- Sarı kız

Adsense kodları


Sarı kız

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
ezelinur
Mon 2 August 2010, 11:40 am GMT +0200
SARI KIZ
 
EDREMİT Körfezine bakan Kaz dağının hörgücünde bir yatır vardır
Her yıl, ağustos ortasından eylül'ün ortasına kadar katar katar kervanlar, bu yatırın ziyaretçilerini Kazdağının tepesine ulaştırır Çadırlar kurulur Pazarlar, sergiler açılır Alışveriş, eğlence, cümbüş hep o günlere saklanır Kazdağı sanki bir kol çengi olmuştur hop oturur hop kalkar
Kazdağında yatan evliya, Sarı Kız diye anılır Nereden gelmiştir, kimin soyundan, kimin kimin huyundan? Hakkında öyle çok şey söylenmez
Ancak, oralarda kime sorsanız, size sonbaharın parlak geclerinde Kazdağının hörgücündeki yatırın üzerine nur indiğini bunu kendisininde, babasının da, emmisinin, halasınında gözleriyle gödüğünü yemin billah söyler
Halbuki, yemin etmesine gerek yok Eski Yunan şair Homeros'tan beri buralardan geçen kaç yazıcı, sarı Kız'ın üzerine geceleri hur indiğini yazmış
Bi,r zamanlar Edremitte bir dünya güzeli bir kız varmış Sarı saşları,iki ışık demeti gibi omuzundan dökülür,ela gözleri, tatlı sular gibi tatlı tatlı bakarmış
Kız, bu dünyada yaşıyormuş ama, bu dünyanın adamı değilmiş Aklı fikri Hak Yaradan'ın muhabbetinde, gözü gçnlü O'nun aşkında karalıymış Sarı kız şu cihan içre ne varsa onu Hak bilir, Hak tecellisi görür,ona göre davranırmış Cömertmiş, doğruymuş, sadık ve vefalıymış
Sarı Kız'ı hangi genç görse hemen ağzı, dili bağlanır, ona aşık olurmuş Derhal araya aracılar konur; Aman, düğün dernek edelim Sarı kız'ı bana versinler-diye niyazlar, yalvarmalar başlarmış Ama, Sarı Kız hiç kimseyle evlenmek istemiyor, her isteyeni reddediyormuş Kimseye de derdini anlatamaz, -Benim Hak'tan başka bir şeyle alışverişim yok diyemezmiş
Gün günden herkesin sabrı tükenmeye, canı sıkılmaya başlamışÖnce küçük dedikodular, sonra büyük büyük iftiralar Edremit'e yayılmış Sarı kız sustukça söylentiler büyümüş, diken diken,çatal çatal olmuş Zavallı merak ediyor, kendi kendine , acaba şu insanoğlu, kendi gibi olmayanlara karşı daha ne kadar zalim, ne kadar anlayışsız olabilir diye soruyormuş
Birgün mamleketin ileri gelenleri Sarı Kız'ın babasını yoldan çevrimişler: -Ya namusunu temizle, ya çek burdan git Kızın kötü yoldadır, biz böyle şey istemeyiz! diye dayatmışlar Zavallı adam, dünya güzeli kızından bir fenalık görmemiş ama, o da onu anlayamıyor!O dalıp dalıp gitmeler, günlerce aç susuz dolaşmalarBuynum kıldan ince, deyip her şeye boyun vermeler Ama, iş evlenmeye geldimi hayır diye dayatmalar Bütün bunlar niçin? Sonra, mademki iş bu hale geldi! Gerçekten bu lekeyi temizlemek gerek
Ertesi gün adamcağız, kümesten kazları çıkarmış, Sarı Kız'ı yanına almış Varmışlar Kazdağı'na Kızına, biraz kaz güdelim demiş ama niyeti, bir punduna getirip yalnızca aşağı inmekmiş Sarı Kız, orada kaderiyle başbaşa kalacak Kazdaı'nda, bir gece geceleyip de sabaha sağ çıkan yok ki kızı çıksuın Orada ölür gider, babası da âlemin dilinden kurtulur Sarı Kız, babasının niyetini yüreğinden okumuşmuş Ardından bakmış da "-Haydi güle güle, var selametle" demiş, kazlarını süre süre tepelere doğru yürümüş
Babasının iki gözü iki çeşme, sel sel ağlarmış, Kazdağı'nın ayazı yüzüne vurdukça "-Vay kızım, Sarı kızım" diye dövünürmüş!
Ne ki, korktuğu gibi, Sarı Kız ölmemiş Onu bir zaman sonra oduncular, Kazdağı ormanlarında dolaşırken görüvermişler Vay demişler, adam bizi aldatmış Kızı öldürdüm dediydi!
Meseleyi haber alınca ,içi pişmanlık ateşiyle alev alev yanan Sarı Kız'ın babası, sevinsin mi, dövünsün mü? Yamçısını sırtına almış, başlamış yokuşu tırmanmaya Hey demişler , kar var, tip var, delirdin mi?
Artık bunları kim dinler? Bir solukta yolun yarısını gitmiş, Ortalık göz gözü görmüyormuş Derken önünde bir ışık belirmiş O ışıkla beraber ne kar kalmış, ne tippi Hava ısınmış, etrafı nefis kokular bürünmüş Işık gitmiş, adam gitmiş, ta doruğa varmışlar, Birden ışık şöyle bir titreyince , ne görsün? Sarı Kız güle güle babasının boynunasarılmaz mı? Ne sitem, ne ağıt, ne şikayet "-Gel babam, sana çorba pişirdim, sana döşek serdim" diye onu bir mağaraya sokmuş Sabaha kadar söyleşip gülüşmüşler Baba anlamış, iyice anlamış: "-Sarı Kız, bu dünyanın adamı değil, o ermişlerden bir ermiş!"
Sabah olunca, bir namaz kılayım, diye adam davranmış Sarı Kız,"-Dur baba, sen deniz suyuyla abdest alırsın" diye Kazdağı'ndan testisini uzatınca, aşağıda, testiye denizden suyu dolduruvermiş
Ama, babanın bütün yalvarıp yakarması boşuna gitmiş Sarı Kız'ı bir daha aşağı inmeye razı edememiş Sarı Kız, "-Benim masumiyetimi onlara sen haber ver Hem ben, Edremit'e beddua ettim Bundan böyle kazları yağlı, kızları sevdalı olacak Kim bu sevdaya tutulursa mevlam kolaylık versin Edremitten kız seven yanacak, ama ne yanacak!"