saniyenur
Tue 29 May 2012, 04:46 pm GMT +0200
Savaş İlânı
Eğer herhangi bir topluluk ahitlerini bozar ya da anlaşma maddelerini ihlâl ederse onlara karşı herhangi bir askerî harekette bulunulmadan önce hususî ve resmî bir şekilde gereken uyarıda bulunulmalıdır. Eğer düşmanca davranışlarında ısrar ederlerse o zaman İslâm Devleti onlara savaş İlân etme hakkına sahiptir. Onlar anlaşma konularını açıkça ihlâl etmişlerse veya müslümanlara ya da müttefiklerine karşı askerî harekette bu-lunmuşlarsa Rasuf'un Mekke zaferinde yaptığı gibi müslümanlar savaşı ilân etmeden saldırma seçeneğine sahiptirler. Bununla birlikte, meselelerin düşmanca bir tavırla ele alınmaması ve anlaşma bozulmadan önce yeterli ehemmiyetin verilmesi daha iyidir. "Eğer bir kavmin ihanet edeceğinden kesin olarak korkarsan, sen de açık ve âdil bir tutumla (onlarla olan anlaşmayı yüzlerine) at; gerçekten Allah ihanet edenleri sevmez." (8: 58).
Bu ayet, karşı taraf anlaşmanın şartlarını ta-mamiyle gözetse bile anlaşmayı tek taraflı olarak sonlandırma kararını almayı gayri meşru kılmaktadır. Rasul bu ayeti uluslararası siyasetinin temeli yapıp, emretmiştir ki: "Bir toplulukla anlaşma yapmış kimse süresi bitene kadar onunla bağlıdır. Eğer zorlanırsa, o kimse anlaşmayı diğer tarafın önüne atsın ki, sonuçta her ikisi de eşit bir pozisyonda bulunabilsin." (Ebu'I-Alâ Mev-dudî, The Meaning of the Qur'an' cilt: 4, sh: 145).