- Şarkıdan sayılmayanlar

Adsense kodları


Şarkıdan sayılmayanlar

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
hafız_32
Sat 16 October 2010, 09:48 am GMT +0200
Şarkıdan Sayılmayanlar
 

1- Bayram günü şarkı söylemek, AiŞe radıyal-lahu anh şöyle diyor:      

"Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem benim yanıma geldiğinde iki tane cariye kız def çalıyor ve şarkı söylüyorlardı. Ebu Bekir radiyallahu anh onları azarladı. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "On­ları bırak. Her kavmin bir bayramı vardır. Bugün de bizim bayramımızdır" dedi."  [201]        

2- Düğünde def çalıp şârKi ©öpsmek, Bunun delili şu hadistir:                      ,

"Bu işin haram ile helal arasındaki ayırımı, dü­ğünde def çalmak ve şarkı" Bu ise sadece bayanla­ra özeldir.[202]

3- Çalışırken söylenen İslâmî marşlar. Özellikle içinde dua olanlar. Nitekim Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem hendek kazarken çalışanları teşvik,. etmek amacıyla Abdullah b. Revaha'nın söylediği şi­iri söylerdi:

Ahiret yaşamından başka yaşam yoktur   ALLAH'ım sen Ensar'ı ve Muhacirin'/bağışla. Onlar da şöyle karşılık verirlerdi.                        

Ve  Bizler ki Muhammed'e bey'at ettik                      

Cihad etmek için ölünceye dek. Yine Rasûluilah sallallahu aleyhi ve sellem heffâeği kazarken İbn Revaha'nın şu şiirini söylerdi:

 Eğer ALLAH olmasaydı hidayet bulamazdık. " Vallahi namaz kılamaz, zekat veremezdik. Bizim üzerimize huzur ve güven indir.

Ayaklarımızı sabit tut eğer düşmanla karşılaşırsak  [203]                                                                  

4- İçinde tevhid olan marşları söylemek. Rasû'ullah sallallahu aleyhi ve sellem sevgisinden, onun , şahsiyetinden bahseden, cihad ve ahlâktan bahseden marşlar. Veya müslümanlar arasında birlik, be­raberlik ve sevgiden bahseden, İslâm'ın güzelliğin­den bahseden topluma faydası olan marşlar.

5- Çalgı aletlerinden sadece defin çalınması­na izin vardır. Onu da sadece düğünlerde kadınlar çalar. Zikir çekerken kullanılması asla caiz değildir. Çünkü ne Rasûlullah sailallahu aleyhi ve sellem ne de ondan sonra sahabe defi bu şekilde kullanma­mıştır. Ancak bazı sofiler onu zikirlerde kullanmayı kendilerine sünnet saymışlardır. Bu bid'attir. Zira Ra­sûlullah sailallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor:

"Sonradan uydurulan şeylerden sakının Zira her uydurulan şey bid'attır. Her Bid'atte sapıklıktır."

Tirmizî rivayet etmiş ve hasen sahih demiştir. [204]

 

İslam'da Resim Ve Heykelin Hükmü
 

İslâm bütün insanları put ve resim ile temsil edilen evliya ve salihlere ibadet etmekten kurtarıp^ tek olan ALLAH'a ibadet etmeye çağırmaktadır. Bu.rj çağrıda insanların hidayeti için gönderilen bütün $ peygamberlerin tarihi kadar eskidir. Nitekim ALLAH Te-âlâ şöyle buyuruyor:

"Andolsun ki biz, 'ALLAH'a ibadet edin ve tağut-tan sakının' diye emretmeleri için her ümmete bir pey­gamber gönderdik."

Nahf: 36

Bu putların isimleri Nuh sûresinde şöyle geç­mektedir:

"Ve dediler ki: Sakın ilahlarınızı bırakmayın; hele Ved'den, Suva'dan Yeğus'tan, Ye'uk'tan ve Nesr'den asla vazgeçmeyin!"

Nuh:23

Bu putların yaşamış evliyalar olduğuna dair en büyük delil İbn Abbas'ın Buharî'de geçen şu sözü­dür: "Bu isimler Nuh(as)'m kavminde yaşamış salih kimselerin adlarıdır. Bu kimseler ölünce, şeytan on­ları oturdukları meclislerine putlar dikmelerini fısılda­mış ve onlarda bu putlara bu isimleri vermişlerdi. Böyle yaptılar, önceleri onlara ibadet etmiyorlardı. Daha sonra gelen nesillerde ilim ortadan kalkınca bunlara ibadet etmeye başladılar."

İbn Abbas'ın bu sözü, ölen salih insanların adı­na yapılan heykellerin ALLAH'tan başkasına ibadet et­mede en büyük sebep olduğunu gösterir.

İnsanların birçoğu, bu heykellere ve özellikle posterlere zamanımızda ibadet edenler olmadığı için onları yapmanın helal olduğunu zannetmektedir­ler. Bu birçok yönden kabul edilemez.

1- Resim ve heykellere asrımızda bile ibadet edilmektedir. Çünkü kiliselerde bulunan İsa ve Mer-yem(as)'a insanlar ibadet etmektedirler. Hatta haçın önünde eğilmektedirler. Ayrıca üzerinde İsa ve Meryem {as)'ın resimleri bulunan demirden heykeller çok paha­lı fiyata satılmakta ve onu alanda evinin bir köşesine asarak ona ibadet etmekte ve saygı göstermektedir.

2- İnsanlar bu putların önünde şapkalarını çı­karmakta ve çelenkler koymaktadırlar. Mesela Ame­rika'da George Washington, Rusya'da Lenin ve Sta-lin, Fransa'da Napolyon gibi cadde ve meydanlarda-ki heykeller. İnsanlar bu heykellerin önünden geçer­ken saygıyla eğilmektedirler. Heykel dikme fikri bazı Arap ve Müslüman ülkelerde de görülmekte, kafirle­ri taklit ederek caddelere heykeller dikmektedirler. Bu heykellere harcanan paralarla o insanlar adına cami, okul, hastane ve hayır kurumları yapılabilir.

3- Dikilen bu heykellere uzun zaman sonra iba­det edilmeye başlanacaktır. Nitekim Avrupa ve bazı İslam Ülkelerinde bu durum görülmeye başlanmıştır. Bu durum kendilerinden önce Nuh(as)'ın kavminde görülmüştü. Onar salih İnsanların heykellerini diktiler, sonra onlara saygı duyarak ibadet etmeye başladılar.

4- Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Ali ra-dıyallahu anh'a şöyle emretmiştir:

"Kırmadık bir heykel, yerle bir etmedik bir kabir bırakma"

Müslim. İmam Ahmed'deki rivayette şu ilave vardır: "Silmediğin resim bırakma"[205]

 

Resimve Heykelin Zararları
 

İslâm ancak dini, ahlaki ve maddi zararı olan bir şeyi haram kılar. Gerçek Müslüman ise sebep ve illetini bilmese dahi ALLAH ve Resulünün emrine tes­lim olan kişidir. Resim ve heykelin bir çok zararı var­dır:

1- Dinde ve akidedeki zararı Resim ve heyke­lin insanların inançların, bozduğuna çoğu kere şahit olmuşuzdur. Mesela Hıristiyanlar İsa ve Meryem (as)'ın resimlerine ve haça ibadet etmektedirler. Yine Avrupa devletleri ve Rusya kendi önderlerinin hey­kellerine ibadet etmekte, onların önünde saygı ve sevgiyle başlarını eğmektedirler. Bu yolda onlara ba­zı Arap ve Müslüman ülkelerde uymakta ve kendi devlet başkanlarının  heykellerini dikmektedirler Sonra bazı tarikatlar şeyhlerinin fotoğraflar, önünde namaz kılarak huşu içinde onlardan yardım istemek­te, zikirler çekerek şeyhlerinin kendilerini gözlediğini zannetmektedirler.

Bir de şarkıcıların resimleri vardır ki, onların peşinden giden hayranları taparcasına o resimleri evlerinin duvarlarına asmaktadırlar. 1967 yılında Arap-İsrail savaşında bir radyo spikeri şöyle konuşu­yordu: "Ey askerler ileri! İçinizde sizinle beraber sa­vaşan şarkıcılar da var!..." Oysa şöyle demesi gere­kirdi: "İleri! ALLAH, yardımıyla sizinle beraberdir...", Savaşın sonu ise yenilgi ile bitti. Çünkü ALLAH onlar­dan yardımını kesti. O şarkıcıların da onlara faydası olmadı. Belki de yenilginin sebebi, ALLAH'a asi olan o şarkıcılardı. Keşke Araplar bu yenilgiden ders alsa­lar da, dinlerine dönseler.

2- Resim ve heykellerin gençlerin ahlâkına olan zararları ise anlatmakla bitmez. Cadde ve evle­rin duvarları açık seçik kadınların resimleri ile dolu olduğu görülmektedir. Bu resimlerdeki şarkıcılara aşık olan gençler her türlü günahı işlemekte giyim-kuşamları ve ahlâkları bozulmaktadır. Din, iman, ci-had, Kudüs ve işgal altındaki topraklar aklına hiç gel­memektedir.

Resim ve fotoğraf, özellikle açık saçık kadın fotoğrafı o kadar çok yaygınlaşmıştır ki gazete ve dergilerde, kitap, televizyon, elbise poşetleri üzerin­de dahi açık kadın resimleri vardır. Kadın öylesine küçük düşürülmüştürki erkek ayakkabılarının rek­lamlarında bile artık yer almaktadır. Bir de karikatür resimleri vardır ki, bu resimlerde ALLAH'ın yarattığı in­san, çok çirkin şekillerde çizilmektedir. ALLAH, onların çizdiği uzun burunlu, kepçe kulaklı, patlak gözlü bir mahluk yaratmamıştır. Bilakis ALLAH insanı en güzel şekilde yaratmıştır.

3- Resim ve heykellerin sebep olduğu maddi zarar ise açıkça görülmektedir. Heykel yapmak için milyarlar harcanmaktadır. Yine bir çok insan, at, kö­pek, maymun, fil ve insan şeklinde olan süs eşyala­rını alıp evlerine koymaktadır. Veya aile fotoğrafını ve ölmüş yakınlarının fotoğraflarını evlerine asmak­tadırlar. Bunlara verdikleri o paraları ölü adına fakir­lere verseler, onun sevabı ölüye fayda verirdi. Bir de bundan daha kötüsü onun sevabı ölüye fayda verir­di. Bir de bundan daha kötüsü, adamın hanımıyla çektirdiği düğün fotoğrafını evine asıp başka insan­lara göstermesidir. Sanki hanımı sadece ona ait de­ğil de bütün insanlara aitmiş gibi!! [206]  

 

Resim, Heykel Gibi Midir
 

Bazı insanlar put ve heykellerin sadece Cahili-ye döneminde olduğunu zannetmekte, resimlerin bu yasaklamaya girmediğini söylemektedirler. Bu olduk­ça garip bir anlayıştır. Anlaşılan onlar bu konudaki açık delilleri okumamışlardır. İşte onlardan bazıları:

1- Aişe radıyallahu anh üzerinde resim bulu­nan bir yastık satın almıştı. Rasûlullah sallailahu aleyhi ve sellem onu görünce evin kapısında durdu ve içeri girmedi. Aişe O'nun hoşlanmadığını yüzün­den anladı ve: "Ya Rasûlullah, ALLAH'a ve Rasulü'ne tevbe ederim, benim günahım nedir?" dedi. O: "Bu yastığın işi ne?" dedi. O: "Yastık olarak kullanmak ve üzerine oturmak için aldım" dedi. Rasûlullah sallaila­hu aleyhi ve sellem: "Bu resimleri yapanlara kıyamet günü azap edilecek ve onlara: Yaptığınız bu resimle­ri diriltin, denilecektir" dedi. Sonra şöyle buyurdu: "İçinde resim olan eve melekler girmez."[207]

2- Rasûlullah sallalfahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor:

"Kıyamet günü insanların en çok azap gören­leri ALLAH'ın yarattığı canlı varlıkların resimlerini ya­panlardır."[208]                                  

3- "Rasûfullah sallallahu aleyhi ve sellem, o re­simleri görünce yok edinceye kadar eve girmedi."[209]

4- "Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem evde resim bulundurmayı yasakladı ve [210]kişinin resim yap­masını da nehyetti." [211]

 

Caiz Olan Resim Ve Heykeller
 

1- Ağaç, yıldız, güneş, ay, dağ, taş, deniz, ne­hir ve güzel manzara resimleri ve heykelleri yapmak caizdir. Yine mukaddes beldelerin içinde insan olma­yan resimleri caizdir. Mesela: Kabe, Mescid-i Nebe-vî, Mescid-i Aksa ve diğer bütün camiler.

Süriun delili, İbn Abbas'ın  şu sözüdür: "Eğer mutlakâ'resim yapacaksan, cansız ağaç resmi yap."[212]

2-  Kimlik, ehliyet ve pasaporta konulan resim­ler, mecburi olduğundan caizdir.

3-  Hırsızlık ve cinayet işleyenlerin tanınması ve yakalanması için fotoğraflarının çekilmesi. Yine aynı şekilde bazı ilmi çalışmalar için örneğin tıp ilim­lerinde kullanılmak üzere yapılan resimler caizdir.

4- Kız çocuklarının evde oynaması için paçavra ve bezden yapılan oyuncak bebekler yapmak caizdir. Çünkü ileride anne olunca çocuklarını eğitmeleri için bu gereklidir. Bunun delili Aişe radıyallahu anh'ın şu sözüdür: "Ben Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sel-lem'in yanında kız çocuklarıyla oynardım." Buharî

Ayrıca çocuklar için ithal oyuncaklar almak caiz değildir. Çünkü bu oyuncaklar açık saçık kadın mode­li şeklinde insan suretinde olup çocukların ahlâkını bozmakta, onlar bu oyuncaklardan, açık saçık giyin­meyi, boyanarak süslenmeyi öğrenir. Buna ilave kafir ve Yahudi devletlerine para kazandırmaktadır.

5- Başı olmayan canlı resimleri yapmak caiz-, dir. Çünkü canlıyı canlı yapan başıdır. Eğer başı ol­mazsa ruhu da olmaz ve aynı cansızlar gibi olur. Ni-5 tekim  Cebrail aleyhisselam  Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e şöyle buyurmuştur:[213]

"Her heykelin başını kır ki ağaç şekline dön-* sün, üzerinde resim olan her örtüyü kes ve üzerine yaslanan yastık yap." [214]

 

Sigara Haram Mıdır?
 

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem zama­nında sigara yoktu. İslâm dini genel kural olarak vü­cuda zarar veren, başkalarına eziyet eden ve para israfına neden olan her şeyi haram sayar.            

Sigaranın hükmüne dair deliller şunlardır:    

1- ALLAH Teâlâ şöyle buyuruyor:

"Onlara temiz şeyleri helal, pis olan eziyet veri­ci Şeyleri haram kılar."

A'raf:157

Sigara vücuda zarar veren pisleydin Kokusu da kötüdür.                            

2- ALLAH Teâlâ şöyle buyuruyor:'

"Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın."

Bakara: 195

Sigara, verem ve kanser gibi öldürücü hasta­lıklara sebep olmaktadır.

3-  ALLAH Teâlâ şöyle buyuruyor: "Kendinizi öldürmeyin."

Nisa: 29

Sigara gizli bir intihardır, insan farkında olmadan yavaş yavaş öldürür.            

4- ALLAH Teâlâ içkinin zararı ^Şıkkında şöyle bu­yuruyor:                                  

"Her ikisinin de günahı faydasından daha bü­küktür."            

Bakara: 219

Sigaranın da zararı faydasından çok daha bü­küktür. Hatta hiç faydası yoktur bile denilebilir.

5- ALLAH Teâlâ şöyle buyuruyor:

"Gereksiz yere de israf etme. Zira israf edenler şeytanın kardeşleridir."

İsrâ: 26-27

Sigara içmek israftır israf ise şeytanın amelidir.

6- Rasûlullah şallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor:

"Ne zarar vermek vardır, ne de zarar uğra­mak."[215]

Sigara sahibine zarar verir, çevresindekileri ra­hatsız eder, malıda telef eder.

7-  Rasûlullah şallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor:

"ALLAH, sizin kendi malınızı boş yere harcaya­rak kaybetmenizi hoş karşılamaz."[216]

Sigara içen kişi malını boş yere harcayarak kaybettiğinden dolayı, ALLAH onu hoş karşılamaz.

8-  Rasûlullah şallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor:

"Bütün ümmetim affedilecektir. Günahını açığa vuranlar hariç."[217]          

Sigara içen kişi hadisten de anlaşıldığı gibi gü­nahını açığa vuran kişilerdendir.      

9- Rasûlullah şallallahu aleyhHve sellem şöyle buyuruyor:

"İyi insanla oturan kişi ile kötü insanla oturan kişinin misali; misk satan insan ile, ateşe üfleyen in­sana benzer.

10- Rasû l^ buyuruyor:[218]

Kim soğan veya sarımsak yerse bizden ve mescidimizden uzak dursun, evinde otursun."

 Sigaranın kokusu soğan ve sarımsaktan daha kötüdür.

11- Birçok alim sigarayı haram saymaktadır. [Eski ilim sahiplerinde] Haram saymayanlar ise onun sebep olduğu kanser hastalığından haberleri olma­yanlardır.

12- Eğer bir insanın kâğıt para yaktığını gör­sek ona: "Ne yapıyorsun, sen deli misin!?" deriz.

Binlerce sigara satın alıp da parasmı yakanlara ya ne demeli! Hem kendi vücuduna, hem de yanında bulunanlara zarar vermektedir. İnsanların temiz ha­valarını sigara dumanıyla rahatsız etmek caiz değil­dir. Sigara içen bir kişiye: "Bu sigara senin iyi amel­lerinden mi sayılır, yoksa kötü amellerinden mi?" di­ye sorsak bize cevap olarak kötü amellerinden oldu­ğunu söyleyecektir.

13- Ey kardeşim! Gel şu sigarayı bırak. Kim Al­lah için bir şeyi bırakırsa ALLAH ona yardımcı olur. Sabret, ALLAH sabredenlerle beraberdir. Ezan ve na­mazlardan sonra ALLAH'a dua et ve şöyle de: "Al­lah'ım, şu sigarayı bana kötü olarak göster. Onu bı­rakmayı bana nasip eyle." [219]

 

Müctehid İmamlar Hadisle Amel Etmiştir
 

Dört mezhep imamı -ALLAH onlardan razı olsun-her biri kendisine hadis ulaştığı ölçüde ictihadda bu­lunmuştur. Hadisler, onlardan bazılarına ulaşıp, ba­zılarına ulaşmadığı için aralarında farklı görüşler oluşmuştur. Çünkü onların yaşadığı zamanlarda ha­dislerin hepsi toplanıp yazılmamıştı. Hadis hafızları Hicaz, Irak ve Şam gibi birbirlerinden farklı bölgeler­de bulunuyorlardı. Ayrıca bu bölgeler arasında ula­şım da çok zor ve meşakkatli idi. Bu yüzden İmam Şafiî Mısır'a yerleşince orada gördüğü hadislerle fet­va vermiş, daha önce Irak'ta iken verdiği fetvaların­dan vazgeçmiştir.

İmam Şafiî kadına dokunmakla abdestin bozu­lacağını söylerken, İmam Ebu Hanife bozmayacağı­nı söylemektedir. İşte bu durumda Kur'an ve Sünne­te başvurmamız gerekir. Zir ALLAH Teâlâ şöyle buyu­ruyor:

"Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz, ALLAH'a ve ahirete gerçekten inanıyorsanız, onu ALLAH'a ve Rasulü'ne götürünüz; bu hem hayırlı, hem de so­nuç bakımından daha güzeldir."                  

Nisa: 59

Çünkü doğrunun birden fazla olması mümkün değildir. Kadına dokunmak hem abdesti bozacak, hem de bozmayacak; böyle olamaz. Biz bu konuda ALLAH katından inen Kur'an'a ve onu en iyi şekilde açıklayan Rasulü'nün sahih hadislerine uymakla emrolunmuşuzdur. Zira ALLAH Teâlâ şöyle buyuruyor:

"Rabbinizden size indirilen Kur'an'a uyun. Onu bırakıp da başka dostların peşlerinden gitmeyin. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!"

A'raf: 3

Bu yüzden, bir müslümanın sahih bir hadisi kendi mezhebine ters diye kabul etmemesi caiz de­ğildir. Dört mezhep imamı sahih hadisle amel edip, ona ters olan her görüşü reddetme konusunda icma etmişlerdir. [220]

 

Dört Mezhep İmamının Hadisle Amel Etme Konusunda Sözleri
 

Şimdi sizlere sunacağımız dört mezhep ima­mının sözleri, hem onları kınayanlara ve küçümse­yenlere bir cevap, hem de onlara uyanlara gerçeği beyan etmektetir.

İmam Ebu Hanife. Bütün insanlar Fıkıh'ta O'nun talebesidir:

1- "Nereden aldığımızı bilmedikçe, hiç kimse­ye bizim görüşümüz ile amel etmesi helal olmaz."

2- "Dayandığım delili bilmeden benim görü­şüm ile fetva vermek haramdır. Biz birer insanız, bu­gün bir söz söyleriz yarın ise ondan vazgeçeriz."

3- ALLAH'ın kitabına ve Rasulullah'tan gelen ha­bere aykırı bir sözüm olursa onu terk edin.

4-  İbn Âbidin şöyle diyor: "Hadis sahih olduğu zaman, mezhebin görüşü ile çalışsa da onunla amel edilir ve kişinin mezhebi hadisin hükmü olur. Hadis ile amel etmek, mezhep taklitçisi kişiyi Hanefî olmaktan çıkarmaz. Nitekim Ebu Hanife'den şöyle nakle­dilmiştir: "Eğer hadis sahih olursa, benim görüşüm odur."                                                      

İmam Mâlik, Medine'nin İmamı:      

Ben bir beşerim. Doğruyu da bulurum, hata da ederim. Sizler benim görüşlerime bakın. Kur'an ve sünnete uyanı alın, uymayanı bırakın."

"Peygamber hariç her bir kişinin sözünü ister alırsın ister terk edersin."

İmam Şafiî. Ehl-i Beyt'tendir:                  

1 - Hiç kimse yoktur ki Peygamberin bir sünne­ti kendisine gizli kalmamış ve ulaşmamış, {Yani her­kese her hadis ulaşmamış olabilir.) Ben bazen bir söz söylemiş, bir kural tesbit etmişimdir de, o konu­da benim görüşüm hilâfına Peygamber'den nakledi­len bir hadis bulunmuştur. Bu durumlarda benim gö­rüşüm, Peygamberin sözüdür."

2- "Bir kimse için, Peygamber'den nakledilen bir sünnetin açıkça belirlenmesi halinde, onu bir baş­kasının sözünden ötürü terk etmenin helal olmadığı konusunda müslümanlar ittifak halindedirler."

3-  "Benim kitabımda Peygamberin sünnetine aykırı bir şey bulursanız, Peygamber'in sözünü alı­nız, benim görüşüm de odur."

4- Ahmed b. Hanbel'e şöyle demiştir: "Siz ha­disi ve ravileri benden daha iyi bilirsiniz. Hadis sahih olduğu zaman bunu bana bildiriniz ki, ben de onun­la amel edeyim."

5-  "Eğer hadis sahih olursa, benim mezhebim odur."

6- "Hakkında görüş beyan ettiğim herhangi bir meselede hadis alimleri tarafından benim görüşleri­me aykırı bir hadis rivayet edilirse, ben sağlığımda da öldükten sonra da o görüşümden vaz geçerim."

İmam Ahmed b. Hanbel. Ehli sünnetin imamı:

1-  "Beni taklid etme. Mâlik'i, Şafiî'yi, Evzâî'yi ve Sevrî'yi de taklid etme. Sen de onların aldığı kay­naktan a!."

2-  "Kim Rasûlullah'ın hadisini reddederse o, helakin eşiğindedir." [221]

 

Rasulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem'ın Hadisleriyle Amel Ediniz
 

1 - "Müslümanlarla Yahudiler savaşmadıkç&fe-kopmaz ve Müslümanlar onları yener."[222]

2- "Kim ALLAH'ın adı en üstün olsun diye sava­şırsa, o kişi ALLAH yolundadır." [223]

3- "Kim ALLAH'ın azabından insanlara sığınırsa, ALLAH onu insanların korumasına terk eder."[224]

4- "Kim ALLAH'tan başkasına dua ederek ölürse cehenneme girer."[225]

5-  "Kim ilmi gizlerse, ALLAH onun ağzına ateş­ten bir gem vurur."[226]

6- "Kim tavla oynarsa, sanki o, elini domuz ka­nına bulamıştır." [227]

7- "İslâm garib olarak başladı ve yine garib hadönecektir. Ne mutlu o aariblere"[228]

Başka bir rivayette şu şekildedir:

O garibler, insanlar bozulduğunda onları ıslah edenlerdir."[229]

8- "Ne mutlu o gariblere ki onlar, kötü insanlar çoğaldığında, onların içindeki iyi insanlardır."[230]

9- "ALLAH'a isyanda kullara itaat yoktur.[231]İtaat an­cak maruftadır." [232]

 

Rasulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem   Size Ne Verdiyse Onu Alınız!
 

1- "ALLAH, kaşlarını ve kıllarını alarak ve aldıra- değiştirenlere iânet etmiştir."[233]

2- "Örtülü çıplaklara, erkekleri kendilerine meylettiren ve kendileri de onlara meyleden, başları deve hörgücü gibi olan kadınlar cennete giremezler. Orasının kokusunu dahi alamazlar."[234]

3-  "ALLAH'tan korkun! Helale sarılın, haramdan uzak durun."[235]

4- "ALLAH'ı zikrederken kendinize sahip olun. Zira siz ne sağır olana, ne de uzakta bulunana dua ediyorsunuz." [236]

5- "İnsariMr içîhMeh çök belâlara uğrayanlar, önce peygamberler, onlardan sonra da salih kişiler­dir[237]

6- "Gelmeyene git, kötülüğe iyilikle mukabele et, kendi aleyhine bile olsa hakkı söyle."[238]

7- "Dinarın, dirhemin ve giyim kuşamın kölesi­ne yazıklar olsun ki verilirse sevinir verilmezse söy­lenir."[239]

8-  "Yaptığınızda birbirinizi seveceğiniz bir şeyi size haber vereyim mi? Aranızda selâmı yayın."[240]

9-  "Bu dünyada bir yabancı veya yolcu gibi ol."[241]                                                                              

10- "Bir kişi gelip te başkasını yerinden kaldı-ralfâk yerine oturmasın. Açılıp birbirinize yer verin." [242]

 

Kardeş Olun Ey ALLAH'ın Kulları  
 

Rasûlullah şallallahu aleyhi ve sellem şöyle

"Birbirinize haset etmeyiniz, birbirinizi kızdıra­cak şeyler yapmayınız, başkalarının konuşmalarını dinlemeyiniz, bencillik yapmayınız, başkalarının ek­sikliklerini araştırmayınız, almayacağınız malın fiya­tını yükseltmeyiniz, birbirinizle alâkanızı kesmeyiniz, birbirinize arkanızı dönüp uzaklaşmayınız. Birbirini­zin yaptığı alışveriş üzerine alışveriş yapmayınız.

ALLAH'ın size emrettiği gibi kardeş olunuz ey Al­lah'ın kulları. Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, ona yardımı kesmez ve onu küçük görmez.

- Kalbine işaret ederek -: Takva işte buradadır, takva işte buradadır.

Kişinin müslüman kardeşini küçük görmesi, kötülük olarak ona yeter. Müslümanın müslümana kanı, ırzı ve malı haramdır.

Zandan kaçmm. Çünkü zan, sözlerin en yalanıdır.[243]

ALLAH sizin şekillerinize ve mallarınıza bakmaz. Fpkat sizin kalplerinize ve amellerinize bakar." [244]

 

Müslüman Kişi Hakkında Hadisler
 

1 - "Müslüman, diğer müslümanların onun dilin­den ve elinden emin oldukları kişidir."[245]

2- "Müslümana sövmek fasıklık, onu öldürmek ise küfürdür."[246]

3~ "Uyluğunu ört. Çünkü kişinin uyluğu avret yeridir:"[247]

4-  "Mü'min kişi iftira atmaz ve lanet okumaz, çirkin ve ahlâksız konuşmaz."[248]

5-  "Kim bize silah çekerse bizden değildir."[249]

"Kim sahtekârlık yaparsa bizden değildir."[250]

6-  "Yumuşaklıktan mahrum olan her hayırdan inahrum olur."[251]      

7-  "Kim insanların kötülüğünden ALLAH'a sığı­nırsa, ALLAH kurtarıcı olarak ona yeter. Kim ALLAH'ın azabından insanlara sığınırsa, ALLAH onu insanların korumasına terk eder."[252]

8- "Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, rüş­vet verene de alana da lanet etmiştir[253]

9- "Elbisesi ayak bilek kemiğinden aşağıda olan ateştedir."[254]

10-  "Kim müslüman kardeşine kâfir derse, bu söz ikisinden birine döner."[255]

11-  "Münafık birisine "efendim" diyerek saygı gostermeyiniz. Çünkü eğer o sizin efendiniz olursa, Rabbiniz Azze ve Celle'yi kızdırırsınız."[256]

12- "Çocuk, akikasıfia bağlıdır. Yedinci günü akikasi kesilir, ismi koyulu^ye saçı tıraş edilir." [257]

 

İslamın Kadına Verdiği Değer
 

Şüphesiz İslâm dini, yeni nesiller yetiştirdiği ve toplumun düzelmesi ona bağlı olduğu için kadına büyük değer vermiş, her türlü kötülüğe karşı koru­mak için de örtünmeyi ona farz kılmıştır. Örtünme sayesinde  her iki eş arasında sevgi ve bağlılık de­vam etmektedir. Çünkü koca güzel bir kadın gördü­ğünde ondan etkilenmekte ve hanımıyla arası bozul­maktadır. Belki de bu, onların boşanmalarına bile sebep olmaktadır. Kur'an'da örtünme âyeti şu şekil­de geçmektedir:

"Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına, -bir ihtiyaç için dışarı çıktık­ları zaman- dış örtülerini üstlerine almalarını söyle. Onların tanınması ve incitilmemesi için en elverişli olan budur."

Ahzâb:59

1- Dünyaca ünlü kadın lider Uni Bizant şöyle de­miştir: "Çoğu kere, İslâm gölgesindeki kadının diğer sistemlere göre daha çok özgür olduğu fikri aklıma gel­miştir. İslam, tek eşliliği yasaklayan dinlerden daha çok kadının hakkını korumuştur. İslamî öğretiler kadına da­ha adaletli davranmış ve hürriyetini garanti etmiştir. Bu­na karşılık kadın ingiltere'de ancak 20 sene önce mül-kiyyet hakkını elde edebilmiştir. Biz ise İslâm'da kadı­nın bu hakkını daha ilk zamanlarda elde ettiğini gör­mekteyiz. Öyleyse: "İslâm, kadını duygusuz bir madde olarak görür" sözü iftiradan başka bir şey değildir."

2- Yine şöyle diyor: "Kadının toplumsal ve şah­si ihtiyaçlarını gideren ve onu koruyan İslâm'da bir­den fazla evlilik en doğru adil terazide tarttığımızda, onun, kadını sadece şehveti tatmin etme âleti olarak gören ve işi bitince de sokağa atan batılı sistemler­den daha iyi olduğunu görürüz."

3- Bayan müsteşrik Fransivaz Sacon şöyle de­miştir: "Ey doğulu müslüman kadın! Sana erkeklerle eşit haklara sahip olman için seslenerek tatlı sözler söyleyenler, daha önce de bizi bu sözlerle aldattılar."

4- Fon Hermer ise şöyle demiştir: "Örtü, kadı­na gerekli saygı ve mevkii vermekte ve onu koru-maktadır.Bu yüzden ona özenilir."    [258]

 

Batılıların İslam Hakkındaki Sözleri
 

Filozof Bernard Shaw şöyle diyor: "Ben Mu-hammed'in dinini takdirle karşılıyorum. Bana göre o din, değişen hayatın her safhasına uygunluk göste­ren en güçlü dindir. Her asırda geçerlidir. Ben o kişi­nin hayrete düşüren hayatını araştırdım. Bana göre O kişiye, İsa'ya haksızlık etmeden: "insanlığın kurta­rıcısı" demek gerekir. Ben inanıyorum ki, eğer bugün O'nun gibi birisi tek başına bu dünyayı yönetse idi, barış ve mutluluğa ihtiyacı olan bu dünyanın bütün meselelerini çözmede başarı daima O'ndan yana olurdu.

Benim gözlemime göre, Muhammed'in dini, ileride Avrupa'da kabul edilecektir. Daha bugünden kabul edilmeye başlandı bile." [259]

 

İslâm'a Giren Amerikalı Anlatıyor
 

Amerika Birleşik Devletleri'nde birçok insan yaşamaktadır. Onlardan bir kısmı Müslümanlıkla ve Hıristiyanlıkla veya Budizm yoluyla yeni bir hayat aramaktadır. Yine onlardan birçoğu bin ilâha ihtiyaç duymaktadır. Fakat küçük bir grup, ALLAH'a giden yo­lun İslâm olduğunu kabul edip Müslüman olmuştur. İşte onlardan birisi şöyle anlatıyor:

İlk önceleri Budizm dinini okuyordum. Birkaç sene sonra Budist din adamı olmayı bile istedim. Fa­kat üniversitede okurken, dinler arasında bir karşı­laştırma yaptım ve İslâm dinine yöneldim. Üniversi­teden mezun olunca Avrupa'ya gittim. Hollanda'da araştırma yaparken, benimle beraber birisi Ürdünlü, diğeri Arnavutluklu iki kişi vardı. Ben bunların etkisiy­le İslâm'a girdim. Ancak önceleri İslâm'ın güzelliği­ne, güncelliğine ve yapıcılığına hiç dikkat etmemiş, sadece Muhammed'in ALLAH'ın gerçek elçisi olduğu­nu anladım eğer ALLAH'tan ve Rasûlünden yüz çevi­rirsem, ALLAH da bana azap eder düşüncesindeydim.

Hayatımın son beş yılının bir kısmını Ameri­ka'da ve bir kısmını Arap ülkelerinde geçirdim. Neti­cede bu dini çok sevdim ve bu dinin insan hayatını kutsal saydığı sonucuna ulaştım.

Ancak İslâm toplumunda gördüklerim, benim İslâm'a olan güvenimi azalttı. Çünkü o toplumlar ve idareciler Amerika'yı ve batı dünyasını taklit etmekte idiler.

Oysa o dönemde Amerika ve Batı âleminde yaşayanların amaç ve hayalleri, yaptıkları işlerle bo­şa çıkmakta, düzen ve sistemleri çökmekte idi.

Arap âleminde yaşayan bir çok kişi, Ameri­ka'ya gidip mutlu olma hayaliyle yaşarken, aynı va­kitte Amerikalılar, devletlerinin her gün kötüye gittiği­ne ve bir gün gelip Amerika'nın mutlaka yıkılacağına inanmaktaydı.

Ama Amerikalı Müslümanların durumuna ge­lince, onlardan İslâm'a yeni girenler çok güçlü bir imanla İslâm'a sarılmaktadırlar. Fakat çoğumuzun bilgi eksikliği var. Çoğu zaman bilgisizlikle İslâm adı­na çok kötü işler yapmaktayız. Yine içimizde az bir grup, diğer kardeşlerini bilgilendirmektedir. Ayrıca diğer İslâmi toplumlardan insanlar Amerika'ya giderek İslâm'ı tebliğ etmekte ve gerçek dini onlara anlat­maktadırlar. Gerçek olan şu ki, İslâm alemindeki bir çok alim gerçek görevini yerine getirmek için Ameri­ka'ya gidip orada irşad ve tebliğ ile uğraşmaktadır.

Son olarak; gelecek on yıl içinde Amerikalı gençlerin İslâm'ı öğrenecekleri kültür merkezlerinin yapılacağını umut ediyorum. Yine o insanların arala­rında güçlü bir dostluğun olacağını ve ALLAH'a itaat ederek yaşayacaklarını temenni ediyorum. [260]

 

İslâm'ı Seçen Amerikalı Bayan
 

İnsanlığın kurtuluşu için tek çıkar yol İslâm'dır.

Liyamila 28 yaşında Müslüman olan Amerikalı bayanın yeni adı, "Hacer". Kendisi Kolombiya Mizuri Üniversitesi'nde Toplumbilim Bölümü'nde okuyor. Kendisini tatmin edecek gerçeği Amerikan kültürün­de bulamadığı için, iki sene öncesinden başlayarak İslâm dinini derinlemesine araştırmış ve sonunda Müslüman olmaya karar vermiş ve ismini de Hacer olarak değiştirmiş. Dediğine göre Hacer ismi İslâm'a bağladığı için çok seviyormuş.

Hacer şöyle anlatıyor: "Çok uzun zamandan beri zihnimde bu dünyanın ve canlıların oluşumu ile ilgili sorular dolaşırdı. Bu sorular ve düşünceler beni çok sıkıştırmaya başladı. Fakat bu soruların cevap­larını Amerikan kitaplarında bulamıyordum. Ayrıca İslâm diye bir şeyin olduğunu duyuyordum; ama ka­famda onunla ilgili yeterli bir bilgim yoktu ve daha zi­yade onu kadın ile erkeği ayrı tutan bir din, sertlik ve şiddet yanlısı bir din olarak tasarlıyordum. İslâm'ı Öğrenene kadar bu şekilde onun hakikatinden cahil kaldım.

İslâm'ı araştırmaya başladım. İlk önceleri bu iş çok zor oldu. Çünkü İslâm hakkında doğru bilgi ve­recek İngilizce bir kitap bulmam zordu. Zamanla İs-iâm'ı sevdim ve onun adaletli bir din olduğunu ve herkese hakkını verdiğini, her türlü çalışmada kişiye sorumluluk yüklediğini anladım. Bu şekilde zaman ilerledikçe İslâm'ı daha iyi anladım. Bu durum, ALLAH bana hidayeti nasip edep Müslüman oluncaya kadar böylece devam etti. [261]

 

Hacer İslam'a Davet Ediyor
 

Hacer Müslüman olduktan sonra İslâm'ın ya­yılması için çok ciddi olarak çalıştı. O, yaptığı bu ça­lışmanın İslâm yolunda bir mücadele ve davetini, İs­lâm'ın hakikatini bilmeyen Amerikalılara bir duyuru olarak görmektedir. Çünkü İslâm'ı kötü gösterenler, halkı İslâm'a karşı soğutmaktadırlar.

Önceleri diğer kızlar gibi boş bir hayat yaşayan Hacer, İslâm'a girdikten sonra tamamen değişti. O şimdi tam bir dindar oldu. Şöyle eliyor: "Hedefim İs­lâm uğrunda çalışmak, liberalizme karşı mücadele, kötülüklere engel olmaktır. Edindiğim tecrübeden sonra insanlığın kurtuluşu için tek çıkar yol İslâm'dır.

"Niçin İslâm insanlığın kurtuluşu için tek çıkar yol?" diye Hacer'e sorulduğunda O, şöyle cevap ve­riyor: "Çünkü toplumun sorunlarına cevap sunan tek din İslâm'dır. Günümüzdeki yönetimler ise, ruh ve cesedin isteklerini, onlara tam olarak nüfuz edeme­den dengelemeye çalışan bir hayat sunmaktadır.

Ben İslâm'da, beni yatağımda düşündürerek rahat­sız eden sorunlara tam olarak cevaplar buldum."

Hacer, İslâm'dan bahsederken ne konuştuğu­nu çok iyi bilmekte idi. Bazen Arapça İslâmî terimler de kullanıyordu. O, her haliyle İslâm'ı çok iyi anla­mıştı ve İslâm'ın sadece ibadetlerden oluşan bir din olmadığını anlatıyordu.

O'nun görüşünde cihad, İslâm'da çok önemli idi veya günümüzde Müslümanların en çok ihtiyacı olan şey, cihad idi.

Müslüman olduktan sonra Hacer, yaşayış tar­zını da değiştirdi. Tesettüre büründü ve beş vakit na­mazını vaktinde kılmaya başladı. Kur'an'dan âyetler ezberledi. Ailesinden ve arkadaşlarından tepkiler al­dı. Şöyle diyor; "Bütün o zorlukları kendi inancımla hoş karşıladım. Bu, her Müslümanın karşılaşacağı çok zor bir durum. Bu yolda birçok insana işkence yapıldı ve onlar bu dinden vazgeçmedi. Beni de İs­lâm'dan başka hiçbir şey ilgilendirmiyor."

Hacer'İn çalışmaları din sahasında sınırlı de­ğildi. O, siyasi alanda da hareketli idi. Müslüman Fi­listin halkının hakkının verilmesini istiyordu. Bu yüzden bu konuda toplantılar yapıyor ve Filistin halkına yapılan zulümden bahsediyordu.

O, yüce bir davayı savunuyordu. Beyaz bir Amerikalı kadın, Müslüman bir davetçi oluyor ve Müslüman halkın hakkını savunuyordu. Kendisini dinleyenler olmasa bile O bıkmıyor ve yorulmuyor­du...

İşte O'nun bütün İslâm âlemine ve özellikle Arap âlemine mesajı: "İnsanlığa ışık tutarak yol açan sizler. Mukaddes beldenizde size karşı savaşan İs­rail ve yandaşlarına karşı sakın zayıf duruma düş­meyin. [262]

 

Yusuf İslam'ın Müslüman Olduktan Sonraki Açıklamaları
 

Medine Gazeteis, 5 Ramazan 1400 hicri tarih­li sayısında, Müslüman olarak Yusuf İslâm adını alan dünyaca ünlü pop şarkıcısı Cat Stevens'tan bahse­den bir yazı yayınladı. O yazıda anlatılan bazı baş­lıkları size aktaralım:

1- Müslüman olup müziği bırakınca Batı âiemi şok oldu. Ve nasıl değiştim diye birbirlerine sormaya başladılar. Medyanın çıtı çıkmadı. Ne olduklarını an­lamadım, önceden yaptıkları gibi beni, peşimden so­luyarak hiç takip etmediler. Çünkü dünya medyası­nın idaresi Yahudilerin eli altında bulunmaktadır.

2- Benim Müslüman olmamın nedeni, Mescid-i Aksa'da oturan arkadaşımı ziyaret etmemdir. O da benim semavi dinlere özen gösterdiğimi bildiği için bana bir Arapça ve bir de İngilizce Kur'an hediye et­ti. Tek başıma Kur'an'i başından sonuna kadar oku­dum. Sonra Hz. Muhammed'in hayatını okudum ve O'nun kişiliğinden çok etkilendim. Birbuçuk yıl İs­lâm'ı ilmi olarak inceledim ve İslâm'ın gerçek din ol­duğunu anladım. Ve müslüman olmadan önce her­hangi bir Müslümanla tanışıp onların farklı görüşleri­ni öğrenmeden İslâm'a girdiğim için de ALLAH'a hamd ettim.

3- Kudüs'e gittim. Müslümanlar beni Mescid-i Aksâ'da görünce çok mutlu oldular. Orada namaz kıldım ve ağladım. Kudüs İslâm âleminin ciğeridir. Eğer orası hasta olursa, bütün İslâm âlemi hasta de­mektir. Eğer orası düzelirse bütün İslâm âlemi düzelir. Öyleyse Kudüs'ü Yahudilerden kurtarmamız ge­rekir.

4- Filistin halkının İslâm'a ve dine sıkı sarılma­ları gerekir. Namazlarını bırakmadan kılmaları gere­kir. Eğer böyle yaparlarsa ben, ALLAH'ın onlara yar­dım edeceğine inanıyorum.

5- Müslüman olduktan sonra bana, "sigara ha­ramdır" dediler, ben de onu bıraktım. İçkiyi bıraktım. Kadınlarla beraber oturmayı bıraktım. Şarkı ve mü­ziği terk ettim.

6- Tesettürlü bir bayanla evlendim. Kadının gü­zel olması önemli değildir. Esas üstünlük, iman ve fazilettir.

7-  Şu an Arapça öğreniyorum ve Kur'an oku­yorum. O'nun lezzetini tadıyorum ve mânâsını anlı­yorum. Yakında şöhretimi de kullanarak İslâm'ın yü­celiğini anlatan kitaplar yazacağım.

8-   Ben, vaktinde  kılınan  namazı,   İslâm'ın önemli şartlarından sayıyorum. Böyle yapmak, insa­nın dinini korumakta ve devamını sağlamaktadır.s her namazdan sonra büyük bir rahatlık ve huzur hissediyorum.

Evet, Yusuf İslâm İngiltere'de yaşıyor ve İs­lâm'ı tebliğ ediyor. Kendine ait bir camii var. Etrafın­da toplanan Müslümanlar onu destekliyor. ALLAH onu başarılı kılsın. ALLAH onun gibi Müslümanların sayısı­nı artırsın. [263]

 

İstihare Duası
 

Cabir b. Abdullah radıyallahu anh'dan gelen ri­vayette şöyle demiştir: "Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bütün işler için yapılan istihare duasını, Kur'an'dan bir sûre öğretir gibi bize öğretti ve şöyle buyurdu: "Sizden biriniz bir işe karar verdiğinde iki rekat namaz kılsın, sonra şöyle desin:

"ALLAH'ım, sana, senin ilminle istihare ediyo­rum. Kudretinle bana hayır takdir etmeni diliyorum. Senin bol fazlından istiyorum. Sen güç yetirensin; ben ise güç yetiremem. Sen bilirsin, ben ise bilemem. Sen gizli şeyleri hakkıyla bilensin.

ALLAH'ım, dinim, yaşamamın ve işimin sonucu, tez olması ve geri kalması bakımından eğer bu işi[264] benim için hayır olarak biliyorsan onu bana takdir et ve onu bana kolaylaştır. Sonra onu bana bereketli kıl. Eğer dinim, yaşamım ve işimin sonucu tez olma­sı ve geri kalması bakımından bu işi benim için kötü olarak biliyorsan, bu işi benden çevir, beni de bu iş­ten çevir. Hayır nerede ise onu benim için takdir et. Sonra beni bu işe razı kıl."[265] (Sonra ne istediğini söy­ler, dedi.)[266]

İnsan, aynı ilacı kendi başına içtiği gibi, istiha­re yaptığı Rabbi'nin onu hayra yönelteceğine tam olarak inanarak bu namazı kılar ve duasını eder. Ha­yırlı işin alâmeti, sebeplerin kolaylaşması olarak gö­zükür. Dinde hiçbir dayanağı olmayan istihareden sonra rüya görmek, başkasını kendi yerine istihare yaptırmak gibi bid'at istiharelerden kendini sakın. [267]

 

Şifa Duaları
 

1- Elini, bedeninin ağrıyan yerine koy. Sonra üç kere"bismillah" de. vedi kere"hissettiğim ve çekindiğim şeylerin şerrinden ALLAH'a ve kudretine sığınırım" de.[268]

Tirmizînm hasen dediği başka bir rivayette şu ilave vardır: "Elini kaldır. Daha sonra aynı duayı tek sayı halinde tekrar oku."

2-"Ey insanların Rabbi olan ALLAH'ım, sıkıntıyı gi­der ve şifa ver. Sen, şifa verensin, senin şifandan başka şifa yoktur. Öyle bir şifa verki hiçbir hastalık bırakmasın."[269]

3-"Her şeytandan, öldürücü nazardan ve her kı­nayan gözün kınamasından ALLAH'ın eksiksiz kelime­lerine sığınırım."[270]

4- Eceli gelmemiş bir hastayı ziyaret eden kişi, hastanın yanında yedi kere:                  

"Yüce Arş'ın Rabbi olan Ulu ALLAH'tan sana şifa vermesini dilerim" derse, ALLAH o hastalığa şifa verir. Hakim sahih demiş, Zehebî de ona katılmıştır.

5- Belâya uğramış birini gören kimse:

"Sana verdiği belâdan beni koruyup sıhhatli kı­lan ve beni, yarattığı şeylerin çoğuna tercih ederek üstün kılan ALLAH'a hamd olsun" derse, o belâ ona dokunmaz.[271]

6- Cebrail (as), Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e geldi ve: "Ey Muhammedi Bir rahatsızlığın var mı?" diye sordu. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Evet" dedi. Cebrail (as) şöyle dedi:

"ALLAH'ın adıyla; sana eziyet veren her hasta­lıktan, her nefis veya hasetçi gözün şerrinden sana okurum. ALLAH'ın adıyla sana okurum, ALLAH sana şi­fa versin."[272]                                  

7- Fatiha, Felak ve Nas Sûrelerini okuyup şifa­yı yalnız ALLAH'tan iste. Dua ile birlikte ilaç da kullan. ALLAH'ın izniyle iyileşmek için, fakirlere sadaka ver. [273]

 

Sefer Duası
 

1- Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor: "Yolculuğa çıkan kişi, geride bıraktığı kimselere:

"Sizi, emanetleri asla zayi olmayan ALLAH'a emanet ediyorum" desin.

Ahmed: Hasen hadis

2- Yola çıkan kimseye şöyle dua edilir:

"ALLAH takvanı artırsın, günahlarını bağışlasın ve bulunduğun yerde, sana hayrı kolaylaştırsın."[274]

3- Arabaya veya uçağa ya da başka bir şeye bindiğin zaman şöyle de:                

"ALLAH'ın adıyla başlar ve O'na hamd ederim. Bunları bizim hizmetimize veren ALLAH ne yücedir. Yoksa biz bunlara güç yetiremezdik. Biz, ancak Rab-bimiz'e dönücüleriz.[275]

ALLAH'a hamd olsun (üç kere), ALLAH en büyük­tür (üç kere), Ey ALLAH'ım, sen eksiklikten münezzeh ve yücesin. Ben kendime zulmettim. Sen beni bağış­la. Günahları senden başka bağışlayacak yoktur."

"Ey ALLAH'ım, bu yolculuğumuzda, senden iyilik ve takvayı, hoşnud olacağın amelleri dileriz. Al­lah'ım, yotculu-ğumuzu bize kolaylaştır ve onun uzaklığını bizim için yakın eyle. Sen yolculukta arka­daş ve çiledeki vekilsin. ALLAH'ım, yol yorgunluğun­dan, gördüklerimizin üzüntüsünden, aile ve malda meydana gelen değişikliklerin kötülüklennden sana sığınırım."[276]

5- Yolcu, yaptığı seferden döndüğü zaman bu sözleri söylediği gibi, şunları da ekler:[277]

"Dönüp tevbe edenler ve kulluk edenler, ancak Rabbimiz'e hamd edenleriz." [278]

 

Kabul Olunan Dualar
 

1- Herhangi bir işte veya sınavda başarılı, pl-rpak istiyorsan aşağıdaki duayı oku:

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, bir ada­mı şöyle derken işitti:

"Ey ALLAH'ım, muhakkak ki ben gerçekten senin ALLAH olman ve senden başka ilah olmadığına, senin doğurmamış ve doğmamış olup, hiçbir denginin bu­lunmaması şeklinde gerçekleşen senin bir olman ve hiçbir şeye muhtaç olmayıp aksine her şeyin sana muhtaç olduğuna şehadetimle senden (hacetimi) is­tiyorum."

Bunun üzerine Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: "Nefsim elinde bulunan ALLAH'a andolsun ki ALLAH'tan; kendisine onunla dua edildiğinde icabet ettiği ve kendisinden, onunla istendiğinde verdiği, İsm-i Azam'ıyla istedi."[279]

2- Yunus aleyhisselam'ın duası. O, balığın kar­nında iken şöyle dua etmişti:

"ALLAH'ım, senden başka ilah yoktur. Seni her türlü eksik sıfattan tenzih ederim. Doğrusu ben za­limlerden oldum."[280]

ALLAH bu dua ile kendisine dua eden Müslüman kişinin duasını boşa çıkarmadan kabul eder. [281]

 

Kayıp Duası
 

İbn Ömer radıyallahu anh'a, "Malı kaybolan ki­şi ne yapmalı?" diye soruldu. Şöyle dedi: "Malı kay­bolan kişi abdest alır ve iki rekat namaz kılar. Teşeh-hüdden sonra şöyle dua eder:

"ALLAH'ım, sen kaybolan malı geri verensin. Sen kaybolanı bulansın, yoldan sapana doğru yolu bulduransın. Kaybolan malımı kudretinle ve gücünle bana geri ver. Bu, senin bağışın ve lûtfundur."

Beyhakî: Hadise mevkuf demiştir. Hadis hasendir. [282]

 

Kur'an-I Kerım'den Dualar
 

Rabbimiz! Bize katından rahmet ver ve bizim işimizde bir kurtuluş yolu hazırla"  

Kehf:10

"Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahi-rette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru."

Bakara: 201

 "Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalp­lerimizi eğriltme. Bize tarafından rahmet bağışla. Lût-fu en bol olan sensin."  

Âli İmran: 6

"Rabbimiz! Bizi ve bizden önce gelip geçmiş imanlı kardeşlerimizi bağışla; kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma! Rabbimiz! Şüp­hesiz ki sen, çok şefkatli ve çok merhametlisin."

Haşr: 10

"Rabbimiz! Ancak sana dayandık, sana yönel­dik. Dönüş de ancak sanadır."

Mümtehine: 4

"Rabbimiz! Unutursak veya hataya düşersek bizi sorumlu tutma. Rabbimiz! Bizden öncekilere yük­lediğin gibi bize de ağır yük yükleme. Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği işler de yükleme. Bizi affet, bizi bağışla, bize acı. Sen bizim mevlâmızsın. Kâfirler top­luluğuna karşı bize yardım et."

Bakara: 286

"Rabbimiz! Bizi o zalimler topluluğu için im­tihan kılma. Bizi rahmetinle o kâfirler topluluğundan kurtar."

Yunus: 85-86

"Rabbimiz! Bizden azabı kaldır. Doğrusu biz ar­tık inanıyoruz."                  

Duhan: 12

"Rabbimiz! Bize bol bol sabır ver ve müsluman olarak canımızı al."

A'raf: 126[283]


[201] Buharî

[202] Ahmed: Sahih hadis. Bu sadece bayanlara hastır.

[203] Buharı, Müslim

[204] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 192-194.

[205] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 195-197.

[206] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 198-200.

[207] Buharı, Müslim

[208] Buhâri, Müslim

[209] Buhârî

[210] Tirmizî rivayet etmiş ve hasen-sahih demiştir.

[211] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 201-202.

[212] Buharı

[213] Ebû Davud: Sahih hadis.

[214] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 202-204.

[215] Ahmed: Sahih hadis.

[216] Buharı, Müslim

[217] Buharî, Müslim

[218] Buhari, Müslim

[219] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi:205-209.

[220] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 210-211.

[221] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 212-214.

[222] Müslim

[223] Buhârî

[224] Tirmizî

[225] Buhârî

[226] Ahmed: Sahih hadis

[227] Müslim

[228] Müslim

[229] Ebû Amr ed-Dânî: Sahih hadis

[230] Ahmed: Sahih hadis

[231] Buhârî

[232] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi:215-216.

[233] Buhârî, Müslim

[234] Müslim

[235] Hakim: Sahih hadis

[236] Müslim

[237] İbn Mâce: Sahih hadis

[238] İbn Neccâr: Sahih hadîs

[239] Buhâri

[240] Müslim

[241] Buhâri

[242] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 217-218.

[243] Müslim. Buharı daha uzun rivayet etmiştir.

[244] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 219-220.

[245] Buharı, Müslim

[246] Buharı

[247] Ahmed: Sahih hadis

[248] Müslim

[249] Tirmizî: Sahih hadis

[250] Müslim

[251] Müslim

[252] Tirmizî: Sahih hadis

[253] Tirmizî: Sahih hadis

[254] Buhârî

[255] Buhârî

[256] Ahmed: Sahih hadis

[257] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 221-223.

[258] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 224-225.

[259] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 226.

[260] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 227-229.

[261] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 229-230.

[262] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 231-233.

[263] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 233-236.

[264] 2 Evlilik, iş kurma, yolculuk veya başka bir şeyle ilgili haceti­ni söyler.

[265] İstihare duasını kıldığı iki rekattık namazdan sonra okur.

[266] Buharı

[267] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 237-238.

[268] Müslim

[269] Buhâri, Müslim

[270] Buharı

[271] Tirmizî: Hasen hadis

[272] Müslim

[273] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 239-242.

[274] Tirmizî: Hasen hadis

[275] Tirmizî: Hasen sahih demiştir.

[276] Müslim

[277] Müslim

[278] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 243-245.

[279] Ahmed, Ebû Davud: Hadis sahihtir.

[280] Ahmed: Sahih hadis

[281] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 246-247.

[282] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 248.

[283] Muhammed Cemil Ziynü, İslam Gençligine Öğütler, Guraba Yayınevi: 249-252.

ceren
Tue 5 May 2015, 11:53 pm GMT +0200
Esselamu aleyküm.Rabbim razı olsun paylaşımdan kardeşim .Rabbim bizleri helal daire de yaşayan,harama dan ve harama yakın olan şeylerden uzak duran ve Rabbimin rızasını kazanan kullarından eylesin bizleri inşallah...

Sevgi.
Sun 18 November 2018, 01:14 am GMT +0200
Aleyküm Selâm. Rabbim bizleri herdaim Rızasına uygun yaşıyan ve Rızasına erenlerden eylesin inşaAllah. Amin Ecmăin

Bilal2009
Sun 18 November 2018, 02:18 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun Rabbim bizleri doğru işler yapanlardan eylesin

ceren
Sun 18 November 2018, 03:27 pm GMT +0200
Esselamu aleyküm.Rabbim razı olsun paylaşımdan kardeşim...