ehlidunya
Mon 15 August 2011, 10:53 pm GMT +0200
Sağ elin verdiğini sol elin görmediği' 150 yıllık gelenek
İhtiyaç sahibi yardım alırken rencide olmasın diye evlere kurulan 'ihtiyaç kapısı' örneği Beypazarı'ndaki konaklarda yaşıyor. 150 yıllık Abbaslar Konağı'nın mutfağındaki döner dolap sayesinde ev sahibi de fakir insan da birbirini görmüyor. Böylece fakir insanlar incinmiyor, rencide olmuyor.
Ankara'nın Beypazarı ilçesindeki Abbasların Konağı'nda bulunan ihtiyaç dolabı ve kapısı geleneği, geçmişten bugüne zenginle fakir arasında köprü olmayı sürdürüyor. Konak, restore edildikten sonra Yaşayan Müze olarak hizmet veriyor. Sosyal yardımlaşmanın en güzel örneklerinden birini oluşturan ihtiyaç kapısı ve dolabı, ilçeyi ziyaret edenlerin büyük ilgisini çekiyor.
Beypazarı, tarihi konakları ile ünlü bir ilçe. İlçede bulunan tarihi konaklar yaklaşık 150-200 yıllık geçmişe sahip. Tarihi konakları, 200 yıllık çarşısı, yöresel yemekleri ve el sanatları ile adeta açık hava müzesi olan ilçe; sosyal dayanışmanın en güzel örneklerini geçmişten bugüne taşıyor. Ramazan ayında ziyaretçi sayısı artan Beypazarı'nda, turistleri en fazla etkileyen olaylardan biri de konak mutfaklarından sokağa açılan 'ihtiyaç dolabı' adı verilen döner yemek dolapları. Maddi durumu iyi olan ilçe sakinleri, evlerinin mimari projesini, yardıma muhtaç vatandaşlara yapacakları yardımları da hesaba katarak tasarlamış. Bu nedenle konaklara, 'İhtiyaç Kapısı' dedikleri farklı giriş kapısı ile 'İhtiyaç Dolabı' diye adlandırdıkları döner ekmek dolapları konulmuş. 150 yıllık geçmişe sahip Abbasların Konağı'nın sahibi Abbas Zade Ali Efendi de bu ince düşüncenin güzel bir örneğini sergilemiş. Ali Efendi, konağı inşa ederken bahçesine bir mutfak yaptırır. Bu mutfakta pişirilen kazanlar dolusu yemek, farklı bir mimari özellikle insanları incitmeden ihtiyaç sahiplerine ulaştırılır. Muhtaç kimse, konağın ihtiyaç kapısına gelip ihtiyaç dolabına vurduğunda mesajı alan mutfak çalışanları döner yemek dolabını açıp orada bulunan boş tabağa pişirilen yemekten doldurup dolabı çevirir. İhtiyaç sahibi de sıcak yemek dolan tabağını alarak incinmeden konaktan ayrılır. İhtiyaç sahibi, kaç kişilik yemek istiyorsa dolabın kapısına o kadar vurur ve insanlar seslerinden birbirini tanımasın diye de konuşulmazmış.
Beypazarı'nı gezmeye gelen vatandaşlar, 'Yaşayan Müze'deki ince düşünce karşısında, "Sağ elin verdiğini sol elin görmediği düşünceye hayran kalmamak elde değil. Bu düşünce tüm yardımseverlerin kılavuzu olmalı. Günümüzde yardım yapan çoğu insan muhtaç sahibinin gözüne bakarak yardım yapıyor." dediler.
zaman
İhtiyaç sahibi yardım alırken rencide olmasın diye evlere kurulan 'ihtiyaç kapısı' örneği Beypazarı'ndaki konaklarda yaşıyor. 150 yıllık Abbaslar Konağı'nın mutfağındaki döner dolap sayesinde ev sahibi de fakir insan da birbirini görmüyor. Böylece fakir insanlar incinmiyor, rencide olmuyor.
Ankara'nın Beypazarı ilçesindeki Abbasların Konağı'nda bulunan ihtiyaç dolabı ve kapısı geleneği, geçmişten bugüne zenginle fakir arasında köprü olmayı sürdürüyor. Konak, restore edildikten sonra Yaşayan Müze olarak hizmet veriyor. Sosyal yardımlaşmanın en güzel örneklerinden birini oluşturan ihtiyaç kapısı ve dolabı, ilçeyi ziyaret edenlerin büyük ilgisini çekiyor.
Beypazarı, tarihi konakları ile ünlü bir ilçe. İlçede bulunan tarihi konaklar yaklaşık 150-200 yıllık geçmişe sahip. Tarihi konakları, 200 yıllık çarşısı, yöresel yemekleri ve el sanatları ile adeta açık hava müzesi olan ilçe; sosyal dayanışmanın en güzel örneklerini geçmişten bugüne taşıyor. Ramazan ayında ziyaretçi sayısı artan Beypazarı'nda, turistleri en fazla etkileyen olaylardan biri de konak mutfaklarından sokağa açılan 'ihtiyaç dolabı' adı verilen döner yemek dolapları. Maddi durumu iyi olan ilçe sakinleri, evlerinin mimari projesini, yardıma muhtaç vatandaşlara yapacakları yardımları da hesaba katarak tasarlamış. Bu nedenle konaklara, 'İhtiyaç Kapısı' dedikleri farklı giriş kapısı ile 'İhtiyaç Dolabı' diye adlandırdıkları döner ekmek dolapları konulmuş. 150 yıllık geçmişe sahip Abbasların Konağı'nın sahibi Abbas Zade Ali Efendi de bu ince düşüncenin güzel bir örneğini sergilemiş. Ali Efendi, konağı inşa ederken bahçesine bir mutfak yaptırır. Bu mutfakta pişirilen kazanlar dolusu yemek, farklı bir mimari özellikle insanları incitmeden ihtiyaç sahiplerine ulaştırılır. Muhtaç kimse, konağın ihtiyaç kapısına gelip ihtiyaç dolabına vurduğunda mesajı alan mutfak çalışanları döner yemek dolabını açıp orada bulunan boş tabağa pişirilen yemekten doldurup dolabı çevirir. İhtiyaç sahibi de sıcak yemek dolan tabağını alarak incinmeden konaktan ayrılır. İhtiyaç sahibi, kaç kişilik yemek istiyorsa dolabın kapısına o kadar vurur ve insanlar seslerinden birbirini tanımasın diye de konuşulmazmış.
Beypazarı'nı gezmeye gelen vatandaşlar, 'Yaşayan Müze'deki ince düşünce karşısında, "Sağ elin verdiğini sol elin görmediği düşünceye hayran kalmamak elde değil. Bu düşünce tüm yardımseverlerin kılavuzu olmalı. Günümüzde yardım yapan çoğu insan muhtaç sahibinin gözüne bakarak yardım yapıyor." dediler.
zaman