- Said Paşa

Adsense kodları


Said Paşa

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Tue 31 July 2012, 09:13 am GMT +0200
Said Paşa ve Boğaziçi’nde kaybolan hatırası
Sinan CECO • 82. Sayı / TARİH


Boğaziçi, pek çok önemli kişinin rağbet ettiği bir yerleşim yeri olarak bugün dahi önemini koruyor. Bir kolyede dizilmiş inci taneleri gibi Boğaziçi’ni süsleyen bu yalıların birçoğunun tarihin tozlu sayfaları arasına karışmış olması İstanbul için ciddi kayıp. Bunun en önemlilerinden biri her yönüyle dikkat çeken Said Paşa Sarayı.

Said Paşa Sarayı, 19. yy’ın en güzel sahil sarayları arasında yer alıyordu. Boğaziçi’ni Bebek sahilinden seyreden bu yapı, en az kendisi kadar ilgi çekici olan sahibiyle de anılmayı hak ediyor.

Soluk soluğa okunacak bir hikâye

Her şey Sultan II. Mahmud’un, kızı Mihrimah’ı evlendirmeye karar vermesiyle başladı. Gelenek olduğu üzere, Sultan’ın kızları yüksek rütbeli devlet adamlarıyla evlendirilirdi. II. Mahmud’un kızı için gösterilen aday sayısı ise yediyi bulmuştu. Fakat oldukça çalkantılı ve kanlı olaylara sahne olan dönemlerde iktidarda olan II. Mahmud, hiçbir devlet adamını gücendirmemeye özen gösterdi. Ancak bu yedi aday ile ilgili dedikoduların da ardı arkası kesilmiyordu. Adaylardan en ilginci ise Said Paşa’ydı.

Otuz üç- otuz dört yaşlarında olan Said Paşa, saraydaki görevine küçük yaşta içoğlan olarak başlamıştı. Fakat sonraki yıllarda bir süre seyislerle ve uşaklarla beraber konaklaması emredilince bu emre uymayarak, alışılmışın dışında bir tavır sergilemişti. Böylece bu genç adam gözden düştü ve saraydan kovuldu.

Saraydan kovulduktan kendini dine adayan genç adam, Mevlevi tarikatına girdi. Yaklaşık bir yıl kadar sonra Sultan tarafından affedilip orduda görevlendirilen Said Efendi’nin paşalığa yükselişi hızlı oldu. Ancak her ne kadar unvan kazansa da, Said Paşa oldukça fakirdi. Etrafında “unvanlı çulsuz” olarak anılıyordu. Bu nedenle damat adayları arasında en güçsüzü Said Paşa’ydı.

Sultan’ın ilginç çözümü
Damat adayı olan yedi kişi arasında tercih yapmakta zorlanan II. Mahmud, adayların önemli devlet adamları olması nedeniyle kırılmamalarına önem veriyordu. Bir kişiyi yüceltip diğerlerini kırmayacak kadar usta bir taktisyen olan II. Mahmud, ilginç bir yöntem ile olayı çözmeye karar vermişti.

Yedi damat adayının isimlerini ayrı ayrı yedi kâğıt parçasına yazan II. Mahmud, bir sonraki Cuma günü camiye gittiğinde bu yedi kâğıdı namaz kıldığı seccadesinin altına koydu. Namazı bitirdiğinde, kızı ve imparatorluğu adına en hayırlı kişinin damadı olması için Allah’a dua eden Sultan, elini seccadesinin altına daldırarak rastgele bir kâğıt çekti. Kâğıtta Çanakkaleli gariban Said Paşa’nın ismi yazıyordu.

Damadın önündeki engel
Her ne kadar seccadenin altından Said Paşa’nın ismi çıksa da, paşanın fakirliği, padişah kızına layık bir damat olmasına engel teşkil ediyordu. Padişahların kızları için düzenlenen düğün törenlerinin de oldukça gösterişli gerçekleşmesi bir Osmanlı geleneğiydi ve düğüne ait tüm masraflar damat tarafından karşılanıyordu.

Düğün için bir servet harcanması gerekirken, oldukça fakir olan Said Paşa’nın açmaza girmesi kaçınılmazdı.

Said Paşa’nın kaderi değişiyor
Oldukça ciddi sıkıntılar çeken Said Paşa ömrü boyunca sefalet içinde yaşamıştı. Ancak otuzlu yaşlarından sonra hayatı bambaşka bir seyir izlemeye başladı. Padişahın kızıyla evlenecek olan beş parasız Said Paşa’nın imdadına zenginliğiyle tanınan Serasker yetişti.

Said Paşa’yı evlat edinerek tüm masraflarını karşılayan Serasker, Said Paşa’nın da hayatının değişmesine böylece vesile oldu.

Oldukça sıkıntılı bir hayattan sonra yıldızı parlayan Said Paşa, Bebek’te olağanüstü bir sahil sarayına da sahip olarak bugün dahi adından söz ettiriyor. Her ne kadar bu muhteşem Saray ortadan kaybolmuş olsa da, hatırası hâlâ yaşıyor. Bu güzel yapının güzelliğini 1835 yılında İstanbul’a gelen ünlü ressam Thomas Allom, çizdiği gravürde net bir şekilde ortaya koyuyor.