- Savaş talimatı

Adsense kodları


Savaş talimatı

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Tue 18 January 2011, 05:00 pm GMT +0200
Savaş Talimatı:


Gece baskını gibi zaruret halleri hariç, çocukları, kadınları, iyice yaşlı olanları öldürmez.

Ağaçları kesmez, yakmaz; hayvanların ayak sinirlerini kes­mez. Müslümanların maslahatı için bunun bir yol olarak taayyün etmesi hali müstesnadır. Nitekim Nadîr oğullarını yurtlarından indirmek için Büveyre'deki hurmalarım yakmış ve kesmiştir. [436]

Verilen ahde hıyanet etmez, elçileri, postacıları tutmaz. Çün­kü bu, aralarındaki haberleşmenin kesilmesine sebep olur.

Harp taktik ve hilesine başvurur; çünkü harp bir taktik ve hi­leden ibarettir.

Anî baskınlar düzenler, savaşta mancınık kullanır, muhasara eder ve düşmanı sıkıştırır, çaresiz bırakmaya çalışır.

Bütün bunlar bizzat Rasûlullah (s.a.) tarafından yapılmıştır. Çünkü savaş, ancak bu yollarla yapılır. Nitekim bunları açıklama­ya ihtiyaç bile yoktur. [437]


 Mübâreze (Teke Tek Döğüş) Caizdir:

 

Devlet başkanının izniyle olmak şartıyla, kendisine güvenen kimselerin mübârezede bulunması caizdir. Nitekim Hz. Ali (r.a.), Hz. Hamza (r.a.) bunu yapmışlardır.

Müslümanların gaza sırasında elde ettikleri yem, yiyecek gibi şeylerde, humus ayırımı olmadan tasarrufta bulunmaları caizdir. Çünkü buna cevaz verilmeyecek olsa, müslümanlann işleri çok zor olur. [438]

 
Harp Esirlerinin Durumu:
 

Esir almaları durumunda devlet başkanı, onlar hakkında şu dört seçenekten birini tercih eder:

i. Öldürmek,

ii. Fidye karşılığı salıvermek, (esir mübadelesinde bulun­mak),

iii. Meccanen salıvermek,

iv. Köleleştirmek ve mücahidler arasında pay etmek. Devlet başkanı bu seçimi yaparken, müslümanlann genel maslahatına en uygun olanını seçmek zorundadır. [439]

 
Emân Verme:
 

Hem devlet başkanının, hem de bütün müslümanlann fert olarak eman verme hakkı vardır. Bu hükmün dayanağı şu âyettir:

"Ve eğer müşriklerden biri senden eman dilerse, ona eman ver ki Allah'ın kelâmım işitip dinlesin. Sonra (müslüman olmazsa) onu güven içinde bulunacağı yere ulaştır.[440]

Çünkü bir kimsenin İslâm'a girmesi, ancak müslümanlarla haşir neşir olması, delillerini öğrenmesi, yaşantılannı görmesi so­nunda mümkün olur. [441]

 
Kâfirlerle Sulh:
 

Çoğu kez tüccar ve benzeri kimselerin gelip gitmesine ihtiyaç duyulur. Bu durumda onlarla bir mal karşılığında ya da herhangi bir karşılık olmaksızın anlaşma yapar. Çünkü müslümanlar, kâfirlerle savaş etmekten zayıf düşebilirler ve bu durumda onlarla sulh yapmaya ihtiyaç duyabilirler. Bazen güç ve kuvvet kazanmak için mala ihtiyaç duyabilirler. Yahut bir kavmin şerrinden emin ol­mak, böylece başka bir kavimle savaşabilmek durumunda olabilir­ler. Bu gibi gerekçeler, onlarla sulh yapmayı caiz kılar. [442]

 
Ganimet Malına Hiyanet Ve Zimmet:
 

Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:

"Sakın sizden birinizi kıyamet günü, boynunda böğüren bir deve olduğu halde gelerek: Ya Rasûlallah! Kurtar beni!' derken; kendimi de: 'Senin için birşeye mâlik değilim; ben sana tebliğ et­miştim' diye cevap verirken bulmayayım..." Rasûlullah (s.a.) aynı hadiste, boynunda kişnemesi olan at, melemesi olan koyun, çığlık atan köle, dalgalanan kumaş olduğu halde imdat isteyen kimseler­den de aynı şekilde söz etmiştir.[443]

Bu konuda asıl şudur: Masiyet, vuku buluş şekli üzere tasav­vur olunur. Sırtında taşıması, onun ağırlığı ve bu yüzden eza gör­mesi, sesi ise, işlediği suçun herkesin gözü önünde teşhir edilmesi yoluyla cezalandınlması demektir.

Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:

"Adamın ganimetten çaldığını gördüğünüzde, tüm eşyasını yakın ve onu dövün!'[444]

Hz. Ebû Bekir (r.a.) ve Hz. Ömer (r.a.), bu hadisin gereğiyle amel etmişlerdir.

Bence bunun hikmeti, insanlara ibret olması ve böylece caydı-ncıhğın sağlanmasıdır. [445]




[436] bkz. Müslim, Cihâd, 29.

[437] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/553-554.

[438] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/554.

[439] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/554.

[440] Tevbe 9/6.

[441] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/554.

[442] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/554-555.

[443] Hadisin tamamı için bkz. Müslim, İmâre, 24.

[444] Ebû Dâvûd, Cihâd, 135 (2713).

[445] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/555.