sumeyye
Wed 3 February 2010, 12:02 pm GMT +0200
Selamın Üstün ve Sevaplı Şekilleri
Peygamberimiz Aleyhisselam, bir mecliste otururken, bir zât gelip: "Esselâmü aleyküm!" diyerek selam verdi.[132]
Peygamberimiz Aleyhisselam onun selamına karşılık verdi. Adam oturunca,[133] Peygamberimiz Aleyhisselam:
"On sevap kazandı!" buyurdu.
Sonra başka bir adam geldi ve "Esselâmü aleyküm ve rahmetullah!" diyerek selam verdi.[134]
Peygamberimiz Aleyhisselam, onun selamına karşılık verdi. Adam oturunca,[135] Peygamberimiz Aleyhisselam:
"Buna yirmi sevap var!" buyurdu.
Sonra başka bir adam geldi ve:
"Esselâmü aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtühü!" diyerek selam verdi.[136]
Peygamberimiz Aleyhisselam onun selamına karşılık verip adam oturunca:[137]
"Buna da, otuz sevap var!" buyurdu.[138]
O sırada, meclisten bir adam kalkıp selam vermeden gitti.
Bunun üzerine, Peygamberimiz Aleyhisselam:
"Arkadaşınız unuttuğu şeyi (selam vermeyi) ne çabuk da unuttun[139] Sizden biriniz meclise gelince selam versin, oturmayı uygun görürse otursun!
Meclisten ayrılmak için kalkınca da yine selam versin!
Verilmeye layı klik ve gereklilikte, önceki selam sonrakinden farklı değildir" buyurdu.[140]
Hz. Ömer der ki:
"Ben bir gün Ebu Bekir´in terkisinde giderken, Ebu Bekir rastladığı insanlara:
´Esselâmü aleyküm!´ diyor, onlar:
´Esselâmü aleyküm ve rahmetullah!´ diyorlardı.
Ebu Bekir
´Esselâmü aleyküm ve rahmetullah!´ diyor, onlar:
´Esselâmü aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtüh!´ diyorlardı.
Bunun üzerine, Ebu Bekir
´Bugün insanlar selam faziletinde bizi pek çok geçtiler! dedi."[141]
Selam vermek veya verilen selamı almak, Müslümanın Müslüman üzerindeki haklarındandır.[142] Selamlaşmakta cimrilik etmek, iyi sayılmamıştır.[143]
Peygamberimiz Aleyhisselam; evine selam vererek giren kimsenin hem Allah´a karşı korunmuş olacağını,[144] hem de bunun kendisine ve ev halkına bereket getireceğini haber vermiştir.[145]
[132] Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 439, Buhârî, Edebü´l-müfred, s. 256, Ebu Dâvud, Sünen, c. 4, s. 350, Tirmizî, Sünen, c. 5, s.53, Dârimî, Sünen, c. 2, s. 190.
[133] Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 439, E bu Dâvud, c. 4, s. 350.
[134] Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 439, Buhârî, Edebü´l-müfred, s. 256, Ebu Dâvud, c. 4, s. 350, Tirmizî, c. 5, s. 53, Dârimî, c. 2, s. 190.
[135] Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 439-440, E bu Dâvud, c. 4, s. 350.
[136] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 440, Buhârî, Edebü´l-müfred, s. 256, Ebu Dâvud, Sünen, c. 4, s. 350, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 53, Dârimî, Sünen, c. 2, s. 1 90.
[137] Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 440, E bu Dâvud, c. 4, s. 350.
[138] Ahm ed b. Hanbel, c. 4, s. 440, Buhârî, Edebü´l-müfred, s. 256, Ebu Dâvud, c. 4, s. 350, Tirmizî, c. 5, s. 5, Dârimî, c. 2, s.190.
[139] Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 438, Buhârî, Edebü´l-müfred, s. 256.
[140] Ahmed b. Hanbel, c. 2, s. 287, Buhârî, Edebü´l-müfred, s. 256, Ebu Dâvud, c. 4,353, Tirmizî, c. 5, s. 62, 63.
[141] Buhârî, Edebü´l-müfred, s. 256.
[142] Buhârî, Sahîh.c. 2, s. 70, Edebü´l-müfred, s. 257, Müslim, Sahîh, c. 4, s. 1075.
[143] Buhârî, Edebü´l-müfred, s. 268.
[144] Buhârî, Edebü´l-müfred, s. 281, Ebu Dâvud, c. 3, s. 7.
[145] Tirmizî. c. 5. s. 59.
M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 3/56-57.