- Rüyanın mahiyeti

Adsense kodları


Rüyanın mahiyeti

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sidretül münteha
Sun 13 March 2011, 02:29 pm GMT +0200
2-  Rüyanın Mahiyeti



Soru: Rüyanın mahiyeti nedir? Bize ne derece ışık tuta­bilir?

Cevap: Rüya, akıl ve deney ötesi alemin dünyadaki en güzel örneği olarak Allah (cc)'ın varlığının ve kudretinin delillerinden bir delil, zaman ve mekânın izafi (göreli) olduğunun isbatı, ruhu vasıtasıyla insanın iki hatta üç buutlu irrasyonel hayatının güzel bir örneğidir. İbn Şirin rüyaları ikiye ayırır, diğer İslâm âlimleri genellikle üçe ayırırlar:

1- Allah (cc)'tan, açık-seçik ya da bir sembol suretinde gelen müjde ve uyanlar. Resulüllah Efendimiz (sav)'ın "Artık vahiy yok, sadık rüyalar vardır", "Sadık rüyalar Nübüvvetin kırkaltı parça­sından biridir" dediği rüya budur. Rüyanın nübüvvetle ilgisi olduğu için yalan rüya anlatanın peygamberlik iddia etmek gibi büyük bir günah işlediği söylenmiş, Efendimiz, "iftiranın en çirkini, gör­mediği rüyayı görmüş gibi anlatmaktır" buyurmuştur.

2- Şeytanın korkutmaları aslında herhangi bir şeye işaret et­meyen ve bir anlam taşımayan korkunç rüyaların çoğu bu kabil­dendir. Bunda cinler de etkili olabilir ve insana yanıltıcı ya da korkulu rüyalar gösterebilir. Bazı insanların büyük bir zat olduk­larını kendilerine ve başkalarına rüya ile telkin edebilir ve şeriata zıt fikirlerle sapan ve saptıranlar yetiştirebilir. Böyle durumlarda şeriatın zahirini ölçü almak gerekir. Tarih boyunca kendisi de inanarak mehdi olduklarını söyleyen yüzlerce insan ve belki de meşhur Ahmed el-Kadıyani bu tür şerir güçlerin esiridirler.

3- Yorgunluk, korku, açlık, susuzluk, sıkıntı, fazla yemek ye­me gibi çeşitli sebeplerden ötürü insanın kendi nefsinin anlamsız ve asılsız konuşmaları, hayal ve hülyalar.

Bu üç tür rüyanın sadece birincisi değer taşıdığı ve hangisinin sahih hangisinin sakat olduğu bilinemediğinden Ehli Sünnet itikadınca rüya ile ihticac edilmez, yani rüya delil tutulamaz. İstihare­nin rüyaya yatma şekli ise sünnetle anlatılan istihareye uygun de­ğildir.

Adetli kadının, cünubun, kâfirin, sarhoşun ve çocuğun gördü­ğü rüyalar da sahih olabilir. Bunun çok örnekleri vardır.

Sadık rüyalar genellikle sabaha karşı ve özellikle de öğle kaylülesinde görülür. Açıkseçik rüyalar makbuldür.

Böyle sadık rüyalar görmek isteyenlerin doğru sözlü olması, yalan, gıybet ve koğuculuktan kaçınması gerekir.

Rüya te'vil ilmi başlı başına bir ilimdir ve bilenleri çok azdır. Allah (cc) bu ilmi meselâ Yusuf Efendimize ilham ettiğini ve öğ­rettiğini söyler.

Sadık rüyalar; zamanla, mekanla, mevsimle, insanın içinde bu­lunduğu hal ve şartlarla ilişkili olduğu için tabir edenin bunları iyi değerlendirmesi ve tabircinin bu itibarla alim ve nasihat ehli bir kimse olması gerekir. Yalancı ve düşman kimselere rüya anlat­mamak salih ve işin ehli kimselere anlatmak gerekir.

Rüya tabirinde en iyi yol Kur'ân-ı Kerim ve Hadis-i Şerifler­den işaretler aramaktır. Bu da rüyanın bir alime anlatılmasını ge­rektirir.

Kendisine rüya anlatılan şahsın da hayır dileyerek dinlemesi ve her işareti değerlendirerek rüyayı tabir etmesi gerekir.

Gördüğü hoşa giden bir rüya için kalktığında Allah (cc)'a hamdeder. Çünkü bu bir nimettir. Sonra bunu dilerse anlatır, di­lerse anlatmaz. Kötü rüya görürse onu kimseye anlatmaz. Böy­lece rüya zararsız olur. [1013] Bazı rivayetlerde kötü rüya gördü­ğünde kalkıp sol tarafına tükürür ve rüyasını kimseye anlatmaz denir. Bu durumda bir miktar sadaka vermek ve muhtemel bela­ya onu siper edinmek de güzeldir. [1014]



[1013] Tirmizi, Da'avât, 53.

[1014] Konu için bk, Nablusî, Ta'tini'I-En'am, 1/3-9; İbn Sîrin, Müntehabu'l-Kelâm, 1/3 vd, Hindiyye, V/380; Heytemi, el-Fetava'l-Hadisiyye, 3. Doç. Dr. Faruk Beşer, Fetvalarla Çağdaş Hayat, Nün Yayıncılık, İstanbul 1997: 388-390.

[1015] Tirmizi, Zühd, 47; İbn Mâce, Afime, 50; Müsned, lV/132.