sidretül münteha
Mon 21 February 2011, 08:51 pm GMT +0200
3. Satıcı ve Alıcı
Satışın üçüncü rüknü olan satıcı ile alıcıda da şunlar şarttır:
1- satılan şeye ve alıcının da satış bedeline, ya tam bir mülkiyetle sahip olmaları ya da bunlara sahip olan kimselerin tam bir yetki ile vekili bulunmaları.
2- Erginlik çağına ermiş olmaları.
3- Hacir altıpda bulunmamaları. Zira sefih olan kimse kendi malında, köle de efendisinin malında tasarruf edemezler. Meğer köleye alış-veriş için izin verilmiş olsun.
Ulema, bu konuda, kişi başkasına ait bir malı -sahibi kabul ederse kesinleşmesin, etmezse bozulsun kaydıyla- sattığı zaman veyahut herhangi bir şeyi -aynı şartla- bir başkasına satın aldığı zaman -ki buna «fuzûlî satışı» denilir- satış vaki olur mu, olmaz mı diye ihtilâf etmişlerdir. İmam Şafii her ikisini de caiz görmemiş, İmam Mâlik her ikisini de caiz görmüş, İmam Ebû Ha-nife de ikisi arasında ayırım yaparak, «Satmak caizdir. Satın almak caiz değildir» demiştir.
Mâlikilerin delili, Urvetü'l-Bârikî'den rivayet olunan «Peygamber (s.a.s) Efendimiz, bana bir dinar vererek,
'Bu sürüden bize bir koyun satın al dedi. Ben bir dinarla iki koyun aldım ve koyunlardan birini bir dinara satarak diğer koyun ile dinarı getirip,
'Ya Rasâlallah, bu dinar da, koyun da sizindir' dedim. Peygamber (s.a.s) Efendimiz, bana dua ederek,
'Rabbim, alışverişini bereketli kıl' buyurdu» [114] mealindeki hadistir. Mâlikiler «Peygamber (s.a.s) Efendi-miz'in kendisine emretmediği halde iki koyun alması ve bu koyunlardan birini satması, başkası adına saün almayı caiz görmeyen İmam Ebû Hanife'ye ve_ hem satmayı, hem satın almayı caiz görmeyen İmam Şafii'ye karşı bir huccettir» demişlerdir, îmam Şafii de «Peygamber (s.a.s) Efendimiz, kişiye sahibi olmadığı şeyi satmayı yasak etmiştir» demiştir. Mâlikiler ise, bu yasağı kişinin sahibi olmadığı şeyi kendi adına satmasına hamlederek, «Sahibi adına satarsa caizdir. Çünkü bu yasak Hakîm b. Hizam hakkında varid olmuştur. Hakîm b. Hizam ise -meşhurdur ki- başkasına ait olan mallan kendine satıyordu» demişlerdir.
Bu ihtilâfın sebebi, herhangi biryasak, bir sebebten dolayı varid olduğu zaman, o sebebe has mıdır yoksa genel bir yasak mıdır diye meşhur olan ihtilâftır. Bu kısmın ana mes'eleleri işte bunlardır. Kısacası bu kısmın bahisleri aşağı-yukan birinci bölümün bahisleri içine giriyorsa da, ilmî araştırma usulü, bu kısma ayn olarak konu etmeyi gerektirmektedir.
Bu bölüm ile ilgili olan konuşmamız, maksadımıza uygun bir şekilde burada sona erdiğinden, üçüncü kısma, yani sahih olan satışların genel hükümleri bahsine geçiyoruz. [115]
[114] Buhârî, Menâkıb, 61/28, no: 3642; Ebû Dâvûd, Buyu', 17/28, no: 3384.
[115] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 3/219-220.