- Sakin Günler

Adsense kodları


Sakin Günler

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
seymanur K
Fri 22 July 2011, 01:17 pm GMT +0200
Sakin Günler


Bölgede Müslüman hakimiyetinin tesisini sağlamaya yönelik çok sayıda askerî ha­rekâtın gerçekleştirildiği bir yıllık sürecin ilk adımı Kurayza kuşatmasıydı. Süre­cin en büyük olayı da bu oldu. Kurayza kuşatmasını takiben iki aylık bir dinlen­me süresi yaşandı. Müslümanlar sessiz-sakin, huzur içinde geçirdikleri bir döne­me sahip oldular. Bu dönemde, geçmişteki sıkıntılarının zihinlerdeki ve kalpler­deki izlerini silmekle meşgul olurlar. Artık Kureyşten ve Yahudilerin ihanetlerin­den çekinmeden, iç dünyalarına yönelip huzuru doyasıya yaşamakla, kendi içle­rinde toplumsal saadetin inşasıyla meşgul oldular. Tabiatm baharı, gönüllerin ve toplumsal hayatın da bahan oldu. Gönüller coştu, hayat canlandı. Müslümanlar bu dönemde ilk defa olmak üzere kendi aralarında değişik toplumsal faaliyetler düzenlediler. Dönemin şartlarına uygun olarak da en çok at veya deve yarışları düzenlediler. Bir kısmında Resulüllah'm da bizzat yarışmacı olarak yer aldığı bu yarışlar, Medine'de bir bayram havası oluşturdu.

Resulüllah, deve yarışlarına Kusva veya Adba isimli devesiyle, at yarışlarına ise Lizaz ve Zarip isimli atlarıyla katıldı. Kusva veya Adba girdiği bütün yarışları ka­zandılar. At yarışlarında da Lizaz ve Zarip genellikle birinci geldi. Yarışlarda Kusva'nın binicisi Bilâl, Lizaz veya Zarip'in binicisi ise genellikle Sehl b. Sâ'd idi. Cabir b. Abdulllah'm da Resulüllah'm atıyla yarışa katıldığı oldu. Cabir diyor ki, 'Re-sulûllah beni binici olarak tayin ettiği zaman yanıma gelerek 'Yarış süresince hafif ama sürekli ata vuracaksın, dedi: Yarışlar Hafya'dan başlıyor Seniyetü'l Veda'da bi­tiyordu. Bitiş çizgisini belirlemek ve bitişi kontrol etmek için Ali görevlendirilmiş­ti Ali, yere çizdiği uzunca bir çizginin iki tarafına birer görevli tayin ederek yarı­şın hakemliğini yapıyordu. Resulüllah, yarışlara sadece deve veya at sahibi olarak değil, bir defasında da Sehba isimli atının sırtında binici olarak katıldı. Bu yarışta hiç kimse kendisini geçmek istemediği için, Resulüllah kendisinin kayrılmaması-nı ısrarla istedi ve birinci geldi. Tabiî ki diğer yarışmacıların Resulüllah'm ısrarlı isteğine ne kadar uyduklarını bilemiyoruz. Yarışmalarda ilginç ve tehlikeli du­rumların yaşandığına da şahit olundu. Bunlardan birisi, yarış sonunda durmaya­rak koşusuna devam eden atın binicisi Abdullah b. Ömer'i o zaman duvarları yük­sek olmayan mescidin içerisinefırlatmasıydı.

Resulüllah, kalabalık arasında durarak yarışı izliyor, yarışı kazanan ata ve bi­nicisine sevincini ve takdirlerini sunuyordu. Bir yarışmada Ebû Useyd'in binicili­ğini yaptığı kendi atı birinci gelince çok sevindi ve oturduğu yerden kalkıp, koş­makta olan atma bakarak 'deniz sanh [257] diyerek sevincini ifade etti. Adba isimli de­vesi girdiği bütün yarışları kazanmasına rağmen, bir yarışta geçildi. Bu Müslü­manları üzdü, tutum ve tavırlarıyla, yarışı kazanan devenin sahibine karşı hoşnut­suzluklarını belli ettiler. Üzüntülerini 'Ya Resulüllah! Adba geçildi' diyerek dile ge­tirdiler. Ancak onların bu durumu Resulüllah'm hoşuna gitmedi ve bunun bir ya­rış olduğunu, kazanmak veya kaybetmenin çok önemli olmadığını ifade edip, "Al­lah'ın dünya İşlerinden yükselttiği de olur alçalttığı da [258] dedi.



[257] Huzaî, Tahrîcu'd DeUlâti's Sem'ıyye, 392, 393; Kettânî, Et-Terâtîbu'l îdâriyye, 11/95.

[258] Buharı, Rihah, 38, Cihad, 56-59; Müslim, îmare 25; Ebû Davud, Cihad, 67; Muvatta, Cihad, 19; İbn Sâ'd, et-Tabakatû'LKübm, 1/493