ezelinur
Fri 5 February 2010, 06:28 pm GMT +0200
Adamın biri, kendisi İçin veya müşteri için belli bir süre muhayyerliği şart koşarak bir malı satarsa veya bunun tersi olarak kendisi için veya satıcı için belli bir süre muhayyerliği şart koşarak bir malı satın alırsa, bu muhayyerlik süresi içinde satıcı, müşteriden malın bedelini isteyebilir mi? Yine bu süre içinde müşteri, malın kendisine teslimini satıcıdan isteyebilir mi? Mezhebierin konuyla ilgili ayrıntılı görüşleri aşağıda verilmiştik.
(134) Malikîler dediler ki: Muhayyerlik süresi içinde satıcının müşteriden sattığı malın bedelini (semeni) istemeye hakkı yoktur. Satıcı (muhayyer olarak satış akdi yaparken), müşteriye malın bedelini peşin olarak ödemesini şart koşarsa, müşteri peşinen ödemese dahi satış akdi fâsid olur. Çünkü malın bedelini peşin olarak ödemeyi şart koşmak, peşin olarak bilfiil ödenmiş olması gibidir. Zîrâ normal olarak şart koşulan şey, şart ile tahakkuk eder. Aynı şekilde satıcıyla müşteri, akdi yapmadan önce bu şart üzerinde anlaştıkları halde akdi yaparken bundan söz etmezlerse yine akid fâsid olur. Çünkü bu durumda verilen paranın, o malın peşinatı mı, yoksa satılan malın karşılığı olarak mı verildiği bilinemez. Zîrâ satış akdinin feshi durumunda semen, müşteriye geri verilir. Böyle olunca da bu para, geri verilmiş bir peşinat olur. Oysa satıcı bu parayı, sattığı mala karşılık almıştır ki, bu durumda, câİz olmayan bir ribâ cereyan etmiş olmaktadır. Satıcı böyle bir şart koşmadığı ve akitten önce de bu hususta müşteriyle konuşmadığı halde, bilâhare müşteri razı olarak parayı ödeyecek olursa, caiz olur. Çünkü bu durumda töhmet kalkmış olmaktadır. Yine bunun gibi bir kişi malım, kendisine bir miktar borç para vermesi şartıyla adamın birine satarsa, borç vermeyi şart koşmak, akdi fâsid kılar. Muhayyer olarak yapılan satış akdinde satıcı, paranın peşin ödenmesi şartından vazgeçerse ve akdi tamamlamak için "bu şartı düşürdüm" derse, bu sözünün bir faydası olmaz. Çünkü (akid esnasında söylenmesi nedeniyle) bu şart, akdin mahiyeti ve aslına yerleşmiş bir şarttır- Fâsid olan bu şart, otomatikman akdi de fâsid kılmıştır. Ama borç para isteme şartında durum bunun tersinedir. Çünkü borç isteme şartı, satış akdinin mâhiyeti dışındaki bir şarttır. Malın tesliminden önce satıcı bu şarttan vazgeçerse, akid sahih olur.
Müşterinin muhayyerlik süresi içinde, kendi satın aldığı malı satıcıdan teslim almak istemesine gelince, bu hususta tafsilât vardır. Çünkü muhayyerlik üç şey içindir: ,
1- Semen (satın alınan mal için verilecek bedel) in normal olup olmadığı müşterice bilinmemelidir. Bu durumda müşteri, malın ucuz veya pahalı olduğunu anlamak amacıyla fiyat üzerinde düşünmek için muhayyerliği şart koşarak satın alır.
2- Malın fiyatı müşteri için malum olur. Ama muhayyerliği, satın aldığı mal üzerinde düşünmeK;ve iyice gözden geçirmek amacıyla şart koşarak satın alır.
3- Müşteri, malı denemek amacıyla muhayyerliği şart koşar.
Muhayyerlik eğer fiyat üzerinde düşünmek için şart koşulmuşsa, müşterinin bu muhayyerlik süresi zarfında malı satıcıdan istemeye hakkı olmaz. Çünkü mal, sahibinin elinde kalsa da, müşteri bunu anlayabilir. Ama muhayyerlik, malı iyice gözden geçirmek veya denemek içinse, muhayyerlik süresi zarfında malı satıcıdan isteyebilir. Fakat vermesi için satıcıyı zorlayamaz. Ancak, bu süre zarfında satıcıdan malı teslim almayı şart koşmuşsa, teslim etmesi için satıcıyı icbar edebilir.
Hanefîler dediler ki: Bir kişi muhayyerlik şartıyla bir mal satın alırsa, muhayyerlik süresi zarfmda satıcı, bu malın bedelini müşteriden isteyemez. Süresi dolmadıkça istemeye hakkı olmaz. Aynı şekilde müşteri de bu süre zarfında, maiı satıcıdan teslim alma talebinde bulunamaz. Bu amaçla biri-´ birlerini zorlamaya hakları yoktur.
Müşteri malın bedelini öderse, satıcı malı teslim etmeye mecbur olur. Eğer muhayyerlik hakkı satıcıda olursa ve mah muhayyerlik süresi zarfında müşteriye teslim etmeye razı olmazsa, teslim etmeyebilir. Ama aldığı bedeli de geri vermeye zorlanır. Müşteri, muhayyerlik süresi zarfında mah teslim alırsa, mal üzerinde tasarrufta bulunması sahih olmaz. Muhayyerlik süresi içinde mal üzerinde tasarrufta bulunursa, tasarrufu geçersiz olur. Aynı şekilde satıcı da, satmış olduğu mala karşılık almış olduğu beöel üzerinde (bu bedel bir eşya ise), muhayyerlik süresi zarfında tasarrufta bulunması sahih olmaz. Tasarrufta bulunursa, tasarrufu geçersiz olur. Ama müşterinin teslim almasından önce satıcı, sattığı mal üzerinde tasarrufta bulunursa veya müşteri satın aldığı mal için vereceği bedelin üzerinde, satıcının onu teslim almasından önce tasarrufta bulunursa bu tasarruflar caiz olur. Ama akid de feshedilmiş olur. Satılan mal üzerinde, muhayyerlik süresi dışındaki bir zamanda tasarrufta bulunmakla ilgili olarak mezhebierin hükümleri ileride anlatılacaktır.
Şafiıler dediler ki: Muhayyerlik süresi zarfında semen, yani satın alınan mal karşılığında verilen bedel, mülkiyete tâbi olur. Satılan malın mülkiyeti akid taraflarından biri lehine olursa, semenin mülkiyeti de karşı tarafın lehine olur. Meselâ muhayyerlik hakkı satıcıda olursa, satmış olduğu mal, bu süre zarfında onun mülkiyetinden çıkmaz. Böylece semen de müşterinin mülkü olur ve satıcı, semeni müşteriden taleb edemez. Müşteri de, satın aldığı malı satıcıdan isteyemez. Ama muhayyerlik hakkı müşteride olursa, satın aldığı mal kendisinin mülkiyetine geçer. Tabiî bu malın bedeli de satıcının mülkiyetine geçer. Dolayısıyla satıcı, semeni isteme hakkına, müşteri de malı isteme hakkına sahip olurlar.
Hanbelîler dediler ki: Satılan malın bedeli muayyen ise, muhayyerlik ister şart muhayyerliği, ister meclis muhayyerliği olsun, satıcı muhayyerlik hakkına sâhib olunca, muhayyerlik süresi zarfında malın bedelini müşteriden teslim alma hakkına sahiptir. Ama satılan malın bedeli ister na-kid, ister ticâret eşyası olsun zimmetteki bir mal ise, satıcı onu isteme hakkına sahip olmaz. Aynı şekilde müşteri de muhayyerlik hakkı kendisinde olunca, satıcının açık izni olmaksızın malı teslim alma hakkına sahip olamaz. Satılan malın bedeli muayyen olur ve satıcıya teslim edilmemişse, müşterinin onun üzerinde tasarrufta bulunması haram olur. Çünkü o bedel, artık müşterinin mülkü değildir. Nitekim bu bedeli teslim alması hâlinde satıcının da bu bedel üzerinde tasarrufta bulunması haram olur. Çünkü müşterinin bu bedelle ilişkisi henüz kesilmemiştir. Ama muhayyerlik hakkı kendisinde olunca, müşterinin teslim aldığı mal üzerinde tasarrufta bulunması helâl olur. Önce de açıklandığı gibi tasarrufta bulunması, muhayyerlik hakkını iptal eder.
(134) Malikîler dediler ki: Muhayyerlik süresi içinde satıcının müşteriden sattığı malın bedelini (semeni) istemeye hakkı yoktur. Satıcı (muhayyer olarak satış akdi yaparken), müşteriye malın bedelini peşin olarak ödemesini şart koşarsa, müşteri peşinen ödemese dahi satış akdi fâsid olur. Çünkü malın bedelini peşin olarak ödemeyi şart koşmak, peşin olarak bilfiil ödenmiş olması gibidir. Zîrâ normal olarak şart koşulan şey, şart ile tahakkuk eder. Aynı şekilde satıcıyla müşteri, akdi yapmadan önce bu şart üzerinde anlaştıkları halde akdi yaparken bundan söz etmezlerse yine akid fâsid olur. Çünkü bu durumda verilen paranın, o malın peşinatı mı, yoksa satılan malın karşılığı olarak mı verildiği bilinemez. Zîrâ satış akdinin feshi durumunda semen, müşteriye geri verilir. Böyle olunca da bu para, geri verilmiş bir peşinat olur. Oysa satıcı bu parayı, sattığı mala karşılık almıştır ki, bu durumda, câİz olmayan bir ribâ cereyan etmiş olmaktadır. Satıcı böyle bir şart koşmadığı ve akitten önce de bu hususta müşteriyle konuşmadığı halde, bilâhare müşteri razı olarak parayı ödeyecek olursa, caiz olur. Çünkü bu durumda töhmet kalkmış olmaktadır. Yine bunun gibi bir kişi malım, kendisine bir miktar borç para vermesi şartıyla adamın birine satarsa, borç vermeyi şart koşmak, akdi fâsid kılar. Muhayyer olarak yapılan satış akdinde satıcı, paranın peşin ödenmesi şartından vazgeçerse ve akdi tamamlamak için "bu şartı düşürdüm" derse, bu sözünün bir faydası olmaz. Çünkü (akid esnasında söylenmesi nedeniyle) bu şart, akdin mahiyeti ve aslına yerleşmiş bir şarttır- Fâsid olan bu şart, otomatikman akdi de fâsid kılmıştır. Ama borç para isteme şartında durum bunun tersinedir. Çünkü borç isteme şartı, satış akdinin mâhiyeti dışındaki bir şarttır. Malın tesliminden önce satıcı bu şarttan vazgeçerse, akid sahih olur.
Müşterinin muhayyerlik süresi içinde, kendi satın aldığı malı satıcıdan teslim almak istemesine gelince, bu hususta tafsilât vardır. Çünkü muhayyerlik üç şey içindir: ,
1- Semen (satın alınan mal için verilecek bedel) in normal olup olmadığı müşterice bilinmemelidir. Bu durumda müşteri, malın ucuz veya pahalı olduğunu anlamak amacıyla fiyat üzerinde düşünmek için muhayyerliği şart koşarak satın alır.
2- Malın fiyatı müşteri için malum olur. Ama muhayyerliği, satın aldığı mal üzerinde düşünmeK;ve iyice gözden geçirmek amacıyla şart koşarak satın alır.
3- Müşteri, malı denemek amacıyla muhayyerliği şart koşar.
Muhayyerlik eğer fiyat üzerinde düşünmek için şart koşulmuşsa, müşterinin bu muhayyerlik süresi zarfında malı satıcıdan istemeye hakkı olmaz. Çünkü mal, sahibinin elinde kalsa da, müşteri bunu anlayabilir. Ama muhayyerlik, malı iyice gözden geçirmek veya denemek içinse, muhayyerlik süresi zarfında malı satıcıdan isteyebilir. Fakat vermesi için satıcıyı zorlayamaz. Ancak, bu süre zarfında satıcıdan malı teslim almayı şart koşmuşsa, teslim etmesi için satıcıyı icbar edebilir.
Hanefîler dediler ki: Bir kişi muhayyerlik şartıyla bir mal satın alırsa, muhayyerlik süresi zarfmda satıcı, bu malın bedelini müşteriden isteyemez. Süresi dolmadıkça istemeye hakkı olmaz. Aynı şekilde müşteri de bu süre zarfında, maiı satıcıdan teslim alma talebinde bulunamaz. Bu amaçla biri-´ birlerini zorlamaya hakları yoktur.
Müşteri malın bedelini öderse, satıcı malı teslim etmeye mecbur olur. Eğer muhayyerlik hakkı satıcıda olursa ve mah muhayyerlik süresi zarfında müşteriye teslim etmeye razı olmazsa, teslim etmeyebilir. Ama aldığı bedeli de geri vermeye zorlanır. Müşteri, muhayyerlik süresi zarfında mah teslim alırsa, mal üzerinde tasarrufta bulunması sahih olmaz. Muhayyerlik süresi içinde mal üzerinde tasarrufta bulunursa, tasarrufu geçersiz olur. Aynı şekilde satıcı da, satmış olduğu mala karşılık almış olduğu beöel üzerinde (bu bedel bir eşya ise), muhayyerlik süresi zarfında tasarrufta bulunması sahih olmaz. Tasarrufta bulunursa, tasarrufu geçersiz olur. Ama müşterinin teslim almasından önce satıcı, sattığı mal üzerinde tasarrufta bulunursa veya müşteri satın aldığı mal için vereceği bedelin üzerinde, satıcının onu teslim almasından önce tasarrufta bulunursa bu tasarruflar caiz olur. Ama akid de feshedilmiş olur. Satılan mal üzerinde, muhayyerlik süresi dışındaki bir zamanda tasarrufta bulunmakla ilgili olarak mezhebierin hükümleri ileride anlatılacaktır.
Şafiıler dediler ki: Muhayyerlik süresi zarfında semen, yani satın alınan mal karşılığında verilen bedel, mülkiyete tâbi olur. Satılan malın mülkiyeti akid taraflarından biri lehine olursa, semenin mülkiyeti de karşı tarafın lehine olur. Meselâ muhayyerlik hakkı satıcıda olursa, satmış olduğu mal, bu süre zarfında onun mülkiyetinden çıkmaz. Böylece semen de müşterinin mülkü olur ve satıcı, semeni müşteriden taleb edemez. Müşteri de, satın aldığı malı satıcıdan isteyemez. Ama muhayyerlik hakkı müşteride olursa, satın aldığı mal kendisinin mülkiyetine geçer. Tabiî bu malın bedeli de satıcının mülkiyetine geçer. Dolayısıyla satıcı, semeni isteme hakkına, müşteri de malı isteme hakkına sahip olurlar.
Hanbelîler dediler ki: Satılan malın bedeli muayyen ise, muhayyerlik ister şart muhayyerliği, ister meclis muhayyerliği olsun, satıcı muhayyerlik hakkına sâhib olunca, muhayyerlik süresi zarfında malın bedelini müşteriden teslim alma hakkına sahiptir. Ama satılan malın bedeli ister na-kid, ister ticâret eşyası olsun zimmetteki bir mal ise, satıcı onu isteme hakkına sahip olmaz. Aynı şekilde müşteri de muhayyerlik hakkı kendisinde olunca, satıcının açık izni olmaksızın malı teslim alma hakkına sahip olamaz. Satılan malın bedeli muayyen olur ve satıcıya teslim edilmemişse, müşterinin onun üzerinde tasarrufta bulunması haram olur. Çünkü o bedel, artık müşterinin mülkü değildir. Nitekim bu bedeli teslim alması hâlinde satıcının da bu bedel üzerinde tasarrufta bulunması haram olur. Çünkü müşterinin bu bedelle ilişkisi henüz kesilmemiştir. Ama muhayyerlik hakkı kendisinde olunca, müşterinin teslim aldığı mal üzerinde tasarrufta bulunması helâl olur. Önce de açıklandığı gibi tasarrufta bulunması, muhayyerlik hakkını iptal eder.