saniyenur
Sun 18 December 2011, 04:18 pm GMT +0200
52- Sabah Namazından Sonra Namaz Kılınan Yerde Oturmanın Ve Mescitlerin Faziletleri
569- Simâk b. Harb'ten rivayet edilmiştir: “Câbir b. Semure'ye:
“Sen, Resulullah (s.a.v.)'le birlikte bir mescitte oturur muydun?” diye sordum. O da:
“Evet, pek çok defa (oturdum). Sabah -yada gadât- namazını kılmış olduğu namaz yerinden ta güneş doğuncaya kadar kalkmazdı. Güneş doğunca (yerinden) kalkardı. Sahabiler, Peygamber (s.a.v.)'Ie birlikte bu müddet zarfında konuşurlardı. Bazen cahiliye devri işlerine dalarlardı da sahabiler gülüşürler, Resulullah (s.a.v.)'de tebessüm ederdi” dedi. [819]
570- Ebu Hureyre (r.a)'tan rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır:
“ALLAH'a en sevimli olan beldeler, o beldelerin mescitleridir. ALLAH'a en sevimsiz olan beldeler ise o beldelerin çarşılarıdır.” [820]
Açıklama:
Sahabilerin câhiliyet işlerinde muhabbete dalmaları, önceki toplulukların târihine âit şeyleri konuşmaktan ibaretti. Güneş doğuncaya kadar sabah namazı kılınan yerde oturmak ve iyice yükselip nafile İbâdet zamanı gelince, o ibâdete başlamak müstehabdır. Sahabilerin konuşmaları nafile ibâdet zamanından öncedir. Çünkü o zaman muhabbete dalmak mekruh idi.
Bu hadis, gülmek ile tebessüm etmenin caiz olduğuna delildir. ikinci hadiste ise, ALLAH katında en makbul yerlerin, mescitler olduğu bildirilmektedir. Kadı İyâz'a göre, onların makbul olmasına sebep; ihlâs ve takva üzere bina edilmeleridir. En sevimsiz yerlerin ise çarşı ve pazarlar olması, o yerlerde sırf dünyâ için çalışıldığı, Yüce ALLAH'ın zikredilmediği, yalan yere yemin etmek suretiyle insanlar aldatıldığı içindir.
ALLAH'ın muhabbet ve buğzu, hayır ve şerrin irâdesi yahut bunları yaratmasıdır. Yânı muhabbetinden maksat, bâzı kimseleri bahtiyar etmesi; buğzundan maksat da bir takımlarını bedbaht etmesidir. Mescitler, Yüce ALLAH'ın rahmetinin indiği yerlerdir. Çarşı ve pazarlar ise bunun aksinedir. [821]
[819] Ebu Dâvud, Salatu't-Tatavvu' 12, 1294; Nesâî, Sehv 99
[820] İbn Huzeyme, Sahih, 1293; İbn Hîbbân, Sahih, 1600; Bezzâr, Müsned, 408; Ebu Avâne, Müsned, 1/390.
[821] B.k.z: A. Davudoğlu, Müslim Şerhi, 4/36.