sidretül münteha
Tue 23 November 2010, 07:47 pm GMT +0200
Sabah namazını riske etmeyelim
Peygamber Efendimiz (asm), seher vaktinde bizi çok yakından ilgilendiren bir yüksek takdiri şöyle bildirmişti Tebâreke ve Teâlâ, her gece, gecenin son üçte biri kalınca dünya semasına iner ve şöyle buyurur: Mülkün sahibi benim! Kim ki bana duâ ederse, ona cevap veririm. Kim ki benden isterse ona veririm. Kim ki bana istiğfar ederse onu bağışlarım. Tan yeri ağarıncaya kadar bu böylece devam eder.
Mümkün mertebe bu çağrıya uymaya doyum olur mu?
Yatsı namazı açısından vaktin sonuna yaklaşılmış olan bu vakitte uyanmak ve bu vakitte teheccüt namazı kılmak, ardından da gecenin son namazı olarak vitir namazı kılmak sünnettir. Peygamber Efendimiz (asm) gecenin üçte ikisi geçtiğinde kalkar, teheccüt namazı kılar ve ardından son olarak vitir namazı kılarlardı.
Bediüzzaman Hazretlerinin müşahedesiyle teheccüd namazı, Allahın izniyle, lüzumlu bir ışık hükmünde, kabir gecesinde ve berzah karanlığında müminleri karanlıkta bırakmayacaktır.
Şuna dikkat edelim: Bu vakitte namaz kılmak için uyanmamız sebebiyle sabah namazını riske etmeyelim. Eğer sabah namazı riske girecekse, alışıncaya kadar vitir namazını yatsı namazının ardından yatsı vaktinde yatmadan önce kılmak da sünnete uygundur.
Sabah namazını hiçbir şekilde riske etmemeliyiz. İşi gereği gece uyanmayan, fakat sabah namazını ihmal de etmeyenler, sabah namazını kılmak sûretiyle seher vakti feyzini inşallah almış olurlar.
Dipnotlar:
1- Âl-i İmrân Sûresi, 3/17
2- Zâriyât Sûresi, 51/15-18
3- Tirmizî, Namaz, 326
4- Sözler, s. 46