c. 111, 1496)

• Gece rüyamda ne gördüm ki, bugün mest bir haldeyim? Bugün deliler gibi akıldan kurtuldum, akıl bağından sıçradım, çıktım.

• Yoksa ben uyanıkken mi rüya gördüm? Çünkü bu dert bende iken,  gözüme uyku girmiyor

*Yoksa ben, hakiki aşkı mı rüyada gördüm ki, hep onunla meşgulüm, ona yöneldim?

*Gel ey hakiki aşk! Sen bedene cansın, ben senin lutfun sayesinde beden hapsinden kurtuldum.

*Bana; "Perdeyi yırt!" dedin, ben de hiç tereddüt etmeden yırttım. "Kadehi kır!" dedin, hiç düşünmeden onu da kırdım.

*Bana; "Bütün dostlarından ayrıl!" dedin, bütün dostlarımı gönlümden attım. yalnız sana gönül bağladım.

*Kirpiklerimle hayalini topluyordum. Bunu suç saydın, gönlümü yaraladın.

*Ben yedi kat yerin dibine geçsem, sen yanımda bulununca göklerin üstündeymişim gibi yücelirim. Fakat sen yanımda olmayınca, yedi kat göğün üstünde bulunsam orası benim için aşağının aşağısıdır.

 

680, Benim neşem şaraptan değil, başka yönden, başka şeyden.

Mefulü, Mef'ulü, Mefulü, Meful 

(c. III, 1494)


*Ben düştüm, ben düştüm, ben suya düştüm. Bir hayli su yuttum. Ama üzgün  değilim, korkmadım. Gönlüm neşeli, gönlüm neşeli!

*Ben ne def çalmadayım, ne de ney üflemedeyim. Ben işsiz güçsüz bir kişiyim, Küple değil, şarapla değil, neşem başka yönden. Çok iyi bir haldeyim. kabıma sığamıyorum, huzur içindeyim.

*Ben bir gönül alanın aşkı ile gül bahçesine dönüştüm. Can gördüm, can gördüm, gönül verdim, gönül verdim!

• Şarap içtim, şarap içtim, senin şehrinde dönüp dolaşmadayım. Öfkeliyim, öfkeliyim. Sözlerle doluyum, söylenip duruyorum.

• Ben gökyüzüne, göğün en üst yerine, deniz üstüne, dalga üstüne güzel bir taht kurdum, güzel bir taht kurdum.

• Efendiyim, efendiyim, denizin emrine uymuşum, köpürürüm, dalgalanırım, coşarım. Ona uymuşum, ona uymuşum.

• Ey yıldız, ey yıldız! Aç dudağını aç, hani bir sır vardı ya, o sırrı bana vadettiğin gibi anlat!

• Her zerre, her damla, hem onu arar durur, hem de onun sözü ile, onun lütfu ile; "Ben üstadım, ben üstadım." der durur.