sumeyye
Sat 15 January 2011, 03:47 pm GMT +0200
Sadakanın Ve Affetmenin Sevabı
95. Ümmü Seleme (r.a.) rivayet ediyor:
"Hiçbir mal sadakadan dolayı eksilmemiştir. Bir kul kendisine yapılan bir haksızlığı affederse Allah bununla ancak onun izzetini artırır; affedin ki Allah da sizi aziz kılsın. Bir kimse kendisine bir dilencilik kapısı açarsa, Allah da ona mutlaka bir yoksulluk kapısı açar."[379]
İzah
Hadisin birinci cümlesinde sadakanın malı eksiltmediğine dikkat çekiliyor. Zekât da buna dâhildir. Sadakanın malı eksiltmemesi, Allah'ın ona bereket vermesi, ondan zararı uzaklaştırması, mal azalmış görünse de verilen sevap ile âhirette çoğalacağı gibi mânâlar anlaşılabilir.
İkinci cümlede affetmenin kişinin izzetini artıracağı açıklanmaktadır. Gerçekten de affeden bir kul, insanların gözünde büyük görünür, şerefi artar, herkes ona izzet ve" ikramda bulunur. Bu cümleden ayrıca affeden kulun âhirette izzet ve şerefinin büyük olacağı mânâsı da anlaşılır.
Hadisin son kısmında da dilencilik yapan kimseyi Allah'ın fakirlikten kurtarmayacağı bildirilmektedir. İhtiyaç olmadığı halde dilenmenin mes'uliyeti ile ilgili de pekçok hadis vardır.[380]
İçki Haramdır
96. İbni Ömer (r.a.) rivayet ediyor:
"Her sarhoşluk veren şey haramdır. Ve her hamr haramdır."[381]
İzah
Zikrettiğimiz kaynakların bâzılarında şu ilâve vardır:
"Kim dünyada içki içer ve tevbe etmeden onun tiryakisi olduğu halde ölürse, ahiretin şarabından içemez."
Dinimiz, kişinin kendisine, ailesine ve topluma zararlı olan herşeyi yasaklamıştır. Zina, kumar, rüşvet bunlardan bâzılarıdır. İşte Yüce dinimizce haram kılınan zararlı alışkanlıklardan birisi de içkidir. Yüce Allah Kur'ân'da içkinin haramlığı ile ilgili olarak şöyle buyurur:
"Ey iman edenler! İçki, kumar, putlar ve kısmet çekilen zarlar hep şeytanın işinden birer pisliktir; ondan kaçının ki kurtuluşa eresiniz.
"Şüphesiz şeytan içki ve kumarla aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık bunlardan vaz geçtiniz, değil mi?"[382]
Bâzı kimseler Kur'ân-ı Kerimde içilmesi yasaklanan içkinin üzüm şarabı olduğunu söyleyerek kendilerine fetva çıkarmak isterler. Kütüb-i Sittenin tamamında ve Kütüb-i Sitte dışında birçok hadis kitabında yer alan izahını yaptığımız hadis, bu düşüncenin ne kadar yanlış olduğunu ortaya koymaktadır. Hadiste geçen "hamr," dinen yasaklanan içki demektir. Peygamberimiz bu hadislerinde açıkça sarhoşluk veren her şeyin, bira, votka cin tonik gibi, ismi ne olursa olsun haram kılındığını bildirmiştir.
Bir başka hadislerinde de,
"Hamr, aklı örten (sarhoşluk veren) her şeydir"[383]
buyurarak zaman ve tekniğe parelel olarak başka şeylerden üretilen bütün sarhoş edicilerin haram olduğunu bildirmiştir.
İçki içmek isteyen, fakat vicdanen de haram işlemiş olmanın sıkıntısından kurtulamayan bâzı kimseler de "Ben sarhoş olmayacak kadar içiyorum" bahanesine sığınmaya çalışırlar. Oysa bu da doğru değildir. Çünkü Peygamberimiz, bir hadislerinde,
"Çoğu sarhoşluk veren şeyin azı da haramdır"[384]
buyurarak, bu hususu da açık kapı bırakmayacak kadar kesin bir ifâde ile bildirmiştir.
İçkiyi haram olduğunu kabul ederek içen kimse dinimizce büyük günah sayılan bir haramı işlemiş olur. Böyle biri hadiste de ifâde edildiği gibi sarhoşluk vermeyen "Cennet şarabından içemez." Yani günahının cezasını çekmedikçe Cennete giremez.
Ancak içkiyi haram olmadığını söyleyerek içenler dinden çıkmış olurlar. Böyleleri ebedî olarak Cehennemde kalırlar.
518 numaralı hadise de bakınız.[385]
Peygamberimiz Karnını Ne İle Doyuruyordu
97. Enes (r.a.) rivayet ediyor:
"Sirke ne güzel katıktır."[386]
İzah
Aynı hadisi Hz. Âişe ve Câbir bin Abdullah da (r.a.) rivayet etmiştir. İbni Mâce'âe Ümmü Sa'd'dan rivayet edilen şöyle bir hadis de vardır:
Ben Âişe'nin yanında iken Resûlullah geldi ve,
"Yiyecek bir şey var mı?" diye sordu.
Âişe, "Ekmek, kuru hurma ve sirke var" cevabını verdi.
Resûlullah,
"Sirke ne güzel katıktır. Allah'ım, sirkeyi bereketlendir. Çünkü sirke benden önceki peygamberlerin katığı idi. İçinde sirke bulunan bir ev fakirleşmez" buyurdu.
652 numaralı hadise de bakınız.[387]
[379] Müslim, Birr: 69; Tirmizî, Birr: 82; Mu'cemü'l-Evsat, 3:141, (2291) İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/158.
[380] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/158-159.
[381] İbni Mâce, Eşribe: 9; Buharı, Eşribe: 1; Müslim, Eşribe: 73; Muvatta, Eşribe: 11; Ebû Dâvud, Eşribe: 5; Tirmizî, Eşribe: 1; Nesâî, Eşribe: 22; Müsned, (4645, 4646.) İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/159.
[382] Mâide: 5/90-91.
[383] Buhârî, Eşribe: 2, 5; Müslim, Tefsir: 32; Ebû Dâvud, Eşribe: 1; Tirmizî, Eşribe: 8.
[384] İbni Mâca, Eşribe, Eşribe: 10.
[385] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/159-160.
[386] İbni Mâce, Et'ime: 33. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/161.
[387] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/161.