hafiza aise
Sun 3 July 2011, 08:42 am GMT +0200
3— Sakîflilerin Medine'ye Gelişi:
İbn İshak der ki: Hz. Peygamber (s.a.) Tebük'ten Medine'ye Ramazan ayında geldi. Bu ay içinde Sakîf kabilesinden bir heyet O'nu ziyaret etti. Olay şöyle olmuştu: Rasûlullah (s.a.) Tâif'ten ayrılınca, Urve b. Mes'ud O'nu takip etmiş ve Medine'ye girmeden önce O'na yetişmişti. Müslüman olup, Hz. Peygamber'den (s.a.) kendisini kavmine göndermesini, onları İslâm'a davet etmek istediğim bildirdi. Rasûlullah (s.a.): "Onlar seni öldürürler." buyurdu. Zira Allah'ın elçisi, onların İslâm'a girmelerine engel olan bir tekebbür içinde olduklarını biliyordu. Bunun üzerine Urve dedi ki: "Ya Rasûlallah! Onlar beni evlatlarından çok severler." Gerçekten sevilen ve kendisine itaat edilen birisiydi. Bu durumundan dolayı karşı konulmayacağını ümid ederek kavmini İslâm'a davet etmek için çıktı. Kendisine ait olan köşkün üzerinde bu daveti yaptı ve müslüman olduğunu açıkladı. Bunu duyar duymaz ok yağmuruna tuttular ve isabet eden oklardan biri ölümüne sebep oldu. Urve'ye: "İntikamını almamız için ne yapmamızı istersin?" diye sorulduğunda cevaben şöyle demişti: "Bu, Allah'ın bana ihsan ettiği bir şeref ve bana nasıp ettiği bir şehitliktir. Benim durumum Rasûlullah (s.a.) ile beraber savaşırken şehid olanlardan farklı değildir. Beni onlarla beraber defnediniz." Vasiyet yerine getirildi ve onlarla birlikte defnolundu. Rasûlullah'ın (s.a.) Urve hakkında: "Onun, kavmi ile arasındaki durumu, Yasin sahibinin kavmi ile arasındaki gibidir. "[52] buyurduğu ileri sürülmüştür. [53]
[52] Urve b. Mes'ûd'un kavmi içindeki durumu, Yâsîn sûresinde kıssası anlatılan Habîbu'n-Neccâr'ın durumuna benzemektedir. Tafsilat için Yâsîn sûresinin tefsirine bakınız
[53] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 4/51-52.
İbn İshak der ki: Hz. Peygamber (s.a.) Tebük'ten Medine'ye Ramazan ayında geldi. Bu ay içinde Sakîf kabilesinden bir heyet O'nu ziyaret etti. Olay şöyle olmuştu: Rasûlullah (s.a.) Tâif'ten ayrılınca, Urve b. Mes'ud O'nu takip etmiş ve Medine'ye girmeden önce O'na yetişmişti. Müslüman olup, Hz. Peygamber'den (s.a.) kendisini kavmine göndermesini, onları İslâm'a davet etmek istediğim bildirdi. Rasûlullah (s.a.): "Onlar seni öldürürler." buyurdu. Zira Allah'ın elçisi, onların İslâm'a girmelerine engel olan bir tekebbür içinde olduklarını biliyordu. Bunun üzerine Urve dedi ki: "Ya Rasûlallah! Onlar beni evlatlarından çok severler." Gerçekten sevilen ve kendisine itaat edilen birisiydi. Bu durumundan dolayı karşı konulmayacağını ümid ederek kavmini İslâm'a davet etmek için çıktı. Kendisine ait olan köşkün üzerinde bu daveti yaptı ve müslüman olduğunu açıkladı. Bunu duyar duymaz ok yağmuruna tuttular ve isabet eden oklardan biri ölümüne sebep oldu. Urve'ye: "İntikamını almamız için ne yapmamızı istersin?" diye sorulduğunda cevaben şöyle demişti: "Bu, Allah'ın bana ihsan ettiği bir şeref ve bana nasıp ettiği bir şehitliktir. Benim durumum Rasûlullah (s.a.) ile beraber savaşırken şehid olanlardan farklı değildir. Beni onlarla beraber defnediniz." Vasiyet yerine getirildi ve onlarla birlikte defnolundu. Rasûlullah'ın (s.a.) Urve hakkında: "Onun, kavmi ile arasındaki durumu, Yasin sahibinin kavmi ile arasındaki gibidir. "[52] buyurduğu ileri sürülmüştür. [53]
[52] Urve b. Mes'ûd'un kavmi içindeki durumu, Yâsîn sûresinde kıssası anlatılan Habîbu'n-Neccâr'ın durumuna benzemektedir. Tafsilat için Yâsîn sûresinin tefsirine bakınız
[53] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 4/51-52.