sidretül münteha
Sat 19 February 2011, 08:24 pm GMT +0200
c-Satılan Malda Artış Olması
Malda meydana gelen artışlara gelince: Bunlar da -maldan ayrı bulunan ve maldan ayrılmayan artışlar olmak üzere- iki çeşittir. Hayvanın, satıldıktan sonra doğurduğu yavrular gibi, ana maldan ayrı duran artışlar hakkında ihtilâf etmişlerdir. İmam Şafii, «Bu tür artışlar 'Haraç damanladır' (nimet, külfete göredir) -hadisi âmm olduğu için- alıcıya aittir, ona malın geri verilmesine mani değildirler» demiştir. İmam Mâlik de, artışlardan yalnız hayvan yavrusunu istisna ederek, «Alıcı, ana malı ya alıkoyar ya da satıcıya geri verir. Şayet geri verirse artışları da beraber vermesi gerekir» demiştir. îmam Ebû Hanife ise «Maldan elde edilen gelir ve kazançtan başka, artışların hepsi, ana malın geri verilmesine mani olup alıcıya, malda bulunan kusurun kıymetini gerektirirler» demiştir, imam Ebû Hanife «Çünkü satılan maldan doğan her şeyin, satış akdine dahil olduğu halde satılan malla birlikte geri verilmesi mümkün değildir. Bu ise, satılan malın, kendisinde bulunan kusurun kıymetini gerektiren elden çıkması demektir. Ancak, malın gelir ve kazancı -nassen istisna edildikleri için- bu hükme tabi değillerdir» demiştir.
Elbisenin boyanıp süslenmesi gibi, maldan ayrılmayan artışlara gelince: îmam Mâlik'in mezhebine göre alıcı isterse malı alıkoyar da, kusurun kıymetini satıcıdan geri alır. İsterse malı geri verir de, bu artışlann kıymeti ile satıcıya ortak olur.
Hayvanın semizlenmesi gibi bünyedeki artışa gelince: Kimisi «Mâliki mezhebinde alıcının muhayyerliğine mani değildir», kimisi «Manidir» demiştir. Hayvanın zayıflaması gibi, bünyedeki eksilme de böyledir.
Satılan kusurlu malın alıcı elinde uğradığı değişikliklerin ahkâmı bunlardır. [136]
[136] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 3/235-236.