hafiza aise
Wed 8 December 2010, 11:44 am GMT +0200
Bâb: "Sabah Namazı Şahitlidir"
328- Abdullah b. Muhammed bize anlatarak dedi ki: Abdürrezzâk bize Ma'mer'den, o ez-Zührî'den, o Ebû Seleme ve İbnu'l-Müseyyeb'den, o ikisi Ebû Hüreyre'den (ra) şunu naklettiler:
Allah Resulü (sav^) buyurdu ki: Cemaatle kılınan namaz, tek başına kılman namazdan yirmi beş derece daha üstündür. Gece melekleri ile gündüz melekleri sabah namazında toplanırlar.
Ebû Hüreyre der ki: Dilerseniz "Ve Kur'âne'l-fecri, imıe kur'âneU-fecri kâne meşhuda (=Ve sabah namazına. Muhakkak ki sabah namazı şahitlidir)" ayetini okuyun.[4]
Şerh
Cemaat ile kılınan namazın faziletinden ve namazı mescitte kılmanın faziletinden bahseden bu hadis-i şerif daha önce müteaddit bölümlerde (4, 46, 50, 71 no.lar) geçmiş ve oralarda şerhedilmiştir. İmam Buhâri'nin hadise burada yer vermesi ise, bab başlığındaki ayet-i kerime sebebiyledir.
Ayet-i kerimenin meali:
"Bir de sabah namazını kıl, çünkü sabah namazı şahitlidir." (İsrâ, 78 )
Bâb: "Beşinci Defada Da; Eğer Yalancılardan İse.."
329- Mukaddem b. Muhammed b. Yahya bize anlatarak dedi ki: Amcam Kasım b. Yahya bize Abdullah'tan, o Nâfi'deu, o Abdullah b. Ömer'den (ra) şunu nakletti:
Allah Resulü (sav) zamanında bir adam hanımına iftira atarak ondan olan çocuğunu reddetmişti. Allah Resulü (sav) ikisinin huzura getirilmesini emretti. O'nun önünde Yüce Allah'ın emri gereğince lanetleş-tiler. Çocuğun velayetini kadına bıraktı ve lanetleşen çifti ayırdı.[5]
Şerh
"Bir adam hanımına iftira atarak ondan olan çocuğunu reddetmişti" ifadesinde sözü edilen adam, hanımını zina etmek ve başkasının çocuğunu doğurmakla suçlamaktadır.
Allah Resulü (sav) ikisinin huzura getirilmesini emretti. O'nun önünde lanetleştiler" ifadesinde ise, Kur'ân-ı Kerim'de Yüce Allah'ın emir buyurduğu şekilde lanetleşmeleri üzere davet edildikleri belirtilmektedir. Buradaki lanetleşme, taraflardan her birinin yalan yere yemin etmesi hâlinde Allah'ın lanetine müstahak olacağını ilân etmesidir.
Son bölümde ise Allah Resulü (sav) huzurunda lanetleşen (liân) çifti
anırmakta ve çocuğun velayetini anneye vermektedir.
İmam Buhârî bu hadis-i şerifi bab başlığındaki ayet-i kerime sebebiyle burada zikretmiştir. İlgili ayet-i kerime meâlen şöyledir:
"Eşlerine zina isnat edip de kendilerinden başka şahitleri olmayanlara gelince, onların her birinin şahitliği; kendisinin doğru söyleyenlerden olduğuna dair, Al|ah adına dört defa yemin ederek şahitlik etmesi, besinci defada da; eğer yalancılardan ise, Allah'ın lanetinin kendi üzerine olmasını ifade etmesiyle yerine gelir (Nur, 6-7)
Hüküm
Liân: Zina sebebiyle evliliği sona erdirme yöntemidir. Liânın iki sebebi vardır: a) Bir erkeğin karısına, yabancı bir kadına isnat edildiği zaman zina haddi uygulanmasını gerektiren zina isnadında bulunması, b) Babanın henüz doğmamış veya doğmuş bulunan çocuğun nesebini reddetmesi.
Yukarıda geçen ayet-i kerime ile sabit olmuş ve ilk olarak Hilâl ailesi üzerinde tatbik edilmiştir: Hz. Peygamber, Hilâl'i çağırdı. Hilâl, doğru söylediğine dair, dört defa Allah'ı şahit tutup, beşincide, eğer yalan söylüyorsa, AÜah'ın lanetinin kendi üzerine olmasını istedi. Sonra karısı getirtilerek, o da aynı şekilde yemin etti. Beşincide, eğer kocası doğru söylüyorsa, Allah'ın gazabının kendi üzerine olmasını diledi. Allah Resulü (sav) her ikisinin de remin etmesi üzerine onları ayırdı.
Ders
Bir evlilikte çiftlerin birbirlerine zina suçlaması yöneltmeleri, olabilecek en ağır suçlamadır. Böyle bir suçlamanın varlığıyla beraber o evliliği yürüt nek imkansız hâle gelir. Dolayısıyla bu tür bir suçlamanın çok kesin delillere dayanması, aksi durumda müeyyidesi pek ağır olacak yeminlere dayanması gerekir ki ayette vurgulanan da budur.
[4] Buhârî, vudû/170, sal ât/426-427, ezân/611-612, 619, buyû/1976, bed'ul-halk2990, tefsîru'l-Kur'ân/4348; Müslim, mesâcid/1034-1037, 1059-1063; Tirmizî, salât/199-200; Nesâî, mesâcid/725, imâmet/829; Ebû Dâvud, salât/396-398, 472; İbn Mâce, mesâcid/778-779; İbn Hanbel, bakî musnedi'l-müksirîn/6888, 7108, 7121, 7268, 7296, 7553, 7773, 7898, 7999,8756, 8786,, 9005, 9084, 9483, 9731, 9769, 9909,,9916, 10090, 10116,10379, 10461, 10481; Mâlik, nidâ/265, 344-345, 347; Dârimî, salât/1245.
[5] Buharı, tefsîru'l-Kur'ân/4379, talâk/4894, 4899-4903, 4930-4931, ferâiz/6251; Müslim, li'ân/2742-2747; Tirmizî, talâk/l 124; Nesâî, talâk/3420-3423; Ebû Dâvud, îa-lâk/1924-1926; İbn Mâce, talâk/2059; İbn Hanbel, musnedu'l-aşeretiM-mubeşşere/375, musnedu'I-müksirîn/4247, 4298, 4359, 4375, 4464, 4707, 4767, 4955, 5060, 5343, 5825; Mâlik, talâk/1036; Dârimî, nikâh/2132-2133
328- Abdullah b. Muhammed bize anlatarak dedi ki: Abdürrezzâk bize Ma'mer'den, o ez-Zührî'den, o Ebû Seleme ve İbnu'l-Müseyyeb'den, o ikisi Ebû Hüreyre'den (ra) şunu naklettiler:
Allah Resulü (sav^) buyurdu ki: Cemaatle kılınan namaz, tek başına kılman namazdan yirmi beş derece daha üstündür. Gece melekleri ile gündüz melekleri sabah namazında toplanırlar.
Ebû Hüreyre der ki: Dilerseniz "Ve Kur'âne'l-fecri, imıe kur'âneU-fecri kâne meşhuda (=Ve sabah namazına. Muhakkak ki sabah namazı şahitlidir)" ayetini okuyun.[4]
Şerh
Cemaat ile kılınan namazın faziletinden ve namazı mescitte kılmanın faziletinden bahseden bu hadis-i şerif daha önce müteaddit bölümlerde (4, 46, 50, 71 no.lar) geçmiş ve oralarda şerhedilmiştir. İmam Buhâri'nin hadise burada yer vermesi ise, bab başlığındaki ayet-i kerime sebebiyledir.
Ayet-i kerimenin meali:
"Bir de sabah namazını kıl, çünkü sabah namazı şahitlidir." (İsrâ, 78 )
Bâb: "Beşinci Defada Da; Eğer Yalancılardan İse.."
329- Mukaddem b. Muhammed b. Yahya bize anlatarak dedi ki: Amcam Kasım b. Yahya bize Abdullah'tan, o Nâfi'deu, o Abdullah b. Ömer'den (ra) şunu nakletti:
Allah Resulü (sav) zamanında bir adam hanımına iftira atarak ondan olan çocuğunu reddetmişti. Allah Resulü (sav) ikisinin huzura getirilmesini emretti. O'nun önünde Yüce Allah'ın emri gereğince lanetleş-tiler. Çocuğun velayetini kadına bıraktı ve lanetleşen çifti ayırdı.[5]
Şerh
"Bir adam hanımına iftira atarak ondan olan çocuğunu reddetmişti" ifadesinde sözü edilen adam, hanımını zina etmek ve başkasının çocuğunu doğurmakla suçlamaktadır.
Allah Resulü (sav) ikisinin huzura getirilmesini emretti. O'nun önünde lanetleştiler" ifadesinde ise, Kur'ân-ı Kerim'de Yüce Allah'ın emir buyurduğu şekilde lanetleşmeleri üzere davet edildikleri belirtilmektedir. Buradaki lanetleşme, taraflardan her birinin yalan yere yemin etmesi hâlinde Allah'ın lanetine müstahak olacağını ilân etmesidir.
Son bölümde ise Allah Resulü (sav) huzurunda lanetleşen (liân) çifti
anırmakta ve çocuğun velayetini anneye vermektedir.
İmam Buhârî bu hadis-i şerifi bab başlığındaki ayet-i kerime sebebiyle burada zikretmiştir. İlgili ayet-i kerime meâlen şöyledir:
"Eşlerine zina isnat edip de kendilerinden başka şahitleri olmayanlara gelince, onların her birinin şahitliği; kendisinin doğru söyleyenlerden olduğuna dair, Al|ah adına dört defa yemin ederek şahitlik etmesi, besinci defada da; eğer yalancılardan ise, Allah'ın lanetinin kendi üzerine olmasını ifade etmesiyle yerine gelir (Nur, 6-7)
Hüküm
Liân: Zina sebebiyle evliliği sona erdirme yöntemidir. Liânın iki sebebi vardır: a) Bir erkeğin karısına, yabancı bir kadına isnat edildiği zaman zina haddi uygulanmasını gerektiren zina isnadında bulunması, b) Babanın henüz doğmamış veya doğmuş bulunan çocuğun nesebini reddetmesi.
Yukarıda geçen ayet-i kerime ile sabit olmuş ve ilk olarak Hilâl ailesi üzerinde tatbik edilmiştir: Hz. Peygamber, Hilâl'i çağırdı. Hilâl, doğru söylediğine dair, dört defa Allah'ı şahit tutup, beşincide, eğer yalan söylüyorsa, AÜah'ın lanetinin kendi üzerine olmasını istedi. Sonra karısı getirtilerek, o da aynı şekilde yemin etti. Beşincide, eğer kocası doğru söylüyorsa, Allah'ın gazabının kendi üzerine olmasını diledi. Allah Resulü (sav) her ikisinin de remin etmesi üzerine onları ayırdı.
Ders
Bir evlilikte çiftlerin birbirlerine zina suçlaması yöneltmeleri, olabilecek en ağır suçlamadır. Böyle bir suçlamanın varlığıyla beraber o evliliği yürüt nek imkansız hâle gelir. Dolayısıyla bu tür bir suçlamanın çok kesin delillere dayanması, aksi durumda müeyyidesi pek ağır olacak yeminlere dayanması gerekir ki ayette vurgulanan da budur.
[4] Buhârî, vudû/170, sal ât/426-427, ezân/611-612, 619, buyû/1976, bed'ul-halk2990, tefsîru'l-Kur'ân/4348; Müslim, mesâcid/1034-1037, 1059-1063; Tirmizî, salât/199-200; Nesâî, mesâcid/725, imâmet/829; Ebû Dâvud, salât/396-398, 472; İbn Mâce, mesâcid/778-779; İbn Hanbel, bakî musnedi'l-müksirîn/6888, 7108, 7121, 7268, 7296, 7553, 7773, 7898, 7999,8756, 8786,, 9005, 9084, 9483, 9731, 9769, 9909,,9916, 10090, 10116,10379, 10461, 10481; Mâlik, nidâ/265, 344-345, 347; Dârimî, salât/1245.
[5] Buharı, tefsîru'l-Kur'ân/4379, talâk/4894, 4899-4903, 4930-4931, ferâiz/6251; Müslim, li'ân/2742-2747; Tirmizî, talâk/l 124; Nesâî, talâk/3420-3423; Ebû Dâvud, îa-lâk/1924-1926; İbn Mâce, talâk/2059; İbn Hanbel, musnedu'l-aşeretiM-mubeşşere/375, musnedu'I-müksirîn/4247, 4298, 4359, 4375, 4464, 4707, 4767, 4955, 5060, 5343, 5825; Mâlik, talâk/1036; Dârimî, nikâh/2132-2133