reyyan
Tue 24 August 2010, 09:32 am GMT +0200
Saç Bakımı:
Yukarıda da belirttiğimiz gibi, Resûlüllah (a.s.) Efendimiz'in saçları çok bakımlı idi. Sık sık tarar ve yıkardı. Ümmetinin de aynı dikkat ve itinayı göstermesi için şöyle tavsiyede bulunduğu rivayet edilmiştir:
"Kimin saçı varsa, ona ikramda bulunsun!"[427]
Bu hadîsin isnadı hasen kabul edilmiş ve bir takım şahidleri de söz konusudur. Nitekim Ebû Dâvud bu hadîs üzerinde konuşmayıp susmayı tercih etmiştir. Çünkü ona göre, ihticaca elverişli olan bir rivayet hakkında susmak daha uygundur. Diğer yandan yapılan araştırmada hadîsin ricalinin sıka (güvenilir kişiler) olduğu anlaşılmıştır.
Böylece saçları tarayıp düzenli tutmak, yıkayıp temizliğini korumak müstehab sayılmıştır.
Saça ikramda bulunmanın bir diğer manâsı, fazla uzayınca kesip düzene sokmaktır. Nitekim Ashab-ı Kirâm'dan Vâil b. Hacer diyor ki:
"Resûlüllah (a.s.) Efendimiz'e geldiğimizde uzunca bir saçım bulunuyordu. Beni o vaziyette görünce "zübâb, zübâb (uğursuzluk ve şer, uğursuzluk ve şer)!" buyurdu. Bunun üzerine beri dönüp saçımı kestim ve sonra da ertesi gün Peygamber (a.s.) Efendimiz'e geldim. Bana: "Ben (böyle yapmanı) kasdetmedim, ama bu daha güzel!" buyurdu.[428]
Hadîsin isnadında Âsim b. Kelibe (veya Küleybe) bulunuyordur ki, bu zat hakkında farklı görüş ve tesbit yapılmıştır: Müslim kendi sahihinde onun rivâyetiyle ihticacda bulunmuştur. İmam Ahmed, "onun rivayetinde bir sakınca yoktur" demiştir. Ebû Hatim er-Râzî: "Onun hadîsi sahihtir" demiştir. Ali b. el-Medenî ise, "o yalnız başına rivayet ettiğinde, hadîsiyle ihticac edilmez" demiştir.
O bakımdan saçların tamamen kesilmesi müstehab sayılmamış ve farklı görüşler ortaya çıkmıştır. Ancak Mâlik'in Atâ' b. Yesar'dan yaptığı rivayette adı geçen demiştir ki:
"Saç sakalı birbirine karışmış bir halde bir adam Peygamber (a.s.) Efendimiz'e geldiğinde, Efendimiz ona işarette bulundu, sanki ona, saç ve sakalını islâh etmesini emrediyordu. Adam da gidip saç ve sakalını düzelttikten sonra dönüp geldi. Peygamberimiz (a.s.) ona: "Bu halin, sizden birinizin saçı dağınık ve karışık şekilde şeytana benzer gibi (bir görünümde) gelmesinden hayırlı değil midir?" buyurdu.
Abdullah b. el-Muğaffel'den yapılan rivayette demiştir ki:
"Resûlüllah (a.s.) Efendimiz, ğibb=haftada bir defa (veya gün aşırı) dışında saçı tarayıp düzeltmeyi men'etmiştir."[429]
Bu hadîs, diğer rivayetlere bazı yönden muarızdır. Çünkü Resûlüllah (a.s.) Efendimiz'in hemen her gün saç ve sakalını tarayıp düzelttiği, güzel koku süründüğü kesinlik kazanmıştır. İbn Muğaffel'in (r.a.) yukarıdaki rivayeti ise buna ancak haftada bir defa cevaz vermeye delâlet etmektedir. O bakımdan ilim adamlarının bu rivayet üzerindeki tesbit ve görüşleri farklıdır, aynı zamanda diğer hadislerle teârüz halinde olduğundan, değişik ifadelerle bazı sahih rivayetlerin de mevcut bulunduğuna göre, muzdariptir.
İbn Hibbân sahîh kabul etmiştir. Nesâî mursel olarak çıkarmıştır. Ebu'l-Velîd el-Bâcî, "bunun râvileri her ne kadar sıka (güvenilir) sa da hadîsin kendisi pek sübut bulmamıştır, aynı zamanda el-Hasen'in Abdullah b. Muğaffel'den yaptığı rivayetler ve naklettiği hadîsler üzerinde (şüpheyle) durmak gerekir" demiştir. Nitekim Ahmed b. Hanbel, Yahya b. Mâîn ve Ebû Hatim er-Râzî ise şöyle demişlerdir: "Şüphesiz ki el-Hasen, Abdullah b. Muğaffel'den işitmiştir, ancak hadîsin isnadında ızdırab vardır. O bakımdan ihticaca sâlih değildir."
Bu konuda ihticaca sâlih olan hadîslerden biri de Ebû Katade'den yapılan şu rivayettir:
"Ebû Katade'nin omuzuna kadar uzanan gür bir saçı vardı. Peygamber (a.s.) Efendimiz'den (onu ne yapacağını) sorduğunda, Efendimiz ona güzel davranmasını (yani bakımını iyi yapmasını) ve her gün tarayıp düzeltmesini emretmiştir."[430]
Nesâi'nin rivayet ettiği bu hadîsin isnad ve ricali sahihtir. Aynlı, rivayeti İmam Mâlik, el-Muvatta'da nakletmiştir.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi, Resûlüllah (a.s.) Efendimiz'in saçları çok bakımlı idi. Sık sık tarar ve yıkardı. Ümmetinin de aynı dikkat ve itinayı göstermesi için şöyle tavsiyede bulunduğu rivayet edilmiştir:
"Kimin saçı varsa, ona ikramda bulunsun!"[427]
Bu hadîsin isnadı hasen kabul edilmiş ve bir takım şahidleri de söz konusudur. Nitekim Ebû Dâvud bu hadîs üzerinde konuşmayıp susmayı tercih etmiştir. Çünkü ona göre, ihticaca elverişli olan bir rivayet hakkında susmak daha uygundur. Diğer yandan yapılan araştırmada hadîsin ricalinin sıka (güvenilir kişiler) olduğu anlaşılmıştır.
Böylece saçları tarayıp düzenli tutmak, yıkayıp temizliğini korumak müstehab sayılmıştır.
Saça ikramda bulunmanın bir diğer manâsı, fazla uzayınca kesip düzene sokmaktır. Nitekim Ashab-ı Kirâm'dan Vâil b. Hacer diyor ki:
"Resûlüllah (a.s.) Efendimiz'e geldiğimizde uzunca bir saçım bulunuyordu. Beni o vaziyette görünce "zübâb, zübâb (uğursuzluk ve şer, uğursuzluk ve şer)!" buyurdu. Bunun üzerine beri dönüp saçımı kestim ve sonra da ertesi gün Peygamber (a.s.) Efendimiz'e geldim. Bana: "Ben (böyle yapmanı) kasdetmedim, ama bu daha güzel!" buyurdu.[428]
Hadîsin isnadında Âsim b. Kelibe (veya Küleybe) bulunuyordur ki, bu zat hakkında farklı görüş ve tesbit yapılmıştır: Müslim kendi sahihinde onun rivâyetiyle ihticacda bulunmuştur. İmam Ahmed, "onun rivayetinde bir sakınca yoktur" demiştir. Ebû Hatim er-Râzî: "Onun hadîsi sahihtir" demiştir. Ali b. el-Medenî ise, "o yalnız başına rivayet ettiğinde, hadîsiyle ihticac edilmez" demiştir.
O bakımdan saçların tamamen kesilmesi müstehab sayılmamış ve farklı görüşler ortaya çıkmıştır. Ancak Mâlik'in Atâ' b. Yesar'dan yaptığı rivayette adı geçen demiştir ki:
"Saç sakalı birbirine karışmış bir halde bir adam Peygamber (a.s.) Efendimiz'e geldiğinde, Efendimiz ona işarette bulundu, sanki ona, saç ve sakalını islâh etmesini emrediyordu. Adam da gidip saç ve sakalını düzelttikten sonra dönüp geldi. Peygamberimiz (a.s.) ona: "Bu halin, sizden birinizin saçı dağınık ve karışık şekilde şeytana benzer gibi (bir görünümde) gelmesinden hayırlı değil midir?" buyurdu.
Abdullah b. el-Muğaffel'den yapılan rivayette demiştir ki:
"Resûlüllah (a.s.) Efendimiz, ğibb=haftada bir defa (veya gün aşırı) dışında saçı tarayıp düzeltmeyi men'etmiştir."[429]
Bu hadîs, diğer rivayetlere bazı yönden muarızdır. Çünkü Resûlüllah (a.s.) Efendimiz'in hemen her gün saç ve sakalını tarayıp düzelttiği, güzel koku süründüğü kesinlik kazanmıştır. İbn Muğaffel'in (r.a.) yukarıdaki rivayeti ise buna ancak haftada bir defa cevaz vermeye delâlet etmektedir. O bakımdan ilim adamlarının bu rivayet üzerindeki tesbit ve görüşleri farklıdır, aynı zamanda diğer hadislerle teârüz halinde olduğundan, değişik ifadelerle bazı sahih rivayetlerin de mevcut bulunduğuna göre, muzdariptir.
İbn Hibbân sahîh kabul etmiştir. Nesâî mursel olarak çıkarmıştır. Ebu'l-Velîd el-Bâcî, "bunun râvileri her ne kadar sıka (güvenilir) sa da hadîsin kendisi pek sübut bulmamıştır, aynı zamanda el-Hasen'in Abdullah b. Muğaffel'den yaptığı rivayetler ve naklettiği hadîsler üzerinde (şüpheyle) durmak gerekir" demiştir. Nitekim Ahmed b. Hanbel, Yahya b. Mâîn ve Ebû Hatim er-Râzî ise şöyle demişlerdir: "Şüphesiz ki el-Hasen, Abdullah b. Muğaffel'den işitmiştir, ancak hadîsin isnadında ızdırab vardır. O bakımdan ihticaca sâlih değildir."
Bu konuda ihticaca sâlih olan hadîslerden biri de Ebû Katade'den yapılan şu rivayettir:
"Ebû Katade'nin omuzuna kadar uzanan gür bir saçı vardı. Peygamber (a.s.) Efendimiz'den (onu ne yapacağını) sorduğunda, Efendimiz ona güzel davranmasını (yani bakımını iyi yapmasını) ve her gün tarayıp düzeltmesini emretmiştir."[430]
Nesâi'nin rivayet ettiği bu hadîsin isnad ve ricali sahihtir. Aynlı, rivayeti İmam Mâlik, el-Muvatta'da nakletmiştir.