sumeyye
Fri 2 July 2010, 02:19 pm GMT +0200
Sahabeyi Düşünüyorum
Rahman ve Rahim Allah'ın adıyla,
Sahabeyi düşünüyorum
Onlardaki iman esaslarının sadeliğini Onların, ilk kaynakta bulanık suya rastlamadan kana kana içtiklerini Onların, "Hayır, senin içtiğin gerçek su değil" sözünü hiç duymadan yaşadıklarını Onların, birbirlerini sadece Kur'an ve sünnetten sorumlu tuttuklarını Onların, insanları sadece Allah'a davet ettiklerini Onların, birbirlerini kardeş ilan etmelerinde sadece Kur'an ve sünnete dayandıklarını Onların, birbirlerini kardeş görmeleri için, Kur'an ve sünnete iman etmiş olmalarının yeterli oluşunu
Şimdi bizi düşünüyorum
Sadece Kur'an ve sünnete iman etmemiz ve bu vesile ile birbirimizi kardeş görmemiz yetmiyor Kur'an ve sünnete ilaveten o kadar çok detaylara inanmamız gerekiyor ki, bir ömrü o sonradan çıkan detayları öğrenmeye versek, yine de yetişemeyiz
Bizdeki iman esasları, onlarla kıyasladığımızda, öylesine zorlaştırılmış ki, her gruba, her rejime göre farklı din anlayışları beklenmiş bizden; ve onların iman modelleri, bizi darboğaza getirmiş Biz, ilk kaynaktan kana kana içmeye eğiliyoruz, bakıyoruz ki, ensemizde binlerce el var "sen, ilk kaynaktan içemezsin, öyle kolayına gitmek var mı? diyorlar "Hayır! beni engellemeyin, ben Allah'ın gönderdiği dinden yudumlamak istiyorum" dediğimizde "Senin ayağın kaymış, sen sapıtmışsın" diyorlar
Sahabeyi düşünüyorum, imreniyorum onların iman edişlerine katışıksız Kardeşlik ilanlarını Allah'tan aldıklarının bilincindeler
Bizi düşünüyorum, Kur'an ve sünnete iman ediyoruz, yetmiyor Sahabeye imanımız isteniyor İnandığımızı, ama sahabeden hiçbirini peygamber gibi görmediğimizi, bu bilinçle sahabeyi sevdiğimizi söylüyoruz, yetmiyor Tabiine imanımız isteniyor Tabiinden ehl-i takvaya inandığımızı, ama onları sahabe gibi göremeyeceğimizi söylüyoruz, yetmiyor Mezheplere iman etmemiz isteniyor Mezheplere inandığımızı, ama mezhepleri din ile aynı görmediğimizi, dinin hatasız olduğunu, ama mezheplerin hata yapabileceğini, biz bu bilinçle mezheplerin İslam'a uygun olan yönlerini aldığımızı söylüyoruz, yetmiyor Bu defa tarikata iman etmemiz isteniyorBiz de, İslam'a uygun olmayan sahte veya hatalar içinde olan tarikatlara değil İslam'a göre giden tarikatlara duacı olduğumuzu -ama Allah'ı sever gibi, hiç kimseyi sevmemek şartıyla duacı olduğumuzu- söylüyoruz, yetmiyor O tarikatın kurucusunun ve o kurucudan el alanın, o el alandan da el alanının böylece 15-20 tabakanın ismini zikrederek onların ölüyken bile dirilere yardımcı olabileceğine imanımız isteniyor Yetmiyor, eğer bulunduğunuz yerde beş tarikat varsa, siz de birine bağlıysanız, diğer dört tarikat mensupları indinde yine kardeş olamıyorsunuz Hatta aynı tarikatın, on kolundan birine bağlı olmanız halinde, diğer dokuz koldan yine geçer not alamıyorsunuz, onlara kardeş olamıyorsunuz
Eğer, İstanbul'da oturuyorsanız, İstanbul'da bir şeyhe bağlıysanız, başka şehre gittiğinizde, orada ne kadar müslüman olursa olsun, yalnız kalıyorsunuz
Meclislerde, herkes -Şuurlu olanları kastetmiyorum - balık avına çıkar gibi, kendi kapısına av peşine düşüyor Kendi tarikatına davet etmekten zevk aldığı kadar İslam'a davet etmekten zevk almıyor; İslam'dan çok, bağlı olduğu tarikatın Allah'tan çok, bağlı olduğu şeyhin, peygamberden çok, şeyhin etrafındaki babaları veya anaları anıyor Ayetlerin dediğinden farklı, uydurma kerametler anlatıyor (Keramet haktır; ancak bazılarınca, keramet sakız haline dönüştürülüyor) Aynı insan yurt dışına çıktığında hepten şok oluyor, sudan çıkan balığın şaşkınlığını yaşıyor
Sahabe ne kadar rahatmış öyle; gittiği her yerde yalnızca inanmak zorunda olduğu Kur'an ve sünnete uyarmış ne güzel, ne dinlendirici yöntemle baş başa imişler
Eskiden- ve günümüzde de- bazı şeyhler Ashab yolundan gitmişler Kendilerini ilah gibi göstermemişler
Allah, peygamberine "Ben, gaybı bilmem de" derken, onlar, gaybı biliyor havasına girmemişler Öğrencilerini, ayet ve hadislerle yetiştirmişler "kim hangi tarikattan olursa olsun, Eğer tarikatlarında şirk yoksa- onlar sizin kardeşlerinizdir, iki insanın kardeş olduğunu şeyhler, mezhepler, partiler değil, ayet bildirmiştir" demişler
Özetlersek;
Günümüz insanı, bilinçsiz ellere düşerse, yorucu bir dini anlayışla karşılaştırılıyor Ve bir türlü, sahabe hayatındaki gibi, Kur'an ve sünnetin takdim ettiği kardeşlik ile karşılaşamıyor
Burnumda tütüyor o kardeşlik, ayetlerin ışığı ile birbirine bağlılık "Birinin ayağına diken batarsa" Geçtik bunları, ayağımıza diken değil, kalbimize hançer batıyor, ama onlar gibi inanmamışsak, Kur'an ve sünnet kaynaklıysa inancımız, tarafımıza bile bakmıyorlar
Ey Rabbimiz!
Bize, Kur'an ve sünnet ışığında gidecek, sevdiklerini senin için sevecek, sevmediklerini de senin için sevmeyecek kardeşler ver Verdiklerinin de kıymetini bildir ve sayılarını artır Biz de, o kardeşliği kana kana tadalım Allah'ım! Amin Amin
Emine ŞENLİKOĞLU