- Sabah

Adsense kodları


Sabah

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
meryem
Tue 14 September 2010, 09:39 pm GMT +0200
Sabah

(Zekeriya) "Rabbim, bana bir alamet (ayet) ver." dedi. "Sana alamet, işaretleşme dışında, insanlarla üç gün konuşmamandır. Rabbini çokça zikret ve akşam sabah O´nu tesbih et." dedi. (3/41)
Allah´ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah´ın sizin üzenizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O´nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar. (3/103)

Sabah akşam -O´nun yüzünü (rızasını) dileyerek- Rablerine dua edenleri kovma. Onların hesabından senin üzerinde birşey (yükümlülük), senin hesabından da bir şey (yükümlülük) yoktur ki onları kovman gereksin. Yoksa zalimlerden olursun. (6/52)

O sabahı yarıp çıkarandır. Geceyi bir sükun (dinlenme), güneş ve ay´ı bir hesap (ile) kıldı. Bu, üstün ve güçlü olan, bilen Allah´ın takdiridir. (6/96)

Bunun üzerine onları dayanılmaz bir sarsıntı tuttu da, kendi yurtlarında diz üstü çökmüş olarak sabahladılar. (7/91)
Rabbini, sabah akşam, yüksek olmayan bir sesle, kendi kendine, ürpertiyle, yalvara yalvara ve için için zikret. Gaflete kapılanlardan olma. (7/205)
O zulmedenleri dayanılmaz bir ses sarıverdi de kendi yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahladılar. (11/67)

(Elçiler) Dediler ki: "Ey Lut, biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana kesin olarak ulaşamazlar. Gecenin bir parçasında ailenle birlikte yürü (yola çık). Sakın, hiçbiriniz dönüp arkasına bakmasın; fakat senin karın başka. Çünkü onlara isabet edecek olan, ona da isabet edecektir. Onlara va´dolunan (azab) sabah vaktidir. Sabah da yakın değil mi?" (11/81)

Emrimiz geldiği zaman, tarafımızdan bir rahmetle Şuayb´ı ve O´nunla birlikte iman edenleri kurtardık; o zulmedenleri dayanılmaz bir ses sarıverdi de kendi yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahladılar. (11/94)

Göklerde ve yerde her ne varsa -isteyerek de olsa, istemeyerek de olsa- Allah´a secde eder. Sabah akşam gölgeleri de (O´na secde eder). (13/15)

Ve onlara şu emri verdik: "Sabaha çıkarlarken onların arkası mutlaka kesilecektir." (15/66)
Derken, sabah vaktine girdiklerinde, onları o dayanılmaz-çığlık yakalayıverdi. (15/83)

Akşamları getirir, sabahları götürürken onlarda sizin için bir güzellik vardır. (16/6)
Sen de sabah akşam O´nun rızasını isteyerek Rablerine dua edenlerle birlikte sabret. Dünya hayatının (aldatıcı) süsünü isteyerek gözlerini onlardan kaydırma. Kalbini bizi zikretmekten gaflete düşürdüğümüz, kendi ´istek ve tutkularına (hevasına)´ uyan ve işinde aşırılığa gidene itaat etme. (18/28)

Böylelikle (Zekeriya) mescidten kavminin karşısına çıkıp onlara (şu anlamları) işaret etti: "Sabah akşam tesbih edin." (19/11)
Onda ´boş bir söz´ işitmezler; sadece selam (ı işitirler). Sabah akşam, onların rızıkları orda (bulunmakta)dır. (19/62)

(Bu nur,) Allah´ın, onların yüceltilmesine ve isminin zikredilmesine izin verdiği evlerdedir; onların içinde sabah akşam O´nu tesbih ederler. (24/36)
Ey iman edenler, sağ ellerinizin malik olduğu ile sizden olup da henüz erginlik çağına ermemiş olan (çocuk)lar, (odalarınıza girmek için şu) üç vakitte izin istesinler: Sabah namazından önce, öğleyin üstünüzü çıkardığınız vakit ve yatsı namazından sonra. (Bu) Üçü sizin için mahrem (vakitleri)dir. Bunların dışında size de, onlara da bir sakınca yoktur; onlar yanınızda dolaşabilirler, birbirinizin yanında olabilirsiniz. İşte Allah, size ayetleri böyle açıklamaktadır. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. (24/58)

Ve dediler ki: "Bu, geçmişlerin uydurduğu masallardır, bir başkasına yazdırmış olup kendisine sabah akşam okunmaktadır." (25/5)
Musa´nın annesi ise, yüreği boşluk içinde sabahladı. Eğer mü´minlerden olması için kalbi üzerinde (sabrı ve dayanıklılığı) pekiştirmemiş olsaydık, neredeyse onu(n durumunu) açığa vuracaktı. (28/10)

Böylece şehirde korku içinde (çevreyi) gözetleyerek sabahladı. Derken, bir de baktı ki, dün kendisinden yardım isteyen (kişi, bugün de) kendisine yardım için bağırıyor. Musa, ona dedi ki: "Sen açıkca bir azgınsın." (28/18)
Dün, onun yerinde olmayı dileyenler, sabahladıklarında: "Vay, demek ki Allah, kullarından dilediğinin rızkını genişletip-yaymakta ve kısıp-daraltmaktadır. Eğer Allah, bize lütfetmiş olmasaydı, bizi de şüphesiz batırırdı. Vay, demek gerçekten inkâr edenler felah bulamaz" demeye başladılar. (28/82)
Ancak onu yalanladılar; bunun üzerine onları amansız bir sarsıntı yakalayıverdi, böylelikle kendi yurtlarında diz üstü çökmüş olarak sabahladılar. (29/37)

Öyleyse akşama girdiğiniz vakit de, sabaha erdiğiniz vakit de Allah´ı tesbih edip (yüceltin). (30/17)

Ve O´nu sabah ve akşam tesbih edin. (33/42)
Süleyman için de, sabah gidişi bir ay, akşam dönüşü bir ay (mesafe) olan rüzgara (boyun eğdirdik); erimiş bakır madenini ona sel gibi akıttık. Onun eli altında Rabbinin izniyle iş gören bir kısım cinler vardı. Onlardan kim bizim emrimizden çıkıp-sapacak olsa, ona çılgın ateşin azabından taddırırdık. (34/12)

Siz onların üstünden muhakkak geçip gidiyorsunuz; sabah vakti. (37/137)

Fakat (azab) onların sahasına indiği zaman uyarılıp-korkutulanların sabahı ne kötü olur. (37/177)

Doğrusu biz dağlara boyun eğdirdik, akşam ve sabah kendisiyle birlikte (Allah´ı) tesbih ederlerdi. (38/18)

Ateş; sabah akşam, ona sunulurlar. Kıyamet-saatinin kopacağı gün: "Firavun çevresini, azabın en şiddetli olanına sokun" (denecek). (40/46)
Şu halde sen sabret. Gerçekten Allah´ın va´di haktır. Günahın için mağfiret dile; akşam ve sabah Rabbini hamd ile tesbih et. (40/55)
İşte bu sizin zannınız; Rabbiniz hakkında beslediğiniz-zannınız, sizi bir yıkıma uğrattı, böylelikle hüsrana uğrayan kimseler olarak sabahladınız." (41/23)

Ki Allah´a ve Resûlü´ne iman etmeniz, O´nu savunup-desteklemeniz, O´nu en içten bir saygıyla-yüceltmeniz ve sabah akşam O´nu (Allah´ı) tesbih etmeniz için. (48/9)
Andolsun onları bir sabah vakti erkenden, üzerlerinde kararını kılmış bir azab yakalayıp-bastırıverdi. (54/38)

Gerçek şu ki, biz o bahçe sahiplerine bela verdiğimiz gibi, bunlara da bela verdik. Hani onlar, sabah vakti (erkenden ve kimseye haber vermeden) onu (bahçeyi) mutlaka devşireceklerine dair and içmişlerdi. (68/17)

Nihayet sabah vakti birbirlerine seslendiler. (68/21)
Ağardığı zaman sabaha, (74/34)

Ve sabah, akşam Rabbinin adını zikret. (76/25)
Ve nefes almaya başladığı zaman, sabaha; (81/18)

Sabah vakti baskın yapanlara. (100/3)

De ki: Sabahın Rabbine sığınırım. (113/1)

ceren
Mon 25 September 2017, 03:14 pm GMT +0200
Esselamu aleykum.Rabbim bizlere sabahın hayrını bereketini varsın inşallah. Rabbim razı olsun bilgilerden kardeşim. ..

Sevgi.
Mon 25 September 2017, 03:30 pm GMT +0200
Aleyküm Selâm. Sabahın feyzine bereketine erenlerden oluruz inşaAllah

Bilal2009
Mon 25 September 2017, 06:32 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri zakirlerden eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun