- Sabah ve akşam okuduğu dualar

Adsense kodları


Sabah ve akşam okuduğu dualar

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Thu 21 July 2011, 08:40 pm GMT +0200
5- Sabah ve Akşam Okuduğu Dualar:

 

Sabah namazını kıldığı zaman, güneş doğuncaya kadar namaz kılj yerde oturur ve Allah'ı (c.c.) zikrederdi.

Sabahladığında ise şöyle derdi:

"Allah'ım! Senin sayende sabahladık, Senin sayende akşamladık.

nin sayende yaşayacağız, Senin sayende öleceğiz. Senin huzurunda topla­nacağız.[833] Hadis sahihtir.

Sabahladığında şu duayı da okurdu:

''Sabahladık, mülk de Allah'ın olarak sabahladı. Hamd Allah'adır. Bir olan Allah'tan başka ilâh yoktur. O'nun ortağı yoktur. Mülk O'nun-dur. Hamd O'nadır. O herşeye kadirdir. Rabbim! Senden, bugünün hayrı­nı ve bugünden sonrasının hayrım dilerim. Bugünün şerrinden ve bugün­den sonrasının şerrinden Sana sığınırım. Rabbim! Tembellikten ve yaşlılı­ğın kötülüklerinden Sana sığınırım. Rabbim! Cehennem azabından ve ka­bir azabından da Sana sığınırım." Akşamladığında ise:

"Akşamladık, mülk de Allah'a ait olarak akşamladı ..." şeklinde bağ­layıp sonuna kadar yukarıdaki duayı söylerdi. Bu hadisi Müslim rivayet etmiştir.[834]

Ebu Bekir Siddîk (r.a.), Hz. Peygamber'e (s.a.): Bana, sabahladığım­da ve akşamladığımda söyleyeceğim birkaç kelime emret, dedi. Hz. Pey­gamber (s.a.): "Gökleri ve yeri yaratan, görüneni ve görünmeyeni bilen, herşeyin Rab-bi, hükümranı ve sahibi Allah'ım! Senden başka ilâh olmadığına şahitlik ediyorum. Nefsimin şerrinden, şeytanın şerrinden ve şirke düşürmesinden Sana sığınıyorum. Nefsime kötülük yaptığımı veya kötülüklerimi bir müs-lümana dokundurduğumu itiraf ediyorum." demesini buyurdu ve devam ederek: "Bunları sabahladığında, akşamladığında ve yatağına vardığında hep söyle!" dedi.[835] Hadis sahihtir.

Hz. Peygamber (s.a.) buyuruyor:

"Her günün sabahında ve her gecenin akşamında, kim üç defa:

'O'nun ismi yanında, yerde ve gökte hiçbir şeyin zarar veremeyeceği Allah'ın adıyla. O, herşeyi işiticidir ve bilicidir.' derse ona hiçbir şey, zarar veremez." Hadis sahihtir.[836]

Rasûlullah (s.a.) şöyle bildiriyor: "Kim sabahladığı ve akşamladığı vakit:

'Rab olarak Allah'a, din olarak İslâm'a, peygamber olarak Muham-med'e razıyım.' derse Allah'ın kendisinden razı olmasına hak kazanmış olur." Tirmizî ve Hâkim, hadisin sahih olduğunu söylemişlerdir.[837]

Yine Allah Rasûlü (s.a.) şöyle buyuruyor: "Kim sabahladığında ve akşamladığında:

'Allah'ım! Ben, Seni, arşını taşıyanları, meleklerini ve bütün yaratık­larını şahit tutarak sabahladım: Sen, kendinden başka ilâh olmayan Al­lah'sın. Muhammed de kulun ve RasûTündür.' derse Allah o kimsenin dörtte birini, iki defa söylerse yarısını, üç defa söylerse dörtte üçünü, dört defa söylerse tamamını cehennemden azad eder." Hadis hasendir.[838]

Yine Hz. Peygamber (s.a.) buyuruyor: "Sabahladığı vakit:

'Allah'ım! Benim yahut kullarından biri yanında sabaha çıkan her­hangi bir nimet sadece Sendendir. Ortağın yoktur. Hamd Sanadır. Şükür Sanadır.' diyen kimse, o günün şükrünü eda etmiş. olur. Kim akşamladığı vakit bunun aynım söylerse, o gecenin şükrünü eda etmiş olur."[839] Hadis hasendir.

Allah Rasûlü (s.a.) sabahladığında ve akşamladığında şöyle dua ederdi:

"Allah'ım! Senden, dünya ve ahirette afiyet isterim. Dinim, dünyam, ailem ve malım hakkında af ve afiyet dilerim. Allah'ım! Ayıplarımı gizle. Korkularımdan emin kıl. Allah'ım! Beni önümden, arkamdan, sağımdan, solumdan, üstümden koru. Akımdaki yerin çökmesinden Senin azametine sığınırım."[840]Hâkim, hadisin sahih olduğunu bildirmiştir.

Hz. Peygamber (s.a,) yine şöyle buyurdu: "Sizden birisi sabahladığın­da şöyle desin:

'Biz sabahladık, mülk de âlemlerin Rabbi Allah'a ait olarak sabaha erişti. Allah'ım! Senden, bugünün hayrını; fethini, yardımım, nurunu, be­reketini ve hidayetini dilerim. Bugünün ve sonrasının şerrinden Sana sığını­rım.' Sonra akşamladığında da aynısını söylesin."[841] Hadis hasendir.

Ebu Davud, Hz. Peygamber'in (s.a.), kızlarından birine şöyle söyledi­ğini nakleder: "Sabahladığın vakit şöyle de:

'Allah'ı hamdiyle teşbih ederim. Güç ve kuvvet, şanı yüce, Sulu AUah'a mahsustur. Allah'ın dilediği olur, dilemediği olmaz. Biliyorum ki Allah herşeye kadirdir, Allah herşeyi ilmiyle kuşatmıştır.' Kim bunu sabahladı­ğında söylerse akşama kadar, akşamladığında söyleyen de sabaha kadar korunur. "[842]

Allah Rasûlü (s.a.) Ensar'dan bir adama şöyle dedi:

— Sana, söylediğin zaman Allah'ın endişeni gidereceği ve borcunu öde­teceği bir söz öğreteyim mi?

—  Evet, ey Allah'ın Rasûlü, dedim.

Buyurdu ki: Sabahladığında ve akşamladığında şöyle de:

"Allah'ım, endişe ve hüzünden Sana sığınırım. Acizlikten ve tembel­likten Sana sığınırım. Korkaklıktan ve cimrilikten yine Sana sığınırım. Borca batmaktan ve insanların bana galebe çalmalarından da Sana sığınırım." Râvi diyor kî: Bunları söyledim, Allah endişemi giderdi ve borcumu ödeme imkânı verdi.[843]

Hz. Peygamber (s.a.) sabahladığı vakit şöyle derdi:,

"İslâm fıtratı üzere, ihlâs kelimesiyle, Peygamberimiz Muhammed'in (s.a.) dini üzere, müşriklerden olmayan, hanîf ve müslim olan babamız ibrahim'in milleti (dini) üzere sabaha eriştik."[844]

Bu hadisteki "Peygamberimiz Muhammed'in (s.a.)"dini" ifadesi bazı âlimlere problem olmuştur. Fakat bunun hükmü, Rasûlullah'ın hutbelerin­de ve namazlarındaki teşehhüdlerinde yer alan "Eşhedü enne Muhamme-den Rasûlullah" sözüne benzer sözlerin hükmü gibidir. Zira Rasûhıllah (s.a.), kendisinin, insanlara Allah'ın bir elçisi olduğuna iman etmekle mü­kelleftir. Bunun Rasûlullah (s.a.) üzerine farz oluşu, kendilerine peygam­ber gönderilen kimselere farz oluşundan daha büyüktür. Çünkü O, hem kendisinin, hem de aralarından çıktığı ümmetinin peygamberidir ve O, hem kendine, hem de ümmetine Allah'ın bir elçisidir.

Yine O'nun, kızı Fâtıma'ya şöyle dediği naklonulmuştur: "Sabaha ve akşama çıktığında:

'Ya Hayy, ya Kayyûm! Senden, rahmet ve bereket istiyorum. İşimi yoluna koy ve beni göz açıp kapayıncaya kadar bile kendi başıma bırak­ma.' demene dair sana yaptığım nasihati dinlemekten seni alıkoyan ne­dir?'[845]Naklolunduğuna göre Hz. Peygamber (s.a.), âfetlere uğramaktan ken­dine şikâyet eden bir sahâbiye: "Sabahladığında:

'Kendime, aileme ve malıma bismillah' de, başına herhangi bir şey gelmez." Buyurmuştur.[846]

Yine naklolunduğuna göre Hz. Peygamber (s.a.), sabahladığında şöy­le demiştir:

"Allah'ım! Senden faydalı ilim, temiz, helâl nzik ve kabul edilecek amel niyaz ederim."[847]

Hz. Peygamber'in (s.a.) yine şöyle buyurduğu naklolunmuşum "Kul, sabahladığında üç defa:

'Allah'ım! Senden gelen bir nimet, afiyet ve koruma üzere sabahla­dım. Üzerimdeki nimetini, afiyetini ve korumanı dünyada da ahirette de tamama eriştir.' der ve akşamladığında da böyle söylerse Allah'ın bunları kendisine tamamlamasına hak kazanmış olur."[848]

Hz. Peygamber'in (s.a.) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: ve akşama çıktığında her kim yedi defa:

'Kendinden başka ilâh olmayan Allah Teâlâ bana kâfidir. O'na tevek­kül ettim. O yüce arşın Rabbidir.' derse, Alan Teâlâ dünya ve âhiretine ait olup kendisini ilgilendiren işlerinde ona kâfidir."[849]

Yine Allah Rasûlün'den, (s.a.) şu sözleri günün başında söyleyen kişi­ye akşama çıkıncaya kadar, günün sonunda söyleyen kişiye de sabaha çı­kıncaya kadar bir belâ isabet etmeyeceğini buyurduğu da rivayet edilmiştir:

"Allah'ım, Sen Rabbimsin. Senden başka ilâh yoktur. Sana tevekkül ettim, Sen yüce arşın Rabbisin; Allah'ın dilediği olur, dilemediği olmaz, güç ve kuvvet ancak sânı yüce Allah'a mahsustur, O'na aittir. Biliyorum ki; Allah herşeye muktedirdir ve ilmi ile herşeyi kuşatmıştır. Allah'ım, nef­simin şerrinden ve Senin perçeminden yakaladığın her yaratıktan Sana sığı­nırım. Sen bana dosdoğru yolu öğreten Rabbimsin." Ebu'd-Derdâ'ya: "Evin yandı" dediler. O da: "Yanmamıştır. Allah (c.c.) bunu yapmaz. Çünkü Allah Rasûlünden (s.a.) işittiğim birtakım sözler var" dedi ve bu hadisi zikretti.[850]

Hz. Peygamber (s.a.) buyurmuştur: "İstiğfarların başta geleni, seyyidu'I-îstiğfar, kulun:

'Allah'ım! Sen benim Rabbimsin, Senden başka ilâh yoktur, beni Sen yarattın, ben Senin kulunum, gücüm yettiği kadar ahdim ve va'dim üzere­yim, yaptıklarımın şerrinden Sana sığınırım, üzerimdeki nimetini kabul ve itiraf ederim, günahlarımı da kabul ve itiraf ederim, beni bağışla, Senden başka günahları bağışlayacak yoktur.' demesidir. Kim, sabaha çıktığında bunu yakînen inanarak okursa ve o gün ölürse, cennete girer. Akşama çıktığında bu istiğfan yakînen inanarak okursa ve o gece ölürse, cennete girer."[851]

"Kim sabaha ve akşama çıktığında yüz defa:

'Allah'ı   hamdiyle   birlikte   teşbih   ederim.'   derse,   kıyamet   günü söylediğinin benzeri ya da daha fazlasmı söyleyen birileri dışında kimse onun getirdiğinden daha faziletlisini getiremez."[852]

Yine buyurmuştur: "Kim sabaha çıktığında on defa:

'Allah'tan başka ilâh yoktur, O'nun ortağı yoktur, mülk O'nundur, hamd O'na mahsustur. O'nun herşeye gücü yeter' derse; Allah, söylemiş olduğu bu sözler sebebiyle kendisine on sevap yazar, on günahını bağışlar, on köle azad etmiş gibi olur. Allah o gün onu kovulmuş şeytandan muha­faza eder. Akşama çıktığında söylerse, sabaha çıkıncaya kadar benzeri mü­kâfat vardır."[853]

Rasûlullah buyurdu: "Sabahladığı gün yüz defa:

'Yegâne Allah'tan başka tann yoktur. O'nun hiçbir ortağı yoktur. Mülk O'nundur. Hamd O'na mahsustur. O'nun herşeye gücü yeter.' derse, on köle azad etmiş kadar sevaba girer; yüz sevab yazılır, yüz günahı silinir; akşam oluncaya kadar o gün şeytandan muhafaza olunur, ondan daha çok amel işleyen bir adamdan başka hiçbir kimse onun yaptığından daha faziletlisini yapmış olamaz. "[854]

Müsned'dc ve başka kaynaklarda Hz. Peygamber'in (s.a.) Zeyd b. Sa-bit'e şunu öğrettiği ve her sabah okumaları için ailesinden söz almasını emrettiği kaydedilmiştir:

"Emret Allah'ım, buyur! Emret ve saadet buyur! Hayır elindedir, Sen­dendir ve Seninledir ve Sana aittir. Allah'ım, söylediğim hiçbir söz, yaptı­ğım hiçbir yemin, adadığım hiçbir adak yoktur ki, Senin isteğin bütün bun­ların önünde olmasın, dilediğin olur, dilemediğin olmaz. Güç ve kuvvet Sana mahsustur. Sen herşeye muktedirsin. Allah'ım! İstediğin hiçbir rah­met yoktur ki, rahmetine bürümek istediğin kişiye ulaşmasın' okuduğun hiçbir lanet yoktur ki lanet okuduğuna ulaşmasın, Sen benim dünyada ve âhirette velimsin, Beni müslüman olarak öldür ve salihlerin arasına kat. Gökleri ve yeryüzünü yoktan var eden, görüneni görünmeyeni bilen, celâl ve ikram sahibi Allah'ım! Bu dünya hayatında Sana söz veriyorum ve Seni şahit tutuyorum -Sen şahit olarak yetersin- ben şehadet ederim ki: Senden başka ilâh yoktur, Senin ortağın yoktur, mülk Sana aittir, hamd Sanadır ve Sen herşeye muktedirsin. Muhammed'in, Senin kulun ve rasûlün oldu­ğuna da şehadet ediyorum. Yine Şehadet ederim ki, kıyamet haktır, ve kopacağından şüphe yoktur. Senin kabirlerdekileri dirilteceğine de şehadet ediyorum. Ve yine şehadet ediyorum ki: Sen beni nefsime bırakırsan zafi­yete, eksikliğe, günaha ve hataya bırakmışsın demektir. Senin merhametin-. den başka bir şeye güvenmiyorum. Günahlarımın, tamamını bağışla, gü­nahları Senden başka bağışlayacak yoktur. Tevbemi kabul et, şüphesiz Sen tevbeleri çok çabuk kabul eden ve çok merhamet edensin."[855]


[833] Tirmizî, 3388; Ebu Davud, 5068; İbn Mâce, 3868. Ebu Hureyre'den. Senedi güçlüdür. Tirmizî: Bu hadis hasendir, demiştir.

[834] Müslim, 2723 (75). Abdullah b.  Ms'ûd'dan.

[835] Tirmizî, 3389; Ebu Davud, 5067. Senedi sahihtir, tbn Hibbân (2349) ve Hâkim, hadisi sahih bulmuşlardır.

[836] Tirmizî, 3385; Ebu Davud, 5088; Ahmed, 446, 474; Oğlu Abdullah'ın Zevö/rf'inde, 528; İbn Mâce, 3869. Osman b. Affân'dan. Senedi sahihtir. îbn Hibbân {2352) ve Hâkim (1/514) sahih bulmuşlardır. Tirmizî: Bu hadis hasen-sahihtir; demiştir.

[837] Tirmizî, (3386) Sevbân'dan rivayet etmiş ve "Bu hadis hasen-garîbtir" demiştir. Oysa

senedinde Hafız îbn Hacer'in Takrib'de dediği gibi zayıf, tedlisci bir ravi olan Saîd b. Merzüban vardır. Ebu Davud, 5072; senedinde Sabık b. Naciye vardır ki meçhul bir râvidir. Hâkim (1/518) hadisi sahih bulmuş, Zehebî de ona katılmıştır.

Ebu Davud (1529), Ebu Saîd el-Hudrî'den, zamanla mukayyed olmaksızın, merfû bir hadis naklediyor: "Kim; ben, Rab olarak Allah'a, din olarak islâm'a,"peygamber olarak Muhammed'e (s.a.) razı oldum, derse ona cennet vacib olur." Senedi güçlü­dür. Hâkim (1/518) sahih bulmuş, Zehebî de ona katılmıştır.

[838] Ebu Davud, 5069; Enes'ten. Senedinde Abdurrahman b. Abdülmecîd vardır ki meç­hul bir râvidir. Buharî,

Edebu'i-Müfred, 1021; Tirmizî, 3495; Ebu Davud, 5078; îbnü's-Sünnî, 68; Bakıyye b. Velîd - Müslim b. Ziyâd el-Kureşî - Enes b. Mâlik yoluyla. Hafız îbn Hacer diyor ki: "Bakıyye, her ne kadar tedlis ve tesviye ile kusurlu bulun­muşsa da sadûk = güvenilir bir râvidir. Şeyhinden hadis aldığı ve işittiği sarih olduğu için üzerindeki şüphe kalkmıştır. Şeyhi Müslim b. Ziyâd hakkında İbnü'î-Kattân çe-kimseriik göstermiş ve: Onun halini bilmiyoruz." demiştir. Fakat Ömer b. Abdüla-ziz'in at bakıcısı (seyis) hakkında bir bilgi vardır ve bu onun güvenilir biri olduğuna delâlet eder. îbn Hibbân onu Sik ât adh eserinde zikretmiştir. Bu yüzden Hafız îbn Hacer, bu hadisin hasen olduğunu söylemiştir.

Ayrıca Hâkim (1/523) de Selman el-Fârisî'den, buna benzer zaman belirtilmeyen bir hadis rivayet etmektedir: "Allah'ım! Ben seni şehid tutuyorum. Meleklerini ve Arş'ını taşıyanları şahid tutuyorum. Göklerde ve yerde bulunanları şahit tutuyorum: Sen kendinden başka ilâh olmayan Allah'sın. Senin ortağın yoktur. Muhammed'İn, Senin kulun ve elçin olduğuna şahidlik ederim', diyenin üçte birini Allah cehennem­den azad eder. İki defa söyleyenin üçte ikisini azad eder. Üç defa söyleyenin ise bütün bedenini cehennemden azad eder." Senedi ceyyiddir. Hâkim sahih bulmuş, Zehebî de ona katılmıştır.

[839] Ebu Davud, 5073; îbn Hibbân, 2361. Abdullah b. Ganâm el-Beyazîıden. Senedinde bulunan Abdullah b. Anbese'yi îbn Hibbân'dan başkası sika kabul etmemiştir. Bu­nunla beraber Hafız Îbn Hacer bu hadisi, Emâii'I-Ezkâr'da hasen kabul etmiştir.

[840] Ebu Davud, 5074; İbn Mâce, 3871. Îbn Ömer'den. Senedi sahihtir. Hâkim (1/517) hadisi sahih bulmuştur.                                                           

[841] Ebu Davud, 5084. Ebu Mâlik el-Eş'arî'den. Senedi hasendir.     

[842] Ebu Davud, 5075. Senedinde meçhul râvjler vardır.

[843] Ebu Davud, 1555. Ebu Saîd el-Hudrî'den. Senedinde Gassân b. Avf vardır. Hadisi gevşek birisidir. Sahîhayn'da Enes'ten (r.a.) şu hadis naklolunmustur: "Allah'ım! En­dişe ve hüzünden, acizlik ve tembellikten, cimrilik ve korkaklıktan, borca batmaktan ve insanların tasallutundan Sana sığınırım."

[844] Ahmed, 3/406, 407. Abdurrahman b. Ebzâ'dan.  Senedi sahihtir.

[845] Hâkim, 1/545; tbnü's-Sünnî, 48. Enes b. Mâlik'ten (r.a.). Senedinde Osman b. Mev-hib bulunmaktadır ki bu râvi, Müstedrek'it geçtiği üzere Osman b. Abdullah b. Mev-hib değildir. Onun hakkında Ebu Hatim der ki: Onun hadisi salihdir (Sâlihu'l-hadis). D^ğer râvileri sikadır. Şu halde hadis hasendir.

[846] İbnü's-Sünnî, 50. îbn Abbas'tan senedinde meçhul bir râvi vjdır. Nevevî, el-Ezkâr'da hadisi zayıf kabul etmiştir.

[847] îbn Mâce, 925. Ümmü Seleme'den. Bûsırî, Zevâidlnde der ki.    Ümmü Seleme'nin azadhsımn dışında, diğer râvüeri sikadır. Çünkü o, hadis işitmemiştir. Mübhemât ko­nusunda eser verenlerden hiç kimsenin onu zikrettiğini görmedim. Durumunu ve kim-liğini de bilmiyorum.*' Hadisi ayrıca 'bnü's-Sünnî, Amelu'l-Yevm ve'l-Leyle'de (53) aynen nakletmiştir. Bu hadisin, Taberânî'nin Mu'cemu's-Sağîr'inde, sahih bir senedle gelen şâhid bir hadisi vardır. Bununla hadis, hasen derecesine ulaşmaktır.

[848] tbnü's-Sünnı, Amelu'l-Yevm ve'l-Leyle, s. 19. İbn Abbas'tan. Senedinde zayıflık vardır.

[849] İbn Sünnî, Amelu'l-Yevm ve'I-Leyle, 70; Ebu'd-Derdâ'dan. Senedi sahihtir. Ebu Da-vud, 5081; Ebu'd-Derda'ya mevkuf yani onun sözü olarak. Râvİleri sikadır. Fakat Ebu Davud rivayetinde münker bir fazlalık vardır. O da şudur: "İster sadık, ister yalancı olsun."                             

[850] İbnü's-Sünnî, Amelü'l-Yevm ve'I-Leyle, 56; Talk b. Habib'ten. Hadis zayıftır.'

[851] Buharı, 80/2. Şeddad b. Evs'ten. Hafız İbn Hacer: "Bu hadis-i şerifte seyyidü'I-istiğfar olarak isimlendirmeyi hak ettirecek anlam ve söz güzelliği vardır. Çünkü onda ilâhhk-ta ve ibadette Allah'ın tek olduğunu ikrar, yaratıcı olduğunu itiraf, kendisinden aldığı ahdi kabul, O'nun va'dettiğini umma, kulun nefsi aleyhine işlediği suçların şerrinden sığınma; nimetleri, var edene nisbet, günahları kendi nefsine yükleme, bağışlanmaya rağbet ve bunu yapmaya O'ndan başkasının güç yetirenleyeceğini İtiraf vardır." de­mektedir.

[852] Buharı, 11/173; Müslim, 2692; Ebu Davud, 5091. Ebu Hureyre'den.

[853] Ebu Davud, 5077; İbn Mâce, 3867; Ahmed, 4/60. Ebu Ayyaş ez-Zerka dan. Isnaı sahihtir.                                                                                                           

[854] Buharî, 80/64; Müslim, 2691; Muvatta,  1/209; Tirmizî, 3464, Ebu Hureyre den.

[855] Ahmed, Müsned, 5/191; Îbnü's-Sünnî (s.47) özetle rivayet etmiştir. Senedinde Ebu Bekr b. Abdullah b. Ebu

Meryem el-Gassânî eş-Şâmî vardır ve bu zat zayıf bir râvidir.

İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 2/381-392.