Hadice
Thu 24 February 2011, 01:58 pm GMT +0200
Sekizinci Mesele
Maâni-i beyaniyenin aşılaması ve telkihi ve mânâların becayiş ve inkılâpları, kelimenin mânâ-yı hakikîsi, ya garaz veyahut mânâ-yı muallâkadan birisini teşerrüb ve içine cezb etmektir. Zira, içine girdiği vakit, sahibülbeyt olan hakikate ve esasa dönüyor. Ve asıl lâfzın sahibi olan mânâ ise, bir suret-i hayatiyeye dönüyor, ona medet verir. Ve müstetbeattan istimdat eder. Bu sırdandır ki, kelime-i vahidenin maâni-i müteaddidesi oluyor. Ve becayiş ve telkihat bundan çıkar. Bu noktadan gaflet eden, büyük bir belâgatı kaybeder.
İşaret
Birşey merkep ve binilmişse


1




2





3

Tenbih
Bu mütedahil mânâların hangisi daha ziyade senin garazına temas eder; ve maksada sıla-i rahim vardır; ileriye sür ve izhar et. Bakileri ona teşyi edici yaptır. Yoksa, senin tarz-ı ifaden haşmet ve ziynet-i beyaniyeden çıplak olacaktır.
1 "Denizde akıp gider." Bakara Sûresi, 2:164.
2 Dama merdivenle çıktım.
3 "Güneş de onlar için bir delildir ki, kendisine tayin edilmiş bir yere doğru akıp gider." Yâsin Sûresi, 36:38.