ehlidunya
Mon 6 September 2010, 08:15 pm GMT +0200
Şehitlik makamı
Rabbimizin kullarına sunduğu en yüksek makam şehitliktir. Peygamberimizin (asm) ellerini açıp beklediği insan olmak, hiçbir zaman öldüğünün farkına varmamak... Ne yüksek bir makam... “İşte onlar, Allah’ın kendilerine pek büyük nimetler bağışladığı peygamberler, sıddıklar, şehitler ve salih kimselerle beraberdirler.” (Nisâ Sûresi: 69)
Bediüzzaman der ki: “Bir dakikada şehit olan bir adam, bir velâyet kazanır; ve soğuğun şiddetinden incimâd etmek zamanında ve düşmanın dehşet-i hücumunda bir saat nöbet, bir sene ibâdet hükmüne geçebilir.” (Mektubat, s. 450)
Birçok şehidimizin arkasından hepimiz hüzünlendik, ağladık... Hiç tanımadığımız halde artık onlar bizim ve vatanımızın kahramanları oldu. Duâ ederken, onlar ve aileleri için de duâlar ettik. Adlarını bilmesek de...
O “Mehmetçik”lere, Cennetin en güzel yerlerini ver Rabbim…
“Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın. Bilâkis onlar diridirler, Rableri yanında rızıklara mazhar olmaktadırlar. Arkalarından gelecek ve henüz kendilerine katılmamış olan şehit kardeşlerine de hiçbir keder ve korku bulunmadığı müjdesini duymaktadırlar. Onlar, Allah’tan kendilerine erişen büyük bir nimetle, pek ziyade bir mükâfatla ve mü’minlerin mükâfatını Allah’ın zayi etmediğini görmekle sevinirler.” (Âl-i İmran: 171)
Vatanımız bizlere Osmanlı’dan mirastır. Üzerinde milyonlarca şehidin kanı vardır. Coğrafyamız bu yüzden çok farklıdır. Çünkü Allah yolunda cihad ederek şehid oldular ve makamları en yüksek makamlardan birisidir. Geride kalanlar ise, o makama erişmek için duâ ediyorlar…
“Mü’minlerden öyle adamlar vardır ki, Allah’a verdikleri söze sadık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir (şehit olmuştur). Bir kısmı da (şehit olmayı) beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir.” (Ahzab Sûresi: 23)
Allah’ım! Vatanımızı, milletimizi, bütün insanları kötü niyetli kişilerden ve onların kurduğu tuzaklardan koru.
Bütün şehitlerimize rahmet diliyor, ailelerine sabr-ı cemil vermesini Rabbimden niyaz ediyorum.
“Asım’ın nesli... Diyordum ya... Nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.
Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rükû olmasa, dünyada eğilmez başlar...
Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pak alnı değer…”
Mehmet Âkif Ersoy
Rabbimizin kullarına sunduğu en yüksek makam şehitliktir. Peygamberimizin (asm) ellerini açıp beklediği insan olmak, hiçbir zaman öldüğünün farkına varmamak... Ne yüksek bir makam... “İşte onlar, Allah’ın kendilerine pek büyük nimetler bağışladığı peygamberler, sıddıklar, şehitler ve salih kimselerle beraberdirler.” (Nisâ Sûresi: 69)
Bediüzzaman der ki: “Bir dakikada şehit olan bir adam, bir velâyet kazanır; ve soğuğun şiddetinden incimâd etmek zamanında ve düşmanın dehşet-i hücumunda bir saat nöbet, bir sene ibâdet hükmüne geçebilir.” (Mektubat, s. 450)
Birçok şehidimizin arkasından hepimiz hüzünlendik, ağladık... Hiç tanımadığımız halde artık onlar bizim ve vatanımızın kahramanları oldu. Duâ ederken, onlar ve aileleri için de duâlar ettik. Adlarını bilmesek de...
O “Mehmetçik”lere, Cennetin en güzel yerlerini ver Rabbim…
“Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın. Bilâkis onlar diridirler, Rableri yanında rızıklara mazhar olmaktadırlar. Arkalarından gelecek ve henüz kendilerine katılmamış olan şehit kardeşlerine de hiçbir keder ve korku bulunmadığı müjdesini duymaktadırlar. Onlar, Allah’tan kendilerine erişen büyük bir nimetle, pek ziyade bir mükâfatla ve mü’minlerin mükâfatını Allah’ın zayi etmediğini görmekle sevinirler.” (Âl-i İmran: 171)
Vatanımız bizlere Osmanlı’dan mirastır. Üzerinde milyonlarca şehidin kanı vardır. Coğrafyamız bu yüzden çok farklıdır. Çünkü Allah yolunda cihad ederek şehid oldular ve makamları en yüksek makamlardan birisidir. Geride kalanlar ise, o makama erişmek için duâ ediyorlar…
“Mü’minlerden öyle adamlar vardır ki, Allah’a verdikleri söze sadık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir (şehit olmuştur). Bir kısmı da (şehit olmayı) beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir.” (Ahzab Sûresi: 23)
Allah’ım! Vatanımızı, milletimizi, bütün insanları kötü niyetli kişilerden ve onların kurduğu tuzaklardan koru.
Bütün şehitlerimize rahmet diliyor, ailelerine sabr-ı cemil vermesini Rabbimden niyaz ediyorum.
“Asım’ın nesli... Diyordum ya... Nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.
Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rükû olmasa, dünyada eğilmez başlar...
Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pak alnı değer…”
Mehmet Âkif Ersoy