- Seçimlik hakkının mirasçılara geçmesi

Adsense kodları


Seçimlik hakkının mirasçılara geçmesi

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sidretül münteha
Thu 10 February 2011, 04:09 pm GMT +0200
5. Seçimlik Hakkının Mirasçılara Geçmesi:



îmam Mâlik, îmam Şafiî ve bu iki imamın tabileri, «Muhayyerlik şartını koşan taraflardan biri yetkisini kullanmadan ölürse, onun bu yetkisi varislerine geçer. Varisleri de tıpkı onun gibi satışı bozmak veyahut kesinleştirmekte muhayyerdirler» demişlerdir. îmam Ebû Hanife ile tabileri ise, «Muhayyerlik şartını koşan kimsenin ölümü ile onun bu yetkisi varislerine geçmez ve satış kesinleşmiş olur» demişlerdir.
İmam Ebû Hanife'ye göre, şuf a hakkını isteyip istememe, kişiye başkası tarafından vasiyyet edilen bir malı kabul edip etmeme ve îkâle muhayyerliği de varislere geçmez. Fakat malda bir kusur bulunmasıyla malı geri verme; henüz taksim edilmeyen ganimet malında pay sahibi olma, rehin veya kıyas isteğinde bulunma muhayyerliğinin varislere geçmesi hususunda İmam Ebû Hanife, îmam Mâlik ile îmam Şafiî'nin görüşlerine katılmıştır. îmam Mâlik de, babanın çocuğuna hibe ettiği şeyi ondan geri alma muhayyerliğinin varislere geçmediği hususunda îmam Ebû Hanife'nin görüşüne -katılmıştır. İmam Mâlik'e göre kitabet, boşama ve liân muhayyerliği de böyledir. Boşama muhayyerliğinin manası şudur: Herhangi biri, bir kimseye «Kanını boşama yetkisini sana verdim. İstediğin zaman onu boşayabilirsin» dedikten sonra adam ölürse, kendisine verilen bu yetki -îmam Mâlik'e göre-varislerine kalmaz. İmam Şafiî de, îmam Ebû Hanife'nin bu görüşlerine katıldığı gibi -îmam Mâlik'ten fazla olarak -îkâle ve kabul muhayyerliğinin de varislere geçmediği hususunda İmam Ebû Hanife'nin görüşüne katılmıştır.
Mâlikîlerle Şâfiîler delil olarak, «Kişinin malı, kişinin ölümüyle nasıl varislerine kalıyorsa, kişinin sahip olduğu yetkilerin de -aksini gösteren bir delil bulunmadıkça- varislerine kalması lazım gelir» demişlerdir. Hanefîler ise, «Mal ile yetki, başka başka'şeylerdir. Yetkinin de -mal gibi- varislere kaldığını gösteren bir delil bulunmadıkça, yetkinin varislere kalmaması la-. zım gelir» demişlerdir.
Şu halde bu iki cemaat arasındaki görüş ayrılığının konusu, yetkilerin de mal gibi olup olmadığı hususudur. Her bir cemaat bu hususta, karşı tarafın kabul etmediği şeyi kabul ettiği şeye kıyas etmek suretiyle ihticac etmişlerdir. Mâlikîlerle Şâfiîler, îmam Ebû Hanife'ye, «Sen kusurlu görülen malı sahibine geri verme yetkisinin varislere kaldığını kabul ediyorsun. Bu o demektir ki, bu yetki -varislere kalması bakımından- mal gibidir. Şu halde diğer yetkilerin de varislere kalması lazım gelir» derler. Hanefîler de onlara, «Siz, babanın çocuğuna hibe ettiği şeyi ondan geri alma yetkisinin varislere kalmadığını kabul ediyorsunuz. Bu ise, o demektir ki yetki, varislere kalması bakımından mal gibi değildir» diye delil getirirler. Kısacası: Her bir taraf, yetkiler arasında gördüğü farkı diğer tarafa karşı hüccet olarak göstermektedirler. Mesela: Mâlikîler, «Babanın çocuğuna hibe ettiği şeyi ondan geri almaya yetkili oluşu, baba olduğu içindir. Babanın varislerinde ise bu vasıf bulunmadığı için bu yetki kendilerine kalmaz» derler. îşte bu konuda aralarındaki ihtilafın sebebi budur. 9


9 İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 3/288-289.