sidretül münteha
Sat 1 January 2011, 07:52 pm GMT +0200
SAHABE DIŞINDA KALAN BAZI KİMSELERİN FAZİLETLERİ
9110- Üseyr bin Cübeyr radiyallahu anh'dan:
"Hz. Ömer, kendisine Yemen takviye kuvvetleri geldiğinde: 'İçinizde Ömer bin Âmir var mıdır?' diye sorardı. Nihayet Üveys geldiği zaman aralarında şöyle bir konuşma cereyan etti:
'Sen Üveys bin Âmir misin?'
'Evel.'
'Murad'dan, sonra da Kam'dan mısın?'
'Evel.'
'Sende sedef hastalığı vardı da bir dirhem-lik yerinden başka tamamen iyileşün değil mi?'
'Evet.'
'Annen var değil mi?'
'Evet.'
Ben Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sel-lem'in şöyle buyurduğunu duydum: 'Size Yemen'in yardım kuvvetlerinden önce Murad'h, sonra Karrih olan Üveys bin Amir gelecektir. Ondu sedef hastalığı vardı, bir dirhemlik ye-
rin dışında tüm vücudu iyileşti. Onun bir annesi vardır, annesine son derece itaatlidir. Allah'a bir hususta yemin etse, Allah onu muhakkak yemininde sadık kılar. Eğer senin için istiğfar etmesini sağlayabilirsen, durma yap!' (Daha sonra Ömer) 'Benim için istiğfar et dedi; o da dediği gibi yaparak onun için istiğfar etti. Sonra Ömer ona dedi ki:
'Böyle nereye gidiyorsun?'
'Küfe'ye.'
'Senin için oranın valisine bir mektup yazayım mı?'
'Halk arasında olmanı, (halkla aynı muameleyi görmem) benim için daha hoştur' dedi.
Ertesi yıl, onların (Kûfe'nin) eşrafından bir adam hacca geldi. Ömer ona rastlayıp Üveys hakkında sordu. Adam şu cevabı verdi; 'Onu evsiz ve çok az bir mala sahip bir şekilde bıraktım.' Dedi ki: 'Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle dediğini duydum:
'Size Üveys bin Âmir Yemen'den yardımcı kuvvetlerle gelecektir..." Benzerini zikretti. Dönüşünde adam Üveys'e varıp şöyle dedi: 'Haydi benim için de (Allah'tan) mağfiret dile.'O ise:
'Asıl sen benim için mağfiret dile, çünkü daha yeni salih bir yolculukta (hacda) bulundun. Ömer'i gördün mü?'
'Evet' dedi. Bunun üzerine onun için mağfiret diledi. İnsanlar onun farkına vardılar. Ancak bir müddet sonra orasını terkedip gitti.
Üseyr dedi ki: 'Onun hırkası çizgili kumaştandı. Ne zaman bir insan onu bu hali ile görürse: 'Üveys bu hırkayı nereden buldu?' diye sordu." |Müslim|
9111- Âişe radiyallahu anhâ'dan: "Necâşî öldüğü zaman onun kabrinin üstünde uzun bir müddet bîr nur görüldüğünü
konuşurduk." |Ebû Davud]
9112- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem
kendisine vahiy inmeden Önce Beldeh'in altında, Zeyd bin Amr bin Nüfeyl ile karşılaştı. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e içinde et bulunan bir sofra sunuldu. Zeyd yemekten çekindi ve şöyle dedi:
'Ben putlarınızın adına kestiğiniz hayvanların etini yemem. Ben sadece üzerine besmele çekilen hayvanın etinden yerim'."
9113- Diğer rivayet:
"Zeyd bin Amr, din aramak için Şam'a gitti. Yahudilerden bir alime rastladı ve ona dinlerini sordu. Dedi ki: 'Sen Allah'ın gazabından nasibini almadan bizim dinimize giremezsin.' Zeyd şu cevabı verdi: 'Ben zaten Allah'ın gazabından kaçmak için din arıyorum. Allah'ın gazabına asla düşmek istemiyorum. (Sizin dininizde) bunu başarabilir miyim? (Aksı takdirde) bana başka bir yol göster.
'Ancak hanîf olabilirsin? Sana uygun bundan başka bir din bilmiyorum' deyince, Zeyd sordu:
'Hanîf ne demektir?'
'O, İbrahim'in dinidir. İbrahim ne Yahudi ne de hiristiyan idi. O sadece bir olan Allah'a ibadet ederdi" dedi.
Zeyd sonra onun yanından çıkıp gitti, nihayet bir hıristiyana rastladı. Ona da aynı şe-yi sordu. Onun cevabı şu oldu:
'Allah'ın lanetinden nasibini almadan bizim dinimize giremezsin.'
'Ben zaten lanetten kaçıyorum. Ben ne Allah'ın lanetini, ne de Allah'ın gazabını ta-şıyamam (Sizin dininizde) bunu başarabilir miyim? (Aksi takdirde) Bana başka bir yol göster!' dedi.
'Sana uygun hanîften başka bir din bilmiyorum?'
'Peki nedir hanîf?'
'Ne yahudi ne de hiristiyan olmayıp, yalnız Allah'a ibadet eden İbrahim'in dinidir.' Zeyd, onların İbrahîm hakkındaki görüşlerini işitince oradan çıktı. Sonra ellerini kaldırıp şöyle dedi: ' Allahım! Seni şahit tutarım ki, ben İbrahim'in dîni üzereyim'." [Buhârî]
9110- Bu hadisi Müslim (fad. sah. 225, s. 1969), Muâz b. Hişâm an ebîhî an Katâde an Zürâre b. Evfâ an Üseyr b. Câbir senedi ile tahrîc etti.
9111- Bu hadisi Ebû Dâvud (2523), Muh. b. Amr er-Râzî an Seleme b. el-Fadl an Muh. b. İsh. an Yezîd b. Rmân an Urve an Âişe senedi ile tahrîc etti.
Râvileri güvenilir kimselerdir. İbn İshâk ta tahdîs sigasıyla rivayette bulunmuştur.
9112-9113- Bu hadisi Buhârî (menâkıbu'l-Ensâr 24, IV, 232-3), Muh. b. e. Bekr an Fudayl b. Sül. an Mûsâ an Sâlim b. Abdillah an İbn Ömer senedi ile tahrîc etti.