- Şahitlerin cinsiyeti ve sayısı

Adsense kodları


Şahitlerin cinsiyeti ve sayısı

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sidretül münteha
Mon 31 January 2011, 06:05 pm GMT +0200
B- Şahitlerin Cinsiyeti ve Sayısı:



Şahitlerin cinsiyet ve sayısına gelince: Bütün ulema, zina suçunun dört­ten az kişilerin şahitliği ile sabit olmadığında, zina dışında kalan diğer suç ve hakların ise, iki adil erkeğin şahitliği üe sabit olduğunda müttefiktirler. An­cak Hasan Basrî, diğer suç ve hakların da -zina gibi- dörtten az kişilerin şahit­liği ile sabit olmadığını söylemiştir. Fakat Hasan Basrî'nin bu görüşü zayıf­tır. Zira Cenâb-ı Hak, "Erkeklerinizden iki kişiyi şahit tutun" [16]buyur­muştur. Ulema şunda da müttefiktirler ki, davacının iki şahidi bulunduğu zaartık yemin etmesine ihtiyaç yoktur. Ancak İbn Ebî Leylâ, «Davacının ayrıca yemiun etmesi de gerekir» demiştir. Ulema şunda da müttefiktirler ki hukuk havalan, âdil olan bir erkek ile kadının şahitliği ile de sabit olur. Çünkü Cenâb-ı Hakk -yukarıda da geçtiği üzere- "İki erkek bulunmadığı za­man şahitlerden güveneceğiniz bir erkek ile iki kadın kâfidir" [17] buyur­muştur.

Ulema ancak, ceza davalarında kadınların şahitliğinin kabul olunup olunmadığında ihtilaf etmişlerdir. Cumhur «Kadınların şahitliği, ceza dava­larında -ne yalnız olarak, ne de erkek ile beraber bulundukları zaman- kabul olunmaz» demiştir. Zahirîler ise, âyetin zahirine dayanarak, «Kadınlar bir­den çok oldukları ve beraberlerinde bir erkek bulunduğu zaman, şahitlikleri her davada kabul olunur» demişlerdir. îmam Ebû Hanife de «Kadınların şahitliği, malî davalarla -boşanma ve azatlama gibi- haklarla ilgili davalarda kabul olunur. Diğer davalarda ise geçersizdir» demiştir. îmam Mâlik'e göre de kadının şahitliği şahsî haklarla ilgili davalardan hiçbirinde kabul olun­maz. Mâlikî uleması, kadın şahitliğinin -malî işlemlerde vekâlet ile vasiyyet gibi- şahsî haklarla ilgili mal davalarında kabul olunup olunmadığında ihti­laf ederek, îmam Mâlik, Îbnu'l-Kasım ve îbn Vehb, «Bu davalarda bir erkek ile iki kadının şahitliği geçerlidir», Eşheb ile îbn Mâcişûn ise «İki erkekten başka kimselerin şahitliği kabul olunmaz» demişlerdir.

Kadınların tek başına, yani aralarında erkek bulunmaksızın şahitlik yapmalarına gelince: Cumhura göre -doğum, süt emzirme, kadının gizli hal­leri gibi- çoğunlukla erkeklerin göremediği davalarda geçerlidir. Ulemanın hepsi -süt davasından başka- bunlann hepsinden müttefiktirler. Ancak süt davasında İmam Ebû Hanife, «Tek başına kadınlann şahitliği kabul olun­maz. Çünkü çocuk emzirmeyi kadınlar kadar, erkekler de görebilir» demiş­tir. «Tek başına kadınların şahitliği geçerlidir diyenler de, şart olan kadınla­nn sayısı hakkında ihtilaf ederek, kimisi «Halk arasında yayılması halinde iki kadının şahitliği kâfidir», kimisi «Halk arasında yayılmasa da, iki kadın kâfidir», İmam Şafiî de «Dört kadından aşağı olamaz. Zira Cenâb-ı Hak şa­hitlikte bir erkeğe iki kadını denk kılmış ve erkek şahitlerin de ikiden aşağı olmamalanm şart koşmuştur» demiştir. Kimisi de «Üç kadından aşağı ola­maz» demiştir. Fakat bu görüş anlamsızdır. İmam Ebû Hanife, göbek ile diz kapaklarının arası için kadının tek başına şahitlik etmesine cevaz vermiştir. Zannedersem Zahirîler de -tamamen veyahut kısmen- kadınlann tek başına şahitliklerini hiçbir şeyde caiz görmemektediıier. Nasıl ki beraberlerinde bir erkek bulunduğu zaman da, şahitliklerini her şeyde caiz görmektedirler, ki zahir olan da budur. [18]


[16] Bakara, 2/282.

[17] Bakara, 2/282.

[18] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 4/360-361.