rray
ezelinur
Tue 1 February 2011, 03:23 pm GMT +0200
Sen gel diye Ey Sevgili
Yaradan Rabbimin adıyla okudum.
Ey Muhammed seni okudum.
Okudum, çoğaldı harflerim, ırmaklarım, yıldızlarım...
Tüm kitaplara senin isminle yazıldım.
Doğdum, Muhammed'e doğdum.
Aşıksam, Muhammed'e aşığım.
Ölürsem, Muhammed'e ölürüm.
Gelirsem, Muhammed'e gelirim.
Yusuf oldum kuyularda hep seni bekledim,
Hüseyin oldum kerbelada, kuruyan dudaklarımla sayıkladım ismini,
Gelsin de ırmaklar taşıyan ellerinden,
Ab-ı hayat akıtsın içime diye bekledim.
Bekledim, kapandı yollarım, uzattım parmaklarımı,
Hallaç gibi doğrandı ellerim.
Hiç seni söyleyemedim. Dağlandı dudaklarım.
Yazdım gözyaşlarımla Mekke'nin dağlarına:
Ey sevgili, gel diye...
Ağlama duvarını bir çıban gibi sırtında taşırken,
Yorulan kollarıyla taş atan Kudüs'üm ben.
Kaldırımlarımda ateşler yükselirken,
Geldin öptün beni alnımdan,
Serinleyip sarıldım taşlara yeniden.
Ey Muhammed...
Ey Sevgili.
Ey Bad-ı Saba.
Ey üzerimize doğan ay.
Ey güzelliklerin şahikası.
Ey şefaat pınarı.
Her düşmem gül ayaklarına kapanmamdır,
Böğrümden yediğim her kurşunla tutarım ellerinden.
Her şarkımda seni söylerim.
Her tebessümüm senindir.
Hep seni beklerim:
Sen bir gelsen diye ey Sevgili...
Sevgili...
Ben Veysel'im,
Kenan illerinde hasretini soluyan,
Hırkana bürünürüm karanlıkta kaybolduğumda,
Dört taraftan vururlar bana,
Vururlar da söyletemezler sensizliği,
Sümeyye gibi develer ayırır bedenimi...
Hamza'yım Ey Sevgili,
Uhud'dayım tam önündeyim,
Vahşi'nin mızrağı deler geçer yüreğimi,
Gel de okşa ne olur oyulmuş kalbimi,
Hind değil hasretin acıtır onu...
Ben Grozniyim, Keşmirim, Kandaharım, Saraybosnayım, Hamayım, Buharayım, Bağdatım, Morayım, Taşkentim, Doğu Timur'um, Türkistan'ım, Ahıska'yım, Halepçe'yim, Kırım'ım, İstanbul'um..,
Ben kurşunlara evlat vermiş anneyim.
Kurşunlardan sakınan bedeniyle seni özleyen, taş atan bir Filistinliyim.
Okul önlerinde bekleşen ve ağlayan, karanfil dağıtan kızım.
Gel öp bizi alnımızdan,
Gel sev bizi kanayan yaralarımızdan.
Ey sevgili...
Ey Muhammed...
Gittin ya gül yüzlü sevgili.
Kırıldım gittiğinden beri.
Kırıldıkça yandı canım.
Çarmıhta çivilenen benim ellerim,
Benim ayaklarım.
Harami sofralarda sergilenen benim başım.
Beni bir ağaçta kıstırdılar,
Kör bir testereyle biçildim.
Ağladım, kurudu göz pınarlarım,
Ağladım, hasretine türkü yaktım.
Ağladım, gel diye ey sevgili...
Sevgili...
Ömer'im, Ali'yim, Osman'ım,
Vuruldum bir niyaz vaktinde,
Kanım dağıldı kitabın sayfalarına.
Seni yazdım bir damla kanla,
İsminin dolaştığı semaya,
Bir baştan bir başa.
Sen gel diye Ey sevgili...
Ey sevgili...
Kırıldı mı dişin?
Dikenler acıttı mı ayaklarını?
Deve işkembeleri kirletti mi elbiselerini?
Medine yollarında yoruldun mu?
Taifte taşlar kanattı mı gül yanağını?
Kırıldı mı kalbin bize?
Kırgın mısın sevgili?
Ne çare Bekirler yok şimdi, Aliler, Osmanlar, Ömerler yok.
Halidler gitti, Musablar gitti. Hatice yok, Zeynep yok, Fatıma yok.
Müminlerin annesi sofra açmaz evlerimizde.
Kedilerin babası dolaşmaz sokaklanmızda.
Biz ne çok yetim oluk da,
Senin gibi okşayanımız yok artık.
Gel bir okşa ne olur.
Yaralarımızda ki irinler azdı.
Canımız acıdı.
Bir merhamet et, bir gülümse efendim.
Bir görün puslu şehirlerin üstünde.
Bir ses ver puslu yüreklerimize.
Bekler dururuz her seherde,
Sen gel diye ey Sevgili...
Ey Sevgili...
Buralara bir hal oldu:
Ne Yakup inliyor şimdi,
Ne Mısırda rüya görülüyor,
Züleyhalar yalancı,
Yedi adam ne yapsın,
Mağaraların kapıları da kapalı.
Musa vurunca asasını,
Oynamıyor yer yerinden.
Yol vermiyor kızıldeniz.
Sakınmıyor İbrahimi ateşler,
Su taşımıyor karınca,
Ethemin balıkları getirmiyor iğneleri denizden.
Buralara bir hal oldu; Sen yoksun, buralar duman oldu efendim.
Bir mektubun gelmedi buralara...
Bir Necaşi sormaz halimizi.
Bir yalnızlıktır düştü ocağımıza.
Bir karanlık çöktü başımıza.
Ay aydınlatmıyor, Gül kokmuyor.
Yokluğun karabasanlar gibi çökünce sinemize,
Dağıldı hanemiz,
Dağıldı yüreğimiz,
Dağıldı birliğimiz...
Sevgili affet bizi:
Bir deve olamadık,
Hasretinden çatlayıp ölecek.
Bir kuru ağaç olamadık,
Yokluğuna kanlı gözyaşlar dökecek.
Bir Bilal olamadık,
Sensiz ses vermeyecek.
Bir Ebu zer olamadık,
Alıp başını gidecek.
Ey sevgili, Ey şefaat sahibi,
Affet bizi. Affet...
Şimdi bir şarkı düşer dilimize,
Bir aşk iner yüreğimize.
Bir el tutar elimizden.
Bir af fermanı gelir ötelerden.
Bir sen gelirsin.
Bir sen gelirsin.
Biz bin seviniriz:
Sevgilim Muhammed diye...
Sevgilim Muhammed diye...
Meleklerle yarış ederiz...
Gel sevgili,
Gel öp, kokla ve yeşert bizi, kalbimizi...Adem Özbay
Gulinur
Wed 9 February 2011, 07:58 pm GMT +0200
Yokluğun karabasanlar gibi çökünce sinemize,
Dağıldı hanemiz,
Dağıldı yüreğimiz,
Dağıldı birliğimiz...
Sevgili affet bizi:
Bir deve olamadık,
Hasretinden çatlayıp ölecek.
Bir kuru ağaç olamadık,
Yokluğuna kanlı gözyaşlar dökecek.
Bir Bilal olamadık,
Sensiz ses vermeyecek.
Bir Ebu zer olamadık,
Alıp başını gidecek.
Var mı sevgiye dair bir iddiamız..Seviyor muyuz? Anam babam Sana feda olsun diyecek yüreklerin sahibi miyiz?Ne hazırladık yalnız O'na sunulacak..O'na ait..Sızlıyor mu burnumuzun direği anarken adını..Taifin dikenleri batıyor mu yüreğimize..Başına saçılan işkembelerin kokusunu duyuyor muyuz ciğerimizde?
''ÜMMETİ'' dediğinde birgün..Sesi ulaşır mı bize..Tutar mı elimizden Sırattan geçerken..Hatırlar mı bizi Mahşer yerinde..NE DERSİNİZ???
Gizem-7J
Sat 26 March 2011, 07:34 pm GMT +0200
Rahmetini umarak
Günahkar bir dille;
Allah azze ve celle
Ya rasulallah,
Âlemlere rahmet hayatın geçiyor kalbimizden,
Kalbimizden seyrediyoruz seni.
İşte
Bir yaşındasın,
Beni sa'd yurdundasın
Sana süt anne olmadı kadınlar
Bu yüzden dargın bulutlar
Bir damla yağmur indirmiyor
Kıtlık hüküm sürüyor beni sa'd yurdunda
Minicik bir bulut var gökyüzünde
Sana aşık...
Ayrılmıyor başucundan
Ve insanlar yağmur duasında...
Hz.halime kucağına alıyor seni
Yeryüzünde bir gölgelik...seni güneşten korumak için
Oysa minicik bulut gökyüzünde
Sana meftun, sana kilitli...
Ve dua eden rahibin kucağındasın
Dünyalar güzeli gözlerine bakıyor rahip
Kıtlığı da unutuyor, yağmuru da, duayı da
Ama sen unutmuyorsun
Uğruna canlarımız feda o gözlerinle gökyüzüne bakıyorsun
O minicik bulut ilişiyor bakışlarına
Büyüyor, büyüyor...
Sonra nazlı, nazlı yağmur damlaları iniyor buluttan
Fakat çoğusu bilmiyor yağmurun geliş sebebini
Çoğusu bilmiyor seni...
Altı yaşındasın
Medine-i münevvere yolundasın
Yanında aziz annen ve ümmü eymen
Yetimliğini hissediyorsun baba kabristanında
Sonra yolda, ebva'da öksüzlük karşılıyor seni
Mekke'ye annesiz giriyorsun
Abdulmuttalip bir başka seviyor seni
Ebu talip bir başka seviyor
Ya rasulallah
Mekke çocukları annelerine seslenirler miydi senin yanında
Onlar anne deyince sen yere mi bakardın
Mekke rüzgarları kaç gece gözyaşlarını taşıdı ebva'ya
Kaç gece anne diye hıçkırdın
Efendim!
Senin yerine de anne dedik annemize
Senin yerine de baba dedik
Yirmi beş yaşındasın
Ve bambaşkasın
Kimse sana denk değil
Şefkat yayıyor kokun
Güven veriyor sesin
Sen muhammed-ül emin' sin
Otuz üç yaşındasın
Dalga dalga rahmet var
Otuz beş yaşındasın
Hadi gel bekletme yar
İniltiler çalıyor kapısını göklerin
Hadi gel bekletme yar
Sinesi çatlayacak rasul bekleyenlerin...
Hadi gel ey yâr!
Nurdağına davet var
İşte
Kırk yaşındasın
Hira nur dağındasın
Cibril iniyor göklerden
Ve nokta nokta her yerden salat, selam yükseliyor
Sen kâinatın yüreğinden hasretle kopan " ah! " sın
Karanlık gecelerimize sabahsın
Sen nebiyullahsın
Sen habibullahsın
Sen rasulullahsın
Niye incittilerki seni sultanım
Niye işkence yaptılarki sana
Ebu talip öldü diye mi bu pervasızca saldırılar
Himayesiz kaldın diye mi
Kabe'deki ağlayışın geliyor gözümüzün önüne
" amca yokluğunu ne çabuk hissettirdin " diyişin
Haremde namaz kılışın geliyor aklımıza
Başına pislikler saçılıyor
Başlar feda o mübarek başına
Nasipsizler sana bakıp nasıl da gülüyorlar
Biri koşuyor mekke sokaklarından sana doğru
Biri koşuyor ama sanki yere inmiş arş-ı Âla
" bu koşan kimdir " diye bir soru dolaşıyor boşlukta
Bu koşan kim?
Ve cevap veriyor biri:
Muhammed' in kızı fatımatüz-zehra
Velilerin anası...
Yüzünü gözünü siliyor biricik kızın
Sana yeryüzünde en çok benzeyen
Gülmesi sen, ağlaması sen
" ağlama kızım " diyişin geliyor aklımıza
Niye çıkardılar ki yurdundan seni
Himayesiz kaldın diye mi
Onlar bilmiyorlar mıydı seni himaye edeni
Seni yetim bulup barındıranı
Seni alemlere rahmet kılanı
Onlar deli diyorlardı sana, sen susuyordun
Mecnun diyorlardı, şair diyorlardı, sen susuyordun
"seni bizim elimizden kim kurtaracak" diyorlardı
Sen,
Sen " allah! " diyordun
Allah azze ve celle
Semayı haşyet kaplıyordu
Sen " allah! " diyordun
Arş-ı Âla titriyordu
Bedir' de " allah! " diyordun
Üç bin melek iniyordu alaca atlarda
Yüz yirmi beş bin sahabi :
" anam babam sana feda olsun " diyordu
Ya rasulallah
Medine-i münevvere sokaklarında yürüyordun
Neccar oğulları'nın küçük kızları seni görünce
Sevinçten ne yapacaklarını bilememişlerdi
" beni seviyor musunuz " diye sormuştun onlara
" seni çok seviyoruz ya habiballah " demişlerdi
Sen de:
" allah biliyor ki ben de sizi çok seviyorum" demiştin
Bu gün yaşayan gençler var
Neccar oğulları'nın kızları diğil belki
Ama seni onlar da çok seviyor
Gözyaşlarından belli ki seni canlarından çok seviyorlar
Senden başka kimseleri yok
Allah biliyor ki sen onları da çok seviyorsun
Altmış üç yaşındasın
Refik-i Âla duasındasın
Senin için siyah yünden çizgili bir cüppe dokunmuştu
Kenarları beyazdı
Onu giyerek ashabının yanına çıkmıştın
Ve mübarek ellerini dizine vurarak :
" görüyor musunuz ne kadar güzel " demiştin
Meclisinde bulunan biri sana seslenmişti :
" anam babam sana feda olsun ya rasulallah, onu bana ver "
Niye istemişti ki senden sevdiğini bile bile
İstendiğinde katiyyen " hayır " demediğini bile bile
" peki " dedin o zata
Ve sen yine yamalı, eski cübbeni giydin
Dostuna kavuşmana bir hafta kalmıştı
Aynı cübbeden yine yine diktiler
Ama giyinmek nasip olmadı
Haberler uçurmuştun ebu hureyre' nin diliyle :
" benden sonra öyle kimseler gelecek ki, keşke peygamberi görseydik de ne malımız ne evladımız olsaydı diyecekler "
Ve hz. enes ile paylaşmıştın özlemini
" beni görmedikleri halde bana iman eden kardeşlerimi görmeyi çok isterdim"
Sultanım!
Ey medine minberinde " ümmeti, ümmeti " diye hüznü giyen sevgili
Ey mekke mihrabında alemler hesabına " allah! " diyen sevgili
Bize lütfu ilahi bahşedilen kapına diz çöktük, bey' at ettik
Rabbinden bize ne getirdi isen amenna
Duyduk, itaat ettik
Ya rasulallah
Sen hâlâ kırk yaşındasın
Ve hâlâ ümmetinin başındasın...
saniyenur
Tue 16 August 2011, 11:24 pm GMT +0200
Bir karanlık çöktü başımıza.
Ay aydınlatmıyor, Gül kokmuyor.
Yokluğun karabasanlar gibi çökünce sinemize,
Dağıldı hanemiz,
Dağıldı yüreğimiz,
Dağıldı birliğimiz...
Kim Efendimiz gibi fedakar olabilir. Ümmetim ümmetim diye nida ederken bizler Onu ne kadar anlıyor, ne kadar anıyor ve ne kadar seviyoruz. İnş bizim de yüreklerimize Rabbimizin aşkı Efendimizin aşkı düşer bir gün.
yagmur_7-c
Mon 6 January 2014, 05:34 pm GMT +0200
Sen gel diye Ey Sevgili
Yaradan Rabbimin adıyla okudum.
Ey Muhammed seni okudum.
Okudum, çoğaldı harflerim, ırmaklarım, yıldızlarım...
Tüm kitaplara senin isminle yazıldım.
Doğdum, Muhammed'e doğdum.
Aşıksam, Muhammed'e aşığım.
Ölürsem, Muhammed'e ölürüm.
Gelirsem, Muhammed'e gelirim.
Yusuf oldum kuyularda hep seni bekledim,
Hüseyin oldum kerbelada, kuruyan dudaklarımla sayıkladım ismini,
Gelsin de ırmaklar taşıyan ellerinden,
Ab-ı hayat akıtsın içime diye bekledim.
Bekledim, kapandı yollarım, uzattım parmaklarımı,
Hallaç gibi doğrandı ellerim.
Hiç seni söyleyemedim. Dağlandı dudaklarım.
Yazdım gözyaşlarımla Mekke'nin dağlarına:
Ey sevgili, gel diye...
Ağlama duvarını bir çıban gibi sırtında taşırken,
Yorulan kollarıyla taş atan Kudüs'üm ben.
Kaldırımlarımda ateşler yükselirken,
Geldin öptün beni alnımdan,
Serinleyip sarıldım taşlara yeniden.
Ey Muhammed...
Ey Sevgili.
Ey Bad-ı Saba.
Ey üzerimize doğan ay.
Ey güzelliklerin şahikası.
Ey şefaat pınarı.
Her düşmem gül ayaklarına kapanmamdır,
Böğrümden yediğim her kurşunla tutarım ellerinden.
Her şarkımda seni söylerim.
Her tebessümüm senindir.
Hep seni beklerim:
Sen bir gelsen diye ey Sevgili...
Sevgili...
Ben Veysel'im,
Kenan illerinde hasretini soluyan,
Hırkana bürünürüm karanlıkta kaybolduğumda,
Dört taraftan vururlar bana,
Vururlar da söyletemezler sensizliği,
Sümeyye gibi develer ayırır bedenimi...
Hamza'yım Ey Sevgili,
Uhud'dayım tam önündeyim,
Vahşi'nin mızrağı deler geçer yüreğimi,
Gel de okşa ne olur oyulmuş kalbimi,
Hind değil hasretin acıtır onu...
Ben Grozniyim, Keşmirim, Kandaharım, Saraybosnayım, Hamayım, Buharayım, Bağdatım, Morayım, Taşkentim, Doğu Timur'um, Türkistan'ım, Ahıska'yım, Halepçe'yim, Kırım'ım, İstanbul'um..,
Ben kurşunlara evlat vermiş anneyim.
Kurşunlardan sakınan bedeniyle seni özleyen, taş atan bir Filistinliyim.
Okul önlerinde bekleşen ve ağlayan, karanfil dağıtan kızım.
Gel öp bizi alnımızdan,
Gel sev bizi kanayan yaralarımızdan.
Ey sevgili...
Ey Muhammed...
Gittin ya gül yüzlü sevgili.
Kırıldım gittiğinden beri.
Kırıldıkça yandı canım.
Çarmıhta çivilenen benim ellerim,
Benim ayaklarım.
Harami sofralarda sergilenen benim başım.
Beni bir ağaçta kıstırdılar,
Kör bir testereyle biçildim.
Ağladım, kurudu göz pınarlarım,
Ağladım, hasretine türkü yaktım.
Ağladım, gel diye ey sevgili...
Sevgili...
Ömer'im, Ali'yim, Osman'ım,
Vuruldum bir niyaz vaktinde,
Kanım dağıldı kitabın sayfalarına.
Seni yazdım bir damla kanla,
İsminin dolaştığı semaya,
Bir baştan bir başa.
Sen gel diye Ey sevgili...
Ey sevgili...
Kırıldı mı dişin?
Dikenler acıttı mı ayaklarını?
Deve işkembeleri kirletti mi elbiselerini?
Medine yollarında yoruldun mu?
Taifte taşlar kanattı mı gül yanağını?
Kırıldı mı kalbin bize?
Kırgın mısın sevgili?
Ne çare Bekirler yok şimdi, Aliler, Osmanlar, Ömerler yok.
Halidler gitti, Musablar gitti. Hatice yok, Zeynep yok, Fatıma yok.
Müminlerin annesi sofra açmaz evlerimizde.
Kedilerin babası dolaşmaz sokaklanmızda.
Biz ne çok yetim oluk da,
Senin gibi okşayanımız yok artık.
Gel bir okşa ne olur.
Yaralarımızda ki irinler azdı.
Canımız acıdı.
Bir merhamet et, bir gülümse efendim.
Bir görün puslu şehirlerin üstünde.
Bir ses ver puslu yüreklerimize.
Bekler dururuz her seherde,
Sen gel diye ey Sevgili...
Ey Sevgili...
Buralara bir hal oldu:
Ne Yakup inliyor şimdi,
Ne Mısırda rüya görülüyor,
Züleyhalar yalancı,
Yedi adam ne yapsın,
Mağaraların kapıları da kapalı.
Musa vurunca asasını,
Oynamıyor yer yerinden.
Yol vermiyor kızıldeniz.
Sakınmıyor İbrahimi ateşler,
Su taşımıyor karınca,
Ethemin balıkları getirmiyor iğneleri denizden.
Buralara bir hal oldu; Sen yoksun, buralar duman oldu efendim.
Bir mektubun gelmedi buralara...
Bir Necaşi sormaz halimizi.
Bir yalnızlıktır düştü ocağımıza.
Bir karanlık çöktü başımıza.
Ay aydınlatmıyor, Gül kokmuyor.
Yokluğun karabasanlar gibi çökünce sinemize,
Dağıldı hanemiz,
Dağıldı yüreğimiz,
Dağıldı birliğimiz...
Sevgili affet bizi:
Bir deve olamadık,
Hasretinden çatlayıp ölecek.
Bir kuru ağaç olamadık,
Yokluğuna kanlı gözyaşlar dökecek.
Bir Bilal olamadık,
Sensiz ses vermeyecek.
Bir Ebu zer olamadık,
Alıp başını gidecek.
Ey sevgili, Ey şefaat sahibi,
Affet bizi. Affet...
Şimdi bir şarkı düşer dilimize,
Bir aşk iner yüreğimize.
Bir el tutar elimizden.
Bir af fermanı gelir ötelerden.
Bir sen gelirsin.
Bir sen gelirsin.
Biz bin seviniriz:
Sevgilim Muhammed diye...
Sevgilim Muhammed diye...
Meleklerle yarış ederiz...
Gel sevgili,
Gel öp, kokla ve yeşert bizi, kalbimizi...
çok güzel bir şiir ya...
8-D fatma zehra
Sun 11 May 2014, 08:05 pm GMT +0200
çok güzel peygamber efendimiz (s.a.v.) adına güzel bir şiir yazmışsınız allah bütün müslüman kardeşlerimizden razı olsun
MEHMET/8/A/ENES
Sun 11 May 2014, 09:48 pm GMT +0200
Efendim
Rahmeti bol ve bütün noksanlıklardan münezzeh olan Allah
Dayanağımız Ente Rasûlullah
Yıllardan bir yıl,
Aylardan bir ay,
Ve, günlerden bir gün
Düşmanlık var yeryüzünde
Kin var insanların çoğu sözünde
Nefs, kuşatmış dört bir yanı
Aciz gibi görünüyor insanların fakir olanı
Kul gerçekten kulum diyorsa yalancı
Gelmedi mi her kavme bir Peygamber bir uyarıcı?
Allah için gelmedi mi Hz. İbrahim?
Allah için gelmedi mi Hz. Yunus ve Nuh Peygamber?
Ve Allah için gelmedi mi güzelliğiyle anılan ve dillere destan olan Yusuf Peygamber?
İşte bunları bilmek yalnız inanmayanlara düşer.
Ve yalnız inananlar kâr eder.
Fakat bu olanlara karşın Allah ' ın son Rahmeti geliyor.
Mekke sokaklarında bir sessizlik
İsa Peygamber'in müjdelediği Ahmed geliyor.
Kâinatın gözü son Nebi'de
O geliyor, yetimleri seven , öksüzleri sayan geliyor,
Kâinat Efendi'sinin adını bekliyor
Ve o ad yankılanıyor, "MUHAMMED!"
Melekler salat selam ediyor,Muhammed!
Gökyüzünde bir bereket var, Muhammed!
İşte alemlere rahmet geldi,O geldi, Hz. Muhammed!
Sen bir yaşındayken Efendim
Allah'ın emri bulutlaraydı
Senin gözünde bulutlardaydı
Çünki açlık vardı Mekke'de
Ve tabiki bir yerlerde Senin adın vardı
Sonraki gelecek ümmetinin kalbinde bir yerlerde
Yirmi beş yaşındayken sen
Kalplerdeydi yerin
Gül kokan teninle,
Güven veriyordu sesin
Çünkü sen Muhammed ül Emin'din
İşte tam zamanıydı Efendim
Sen kırk yaşındayken
Hira mağrasındaydın
Cebrail yere inerken
Alemlerin gözü sendeydi
Cebrail yere inerken
Rasûlullah diyordu ay ve yıldızlar
Oku diyordu Cibril-i Emin
Oku diyordu.
Kur'an âyetleri inerken yeryüzüne
Aişe annemizin dilinden
Sen Kur'an ahlaklı, Kur'an ahlaklı
Sen ashabınlayken Efendim
Biz olamadık Seninle
Fakat Kalbimiz Seninleydi yerde ve gökte
Bedir'deyken sen üç bin Melek vardı
Uhud ve Hendek'deyken aslanların vardı
Sen Mirac'dayken
Adın vardı kainatta
Sen yürürken her adımda
Edep vardı
Fakat biz yoktuk hiçbirinde
Nasib böyleymiş derken
Yine Sen varsın kalbimizde
Biz biliyoruz ki Seninde kalbinde biz varız
Ümmetin var
Ey Efendiler Efendisi
Unutma bizi , unutma Ya Rasûlullah
MEHMET ENES KARATAŞ
Sevgi ile Aşk ile ...
Allahümme salli ala seyyidina Muhammed in ve ala ali seyyidina Muhammed...
7/C
Wed 14 May 2014, 02:03 pm GMT +0200
VE ALEYKÜME SELAM....
Sen gel diye Ey Sevgili
Yaradan Rabbimin adıyla okudum.
Ey Muhammed seni okudum.
Okudum, çoğaldı harflerim, ırmaklarım, yıldızlarım...
Tüm kitaplara senin isminle yazıldım.
Doğdum, Muhammed'e doğdum.
Aşıksam, Muhammed'e aşığım.
Ölürsem, Muhammed'e ölürüm.
Gelirsem, Muhammed'e gelirim.
Yusuf oldum kuyularda hep seni bekledim,
Hüseyin oldum kerbelada, kuruyan dudaklarımla sayıkladım ismini,
Gelsin de ırmaklar taşıyan ellerinden,
Ab-ı hayat akıtsın içime diye bekledim.
Bekledim, kapandı yollarım, uzattım parmaklarımı,
Hallaç gibi doğrandı ellerim.
Hiç seni söyleyemedim. Dağlandı dudaklarım.
Yazdım gözyaşlarımla Mekke'nin dağlarına:
Ey sevgili, gel diye...
Ağlama duvarını bir çıban gibi sırtında taşırken,
Yorulan kollarıyla taş atan Kudüs'üm ben.
Kaldırımlarımda ateşler yükselirken,
Geldin öptün beni alnımdan,
Serinleyip sarıldım taşlara yeniden.
Ey Muhammed...
Ey Sevgili.
Ey Bad-ı Saba.
Ey üzerimize doğan ay.
Ey güzelliklerin şahikası.
Ey şefaat pınarı.
Her düşmem gül ayaklarına kapanmamdır,
Böğrümden yediğim her kurşunla tutarım ellerinden.
Her şarkımda seni söylerim.
Her tebessümüm senindir.
Hep seni beklerim:
Sen bir gelsen diye ey Sevgili...
Sevgili...
Ben Veysel'im,
Kenan illerinde hasretini soluyan,
Hırkana bürünürüm karanlıkta kaybolduğumda,
Dört taraftan vururlar bana,
Vururlar da söyletemezler sensizliği,
Sümeyye gibi develer ayırır bedenimi...
Hamza'yım Ey Sevgili,
Uhud'dayım tam önündeyim,
Vahşi'nin mızrağı deler geçer yüreğimi,
Gel de okşa ne olur oyulmuş kalbimi,
Hind değil hasretin acıtır onu...
Ben Grozniyim, Keşmirim, Kandaharım, Saraybosnayım, Hamayım, Buharayım, Bağdatım, Morayım, Taşkentim, Doğu Timur'um, Türkistan'ım, Ahıska'yım, Halepçe'yim, Kırım'ım, İstanbul'um..,
Ben kurşunlara evlat vermiş anneyim.
Kurşunlardan sakınan bedeniyle seni özleyen, taş atan bir Filistinliyim.
Okul önlerinde bekleşen ve ağlayan, karanfil dağıtan kızım.
Gel öp bizi alnımızdan,
Gel sev bizi kanayan yaralarımızdan.
Ey sevgili...
Ey Muhammed...
Gittin ya gül yüzlü sevgili.
Kırıldım gittiğinden beri.
Kırıldıkça yandı canım.
Çarmıhta çivilenen benim ellerim,
Benim ayaklarım.
Harami sofralarda sergilenen benim başım.
Beni bir ağaçta kıstırdılar,
Kör bir testereyle biçildim.
Ağladım, kurudu göz pınarlarım,
Ağladım, hasretine türkü yaktım.
Ağladım, gel diye ey sevgili...
Sevgili...
Ömer'im, Ali'yim, Osman'ım,
Vuruldum bir niyaz vaktinde,
Kanım dağıldı kitabın sayfalarına.
Seni yazdım bir damla kanla,
İsminin dolaştığı semaya,
Bir baştan bir başa.
Sen gel diye Ey sevgili...
Ey sevgili...
Kırıldı mı dişin?
Dikenler acıttı mı ayaklarını?
Deve işkembeleri kirletti mi elbiselerini?
Medine yollarında yoruldun mu?
Taifte taşlar kanattı mı gül yanağını?
Kırıldı mı kalbin bize?
Kırgın mısın sevgili?
Ne çare Bekirler yok şimdi, Aliler, Osmanlar, Ömerler yok.
Halidler gitti, Musablar gitti. Hatice yok, Zeynep yok, Fatıma yok.
Müminlerin annesi sofra açmaz evlerimizde.
Kedilerin babası dolaşmaz sokaklanmızda.
Biz ne çok yetim oluk da,
Senin gibi okşayanımız yok artık.
Gel bir okşa ne olur.
Yaralarımızda ki irinler azdı.
Canımız acıdı.
Bir merhamet et, bir gülümse efendim.
Bir görün puslu şehirlerin üstünde.
Bir ses ver puslu yüreklerimize.
Bekler dururuz her seherde,
Sen gel diye ey Sevgili...
Ey Sevgili...
Buralara bir hal oldu:
Ne Yakup inliyor şimdi,
Ne Mısırda rüya görülüyor,
Züleyhalar yalancı,
Yedi adam ne yapsın,
Mağaraların kapıları da kapalı.
Musa vurunca asasını,
Oynamıyor yer yerinden.
Yol vermiyor kızıldeniz.
Sakınmıyor İbrahimi ateşler,
Su taşımıyor karınca,
Ethemin balıkları getirmiyor iğneleri denizden.
Buralara bir hal oldu; Sen yoksun, buralar duman oldu efendim.
Bir mektubun gelmedi buralara...
Bir Necaşi sormaz halimizi.
Bir yalnızlıktır düştü ocağımıza.
Bir karanlık çöktü başımıza.
Ay aydınlatmıyor, Gül kokmuyor.
Yokluğun karabasanlar gibi çökünce sinemize,
Dağıldı hanemiz,
Dağıldı yüreğimiz,
Dağıldı birliğimiz...
Sevgili affet bizi:
Bir deve olamadık,
Hasretinden çatlayıp ölecek.
Bir kuru ağaç olamadık,
Yokluğuna kanlı gözyaşlar dökecek.
Bir Bilal olamadık,
Sensiz ses vermeyecek.
Bir Ebu zer olamadık,
Alıp başını gidecek.
Ey sevgili, Ey şefaat sahibi,
Affet bizi. Affet...
Şimdi bir şarkı düşer dilimize,
Bir aşk iner yüreğimize.
Bir el tutar elimizden.
Bir af fermanı gelir ötelerden.
Bir sen gelirsin.
Bir sen gelirsin.
Biz bin seviniriz:
Sevgilim Muhammed diye...
Sevgilim Muhammed diye...
Meleklerle yarış ederiz...
Gel sevgili,
Gel öp, kokla ve yeşert bizi, kalbimizi...
8/A
Wed 14 May 2014, 04:59 pm GMT +0200
Efendim
Rahmeti bol ve bütün noksanlıklardan münezzeh olan ALLAH
Dayanağımız Ente Rasûlullah
Yıllardan bir yıl,
Aylardan bir ay,
Ve, günlerden bir gün
Düşmanlık var yeryüzünde
Kin var insanların çoğu sözünde
Nefs, kuşatmış dört bir yanı
Aciz gibi görünüyor insanların fakir olanı
Kul gerçekten kulum diyorsa yalancı
Gelmedi mi her kavme bir Peygamber bir uyarıcı?
ALLAH için gelmedi mi Hz. İbrahim?
ALLAH için gelmedi mi Hz. Yunus ve Nuh Peygamber?
Ve ALLAH için gelmedi mi güzelliğiyle anılan ve dillere destan olan Yusuf Peygamber?
İşte bunları bilmek yalnız inanmayanlara düşer.
Ve yalnız inananlar kâr eder.
Fakat bu olanlara karşın ALLAH ' ın son Rahmeti geliyor.
Mekke sokaklarında bir sessizlik
İsa Peygamber'in müjdelediği Ahmed geliyor.
Kâinatın gözü son Nebi'de
O geliyor, yetimleri seven , öksüzleri sayan geliyor,
Kâinat Efendi'sinin adını bekliyor
Ve o ad yankılanıyor, "MUHAMMED!"
Melekler salat selam ediyor,Muhammed!
Gökyüzünde bir bereket var, Muhammed!
İşte alemlere rahmet geldi,O geldi, Hz. Muhammed!
Sen bir yaşındayken Efendim
ALLAH'ın emri bulutlaraydı
Senin gözünde bulutlardaydı
Çünki açlık vardı Mekke'de
Ve tabiki bir yerlerde Senin adın vardı
Sonraki gelecek ümmetinin kalbinde bir yerlerde
Yirmi beş yaşındayken sen
Kalplerdeydi yerin
Gül kokan teninle,
Güven veriyordu sesin
Çünkü sen Muhammed ül Emin'din
İşte tam zamanıydı Efendim
Sen kırk yaşındayken
Hira mağrasındaydın
Cebrail yere inerken
Alemlerin gözü sendeydi
Cebrail yere inerken
Rasûlullah diyordu ay ve yıldızlar
Oku diyordu Cibril-i Emin
Oku diyordu.
Kur'an âyetleri inerken yeryüzüne
Aişe annemizin dilinden
Sen Kur'an ahlaklı, Kur'an ahlaklı
Sen ashabınlayken Efendim
Biz olamadık Seninle
Fakat Kalbimiz Seninleydi yerde ve gökte
Bedir'deyken sen üç bin Melek vardı
Uhud ve Hendek'deyken aslanların vardı
Sen Mirac'dayken
Adın vardı kainatta
Sen yürürken her adımda
Edep vardı
Fakat biz yoktuk hiçbirinde
Nasib böyleymiş derken
Yine Sen varsın kalbimizde
Biz biliyoruz ki Seninde kalbinde biz varız
Ümmetin var
Ey Efendiler Efendisi
Unutma bizi , unutma Ya Rasûlullah
MEHMET ENES KARATAŞ
Sevgi ile Aşk ile ...
ALLAHümme salli ala seyyidina Muhammed in ve ala ali seyyidina Muhammed...
MAŞALLAH çok güzel sanırım kendin yazdın???
Gerçekten hasretsem RASULULLAHA aşıksam Ona...
MEHMET/8/A/ENES
Wed 14 May 2014, 05:14 pm GMT +0200
Evet yazmıştım acizane bir şekilde.Hz. Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizi anlatmak güzel birşey fakat bizim anlatışımız çok acizane...
arife7d
Wed 14 May 2014, 06:09 pm GMT +0200
PEYGAMBER efendimizi çok güzel bir şekilde anlatmışsınız...
ALLAH sizden razı olsun..
Paylaşım için teşekkürler...
[Muhammet]
Fri 11 July 2014, 11:23 pm GMT +0200
Gercekten Peygamber efendimizi çok güzel anlatmışsınız. ALLAH razı olsun ...
mevlüdekalınsaz
Fri 11 July 2014, 11:51 pm GMT +0200
Esselamü aleykum ve rahmetullah;Allah razı olsun..çok güzeldi..
Gel sevgili,
Gel öp, kokla ve yeşert bizi, kalbimizi
Buna o kadar ihtiyacımız var ki Sevgili..bekletme bizi de gel..kararmış,yıpranmış kabimize bi dirilişle gel..
çek al bizi bu bataklıktan,çek de kurtar ümmetini bu günah selinden....
sümeyra
Sat 12 July 2014, 09:37 am GMT +0200
Rabbim aşkınızı şevkinizi iki cihanda da yoldaşınız eylesin, gönlü güzel değerli kardeşlerim...Maşaallah..Tebarekallah...
Rüveyha
Tue 25 November 2014, 06:05 pm GMT +0200
Esselamu Aleyküm ve Rahmetullah.Mevlam razı olsun kardeşim..Efendimize olan hasreti anlatan mükemmel bir şiir..Rabbim suya susar gibi Efendimize susamayı, hasretle dolu olmayı nasip etsin inşaAllah.
ceren
Tue 25 November 2014, 11:23 pm GMT +0200
Aleykümselam.Rabbim razı olsun paylaşımdan hocam....
Hatice 7/B
Thu 15 January 2015, 07:05 pm GMT +0200
Peygamber efendimiz'i o kadar çok merak ediyorum ve ediyoruz ki sırf görmek.için her şeyi yapabiliriz nerdeyse o yüzden çok güzel bi şiir olmuş
gulbaharaktay
Fri 16 January 2015, 05:50 pm GMT +0200
ne kadar güzel bir şiir .ne güzel anlatmışsınız Peygamber Efendimizi .paylaşandan ALLAH razı olsun.
yunus emre 7/B
Sun 18 January 2015, 02:40 pm GMT +0200
cok guzel bir siir gerceketen
dagildi hanemiz
dagildi yureyimiz
Rüveyha
Fri 20 March 2015, 06:24 pm GMT +0200
Esselamu Aleykum ve rahmetullah.Gönülden Efendimize yazılmış güzel bir şiir.Rabbim idrakimizi artırsın İnşaAllah.Rabbim razı olsun kardeşim.
halim
Sun 30 August 2015, 11:04 pm GMT +0200
Bir merhamet et, bir gülümse efendim.
Bir görün puslu şehirlerin üstünde.
Bir ses ver puslu yüreklerimize.
Bekler dururuz her seherde,
Sen gel diye ey Sevgili...Ey Sevgili...
Efendimize dilbeste olmuş bir şairin gönül kaleminden akan harika bir şiir efendimizi candan canandan öte o kadar yaşıyorki sanki onunla aynı zamanda yaşıyor ona derdini anlatıyor derman bulabilmek için...
Allah razı olsun
mevlüde06
Mon 31 August 2015, 12:20 pm GMT +0200
Sevgili affet bizi:
Bir deve olamadık,
Hasretinden çatlayıp ölecek.
Bir kuru ağaç olamadık,
Yokluğuna kanlı gözyaşlar dökecek.
Bir Bilal olamadık,
Sensiz ses vermeyecek.
Bir Ebu zer olamadık,
Alıp başını gidecek.
Ey sevgili, Ey şefaat sahibi,
Ve aleykumusselam ve rahmetullah;
bu şiirden sonra söyleyecek ne bir söz,ne bir cümle buamıyorum.
Allah razı olsun bu hasret,muhabbet,aşk kokulu paylaşımınız için.
Affet bizi. Affet...
ikranur 7d
Mon 31 August 2015, 01:56 pm GMT +0200
ve aleykumuselam ve rahmetullah ve berakatuh. allhım sewgili efendimizn bu gönülleri bu kalpleri sewgisiyle yak . efendimiz muhammed mustafa s.a.v. allahumme salli ala seyyidina muhammed ve alaali seyyidina muhammet. selat ve selam onun uzerine olsun. yuce allahım bizleri efendimizin şeffaatine nail eyle inşllh. allah razı olsun.
melda 6D
Mon 31 August 2015, 04:26 pm GMT +0200
Selamün aleyküm. Çok güzel, çok duygusal bir paylaşım olmuş. Rabbim Firdevs cennetin de Peygamber Efendimize bizleri komşu eylesin.
RAMAZAN 7/D
Sat 3 October 2015, 04:08 pm GMT +0200
Ve Aleykümüs Selam . Mukemmel bir şiir . En çok da şu kısmını beğendim :
Bir merhamet et, bir gülümse efendim.
Bir görün puslu şehirlerin üstünde.
Bir ses ver puslu yüreklerimize.
Bekler dururuz her seherde,
Sen gel diye ey Sevgili...
Ey Sevgili...
sultan aktay
Mon 5 October 2015, 01:50 pm GMT +0200
gerçekten çok güzel bir şekilde anlatmışsınız allah sizden razı olsun paylaşım için çok teşşekür ederim
mevlüde06
Fri 15 January 2016, 06:02 pm GMT +0200
Gel bir okşa ne olur.
Yaralarımızda ki irinler azdı.
Canımız acıdı.
Bir merhamet et, bir gülümse efendim.
Bir görün puslu şehirlerin üstünde.
Bir ses ver puslu yüreklerimize.
Bekler dururuz her seherde,
Sen gel diye ey Sevgili...
Ey Sevgili...
maşallah,ne kadar derinden hissederek ,müthiş bir muhabbetle yazılmış mısralar...
okurken bizi alıp taa nerelere götürdü.
Allah razı olsun değerli paylaşım için
melda 6D
Tue 16 February 2016, 07:28 pm GMT +0200
Selamün aleyküm. Affet Ya Nebi Affet Affet Gül Efendi Affet Sana layık ümmet olamadık affet Ya Muhammed s.a.v affet ... Rabbim Senin şefatine nail olanlardan eylesin. Kevser 'de buluşmayı nasip etsin.
Edanur 8/D
Tue 16 February 2016, 07:38 pm GMT +0200
Aleykümusselam.
Ellerinize sağlık İnşaallah Allah c.c razı olsun paylaşımdan dolayi
selma 8-D
Fri 17 June 2016, 12:22 pm GMT +0200
Esselamü Aleykúm çok çok çok güzel ve çok içten yazîlan bir şiir efendimize olan sevgi çoook güzel anlatılmıs
Allah c.c Razı OLSUN...:)
Hande 8 /D
Fri 17 June 2016, 04:01 pm GMT +0200
selamün aleyküm...
peygamber efendimize sevgimizi anlatan güzel bir şiir.
allah cc. razı olsun
zeynep ilayda
Sun 3 July 2016, 11:58 pm GMT +0200
selamun alethüm kardeşim sen yunus emre imam hatip lisesinemi gidiyorsun
Rüveyha
Mon 4 July 2016, 09:21 pm GMT +0200
Ve aleykumusselam..Gerçekten çok güzel,çok manidar bir şiir.Mevlam Efendimize olan muhabbetimizi artırsın İnşaAllah
HALACAHAN
Sun 19 February 2017, 02:21 pm GMT +0200
Aleykum selam Amin allah razi olsun
Sevgi.
Sun 19 February 2017, 04:00 pm GMT +0200
Aleyna ve aleykümselam kokusu güllerden daha güzel olan Efendim senin yolundan hiç ayrılmayacağız inşaAllah
HALACAHAN
Wed 19 April 2017, 08:30 pm GMT +0200
Aleykum selam Salat ve selam senin üzerine olsun efendim
Mustafa/Samed
Wed 19 April 2017, 09:13 pm GMT +0200
Ve Aleykümüsselam. Rabbim peygamberimizin yolundan ayırmasın. Paylaşım için Rabbim razı olsun.