sidretül münteha
Sat 18 December 2010, 08:35 pm GMT +0200
(450) Selâmın Fazîletî
986— Ebû Hüreyre'den rivayet edildiğine göre, bir adam, bir mecliste oturmakta olan Resûlüllah (Sav)'e uğrayıp:
— ESSELÂMU ALEYKÜM dedi. Bunun üzerine Peygamber: «— (Bu selâm karsılığı olarak) On sevab vardır.» buyurdu. Sonra başka bir adam gelip:
— ESSELÂMU ALEYKÜM VE RAHMETÜLLAH, dedi. Peygamber buna : «Yirmi sevab vardır.» buyurdu. Daha sonra başka bir adam gelip:
— ESSELÂMU ALEYKÜM VE RAHMETULLAHİ VE BEREKATÜH, dedi. Buna da: «Otuz sevab vardır.» buyurdu. Sonra meclisten (ayrılmak üzere) bir adam kalkıp selâm vermedi. Bunun üzerine de Resûlüllah (Sav) şöyle buyurdu:
«— Arkadaşınız unuttuğunu (selâmını) ne çabuk unuttu! Sizden biriniz meclise geldiği vakit selâm versin de, eğer oturmayı uygun görürse otursun. Meclisten de (ayrılmak üzere) kalktığı zaman (yine) selâm versin. Evvelki selâm, son selâmdan daha lâyık değildir.»[696]
Karşılaşma halinde selâm vermek sünnet olup, buna karşılık vermek vacibdir. Yalnız «Esselâmu aleyküm» demekle bu sünnet yerine getirilmiş olur. Ancak bundan sonra ziyade edilen «Ve rahmetullahı ile ve berekâiüh sözlerinin her biri karşılığında ayrıca onar mükâfat vardır.» Selâm verenin bu ziyadelerine ayniyle mukabele edİlîr. Bu miktardan noksonıyle selâm verenlere ise, ziyadesiyle mukabelede bulunmak müstahabdır.
İşte karşılaşma halinde bu şekilde verilen selâm, bîr meclisten ayrılma halinde de aynen verilir. Bu da sünnettir ve alınması vacibdir. Böylece bir hasene karşılığında 10'dan 30'a kadar mükâfat vardır.[697]
987— (226-s.) hazreti Ömer'den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir : (Bir hayvan üzerinde ettiğimiz yolculukta) ben, Ebû Bekir'in terkisinde idim. Rasgeldiği insanlara ESSELÂMU ALEYKÜM deyince, onlar:
ESSELÂMU ALEYKÜM VE RAHMETULLAH diyorlardı. (EbÛ Bekir) : ESSELÂMU ALEYKÜM VE RAHMETULLAH deyince, onlar: ESSELÂ-MU ALEYKÜM VE RAHMETULLAHİ VE BEREKÂTÜH diyorlardı. Nihayet Ebû Bekir şöyle dedi: Bugün insanlar, çok fazlasiyle, bizi faziletçe geçtiler.[698]
«Esselâmu Aleyküm» sözü üzerine ziyade edilen lâfızlardan Ötürü fazla sevab elde edildiğini bu haber de, daha önceki hadîs-i şerife uygun olarak teyid etmektedir. Fazla fazilet elde etmek için bu ilâveler yapılmalıdır.
[699]
988— Resûlüllah (Sav)'in şöyle buyurduğu Hz. Aişe'den rivayet edilmiştir;
«— Yahudiler, selâm vermek ve amîn demek sözleri üzerine size hased ettikleri, kadar hiç bir şey üzerine size hased etmiş değillerdir.»[700]
Her namazda okunan Fatiha sûresinin sonunda «Âmîn = Allah'ım kabul buyur» denir ki, bunun fazileti hakkında müteaddit hadîs-î şerifler vardır. Selâm vermenin de böyle fazilet ve sevabı çok olduğundan bu ni-matlere sahip olan müslümanlara Yahudilerin hesed edişi daha fazla olmuştur. Burada hasedi belirtmekle, selâm ve amîn sözlerinin faziletlerinin ziyadelİğine işaret edilmektedir.[701]
[696] Tirmizi: (40) Kitabu'l-İstizan, (15.) Bab, Hadis : 2707. Ebü Davud: Kitabu'1-Edeb, C. II, s. 643, 1952/Mısır bsk. Fadlu'îlah; C. II, s. 448.
A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/362-363.
[697] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/363.
[698] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/363-364.
[699] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/364.
[700] İbni Mace: (5) Ki tabu İkameti' s-Salât, (14.) Bab, Hadîs: 856, 857.
A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/364.
[701] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/364.