- Sâime Kavramı

Adsense kodları


Sâime Kavramı

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Fri 24 August 2012, 10:17 am GMT +0200
Sâime Kavramı:

Hayvanların zekâta tâbi olması için sâimeliği şart koşan hu­kukçular, onun tanımında görüş ayrılığına düşmektedirler:

a) Hanefî Mezhebine göre, senenin tümünde veya yarısından çoğunda kırlara, yani umuma mahsus meralara beslenmeleri, süt alınması ve üreyip çoğalması için gönderilen hayvanlar sâime (ç. sevaîm) adını alır. [706]  Bunun  dışındakiler, yani  nema değil,  şahsî yararlanma ve kullanma amacı taşıyan;

1) Binmek ve yük taşımak (hamule), tarla sürmek (âmile) için beslenmeleri maksadıyla kıra gönderilen   hayvanlar ki bunlar deve ile sığırdır,

2) Senenin yarısında veya yarısından fazlasında evde yemle beslenen ve alûfe denen hayvanlar,

3) Kıra kaçak giden veya ticaret için elde bulunan hayvan­lar sâime vasfını kazanmazlar; ticaret için elde bulundurulan hayvanlar, ticaret mallarının zekât statüsüne tâbi olurlar. [707]

b) Şafiî Mezhebine göre, bütün bir yıl boyunca -sahibi hayvan­ların kendisinin olduğunu bildiği halde-  aralıksız   olarak kıra gönderilen hayvanlar sâime adını alır. Bu görüşe göre, bir-iki gün sâime olması önlensin diye evde bakıma alınan hayvanlardan sâ-imelik vasfı kalkmış olmaz. [708]

c) Hanbelî Mezhebine göre, sâime kavramı Hanefî Mezhebininki gibidir. Yalnızca kıra kaçak olarak giden hayvanların sâ­ime olması konusunda onlardan ayrılmaktadırlar. [709]

d) Sâime şartını aramayan el-Leys ile bazı maliki hukukçu­lara göre, sığır cinsinin binmek, yük taşımak ve sürmek için kul­lanılması halinde zekâta tâbi olmaz.

Ticaret için satın alınan hayvanlar, sâime şeklinde bakıma alınırsa, zekât statüsü neye göre düzenlenecektir? [710]

a) Malik ve son görüşünde eş-Şafiî'ye göre, kendisi hakkında icma bulunduğundan sâime statüsü uygulanır.

b) Ebu Hanife, Sevrî ve Ahmed b. Hanbel'e göre, fakir ve diğer hak sahipleri için daha faydalı olduğundan, ticarî statü uygulanır.

Aynı durumda, sâime nisabı bulunup, ticaret nisabı bulun­mazsa, bütün hukukçulara göre sâime statüsü uygulanır.

 
Evcil Olmak: [711]

 

Sâime olmaları yanında, hayvanların zekâta tâbi olması için evcil olmaları da gerekir.

Vahşi ile evcil arasında melez olarak doğan hayvanların ze­kâta tâbi olması konusunda, hukukçular değişik görüşlerdedir:

a) Hanefî Mezhebine göre, vahşi ve yabani hayvanlara zekât düşmez. Bir vahşi ile evcilden doğan hayvanların anasına bakılır; anası evcil olanlar zekâta tâbi olur, diğerleri olmaz.

b) Şafiî ve Malikî Mezheblerine göre, bu gibi hayvanlara zekât düşmemektedir.

c) Hanbelî Mezhebine göre, bunlara zekât düşer, anasının evcil olması şart değildir.

 
Yaşını Doldurmak:

 

Deve yavrusu (fasıl, ç. faslân=köşek), sığır yavrusu (accûl, ç. acâcîl=buzağı) ve davar yavrusu (hamli, ç. hamlân=oğlak ve kuzu)'nun değişik şekillerde zekâta tâbi olduğu açıklanır: [712]

 
Büyüklerle Birlikte Bulunması:

 

Yavrular kendi cinslerinden büyükleriyle birlikte bulunduk­ları takdirde, -tek bir tane de olsa- büyükler gibi zekâta tâbi olurlar. İçlerinden biri yaşında olur ve bu büyük takvim yılı dolunca ölürse, Ebu Hanife ve Muhammed'e göre, zekât borcu düşerken; Ebu Yusuf­'a göre bütünüyle düşmez, yalnızca hissesi oranında düşer. Tersi bir durum olursa, kendisine düşen pay, yani büyüğün kırkta biri zekâta tâbi olur. Bu konuda ilke şudur: “Büyükler için gerekli sayı, küçüklerde bulunduğu takdirde, büyüklerine tâbi kılınarak küçük­lere zekât farz olur. Zekât, nisabı karşılayacak kadar varsa yaşlı­dan, yoksa yavrudan ödenir. Büyükler için gerekli sayı, küçük­lerde aynen bulunmadığı takdirde, Ebu Hanife ile Muhammed'e göre mevcut oranında zekât ödenir. Msl., bir kimsenin 19 kuzusu ile 2 koyunu bulunsa Ebu Hanife ve Ebu Yusuf ile Muhammed'e göre nisap 21'e ulaştığı için 2 koyun zekât verilir. Yalnız bir koyun ile 120 kuzusu bulunursa, Ebu Hanife ile Muhammed'e göre nisap yine 121'e ulaştığı için yalnıza bir koyun, Ebu Yusuf’a göre ise bir koyun ile birlikte bir de kuzu zekât olarak ödenir. Yine aynı şekilde, 60 buzağı için Ebu Hanife ile Muhammed'e göre yalnızca bir tebî', [713] Ebu Yusuf’a göre bir tebî' ile accûl zekât olarak ödenir. 76 deve yav­rusunda da durum aynıdır: Zekât olarak Ebu Hanife ile Muham­med'e göre yalnızca Bint Lebûn, [714] Ebu Yusuf’a göre Bint Lebûn ve Fasîl ödenir. Çünkü Ebu Hanife ile Muhammed'e göre vücup asla küçüklerle ilgili değildir, Ebu Yusuf’a göre onlarla ilgilidir.”

 


[706] Bilmen, HFK, c. IV, s. 75; Kâsânî, BS, c. II, s. 30; Mergınânî, age, c.I^s. 102.

[707] Bilmen, HFK, c. IV, s. 87; Cezîrî, Fame, c. I, s. 597; Kâsânî, BS, c. II, s. 30; Mergınânî,   age, c. I, s. 102; Serahsî, age, c. II, s. 165; Sıddıki, age, s. 63; Şeybanî, Asl, c. II, s. 13, 20, 25.

[708] Cezîrî, Fame, c. I, s. 597; Maverdî, age, s. 115-116.

[709] Cezîrî, Fame, c. I, s. 597.

[710] Ahmed b. Hanbel, Mesâil, s. 175, no: 659; Kardavî, FZ, c. I, s. 530; Şeybanî, Asl, c. II, s. 51, 64; Serahsî, age, c. II, s. 165.

[711] Bilmen, HFK, c. IV, s. 90; Cezîrî, Fame, c. I, s. 597; Kâsânî, BS, c. II, s. 30-31; Sıddıki, age, s. 64-65; Şafiî, Umm, c. II, s. 19.

[712] Bilmen, HFK, c. IV, a. 88, 90; Debusî, Esrar, c. I, v. 104-a ve 104-b; Mergınânî, age, c. 1, s. 101; Serahsî, age, c. II, s. 157-159; Şeybanî, Asl, c. II, s. 8, 57; Şeybanî, el-Camiu's~Sagîr, s. 125; Tahâvî, age, s. 45.

[713] Bkz, aşağıda 54 2.

[714] Bkz. aşağıda 54 1.