- Şairane

Adsense kodları


Şairane

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
rabia
Thu 29 April 2010, 06:11 pm GMT +0200
"CÂNI YÜREKLENDİREN SİNEMDEKİ PEYKÂNINDIR
KALBİ ÂHEN OLMAYAN MEYDANA OLMAZ ÂŞİNA."


[Canı yüreklendiren (senin) bağrıma (sapladığın okların) temrenleridir.
(Böylece) yüreği demir olmayan (meydana girmek cesaretini gösteremediği için) meydanı bilmez.]

GÖZÜMÜN KARALIĞI AŞKTANDIR

Yukardaki beyti Fatih ve II. Beyazıt devirlerini idrak eden şair Necati Beğ’in “Vâr iken cânâne gönlüm câne olmaz âşina / Şem’i koyup gayr ile pervane olmaz âşina” mısralarıyla başlayan gazelinden aldık. Sevgili uğruna candan vazgeçebilme yürekliliğini ifade ettiği bu ilk beytin ardından cesaret yahut pervasızlığının nereden kaynaklandığını anlatıyor şair:

Onu yüreklendiren, ölümden korkmayacak kadar cesur kılan şey, aşığın kalbine sevgilinin sapladığı ok temrenleridir. Sineye saplanmış peykan ile cesaret arasında “demir yürekli” tabiri çağrıştırılarak
bir alâka kuruluyor. “Peykân” veya “temren” ok yahut mızrağın ucundaki sivri demir kısımdır. Eskiden oklar ağaçtan yapılır, ucuna temren takılırmış. Bu sivri demir, hedefi tahrip etmekle kalmaz, okun yaradan çıkarılmak istenmesi halinde de ahşap aksamından boşanıp içeride kalmak suretiyle öldürücü tesirini sürdürürmüş.

İşte aşık göğsüne o kadar ok yarası almıştır ki her yanına temren saplanan yüreği adeta demire kesmiş, demirden bir yürek olmuştur. Cesur ve gözü kara insanlara mecazen “demir yürekli” denildiğini bilen
şair de hem kendi cesaretini bu duruma bağlıyor, hem de kalbine peykân saplanmayanların korkak olacağını, meydandan kaçacağını söylüyor.

Elbette bir fantezi bu. Öncelikle sineye isabet eden oklarla, kalbi bir zırh gibi kuşatan peykanlarla anlatılmak istenen şey “nazar”dır. Sevgilinin nazarı bir teveccühtür; doğrudan kalbe tesir eder, gönlü yakar,
aşkı artırır, aşk derdini çoğaltır. Fakat bu dert bin derman ile değişilmeyecek letafette bir mazhariyettir. “Sevgili” ister dünyevî bir maşuka olsun, ister bir mürşid-i kâmil, isterse Cemâl-i Mutlak olan Allahu Tealâ, netice değişmez.

Nazar bir himmettir, feyizlendirme yoludur. Sevgilinin nazarına uğramış olmak gönül mülkünün fethine, ilâhi sırlara vukufiyete işarettir. Şerha şerha olsa da sevgilinin nazarıyla kuşatılmış bir yürek, avlanmış, asıl sahibine tevdi edilmiş bir yürektir. Aşıklık alâmetidir; aşktır.

Şairin “kalbi âhen (demir) olmayan” dediği insanlar, “aşık olmayan, aşk derdinden bihaber, sevmeyen, sevemeyen, sevmesini bilmeyen” insanlar demektir öyleyse. Böylelerinin cesaret ve yiğitlik isteyen bir fedakârlığı, canan uğruna canı hiçe sayan bir kahramanlığı göze alıp meydana çıkması beklenemez. Aşkı tatmayanlar, nefsinden daha çok sevdiği bir varlığa bağlanamayanlar zalim, bencil ve korkak olur.

Bunun içindir ki aşk ve merhametten nasipsiz kimselere “kalpsiz”, korkaklara da “yüreksiz” denilmiştir. Hülasa kalp aşktandır, aşkla mevcuttur. Aşksız bir kalp, kalp değildir; bunu göğüslerine yük edenlerin yüreksizliğinden daha tabii bir şey olamaz.

“Meydan”, bir iddia veya inancın fiile döküldüğü ispat zeminidir. Eski şiirimizde genel olarak kâinat veya dünya manasına kullanılır. Zira dünya, imtihana tabi tutulduğumuz bir mücahede meydanıdır herkes için. Kendine mahsus tezkiye metotlarıyla insanın nefsiyle mücadelesinde belli bir çerçeve belirleyen tarikatler ile onların anlayışları da “meydan” kelimesiyle karşılanmıştır. “Meydan”la ya kulluk imtihanının verildiği dünya, ya da nefis terbiyesi için girilen tasavvuf yolu kastedilmiştir.

Her iki hal de “demir yürek”lilikle ifade edilen cesaretin bir haytalık, bir serkeşlik veya tahakküme yönelik bir şeditlik olmadığına delalettir. Nefse ve dünyaya karşı durabilme iradesidir ki asıl yiğitliğin bu olduğunu da ihsas eder.