- Sarhoşluk Veren Maddelerin Kullanılması Yasaklanmıştır

Adsense kodları


Sarhoşluk Veren Maddelerin Kullanılması Yasaklanmıştır

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
reyyan
Tue 24 January 2012, 06:40 pm GMT +0200
5. Sarhoşluk Veren Maddelerin Kullanılması Yasaklanmıştır

 

3679... İbn Ömer (r.a)'den Rasûlullah (s.a)'ın şöyle buyurduğu rivayet olunmuştur:

"Her sarhoşluk veren şaraptır ve her sarhoşluk veren haram­dır. Şarap içmeye devam ederken ölen kimse âhirette onu içemeye­cektir."[46]

 

Açıklama
 

Bu Hadis-i şerifte sarhoşluk veren her içkinin şarap gibi ha­ram olduğu ifade edilmektedir. Bu ifadeden, sarhoşluk ve­ren içkinin haram sayılması hususunda onun şu veya bu şekilde olması ge­rekmediği, hangi halde olursa olsun ve hangi şekilde alınırsa alınsın haram sayılması gerektiği anlaşılır.

Ancak, 3676 numaralı hadisin şerhinde açıkladığımız gibi, Hanefî imam­larından Ebû Hanîfe ile Ebû Yusuf'a göre, şarabın dışındaki içkilerin ha­ram sayılabilmeleri için harhoşluk verecek kadar içilmeleri gerekir. Sarhoş etmeyecek kadar az bir miktarının içilmesi haram değildir. Fakat İmam Mu-hammed'e göre, sarhoşluk veren içkilerin azını içmek de çoğunu içmek gibi haramdır. İmam Muhammed'in bu görüşü, "Çoğu sarhoşluk veren bir şe­yin azı da haramdır" mealindeki 3681 numaralı hadisin ruhuna uygun düş­tüğünden, Hanefîlerin müteahhirin uleması İmam Muhammed'in görüşünü tercih etmişlerdir. Hanefî mezhebinde fetva da İmam Muhammed'in bu gö­rüşüne göredir. Diğer mezhep imamları da bu hususta İmam Muhammed gibi düşünmektedirler.

Bu mevzuda Hattâbî (r.a) şöyle diyor:

"Her sarhoşluk veren şaraptır" sözü iki şekilde te'vil edilebilir:

1- Sarhoşluk veren her içkiye "şarap" ismi verilebilir. Bu sözün bu ma­nada kullanıldığını iddia edenlere göre, din daha vukua gelmemiş olan hâdi­selerin hükmünü verdiği gibi ismini de vermiştir.

2- Sarhoşluk veren içkiler, maddeleri şarap gibi pis olmasalar bile şarap gibi içilmeleri haramdır ve içenlere hadd cezası uygulanır.

Bir başka ifadeyle hamr (şarap) sözü hafi (manası gizli) bir sözdür. Dolayısıyla diğer içkilerin bu kelimenin kapsamına girip girmediği açık değil dir. Ancak her sarhoşluk veren şaraptır sözü yardımıyla sarhoşluk veren di­ğer içkilerin de hükmen şarap gibi olduklarına hükmedilmiştir. Yankesicili­ğin hırsızlık hükmünde, livâtının da zina hükmünde olduğuna hükmedildiği gibi.

Metine geçen "Şarap içmeye devam ederken ölen bîr kimse onu âhirette içemeyecektir" anlamındaki cümle hakkında da Hattâbî şöyle diyor: "Bu söz dünyada şarap içmeye devam ederken ölen bir kimse cennete girmeye­cektir anlamında kullanılmıştır. Çünkü cennet ehlinin içkisi sarhoşluk ver­meyen bir şaraptır. Bu şarabı içemeyecek olanların da cennete giremeyecek olanlar olduğunda şüphe yoktur."

İmam Nevevî'ye göre ise bu söz, "Dünyada içkiye tevbe etmeden ve ona devam ederek ölen kimse cennete girse de cennet şarabından içmeyecektir" anlamında kullanılmıştır.[47]

 

3680... İbn Abbas (r.a)'dan rivayet olunduğuna göre Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:

"Her sarhoşluk veren şey şaraptır ve (dolayisıyle) her sarhoşluk veren şey haramdır. Her kim sarhoşluk veren bir şeyi içerse kırk sa­bah (onun) namazı (nın sevabı) azalır. Eğer tevbe ederse Allah tevbe-sini kabul eder. Eğer dördüncüde (tekrar içkiye) dönerse Allah'ın ona tînetü'l-hıbâl (denilen irinler) den içirmesini Allah katında haketmiş olur."

(Orada bulunanlardan biri tarafından):

Ey Allah'ın Rasûlü; "tînetü'l-hıbâl"nedir? diye soruldu.

(Hz. Peygamber de) şöyle cevapladı:

"Cehennem ehlinin irin(ler)idir. Sarhoşluk veren bir şeyi, hara­mını helâlini bilmeyen küçük bir çocuğa içiren kimse de (yine) Allah katında Allah'ın ona cehennem ehlinin irinlerinden içirmesini haketmiş olur."[48]

 

Açıklama
 

Bilindiği gibi bir ibadetin iki yönü vardır:

a) O ibadeti yerine getiren kimse onun sorumluluğundan kurtulur.

b) İşlediği bu ibadetten dolayı sevaba nail olur.

Hadis-i şerifte, içki içen bir kimsenin kırk gün sabah namazlarının ya da bu kırk gün içinde kılmış olduğu tüm namazlarının sevabından mahrum kalacağı ifade edilmektedir. Ancak bu ifadede onun bu ibadetlerden sorum­lu olacağına dair bir mana bulunmadığından ulema, bu kimsenin bu süre içerisinde kıldığı namazların sevabından mahrum kalmakla birlikte onların sorumluluğundan kurtulmuş olacağını söylemişlerdir.

Metinde geçen "kırk sabah" sözü, mecazen kırk gün anlamında kulla­nılmış olabileceği gibi hakiki manasında da kullanılmış olabilir. Çünkü sa­bah namazı namazların en faziletlisi olduğundan kırk gün sabah namazının sevabından mahrum kalan bir kimse onun sorumluluğundan kurtulmuş da olsa çok büyük bir mahrumiyete düçâr olmuş demektir.

Burada içki içen bir kimsenin uğradığı zararı ifade için özellikle onun namazından misâl verilmesinin sebebi üzerinde bazı görüşler ileri sürülmüş­tür. Bunlardan birkaçı şunlardır:

a) Çünkü içkinin haram kılınmasının en önemli sebeplerinden birisi in­sanı namazdan alıkoymasıdır.

b) İçki bütün kötülüklerin anası[49] olmasına karşılık, namazın da bütün ibadetlerin anası olması ve insanı bütün kötülüklerden alıkoyması[50] sebebiyle içkinin zararı anlatılırken namazdan misâl verilmiştir.

c) Namaz bedenî ibadetlerin en faziletlisi olduğu için namazdan misâl verilmiş ve içkinin namaz gibi en önemli bir ibadetin sevabını bile götürdü­ğü haber verilmek suretiyle diğer ibadetlerin sevabından hiçbir şeyi bırak­mayacağı kolaylıkla anlatılmak istenmiştir.[51]

Münavî'ye göre; içki sebebiyle yapılan ibadetlerin sevabının kaybolma­sının kırk gün devam etmesindeki hikmet, içilen bir içkinin tesirinin vücutta kırk gün kalmasıyla ilgilidir.

Bezlü'l-Machûd yazarının açıklamasına göre, hadiste geçen "Sarhoşluk veren bir şeyi küçük bir çocuğa içiren" anlamındaki cümle; küçük bir çocu­ğa ipek giydirmenin haram olduğunu söyleyen İmam Ebû Hanîfe'nin lehi­ne, çocuğa ipekli elbise giydirmenin caiz olduğunu söyleyen İmam Şafiî'nin de aleyhine delildir.[52]

 

Bazı Hükümler
 

1. Uyuşturucu kullananlar kırk gün ibadetlerinin sevaplarından mahrum kalırlar.

2. Tevbe ile büyük günahlar da affedilir.[53]

3. İçkiye dört defa tevbe ettikten sonra tevbesini bozan kişi cehennem­lik olur. Çünkü bu kimse artık samimi bir şekilde tevbe etmeyecek demek­tir. Dört defa tevbesini bozan kimseler, genellikle tevbesinde durabilecek ira­deden mahrum kimselerdir. Bununla beraber, Allah'ın, yetmiş defa tevbesi­ni bozup da yine tevbekâr olmayı başaran bir kimsenin tevbesini kabul et­mesi umulur.[54]

4. Büyükler için caiz olmayan şeyler, küçükler için de caiz değildir.[55]

 

3681... Câbir b. Abdillah (r.a)'dan şöyle dediği rivayet olun­muştur: Rasûlullah (s.a) şöyle buyurdu:

"Çoğu sarhoşluk verenin azı da haramdır."[56]

 
Açıklama
 

Bu hadis-i şerifi açıklarken Bezlü'l-Mechûd yazan şöyle diyor: Eğer sarhoşluk veren şey şarap ise, maddesi de pis olduğu ve haramlığına dair nass bulunduğu için onun azı da çoğu gibi ha­ramdır.

Fakat eğer sarhoşluk veren şey, şarabın dışındaki uyuşturuculardan bi­risi ise onun azının da çoğu gibi haram oluşuna sebep; onun az miktarda kullanılmasının ileride tiryakiliğe yol açmasıdır. Yahutta vakit geçirmek için içilmiş olmasıdır."

Bu mevzuda Hidâye yazarı Burhaneddin el-Merginanî de şöyle diyor:

"Eğer yaş üzüm şırası üçte ikisi buharlaşarak uçup gidinceye kadar kay­natılırsa, geriye kalan üçte biri hava ile teması neticesinde kendi kendine ka­barmış olsa bile helâldir. İmam Ebû Hanîfe ve İmam Ebû Yusuf'a göre böy­ledir. İmam Muhammed ile İmam Mâlik ile İmam Şafiî'ye göre ise, kalan bu üçte bir kısım haramdır. Fakat imamlar arasındaki bu ihtilâf, kaynatıl­mış olan bu şıranın bedene kuvvet vermesi niyetiyle içilmesi üzerindedir. Hoş vakit geçirme niyetiyle içilmesi halinde haram olduğunda ittifak vardır.

İmam Muhammed'in bu şırayı içmenin helâl olduğunu söylediğine dair bir rivayet bulunduğu gibi, mekruh gördüğüne ve bu mevzudaki farklı ha­dislere bakarak hüküm vermekten kaçındığına dair de rivayetler vardır.”[57]

Bedâyiu's-SanâyF yazarı Kâsanî'nin açıklamasına göre, "Ebû Hanîfe ile Ebû Yusuf'un bu mevzudaki delilleri; Tahavî'nin İbn Ömer'den rivayet ettiği Hz. Peygamber'in nebiz içtiğine dair hadisle, Hz. Ömer'in nebiz içti­ğine ve nebizin helâl olduğuna dair Ammar b. Yâsir'e mektup yazdığına da­ir hadisler ve Hz. Ali'nin misafirlerine nebiz ikram ettiğine dair haberlerdir.

İbn Abbas ile Abdullah b. Ömer'in de bu görüşte oldukları rivayet olun­muştur.

İşte ashab-ı kiramdan bu gibi kimselerin nebizi helâl saydıkları sabit ol­duğu için İmam Ebû Hanîfe de onu helâl saymıştır. Çünkü onun haram ol­duğunu iddia etmek sahabelerden onu mubah sayanlartn fasık olduğunu söy­lemek anlamına gelir ki bu da bid'attir.

Bu nedenle İmam Ebû Hanîfe, nebizi helâl görmeyi ehl-i sünnet ve'l ce­maatten olmanın şartlarından saymıştır. Nebizin haram olduğuna dair riva­yet edilen haberlere gelince; bu hadislerin hepsi de illetlidir. Sahih oldukları kabul edilse bile bedene kuvvet vermesi için değil de eğlence gayesiyle içilen nebizler hakkında gelmiş oldukları düşünülebilir."[58]

İmam Ebû Hanîfe ile Ebû Yusuf'a göre, mevzumuzu teşkil eden hadis-i şerifteki, "azı da haramdır" sözünden maksat; şarabın dışındaki uyuşturu­cuların az bir kısmı değil, sarhoşluk verecek kadar çokça içilen bu içkilerin son yudumudur. Ancak Hattâbî bu te'vili reddetmiştir.[59]

 

3682... Âişe (r.anha)'dan rivayet olunduğuna göre; Rasûlullah (s.a)'tan bal şerbeti(nin hükmü) sorulmuş da:

"Sarhoşluk veren her içki haramdır" buyurmuş.

Ebû Dâvûd dedi ki: Ben bu hadisi; Muhammed b. Harb, bu ha­disin benzerini Zührî'den ez-Zübeydî aracılığıyla size haber vermiş di­yerek, senediyle birlikte Yezid b. Abdi Rabbih el-Cürcûsî'ye okudum. (Okuduklarıma şu sözleri) ilâve etti: "(Metinde geçen) el-bit* (sözü) bal şerbeti (demek) tir. Onu Yemen halkı içerdi."

Ebû Dâvûd (sözlerine devamla şöyle) dedi: Ben Ahmed b. Han-bel'i şöyle derken işittim: "Allah 'a yemin olsun ki, o ne güvenilir in­san! Humus halkı içerisinde onun gibi güvenilir bir kimse yoktur. "[60]

 

Açıklama
 

Bu hadis-i şerif, haramlıkta şarap ile şarabın dışındaki uyuşturucu içkiler arasında bir fark görmeyen İmam Muhammed ile İmam Şafiî, İmam Mâlik ve İmam Ahmed'in delilidir.

İmam Ebû Hanîfe ile İmam Ebû Yusuf ise, şarap ile şarabın dışındaki uyuşturucular arasında bir fark görürler. Biz bu meseleyi bir önceki hadisin şerhinde açıkladığımızdan burada tekrara lüzum görmüyoruz.[61]

 

3683... Deylem el-Hımyerî'den rivayet olunmuştur; dedi ki: Ben Rasûlullah (s.a)'a:

Ey Allah'ın Rasûlü, ben soğuk bir memlekette bulunuyorum. Biz orada ağır iş(ler)le uğraşıyoruz ve şu buğdaydan bir içki imal ede­rek onunla işlerimize ve memleketimizdeki soğuğa karşı direnç kaza­nıyoruz. (Bu hususta ne buyurursun)? diye sordum. (O da bana):

"(Bu içki) sarhoşluk veriyor mu?" diye sordu. (Ben) "Evet" dedim. Bunun üzerine;

“(Öyleyse) ondan kaçınınız" buyurdu.

(Ben): Halk onu bırakmıyor, dediğimde;

"Eğer bırakmıyorlarsa onlarla savaşınız!" buyurdu.[62]

 

Açıklama
 

Bu hadis, şarabın dışındaki uyuşturucu içkilerin de şarap hük­münde olduğunu söyleyen cumhur ulemanın delilidir. Şara­bın dışındaki içkilerin şaraptan farklı ve onların haramlık derecesinin şarap­tan aşağı olduğunu söyleyen İmam Ebû Hanîfe ile Ebû Yusuf'a göre mevzu-muzu teşkil eden hadisteki "Onlarla savaşınız" sözüyle kastedilenler; şarabın dışındaki uyuşturucu içkileri sarhoşluk verecek derecede içenlerdir.

Bilindiği gbi şarabın dışındaki içkilerin sarhoşluk verecek kadar içilme­sinin haram olduğunda ve bu içkileri içerek sarhoş olanlara had vurulması gerektiğinde İslâm uleması arasında ittifak vardır.

Biz İmam Ebû Hanîfe ile İmam Ebû Yusuf'un şarap ve diğer içkiler hak­kındaki görüşlerini 3680 numaralı hadisin şerhinde açıkladığımızdan bura­da tekrara lüzum görmüyoruz.[63]

 

3684... Ebû Musa (el Eş'arî)den rivayet olunmuştur; dedi ki: Peygamber (s.a)'e baldan (yapılan) içkiyi sordum. "- O bit'dir" buyurdu.

Arpa ve darıdan bir içki elde ediliyor, dedim. "O da mizr'dir" cevabını verdi. Sonra; "- Kavmine söyle, sarhoşluk veren herşey haramdır" buyurdu.[64]

 

Açıklama
 

"Sarhoşluk veren her içki haramdır" hadisi hakkında Hattabı şöyle bir mütalaa ortaya koymuştur: Bu hadiste sar­hoşluk veren şeyin azının da çoğunun da haram olduğuna delil vardır. Han­gi neviden olursa olsun. Çünkü umum sîgasıyla sarhoşluğu doğuran içkinin cinsine işaret edilmiştir, bu söz, "karın doyuran her yemek helâldir" deme­ye benzer. Çünkü manası fiilen doyurmasa bile doyurmak sânından olan her yemek helâldir demektir."

Hattâbî'nin bu mütalaasına karşı Allâme Aynî şunları söylüyor: "Hangi neviden olursa olsun sarhoşluk veren içkinin azı da çoğu da ha­ramdır sözü, her içki hakkında geçerli değildir. Bu söz yalnız şaraba mah­sustur. Çünkü İbn Abbas'tan mevkuf ve merfu olarak rivayet edilen bir hadiste; muayyen olarak haram kılınan şaraptır: "Her içkinin sarhoş edeni de haram kılınmıştır" denilmektedir ki bu hadis; şarabın, sarhoş etsin etme­sin, azı da çoğu da haram olduğunu, başka içkilerin ise ancak sarhoş ettiği zaman haram kılındığını gösterir. Bu meydandadır.

Ama Peygamber (s.a)'in, "Her sarhoşluk veren içki şarabtır ve her sar­hoş eden içki haramdır..." buyurduğu rivayet edilmiştir dersen ben de de­rim ki:

Bu hadis için Yahya b. Maîn'in ta'nı vardır. Sahih olduğunu kabul et­sek bile esah kavle göre İbn Ömer'e mevkuftur. Bundan dolayıdır ki Müs­lim onu zanla rivayet etmiş, "Ben onu ancak merfu olarak biliyorum" demiştir. Merfu olduğunu da kabul etsek hadisin manası şudur: Çok içildiği zaman sarhoş eden içkinin hükmü şarabın hükmü gibidir."[65]

 

3685... Abdullah b. Amr'dan rivayet olunduğuna göre;

Allah'ın Peygamberi (s.a), şarap (içmek)le kumar ve tavla oyna­mayı, bir de darıdan yapılmış içki (içme)yi yasaklamış ve;

"Her sarhoşluk veren şey haramdır" buyurmuştur.

Ebû Dâvûd dedi ki: İbnü's-Sellâm Ebû Ubeyd, "el-Gubeyrâ; Ha-beşlilerin darıdan yaptığı "Sükreke" denilen bir şarap çeşididir" dedi.[66]

 

Açıklama
 

Kûbe: Davul, uda benzeyen bir çalgı âleti (gitar), tavla ve sat­ranç anlamlarına gelir. İbn Esîr Nihâye'de; tavla manasına geldiğini söylediği için biz de tercümemizde bu manayı tercih ettik.

Sükreke; ise, musannif Ebû Davud'un da açıkladığı gibi, Habeşlilerin darıdan yaptıkları uyuşturucu bir içkidir.

Hattâbî bu hadisle ilgili olarak şöyle diyor: "Metinde geçen "meyser" kelimesi kumar demektir. "Kûbe" kelimesi ise, davul diye tefsir edilmiştir. Tavla olduğu da söylenmiştir.

Benim kanaatime göre; her türlü telli çalgı âletleri ve zarla oynanan oyun­lar bu hadisin kapsamı içine girer."

Sarhoşluk veren içkilerin hükmü ise bu babın daha önceki hadislerinde açıklandığında burada tekrara lüzum görmüyoruz.[67]

 

3686... Ümmü Seleme (r.anha)'dan rivayet olunmuştur; dedi ki: Rasûlullah (s.a), sar-hoş eden ve uyuşukluk veren herşeyi yasakladı.[68]

 

Açıklama
 

Bu hadis-i şerifte Rasûlullah (s.a)'ın sarhoş eden herşeyi yasakladığı bildirildiği gibi, sarhoşluktan önce vücuda gelen gevşekliğe ve uyuşukluğa sebep olan şeyleri de yasakladığı bildiriliyor.

Hattâbî şöyle diyor: Metinde geçen kelimesi, vücuda gevşeklik veren her içkidir ki alındığı zaman vücuda gevşeklik, organlara uyuşukluk verir. Bu durum sarhoşluğun başlangıcıdır. Vücutta bu gibi olumsuz tesirle­ri olan içkileri Fahr-i Kâinat Efendimiz yasaklamıştır. Çünkü bu gibi içkiler zamanla tiryakilerinde bir tatminsizlik doğurup onu sarhoş eden içkileri iç­meye zorlayabilir."

Hattâbî'nin bu açıklamasından da kolayca anlaşılıyor ki, hangi yolla olursa olsun vücuda sarhoşluk ya da gevşeklik veren herşey haramdır. Bina­enaleyh eroin ve kokain gibi uyuşturucu maddeler için, "sarhoş etmez, yal­nız vücuda bir gevşeklik ve uyuşukluk verir" iddiası sırf kuru bir inaddan başka bir şey değildir. Çünkü bütün uyuşturucu maddeler şarabın verdiği gevşeklik ve şımarıklığı verirler. Sarhoşluk vermeyip vücuda sadece bir gev­şeklik ve rahatlık verdiğini kabul etsek bile zamanla bunlar vücutta bir tat­minsizliğe yol açarak sahibini tam sarhoş edecek uyuşturucular almaya zor­layacaktır.

îbn Teymiye ve başkaları, esrarın haram olduğunda icma bulunduğunu söylemişlerdir. İbn Teymiye, "Esrar hicri 6. yüzyılın sonlarında Tatar dev­leti zuhur ettiği zaman meydana çıkmış bir şeydir ve münkerâtin en büyük-lerindendir. Onu kullanmak bazı hususlarda şaraptan da zararlıdır" dedik­ten sonra esrar kullanana hadd-i şer'î vurmanın vâcib olduğunu söyler. Ero­inin dinî ve dünyevî zararlarını bazıları yüzyirmiye çıkarmışlardır. Aynı za­rarlar kokainde de ziyadesiyle mevcuttur, deniliyor.[69]

 

3687... Âişe (r.anha)'dan şöyle dediği rivayet olunmuştur: Ben, Rasûlullah (s.a)'ı şöyle derken işittim: "Her sarhoş eden şey haramdır. Bir farak içildiği zaman sarhoş eden içkiden avuç dolusu içmek de haramdır."[70]

 

Açıklama
 

Metinde geçen "farak" kelimesi "fark" şeklinde de okunabilirse de lügat âlimlerine göre "farak" şeklindeki okunuşu daha fasihtir,

Hattâbi ile en-Nihâye yazarı İbn Esîr'in açıklamasına göre; bir hacim ölçüsü olan "farak", Hicazhlara göre onaltı ritla, on iki müdde eşittir. Ba­zıları da onun iki buçuk sa'a eşit olduğunu, "fark" şeklinde okunduğu za­man ise 120 rıtıllık bir hacim ölçüsü anlamına geldiğini söylemişlerdir.

Her ne kadar hadisin zahirinden, bir farak içildiği zaman sarhoş eden bir içkiden bir avuç dolusu kadar içmenin haram, daha azını içmeninse helâl olduğu gibi bir mana çıkıyorsa da aslında burada avuç kelimesi bir ölçü ola­rak verilmemiştir. Bu kelime burada "çok az bir miktar" anlamında kullanıl­mıştır. Binaenaleyh hadis-i şerifte, "çoğu sarhoşluk veren bir maddenin azını almak da haramdır" denilmek istenmektedir. Cumhur ulemanın görüşü de budur. Ancak Hanefi imamlarından bazılarının bu mevzudaki farklı düşün­celeri 3681 numaralı hadisin şerhinde geçtiğinden tekrara lüzum görmüyoruz.[71]

[46] Müslim, eşribe73; Tirmizî, eşribe I; İbn Mâce, esri be 9; Ahmed b. Hanbel, il, 16, 29, 31, 105, 134, 137.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 13/299-300.

[47] Avnü'l-Ma'bûd, X, 118-119.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 13/300-301.

[48] Müslim, eşribe 74, 75; Tirmizî.eşribe 1; İbn Mâce, eşribe 9; Nesâî, eşribe 45, 49; Ah-med.b. Hanbel, II, 178, 179, III, 361, V, 171, VI, 460.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 13/301-302.

[49] Nesâî, eşribe 44.

[50] Ankebût, (29) 45.

[51] Mübarekfûrî, Tuhfetü'l-Ahvezî, V, 601.

[52] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 13/302-303.

[53] A.g.e, 599.

[54] A.g.e, 599.

[55] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 13/303.

[56] Tirmizî, eşribe 3; Nesaî, eşribe 25; îbn Mâce, eşribe 10; Darimî, eşribe 8; Ahmed b. Hanbel, II, 91, 167, 179, III, 343.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 13/303.

[57] Aynî, el-Binâye, IX, 540-541.

[58] el-Kâsânî, Bedâyiu's-Sanâyi, V, 116-117.

[59] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 13/303-304.

[60] Buharî, vudû 71; eşribe4, 10; Müslim, eşribe 67, 68; Tirmizî, eşribe 2; İbn Mâce, eşribe 10; Muvatta, eşribe 9; Dârimî, eşribe 7; Ahmed b. Hanbel, VI, 36, 97, 190, 226.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 13/304-305.

[61] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 13/305.

[62] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 13/305-306.

[63] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 13/306.

[64] Buharı, ahkâm 22; Müslim, eşribe 70; Nesâî, eşribe 40, 49, 53.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 13/307.

[65] Davudoğlu, A. Sahih-i Müslim Terceme ve Şerhi, XI, 292-293.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 13/307-308.

[66] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 13/308.

[67] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 13/308.

[68] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 13/308-309.

[69] Davudoğlu, A, Selâmet Yolları, IV, 75.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 13/309.

[70] Tirmizî, eşribe 3; Ahmed b. Hanbel, VI, 71, 72, 131.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 13/310.

[71] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 13/310.


RAMAZAN 7/D
Sat 17 June 2017, 06:04 pm GMT +0200
Es Selamun Aleykum . Insanin aklini kullanmasini engelleyen her turlu sarhosluk verici madde yasaklanmistir .

Allah cc razi olsun .

Bilal2009
Mon 21 August 2023, 03:04 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri doğru ve helalinden yaşayanlardan eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun

Sevgi.
Mon 25 September 2023, 10:48 am GMT +0200
Esselâmu Aleyküm insanı sarhoş edici her türlü madde yasaklanmıştır. Rabbim bizleri her zaman rızasına uygun şekilde yasak ettiği kötü hallerden uzak durmayı nasip etsin inşaAllah